Güçlü üyeler geliyor

Uzmanlar, daha önce büyük kurumlarda CEO’luk görevinde bulunmuş; global deneyim, girişimcilik, network ağı gibi vasıflara sahip isimlere olan talebin yüksek olduğunu söylüyor...

26.09.2017 15:22:000
Paylaş Tweet Paylaş
Güçlü üyeler geliyor

Yasemin Erdoğan

[email protected]

Coca-Cola’nın zirve yöneticilerinden Ahmet Bozer, 3 ay önce Türkiye’nin e-ticaret devi Hepsiburada’da bağımsız yönetim kurulu üyesi oldu. Bozer’in 33 yıllık kariyeri boyunca biriktirdiği global iş deneyimlerini bundan sonra e-ticaret devi Hepsiburada. com’da kullanacak olması epey ses getirdi. Bu geçiş, aslında iş dünyasında son yıllarda gözlenen değişimin işaretlerinden biri… Son birkaç yılda CEO ve C seviye yöneticilik deneyimi olan pek çok profesyonel, gelen teklifleri değerlendirerek iş yaşamlarına “bağımsız üye” olarak devam etmeyi tercih etti. Bunda yüksek profilli bağımsız üyelere olan talepteki artış etkili oldu. Bu nedenle çok sayıda şirketin yönetim kurulunda, icracı olmayan,danışman veya bağımsız yönetim kurulu üyesi statüsünde görev yapan sürpriz isimlere rastlamak mümkün… Örneğin Markafoni’nin kurucusu ve Girişimcilik Vakfı Başkanı Sina Afra, 1 yıl önce DeFacto’nun yönetimine, e-ticaretten sorumlu bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak girdi. Halen Mavi Jeans’in CEO’luğunu yürüten Cüneyt Yavuz, Doğtaş-Kelebek’in yönetim kurulunda bağımsız üye unvanıyla yer alıyor. HP Türkiye’nin eski genel müdürü Serdar Urçar ise sadece 3 ay önce yurt dışı ağırlıklı çalışan bir tekstil firmasının bağımsız yönetim kurulu üyeliğini üstlendi. Uzmanlara göre bu örnekler, eski tarz “bağımsız” üyelik müessesesinin kabuk değiştirdiğini gösteriyor. 

NEDEN TALEP ARTIYOR?

Türkiye’de halka açık şirketlerde, toplam 3 bin civarında yönetim kurulu üyesi, 900’e yakın da bağımsız yönetim kurulu üyesi yer alıyor. Rakamlar, bağımsız üyelere olan talebin özellikle son 4-5 yılda ciddi biçimde arttığını gösteriyor. Yeni dönemin yeni ihtiyaçlarına uygun yüksek profildeki isimlere ise talep çok fazla. Tayfun Bayazıt ve Yılmaz Argüden gibi saygın isimlerin 4, hatta 5 şirkette bağımsız üye olarak görev aldığı görülüyor. Uzmanlara göre yüksek profildeki bağımsız üyelere olan bu ilgi, somut katkılara dair örnekler çoğaldıkça daha da artacak. Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar, gelecekte bu yöndeki talebin artacağını düşünenlerden… Üstelik talep artışı sadece büyük ölçekli veya halka açık şirketlerde gözlenmiyor. Hatta sanılanın aksine halka açık olmayan aile şirketlerinde de anlamlı bir ilgi gözleniyor. Çünkü, günümüzde yönetimsel açıdan belli noktalarda tıkanan aile şirketleri, yüksek profilli bağımsız üyelerin katkısına ihtiyaç duyuyor. Korn Ferry Türkiye Finans Sektörü Lideri Neslihan Akan, “Türkiye’de kurumsallaşma döngüsünü tamamlayamamış, ama 50 milyon Euro’nun üzerinde cirosu olan aile şirketleri bir noktada tıkanıyor. Dışarıdan desteğe ihtiyaç duyuyorlar” diyor ve ihtiyacın artarak devam edeceğini vurguluyor. Yerli şirketlerin dış pazarlara açılma konusundaki iştahı da şirketlerin “dışarıdan” destek ihtiyacını artırdığını ifade eden Ergene Consulting&HGA Group Türkiye Başkanı Murat Ergene, “Çünkü şirketlerimiz giderek gelişiyor, kurumsallaşıyor ve globalleşiyor” diyor. 

BEYİN AVCILARI DEVREDE

Yüksek profilli bağımsız üyelere olan ihtiyaç arttıkça uygun isimlerin bulunması ve yerleştirilmesi için kullanılan yöntemler de profesyonelleşiyor. 5-10 yıl öncesine dek kişisel network veya eş-dost aracılığıyla ilerleyen süreç, bugün daha profesyonel bir zemine kaymış durumda... Önde gelen üst düzey yönetici yerleştirme şirketlerinin her biri, son 3 yıllık süreçte her yıl 10 civarında bağımsız üye yerleştirmesi yaptıklarını açıklıyor. Son 3 yılda Türkiye’nin en büyük beyin avcıları üzerinden istihdam edilen bağımsız üye sayısı 150 civarında. HRM İstanbul Yöneticisi Ayşegül Davutoğlu, “Son 3-4 yıldır bazı üst düzey yönetici arama ve yerleştirme şirketleri, özellikle özel üniversitelerle iş birliği yaparak şirketler için bu tür bir kaynak yaratma yönünde uzmanlaşmış durumda” diyor. Masanın diğer tarafındaki isimler de bu eğilimi doğruluyor. Örneğin, şimdiye kadar 20’yi aşkın şirkette bağımsız üyelik görevini yürüten yönetim danışmanı Haluk Alacaklıoğlu, beyin avcıları aracılığıyla gelen tekliflerin son 2 yıldır arttığını söylüyor. Şu anda 2 ayrı şirketin kurulunda yer alan Şaban Erdikler de bağımsız üye bulma ve yerleştirme sürecinde İK danışmanlığı şirketlerinin kullanımının geçmişe göre giderek daha fazla yaygınlaştığını ifade ediyor. 2011-2016 arasında Yaşar Grubu şirketlerinde bağımsız üyelik yapan Turhan Talu, “Bu konu son 2-3 yıldır tanıdık-ahbaplık düzeyinden profesyonel düzeye geçiyor” diyor. Hakan Akbaş da son yıllarda beyin avcılarından gelen tekliflerde artış olduğunu dile getiriyor. 

~

180 DERECE DEĞİŞİM

Hem son yıllardaki örnekler hem danışmanlara gelen talepler incelendiğinde, bağımsız üye profilinde geçmişe göre anlamlı farklılıklar dikkat çekiyor. 10 yıl önce eski bürokratlar popülerken bugün CEO’luk kariyeri, global deneyim, girişimcilik gibi vasıflara sahip isimlere olan talep yüksek. Yurt içi ve yurt dışında birçok şirkette üyelik yapan Mehmet Sönmez, piyasadaki dönüşümü bizzat yaşayanlardan… “Artan rekabet, bağımsız üye profilini 180 derece değiştirdi” diyen Sönmez, eğilimi şöyle özetliyor: “Eskiden, sadece deneyim ve güven yeterliydi. Artık teknoloji dostu, 360 derece bakış açısına sahip, güvenilir, daha önce büyük kurumlarda CEO’luk görevinde bulunmuş, çevresi geniş, bağımsız üye profiline büyük talep var.” Sönmez’in altını çizdiği nitelikleri yönetim uzmanları da doğruluyor. Uzmanlara göre yeni nesil adaylarda öne çıkan en önemli nitelik, profesyonel yöneticilik deneyimi… Üstelik sadece eski CEO’ları değil, bu görevi halihazırda yürüten profesyonelleri de başka şirketlerin kurullarında görmek mümkün. Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü ve Mavi Jeans CEO’su Cüneyt Yavuz, bağımsız üyelik yapan aktif CEO’lara iyi birer örnek. Anadolu Isuzu, Coca-Cola İçecek ve Anadolu Efes’te 6 yıldır bağımsız üyelik yapan Ahmet Dördüncü’ye göre üye profili, günümüzde şirketlerin değişen ihtiyaçlarına göre yeniden şekilleniyor. Dördüncü, “Bu kişiler stratejik düşünebilen, vizyon sahibi, şirketin mali durumlarını kontrol edebilecek finansal bilgiye ve yönetim tecrübesine sahip olmalı” diye konuşuyor. Yeni bağımsızların profilinde SPK’nın getirdiği zorunluluklar da etkili. Örneğin finansal okur-yazarlık bunlardan biri. Dolayısıyla finans kökenli profesyoneller, bağımsız üye piyasasında halen en avantajlı kesim.

ÖNE ÇIKAN KRİTERLER

Aranan niteliklerden bir diğeri de yurt dışı deneyim… Uzmanlara göre geçmişteki sektör deneyimi beklentisinin yerini yavaş yavaş “global deneyim” alıyor. Bu eğilimin ardındaki dinamik ise orta ölçekli şirketler için giderek ağırlaşan rekabet koşulları. HRM İstanbul Yöneticisi Ayşegül Davutoğlu, uluslararası şirketlerde yetişmiş, yurt dışında yöneticilik yapmış kişilerin, özellikle yerel şirketler tarafından talep edildiğini vurguluyor. Birçok şirkette bağımsız üyelik, danışmanlık gibi görevler üstlenen Hakan Akbaş, “Piyasadaki asıl değişikliği, halka açık olmayan aile şirketlerinde görüyorum” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Artan rekabet, ağırlaşan piyasa koşulları nedeniyle aile şirketleri, Türkiye’nin dışına çıkarak yatırım yapma ihtiyacı hissediyor. Bu nedenle değişim, global iş yapma, teknoloji gibi alanlara hakim bağımsız üye statüsünde yöneticiler arıyorlar.” Heidrick&Struggles’ın “Board Monitor” araştırması, değişimin sadece lokal değil küresel olduğunu da gösteriyor. Heidrick&Struggles Türkiye Yönetici Ortağı Ayşegül Aydın, aranan nitelikleri şöyle anlatıyor: “Yönetim kurullarında cinsiyet,yaş, etnisite, sektörel deneyim, CEO/CFO’luk deneyimi ve geçmiş yönetim kurulu üyeliği tecrübeleri gibi kriterler daha fazla dikkate alınıyor.” 

SORUMLULUK ARTIYOR 

7-8 yıl önce sadece yönetim kurulu toplantılarına giren bağımsızlardan, bugün çok daha aktif olmaları bekleniyor. Uzmanlara göre bir bağımsız üye, şirket başına ayda en az 4-5 gün ayırmalı. Bu süre, şirketin ölçeğine, komisyonlara ve sektöre göre değişiyor. Örneğin Cem Kozlu’nun yılda 35-40 haftaya denk düşen mesaisi var. “Ayda 3 hafta, her gün 9.30-17.30 arası değişik kurumlardayım” diyen Mehmet Sönmez, neredeyse tam zamanlı bir çalışma temposuna ulaşmış durumda. 4 farklı şirkette bağımsız yönetim kurulu üyeliği yapan Bülent Çorapçı, ilk yıllarda sembolik bir pozisyon olan bağımsız üyeliğin, artık önemli sorumluluklar barındırdığını ifade ediyor ve değerlendirmesine şöyle devam ediyor: “Her şirkete ayda en az 3-4 gün mesai ayırıyoruz. İşin can damarı, riskin erken tespit komitesi faaliyetlerine odaklı durumda. Bu komite de ağırlıkla bağımsız üyelerden oluşuyor. Şirkete ve halka açık kısmı oluşturan hisse sahiplerine gerçek bir fayda sağladığımızı düşünüyorum.” Bu yoğun çalışma temposu ise adayları daha seçici olmaya itiyor. Genel Energy’de 6 yıldır, Şişecam’da 2 yıldır, Saudi Crown Investment Holding’de ise 1 yıldır bağımsız üyelik yapan Mehmet Öğütçü, “Aynı anda çok sayıda bağımsız üyelik yapılması doğru değil. Şahsen azami 4-5 üyeliğin hakkıyla yerine getirilebileceğini düşünüyorum” diye değerlendiriyor. 

ÜCRETLER YÜKSEK Mİ?

Peki yeni dönemin artan ihtiyaçları, ücret piyasasına nasıl yansıyor? Uzmanlara göre Türkiye’de bağımsız yönetim kurulu üyelerinin aldığı ücretlerde çok geniş bir skala söz konusu. TKYD’nin borsaya kote şirketleri dahil ettiği “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri Ücret Araştırması” sonuçlarına göre bağımsız üye ücretleri YÖNETİM KURULLARI yıllık brüt 6 bin TL ile 1 milyon 36 bin TL ile arasında değişiyor. Ayda bir toplantıya katılacak ve ilk yönetim kurulu deneyimi olacak bir bağımsız üye için aylık minimum 5.000 TL ücret söz konusu. Halka açık olmayanlar da dahil edildiğinde bir bağımsız üyenin aylık geliri 3 bin-15 bin dolar arasında değişiyor. Ödemeler ise genelde aylık veya toplantı başına yapılıyor. Management Centre Türkiye CEO’su Tanyer Sönmezer, çeyrek başında ödeme yapanlar olduğunu da belirtiyor. Eğer söz konusu yönetici, çok etkin ve özel bir isimse, ücret de ciddi oranda artıyor. HRM İstanbul Yöneticisi Ayşegül Davutoğlu, bu tip özellikli kişiler için brüt 50 bin TL civarında rakamların söz konusu olduğunu söylüyor. Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar, bu noktada şöyle bir örneği paylaşıyor: “Son dönemde farklı yönetim kurullarında da önemli değerler yaratmış, çok kıdemli ve itibarı oldukça yüksek olan bağımsız yönetim kurulu üyesine 150 bin dolar yıllık brüt ücret ödendiğini biliyorum.”

~


HER ÜLKEDE ÜCRETLER FARKLI

DEĞİŞKENLER BELİRLİYOR
 
Yurt dışındaki bağımsız üye ücretleri, şirketin halka açık olup olmadığına, özel sektör veya risk sermayesi olup olmadığına, şirket ya da operasyonun büyüklüğüne ve adayın ilave bir komite rolü üstlenilip üstlenilmediğine göre değişiyor. Dolayısıyla ücret skalası oldukça geniş. IRC Global Executive Search Partners EMEA Bölge Lideri GAYE ÖZCAN, birkaç ülkeye dair şu bilgileri veriyor: “İngiltere’de ücretler yıllık 20 bin-100 bin sterlin. Avustralya’da yıllık 23 bin-137 bin dolar olmakla birlikte ortalama 61 bin dolar düzeyinde. Güney Afrika’da ise 14 bin-54 bin dolar arasında seyrediyor.”

İNGİLTERE ÇOK HASSAS 
Bağımsız üyelik konusunda en hassas ülkelerden biri İngiltere. One Consulting Yönetici Ortağı TIM BRIGHT, İngiltere’deki uygulamaları şöyle anlatıyor: “İngiltere’de 2016 Kurumsal Yönetim prensiplerine göre büyük şirketlerde yönetim kurulundaki üyelerin en az yarısının tamamen bağımsız olması gerekli. Daha küçük şirketlerde ise en az 2 üye bağımsız olmak zorunda. İngiltere’de ‘bağımsız’ kelimesinin anlamı çok önemlidir. Orta ölçekli şirketlerin bağımsız yöneticileri yılda 25 bin-40 bin sterlin kazanıyor. Borsaya kote büyük şirketler için ise ücretler yılda 25 bin-100 bin sterlin arasında.”



CEM KOZLU BAĞIMSIZ YÖNETİM KURULU ÜYESİ, DANIŞMAN


"YENİ GÖREV KABUL ETMİYORUM"
İLGİ YÜKSEK
Bağımsız üyelikler açısından şirketlerde talep artışı ve bağımsızların ağırlıklarının arttığını gözlemliyorum. Talepler, daha ziyade bireysel dostluklar ve beyin avcıları vasıtasıyla geliyor. Ancak ben bir süredir yeni görev kabul etmiyorum.
İŞ YÜKÜ İş yüküm, üstlendiğim sorumluluklara ve komite üyeliklerine göre değişiyor. İki denetim komitesinde başkanlık görevim var. Her komite için yılda yaklaşık 15-20 gün aktif çalışıyorum. Yönetim kurulları içinse mesaim gündemin içeriğine göre yılda 10-15 iş günü tutuyor. Özetle yılda 35-40 hafta tam zamanlı çalışmaya denk gelen bir programım var.
DAHA HAFİF Tabii ki bu tempo, aktif yöneticilik dönemimden daha hafif. Ama esas fark zaman değil, zamanın kalitesi. Günlük satış, dönemlik kâr, kriz yönetimi gibi sorumluluklarım olmadığından daha uzun vadeli konular hakkında okumaya, düşünmeye, tartışmaya zamanım oluyor. Tabii ki hobilerinize, aile ve arkadaşlarınıza da daha çok zaman ayırabiliyorsunuz.



MEVZUAT ETKİSİ

DAHA ÇOK SORUMLULUK 
Bağımsız üyelerin sorumlulukları, 2011’den sonra mevzuattaki değişikliklerle eskiye oranla önemli oranda artırıldı. Artık bağımsız üyelerin kurumsal yönetim, denetim ve risk komitelerinde yer almaları zorunlu. Tüm bunlar tabii ki yeni üye profilini de etkiliyor. Bu durum, risk yönetimi, denetim, kurumsal yönetim gibi alanlarda uzmanlaşmış akademisyen ve danışmanlara olan talebi artırıyor.
AKADEMİSYENLER GÖZDE Capital’in BİST 100 şirketlerinin verilerinden derlediği bilgiye göre, şirketlerin yönetim kurullarından toplam 233 bağımsız üye bulunuyor. Bu üyelerin 16’sı, yani yüzde 6,9’u akademisyen. Uzmanlar, akademisyen üyelerin sayısında geçmişe göre artış olduğunu doğruluyor.
İLGİ SÜRECEK Mİ? Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Cüneyt Evirgen de bu isimlere bir örnek. Halka açık olmayan Çilek Mobilya’da 5 yıldır, halka açık Carrefoursa’da ise 2 yıldır bağımsız yönetim kurulu üyeliği yapan Evirgen, kendisine gelen bağımsız üyelik talebinde son dönemde artış gözlemlediğini belirtiyor. Evirgen, “Eski CEO’lara ilgi hep var. Bir de son zamanlarda iş dünyasını bilen akademisyenlere talep var. Ben o kategorideyim. Bu ilginin süreceğini düşünüyorum” diyerek yeni eğilimi doğruluyor.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz