İnovasyoncuları Farklı Kılanlar Neler?
İnovasyoncu girişimcilerde, Howard Gardner’ın birden fazla zeka
türü teorisinde de ileri sürüldüğü gibi keşfetmeyi, diğer zeka
türlerinden ayırt eden yaratıcı zeka denilen bir şeyler vardır. Bu, sağ
beyinli olmanın ürünü algılama becerisinin de ötesinde bir yetenektir.
İnovasyoncular, yeni fikirler yaratmak için keşfetme becerilerinden
birer kaldıraç olarak faydalanırken beyinlerinin her iki tarafını da
kullanır.
Bu becerilerin birlikte nasıl çalıştıklarına kafa yorarken DNA
örneğinin kullanılmasının faydalı olacağına karar verdik.
İlişkilendirmek, tıpkı çift sarmallı bir DNA yapısının bel kemiği
gibidir; sorgulama, gözlemleme, deney yapma ve ağlar kurmak gibi diğer
dört davranış kalıbı, yeni öngörülerin geliştirilmesine yardımcı olacak
şekilde bu bel kemiğinin etrafında kümelenmiştir. Zaten her insanın
fiziksel DNA’sı birbirinden farklı olduğundan araştırdığımız her
bireyde çığır açıcı iş fikirleri üretmek için hepsinde de birbirinden
farklı inovasyoncu DNA’lar olduğunu gördük.
Bir an için sizinle tıpa tıp aynı doğal yeteneklere sahip ve aynı
beynin bahşedildiği, kendinizin kopyası gibi bir ikize sahip olduğunuzu
düşünün. Her ikinize de yaratıcı bir yeni iş girişimi kurma fikriyle
ortaya çıkmanız için bir hafta mühlet verilmiş olsun. Bu bir hafta
boyunca sizin yalnız başınıza odanıza kapanıp sonra birtakım fikirlerle
ortaya çıktığınızı varsayalım. İkiziniz ise aksine (1) aralarında mühendislerin, müzisyenlerin, yatılı kalan dadısının ve tasarımcıların da bulunduğu 10 kişiyle konuşmuş, (2) ne yaptıklarını görmek için teknoloji odaklı yeni kurulmuş üç şirketi ziyaret etmiş, (3) “pazara yeni girmiş” beş farklı ürün örneği toplamış, (4) yaptığı bir prototipi beş ayrı insana göstermiş ve (5)
bu ağlar kurma, gözlemleme ve deney yapma etkinlikleri boyunca her gün
kendisine en az 10 kere “Eğer şunu deneseydim ne olurdu” ve “Bunu niçin
yapıyorlar” sorularını sormuştu. Siz olsanız kimin daha inovasyoncu ve
yapılabilir bir fikirle ortaya çıkacağı üzerine bahse girerdiniz?
Doğumdan hemen sonra birbirlerinden ayrılan tek yumurta ikizleri
üzerine yapılan araştırmalar, yaratıcı düşünme yeteneğimizin sadece
üçte birini genlerimize borçlu olduğunu gösteriyor; ancak inovasyon
yeteneğinin üçte ikisi ise önce bahşedilen bir yeteneğin farkına
varmak, sonra onun üzerinde pratik yapmak, deneyler gerçekleştirmek ve
nihayetinde yaratma kapasitesinde uzmanlık kazanmak olarak
özetlenilebilecek öğrenme sürecinden gelmektedir. Araştırmamızdaki
inovasyoncu girişimciler de kendi inovasyon becerilerini tıpkı bu yolu
izleyerek kazanmış ve bilemişti.