1. Keşfetme Yeteneği: İlişkilendirme
İlişkilendirme veya başka bir ifadeyle farklı alanlardaki
ilişkisiz soruları, sorunları veya fikirleri başarılı bir şekilde
pürüzsüzce bağdaştırabilme yeteneği, inovasyoncuların DNA’sında merkezi
bir rol oynar. Girişimci Frans Johansson, Medici Ailesi’nin
heykeltıraşlar, bilim insanları, şairler, filozoflar, ressamlar ve
mimarlar gibi geniş bir yelpazeden farklı insanları Floransa’da bir
araya toplayarak ortaya çıkardığı ‘yaratıcı patlama’ya istinaden bu
fenomeni “Medici etkisi” olarak tanımlar. Bu insanlar, kendi aralarında
güçlü bağlar kurduktan sonra her birinin kendi alanındaki kesişmeler
sayesinde yepyeni fikirler doğmuş ve tarihin icatlarla dolu en önemli
çağlarından biri olan Rönesans Devri başlamıştı.
İlişkilendirmenin nasıl işe yaradığını anlamak için beynin nasıl
çalıştığını anlamak fevkalade önemlidir. Beyin, bilgileri tıpkı bir
sözlükmüş gibi kaydetmez, yani “Tiyatro” kelimesini “T” harfinin
altında bulamazsınız. Onun yerine “Tiyatro” kelimesini, kendi
yaşamımızdaki deneyimlerle bağdaştırarak kaydeder. Bunlardan bazıları
mantıksal olabilirken (“Batı Yakası” veya “antrakt”), bazıları ise o
kadar da net olmayabilir (lisedeyken yüze göze bulaştırılmış bir
performanstan kaynaklanan “endişeli olma hali” gibi). Deneyimlerimiz ve
bilgi dağarcığımız ne kadar fazla çeşitlenirse beyin de kavramlar
arasında o kadar fazla ilişki kurabilir. Yeni girdiler, yeni ilişkileri
tetikler ve bazılarında bu durum yepyeni fikirlere yol açar. Steve
Jobs’ın da sık sık gözlemlediği gibi “yaratıcılık, şeyler arasında
ilişki kurmak”tan başka bir şey değildir.
Dünyanın en inovasyoncu şirketleri, kurucularının, yöneticilerinin
ve çalışanlarının farklı alanlardaki ilişkilendirme yeteneklerinden
yararlanarak başarılı olur. Örneğin Pierre Omidyar’ın 1996 yılında
kurduğu eBay, birbirlerinden apayrı yerlerde duran üç noktanın
birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştı: (1) 1990’ların ortalarında ateşli
bir internet şirketinin ilk halka açılması esnasında kapının önüne
koyulduktan sonra çok daha etkin pazarlar yaratmanın dayanılmaz
cazibesi, (2) nişanlısının piyasada zar zor bulunan Pez şekerlemelerine
kolay yoldan erişebilmesini sağlama arzusu ve (3) bu gibi zor bulunan
kalemlerin, yerel seri ilan sayfalarında karman çorman yerleştirilmesi.
Benzer şekilde Steve Jobs da tüm hayatını kaligrafi sanatı, meditasyon
uygulamaları ve Mercedes-Benz’in hassas detayları gibi yeni ve
birbirlerinden ilişkisiz şeyleri keşfetmeye harcadığından fikir