Praesta, dünyaca ünlü yönetim şirketlerinden biri. Şirketin, bu aralar yoğun bir gündemi var. Çünkü şirketin yönetim koçları, kriz döneminde ne yapacağını bilmeyen liderlere yol göstermek için çalı...
Praesta, dünyaca ünlü yönetim şirketlerinden biri. Şirketin, bu aralar yoğun bir gündemi var. Çünkü şirketin yönetim koçları, kriz döneminde ne yapacağını bilmeyen liderlere yol göstermek için çalışıyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Robin Linnecar, kriz döneminde liderlerin kararlı olması gerektiğine dikkat çekiyor. Şirketin Fransa yönetici ortağı John Harvey ise iyi bir yöneticinin, krizi, inovasyon yaparak başarıyla atlatabileceğini savunuyor. Liderlere “Bu sıkıntılı dönemlerde aşırı korumacı bir tutum takınarak fırsatları gözden kaçırmayın” uyarısını yapıyor. Yönetim koçları, liderlerin kriz dönemlerinde aşırı sorumluluk almasının olumsuz sonuçlar ürettiğini söylüyor. Çalışan motivasyonunu ve yapılan işin kalitesini de düşüren bu tarz yerine çalışanların katılımıyla karar almayı öneriyorlar.
Kriz, ekonomileri sallarken genel kabul gören pek çok kuralı da yerle bir etti. Böyle bir ortamda, liderler de şirketlerini sağlam bir limana demirlemek istiyor. Ancak pek çok lider için bu yeni bir macera. Çünkü pek çoğu, yeni ortamda ne yapması gerektiği konusunda net değil. Benzeri olmayan bu krizle nasıl başa çıkabileceklerine yönelik çok fazla yol göstericileri de yok. Bu noktada da devreye yönetim koçları giriyor.
İşte bu nedenle dünyanın dört bir yanında yönetim koçları, hiç olmadığı kadar yoğun çalışıyor. Krizde ne yapılması gerektiğine yönelik birbiri ardına toplantılar düzenliyorlar. Bu tip toplantılardan birine de Türkiye ev sahipliği yaptı. Koçluk konusunda uluslararası alanda önemli kuruluşlardan biri olan Praesta’nın uzmanları geçtiğimiz ay Türkiye’de toplandı. Toplantıya, şirketin yönetim kurulu başkanı Robin Linnecar, Fransa yönetici ortağı John Harvey, Türkiye ve Ortadoğu yönetici ortağı Llyod Denton, Güney Afrika yönetici ortağı Ron Hyams katıldı.
Biz de bu önemli toplantıyı izledik. Dünyanın dört bir yanında gelen yönetici koçlarıyla birlikte, yönetici davranışlarını analiz ettik, liderlik kavramını sorguladık, krizin liderler üzerindeki etkisini, yeni ortamda yapılan hataları ve nasıl davranılması gerektiğini konuştuk¬. İşte toplantıda öne çıkan başlıklar:
Lider Krizde Ne Yapmalı?
Kriz yönetiminde en büyük rol liderlere düşüyor. Onların her hareketi, her uygulaması kritik önem kazanıyor. Yönetim koçları, krizlerde liderlerin öncelikle iyi bir gözlemle işe koyulmaları gerektiğini belirtiyor. Gözlemin hem tehditleri belirleme hem yeni fırsatları ortaya koymada yardımcı olacağının altını çiziyorlar. Bu noktada müşteriye her zaman yakın olunması, Ar-Ge departmanlarını yeniden organize edilmesi ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayacak ortamlar yaratılması tavsiye ediliyor.
Praesta Fransa Yönetici Ortağı John Harvey, iyi bir yöneticinin, krizi, inovasyon yaparak başarıyla atlatabileceğini savunuyor. Bunun nasıl olacağını da şöyle açıklıyor:
“Müşteriler şu anda tüketimi azalttı. Yeni ortam, yeni ihtiyaçları doğurdu. Ancak, o ihtiyaçlara uygun ürünlerin oluşturulması tüketimi canlandırır. Bu durumda liderler, farklı düşünmeli, risk almalı, müşterinin ihtiyaçlarını öğrenip buna uygun yeni ürün ve hizmet sunmalı.”
Praesta Yönetim Kurulu Başkanı Robin Linnecar, tüm bunları yaparken liderin kararlı olması gerektiğini de vurguluyor. “Liderler bu durumlarda neyi yapacağına karar verebilen ve bu kararların arkasında duran kişiler olmalı. Zor durumda ‘Ne yapacağımızı bilmiyorum’ gibi söylemlerde bulunmaktan kaçınmalı. İnsanlara yol göstermeli ve ‘Bence bu işi doğru yapmanın yolu bu’ diyebilmeli” diye konuşuyor.
En Büyük Hatalar!
Kriz döneminde en çok eleştiri alan pozisyonların başında CEO’lar gelir. Bazı durumlarda dev şirketlerin CEO’ları suçlamaya varan eleştirilerle bile karşılaşırlar. Praesta uzmanları, kriz döneminde, liderlerin pek çok hata yaptığını söylüyor. Bu hataların başında ise liderlerin, kendi odalarından çıkmadan çözüm aramaları gösteriliyor. Bazı liderlerin sadece finansal verilere bakarak çıkış yolu araması da doğru bulunmuyor. Bu tür liderleri, içe kapanık olarak tanımlayan Robin Linnecar, “Bunlar, bırakın paradoksları yönetmeyi onların farkına bile varmaz” diyor.
Praesta Türkiye ve Orta Doğu Yönetici Ortağı Llyod Denton’a göre liderlerin kriz dönemlerinde çok fazla kişisel sorumluluk alması şirketlerinin performansını olumsuz etkiliyor. Bu tutumun sağlıklı olmadığını ifade eden Denton, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Aşırı sorumluluk almak liderin çalışma biçimine olumsuz yansıyor. Çalışan motivasyonu ve yapılan işin kalitesi düşüyor. Bu nedenle liderlerin, böyle durumlarda davranışlarına çok dikkat etmeleri gerekir.”
Liderlerin yaptığı yanlışlar arasında gösterilen bir diğer tutum ise güven arayışının çok fazla ön plana çıkması. Cesaretini yitiren ve kendisini güvende hissetmek isteyen birçok liderin, aşırı korumacı tutum sergilediğini belirten Harvey, “Ekonomi böylece durmaya başlıyor. Bence yöneticiler nezdinde karşılaştığımız en büyük sorun da bu” diyor. Harvey, aşırı korumacı tutum takınan yöneticilerin fırsatları da göremediğine ve kaçırdığına da dikkat çekiyor.
Krizin Öğretici Etkisi
Kriz zorluyor, ezber bozuyor. Ama öte yandan her şeye bambaşka bir gözle bakmayı da öğretiyor. Yönetim uzmanları da bu zorlu sınavı veren liderlerin, çok daha güçlü olacağını, iyi yönetici sayısının artacağını dile getiriyor. Robin Linnecar, “Günlerimiz bugüne dek hiç kriz yaşamamış yöneticileri lider yapmakla geçiyor” diyerek krizin bir öğrenme fırsatı olduğuna dikkat çekiyor.
John Harvey, bugüne kadar risk almaktan çekinenlerin, artık bu korkuyla yüzleşmek zorunda kalacağını söylüyor. “Yarın ne olacağını bilmediği için risk almayan ve bence iyi bir yönetici olmayan kişiler, bu sınavda elenecek. Birçok yönetici, krizde baskı ve korkularla yüzleşecek. Daha girişimci hale gelecek” diyor.
Praesta Güney Afrika Yönetici Ortağı Ron Hyams da krizin öğretici etkisinin güçlü olacağını düşünüyor. Bunun etkisini şimdiden gördüğünü belirten Hyams, bir gözlemini de şöyle aktarıyor:
“Bir CEO arkadaşımla konuşuyordum, bana şirketinin maliyetlerini kısacağını söyledi. Ne yapması gerektiği konusunda da çalışanlarından fikir desteği aldığını belirtti. Bence krizde birlikte karar vermenin önemi daha da artacak. Kriz sonrasında bunun etkilerini de daha geniş ve etkin şekilde göreceğiz.”
Praesta uzmanları, krizle birlikte liderlerin, sadece daha cesur, katılımcı ve tedbirli olmak konusunda değil, aynı zamanda öngörü ve analiz konusunda da geçmişe kıyasla çok daha üst bir konumda olacağına inanıyor.
Demotive Çalışanı Yönetmek
Kriz, iş gücünü de olumsuz etkiledi. Dünya genelinde milyonlarca kişi işini kaybetti. İşsizler ordusunun büyümesi, çalışanlar üzerindeki baskıyı artıyor. Her an işini kaybedeceği kaygısıyla huzursuz olan pek çok çalışan, motivasyonunu kaybediyor. Ayrıca bütün bunların yanında eksik kadroların iş gücü açığını da mevcut çalışanlar doldurmak zorunda kalıyor. Bütün bu süreç çalışanların verimliliğini olumsuz etkiliyor.
İşte bu noktada Praesta uzmanları, liderlerin daha çok devreye girmesi gerektiğini savunuyor. Onlara göre kalan çalışanlara, şirketin nereye doğru gittiği konusunda doğru bilgilendirme yapılması gerekiyor. Şirketin geleceğinde her bir çalışanın ne kadar önemli rolü olduğunu en net şekilde anlatmanın önemini vurguluyorlar. Denton, özellikle çalışanın endişesini gidermek gerektiğini ifade ediyor. Bir kere işini kaybetme korkusu yaşayan çalışanın, asla motive olamayacağını söylüyor. “Bu nedenle yöneticiler, her sürece çalışanı dahil etmeli. Birlikte şirketi daha iyi noktaya taşıyabilecekleri mesajını çalışanlara verebilmeli” diye konuşuyor. Linnecar ise liderlerin mümkün olduğunca açık bir iletişimi tercih etmesini tavsiye ediyor. Hatta özellikle kaybedilmemesi gereken çalışanların, ücretlerini ya da pozisyonlarını yükseltmelerini öneriyor. Linnecar, “Liderler bu dönemde yetenek yönetimi stratejisini daha çok benimsemeli” diyor.
Dört Farklı Ülkede Liderler Krize Nasıl Tepki Veriyor?
İngiltere’de Liderler Şaşkın
Praesta Yönetim Kurulu Başkanı ve Praesta İngiltere’nin ortağı Robin Linnecar, İngiltere’de, krizin özellikle otomotiv sektörünü ağır şekilde etkilediğini belirtiyor. İhracat yapan şirketlerin zor durumda kaldığını söylüyor. Bankacılık sektöründe de pek çok sıkıntının yaşandığını anlatıyor. “Bugünlerde İngiltere’de, bizim işimiz, daha önce hiç kriz yaşamayan yöneticileri, krizde lider yapmaya çalışmak. Çünkü şu anda krizde nasıl ve ne şekilde davranmaları gerektiğini bilmiyorlar” diyor.
Fransızlar Fazla Tepki Veriyor
Fransa’nın, Amerika ve İngiltere’ye göre krizden daha az etkilendiğini belirten Praesta Fransa Yönetici Ortağı John Harvey, buna rağmen yöneticilerin gereğinden fazla tepki verdiğini düşünüyor. Kriz deneyimi olmayan tüm yöneticilerin, aşırı korumacı bir tutum içinde hatalı davranarak yatırımları durdurduğunu söylüyor.
Güney Afrika Korku İçinde
Kriz nedeniyle Güney Afrika’da da üretimin azaldığını dile getiren Praesta Güney Afrika Yönetici Ortağı Ron Hyams, özellikle otomotivdeki durgunluğun kendilerini olumsuz etkilediğini söylüyor. Liderlerin korku içinde olduğunu belirten Hyams, “Liderlerin çevresiyle daha çok işbirliği içinde olması gerekir. Böylece korku ve stres, biraz daha kontrol altına alınabilir. Böyle zamanlarda, çoğunlukla liderler, konuyu tek başına ele alıp tek başına karar veriyor. Bu doğru değil” diyor.
Türkiye’deki Liderler Deneyimli
Türkiye ve Ortadoğu yönetici ortağı Llyod Denton, Türkiye’deki liderlerin 10 yıl öncesine göre krizde ne yapacaklarını çok daha iyi bildiğini söylüyor. “Başkalarını yönetme konusunda deneyimliler. Hem kendi işleri hem başkaları hakkında daha fazla bilgiye dayanarak hareket ediyorlar. Dünya’da olup bitenlerle de çok ilgililer” diyor.
Liderin Tanımı Değişecek
Klişeler Kalkıyor
Kriz, iyi liderin tanımını da değiştiriyor. Klişelerin yerini, ihtiyacı karşılayan özellikler alıyor. Yani bir liderde artık karizma ve güç değil, ne kadar iletişime yakın olduğu, çalışanlarıyla ne kadar başarılı ilişki kurduğu ve şirketinin rolünü topluma ne kadar iyi anlatabildiği gibi özellikler aranacak.
İletişim Ön Plana Çıkıyor
Praesta Yönetim Kurulu Başkanı ve Praesta İngiltere’nin ortağı Robin Linnecar, krizle birlikte iyi lider tanımını şöyle yapıyor:
“Bence iyi lider kendinden sonra gelecek lideri gözeten, seçen ve yetiştiren biri olmalı. Her zaman etrafta olup insanlarla iletişim kurmalı.”
Şirketin Rolünü Anlatacaklar
Praesta Türkiye ve Orta Doğu Yönetici Ortağı Llyod Denton ise bundan sonra şirket liderlerinin özellikleri arasında sürdürülebilirlik kavramının daha fazla yer alacağını belirtiyor. “Liderler, artık yalnızca pazar payına ya da kâra değil, şirketin sürdürülebilir olması için ne yapılması gerektiğine odaklanacak. Şirketi sadece yönetmeyecek toplumda bu şirketin rolünün ne olduğunu anlatmak durumunda kalacaklar” diyor.
Robın Lınnecar/Praesta Yönetim Kurulu Başkanı
Krizde Yetenek Yönetimi Nasıl Yapılmalı?
Ben Ne Olacağım?
Son zamanlarda çalışanlarda, “Ben ne olacağım” sendromu yaşanıyor. Her şeyden önce iyi liderin, öngörü sahibi bir kişi olması gerekiyor. Kalan çalışanlarına destek çıkıp şirketin son dönemde nereye doğru gideceğini, bunu ancak çalışanları ile yapabileceğini ve mutlaka değişen şirket misyonunu anlatmalı.
Açık İletişim
Yöneticilerin en büyük kaybı, değerli çalışanlarını kaybettiğinde gerçekleşir. Onları kaybetmek şirkete tahmin edemeyeceğiniz derecede zarar verir. Bu nedenle bu gibi kriz durumlarında, liderler, mutlaka çalışanları ve çevresi ile açık bir iletişim kurmalı.
Ne Yapılmalı?
Kaybetmek istemediği çalışanlarına daha fazla para teklif etmeli, belki pozisyonlarını yükseltmeli ya da daha fazla sorumluluk vermeli. Motivasyonlarını düşürmeden şirketin zor durumunda da şirkete olan bağlılıklarını artırmalı. İyi bir lider, “yetenek yönetimi” stratejisini bu dönemde daha çok benimsemeli.
Hande Yavuz
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?