“Tüsiad’ın Hedefinde Yenilikçi Modeller Var”

Ayça Dinçkök, TÜSİAD’ın Bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu Başkanı… Güçlü bir “inovasyon ekibi” ile kritik konularda çalıştıklarını söylüyor. Hedeflerinde Türkiye’de yenilikçi şirket sayı...

1.10.2007 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Ayça Dinçkök, TÜSİAD’ın Bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu Başkanı… Güçlü bir “inovasyon ekibi” ile kritik konularda çalıştıklarını söylüyor. Hedeflerinde Türkiye’de yenilikçi şirket sayısını artırmak olduğuna dikkat çekiyor ve “Bu iş, tam anlamıyla can savaşı” diyor. “Çin’in dünyada mahalleleri var, biz hala Türk lokumundayız” değerlendirmesini yapıyor ve şirketler için önemli bir hedef ortaya koyuyor: “Sadece teknolojik değil, işletmeden pazarlamaya yenilikçi modeller firmaları ileriye götürecek. Özel sektörün vizyonunu ve stratejilerini bu doğrultuda şekillendirmesi gerek.” 

Ayça Dinçkök, ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olarak Akkök Grubu’nun İcra Kurulu Üyesi. Aynı zamanda TÜSİAD’da Türkiye’nin dünya ekonomisinde ve pazarlarında daha fazla söz sahibi olmasını sağlamak amacıyla çalışan Bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu’nun başkanı. Dinçkök, komite olarak çalışmalarını “Bilim, teknoloji ve inovasyon politikaları, eDevlet, girişimcilik ve bilişim teknolojileri konularını rapor, kongre ve ödül gibi aktivitelerle gündemde tutmak” olarak özetliyor.

Gerçekten de Dinçkök, Türkiye’de inovasyonun gelişmesi yolunda eğitim sisteminden özel sektörün finansmanına ve fikri hakların korunmasına kadar pek çok noktada ciddi bir değişim gerektiğini düşünüyor. “Şirketlerin rekabetçi piyasalarda ayakta kalabilmesi yüksek katma değerli ürünlere ve hizmetlere yönelmesi ile mümkün; bu da inovasyona işaret ediyor” diyen Dinçkök, özel sektörün vizyonunu ve stratejilerini bu doğrultuda şekillendirmesi gerektiğini belirtiyor.

Ayça Dinçkök ile TÜSİAD olarak inovasyon üzerindeki çalışmalarını ve özel sektör ile kamu alanındaki çözüm yollarını konuştuk:

* Komisyon olarak hangi alanlarda çalışıyorsunuz?
Komisyonumuz birtakım aktiviteler, raporlar ve seminerlerle konuları gündemde tutuyor. TÜSİAD’da kongre ve ödül dediğiniz zaman bizim komisyondan bahsediliyordur... Başlıca çalışma alanlarımız bilim, teknoloji ve inovasyon politikaları, e-devlet, girişimcilik ve bilişim teknolojileri. Bunlar, Türkiye’nin hem sosyal hem de ekonomik anlamda sınıf atlamasında ve atılım yapmasında kritik role sahip. Bu konuda iyi bir haberim de var; 2000’den beri Brown Üniversitesi’nce düzenlenen, 198 ülkenin karşılaştırıldığı Küresel eDevlet Çalışması’nda (Global eGovernment Study) Türkiye geçen yıla göre 21 sıra yükselerek 8’inci sıraya yerleşti. Başlıca etkinliklerimizden birisi Türkiye Bilişim Vakfı ile bu yıl 5’incisini düzenlediğimiz eTürkiye Ödülleri ve Kongresi. Amaç Türkiye’deki başarılı eDevlet çalışmalarını vitrine çıkarmak ve farkındalık yaratmak. Bir de bu yıl 7’ncisini düzenlediğimiz Teknoloji Ödülleri ve Kongresi var. Bu çalışmayı da TÜBİTAK ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ile beraber yürütüyoruz.

* Bakanlıklarla ortak çalışmalarınız var mı?
Bakanlıklarla birebir ortak bir çalışma yürütmüyoruz ancak elbette bizi ilgilendiren mevzuatları ve kanunları takip ettiğimiz için Ulaştırma Bakanlığı ve eDevletten sorumlu Devlet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Sanayi Bakanlığı faaliyetlerini izlediğimiz bakanlıklar arasında. Özellikle eTR etkinliği dolayısıyla kamu kurumları ile yakın temaslar yürütüyor, onların görüşlerini alarak içeriği şekillendiriyoruz. Onların motivasyonunu sağlamaya çalışıyoruz.

* Siz de komisyon olarak Teknoloji Ödülleri ile bu tip çalışmalar için şirketleri yüreklendiriyorsunuz, değil mi?
Evet, Teknoloji Ödülleri ve Teknoloji Kongresi’nin çıkış noktası; özel sektörün konuya dikkatini çekmek, teknolojiye ve inovasyona yatırım yapmayı ödüllendirmek ve kamuoyunun gündemine bu konuları taşımak. Elbette inovasyona ve teknolojiye yatırım yapan şirketler çok daha rekabetçi ve kârlı olarak doğal bir şekilde ödülünü alıyor. Ancak biz bu ödüller sayesinde çalışanlara bir motivasyon sağladığımıza ve toplumun farklı kesimlerine, gençlere teşvik edici mesajlar verdiğimize inanıyoruz. Bu yıl “Özel Ödül” kategorisinde de nanoteknoloji, biyoteknoloji ve nanobiyoteknoloji alanında çalışan araştırmacıları ve kuruluşları ödüllendirerek ileri teknolojilerin ülkemiz için sunduğu fırsatların altını çizeceğiz.

Bir başka çalışmamızsa geçen yıl TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu’nun koordinasyonunda başlatılan“Ulusal İnovasyon Girişimi”. Yüzü aşan uzmanın katkısıyla, “Toplumsal Refah İçin İnovasyon” temasıyla, 2006 yılında “İnovasyon Çerçeve Raporu” hazırladık. Bu raporda inovasyon için uygun ortam ve altyapı koşullarından, ihtiyaç duyulan insan kaynağı ve yeteneklere; inovasyon için gerekli finansman araçlarından, kamuda inovasyon süreçlerine kadar birçok konuya dikkat çekiliyor.

* Sizce Türkiye’de inovasyon ve girişimcilik alanında ana sorunlar neler?
Dinamik ve esnek yapıları dolayısıyla, hem KOBİ’ler hem de girişimciler teknoloji ve bilgi üretiminde büyük rol oynuyor. Ancak, ülkemizde girişimcinin en önemli ihtiyaçlarından biri olan finansmanda ciddi sorunlar var. Yumurtaları kırmadan omlet yapamazsınız. Özellikle “seed money”, yani “tohum ya da çekirdek sermaye” ve “angel investors” yani “iş melekleri” gibi enstrümanların eksikliği, teknoloji ağırlıklı üretimi hedefleyen erken aşama girişimciler için en büyük sıkıntı.

Bunun yanında yenilikçi ve teknolojide faaliyet gösteren firmaların iş geliştirme yatırımları açısından en büyük desteği olan “risk sermayesi” konusu da bakir.

* Peki bu sorunların giderilmesi için hangi adımlar atılmalı?
Mali yapının girişimciliğe uygun hale gelmesi, insanların risk alma imkanını geliştirecek. Ar-Ge’ye yatırım yapmaya özendirecek. Ayrıca kadın ve genç girişimciliğinin ve yenilikçi sanayi kümelenmelerinin teşviki yoluyla rekabetçilik ve büyüme performansını arttırmak gerek.

hed

* Bir diğer tökezleyen tarafta kamu politikalarında inovasyonun geliştirilmesi için neler yapılmalı?
Sınırlar ötesi bilgi transferi ya da doğrudan yabancı yatırımlardan elde edilebilecek bilgi transferi konularında bir düzenleme, ülkemize gelen yabancı sermayenin know-how getirmesini de sağlar. Devlet yardımlarının, kamu ihale ve vergi sistemlerinin araştırma ve inovasyona yönelik olarak yeniden yapılanması, fikri hakların etkin korunması ve araştırmacılar için elverişli bir ortam sunulması, Ar-Ge ve inovasyonun gelişmesi için destekleyici olacak.

Kamu tedarik politikaları sektörün büyümesini sağlayacak şekilde düzenlenmeli. Teknolojik gelişimin yayılması için, sanayi ile yan sanayi arasında işbirlikleri ve stratejik ortaklıklar oluşturmalıyız. Böylelikle, tedarikçiler alışılmış üretim yapısından, bilgi teknolojilerine dayalı rekabetçi kalite ve verimlilik seviyesine geçiş yapabilir.

* Bu kaynak nereden sağlanacak?
Tabii bunun için TÜBİTAK, TEYDEB, TTGV ve DPT gibi çeşitli kaynaklardan fon sağlamak mümkün. Ama ne yazık ki bu fon kaynakları arzı ile endüstrideki talebi dengeli ve uyumlu değil. Özel sektörün risk almasına imkan verir şekilde erişilebilir ve şeffaf destek programları sağlayan kamu olanakları ile nitelikli, yenilikçi, katma değeri yüksek projeler üretebilen sanayinin bir araya gelebileceği platformlara ihtiyaç var. Ama en önemlisi bilim, teknoloji ve inovasyona yönelik oluşturulan politikaların en üst düzeyde siyasiler tarafından sahiplenilmesi ve kararlılıkla uygulamaya konması. Tüm bu bahsi edilen sürecin yönetimi için de bir lider gerekli.

* Bilgi transferini sağlayacak fikri haklarla ilgili de sorunlar yaşanıyor. Burada geldiğimiz son nokta nedir?
Fikri haklar, günümüzde gerek gelişmiş ülkelerin ekonomisinin gerekse uluslararası ticaretin en önemli dayanaklarından biri. Gençler bize hep bunu sorar; “Ya projemi anlattığım finansör benim fikrimi çalarsa”… Korkuyla yaratıcılık elele gitmez. Eğer hedefimiz bilgi üreten ve ihraç eden bir ülke olmaksa ki başka türlü Çin, Hindistan ve diğer gelişecek ekonomilerle baş edemeyiz; ilk koşul fikir eserlerinin üretimini özendirmek ve bunları korumak olmalı.

* Ne gibi düzeltmeler yapılması gerekli sizce?
Türkiye’nin fikri haklarla ilgili mevzuatının ve uygulamalarının AB mevzuatı ve uluslararası standartlar ile uyumlu olmasını sağlanmalı. Bunun yanı sıra fikri hakların korunmasına yönelik bir bilinç oluşturma konusunda da çalışmalar yapılmalı. Yargı ve uygulama otoritelerini kapsayacak şekilde uygulama yapıları ve mekanizmaları, Türk Patent Enstitüsü gibi ilgili kurumların idari kapasiteleri güçlendirilmeli. Patent başvurularına ilişkin araştırma ve inceleme işlemlerinin AB’deki ortalama sürelerden daha uzun olması gibi bir sorun da var.  Ülkemize know how getiren, Ar-Ge yoğun yabancı yatırımcıların gelebilmesi için etkin fikri haklar koruması temel unsurlardan biri.

* Özel sektöre dönersek… Şirketler inovasyon için neler yapabilir?
En başta bu iş can savaşı. Biraz önce de belirttim, ucuz ürünle uzun süre devam etmez ekonomik gücümüz. Yeri tutulmaz bir şeyler üretmemiz gerek. Biz ülke olarak pazarlamada zaten yeterince gelişmemişiz. Düşünün ki, Çin, hani bugün dünyanın önemli ekonomik gücü, bu halde değilken bile, dekorasyonunu, antikalarını ve en önemlisi yemeklerini dünyayla tanıştırdı. Belli başta dünya şehirlerinde Çin mahalleri var. Biz hala Türk lokumundayız...

Şirketlerin rekabetçi piyasalarda var olabilmesi yüksek katma değerli ürünlere ve hizmetlere yönelmesi ile mümkün. Bu da inovasyona işaret ediyor.

Sadece teknolojik değil, işletmeden pazarlamaya yenilikçi modeller firmaları ileriye götürecek. Özel sektörün vizyonunu ve stratejilerini bu doğrultuda şekillendirmesi gerek. Ülkemizde AB kaynaklı ya da kamunun sağladığı Ar-Ge ve inovasyona yönelik maddi teşvikler var. Özel sektörün bu kaynakları daha verimli kullanıp, çalışanlarını yenilikçi düşünceye teşvik edecek işletme modellerini hayata geçirmesi lazım.  

 “Yenikçilik Akkök’e  Rekabet Gücü Kazandırıyor”

Rakip Her Yerden Gelebilir
Araştırma parayı bilgiye dönüştürür. Yenilikçilik ise bilgiyi paraya derler. Yenilikçi yaklaşımlar bize artı rekabet gücü kazandırdığı ve sürekli kazandıracağı için gerekli. Değişimin hızı gittikçe artıyor. Dün için yeterli olan artık bugün için sadece vasat konumda veya yetersiz. Her iş rekabete açık ve değeri mücadeleye açık, rakip her yerden gelebilir ve kim olduğu veya olacağı tahmin edilemez. Her iş alanının, ürünün ve hizmetin yaşam eğrisi de her geçen gün kısalıyor.

Başarılı Örnekler Geliştirdik
Şirketlerimizde gerçekleştirdiğimiz ürün bazında yenilikçilik ve yaratıcılık örneklerinden bahsedeyim. Dış mekanın kullanımına uygun ve dünya pazarlarına satılan outdoor akrilik elyaf, ev tekstili, halı ve oyuncak sektöründe kullanılan daha parlak ve dayanıklılığa sahip farklı kesitli peluş elyaflar, tüylenmeyen, antibakteriyel elyaf üretimleri, Aksa’da hep yenilikçilikle ortaya çıktı.

Yeni Ürün Çalışmalarımız Sürüyor
 En önemlisi biz buralarda kendi teknolojimizi geliştirdik. Şu anda da spor malzemelerinden endüstriyel ürünlere havacılıktan uzay sanayine kadar çok geniş bir alanda kullanılacak karbon elyaf üretimi çalışmalarımız var. Ağırlıklı yünlü tekstilde faaliyet gösteren Aksu’nun ütü gerektirmeyen ve leke tutması düşük kumaşlar çalışmalarının bir bölümü sonuçlarını verdi.

Hedef Tüm Çalışanları Motive Etmek
 Yenilikçilik elbette ürünle sınırlı değil, ben onu bir ruh hali yaratmak olarak algılıyorum. Yeni fikir, öneri üretmek, ürettirmek, bunu yapabilmek için tüm çalışanları heyecanlandırmak ve motive etmek gerek. Hedef bu olmalı.

 “Bilişimde Ana Sorun Ara Eleman”
- Bilişim Teknolojilerinde istihdam yaratmaya yönelik neler yapılmalı? Özel sektörün daha yenilikçi fikirler için kimlerle çalışması gerekiyor?
Bilişim sektörünün istihdam yaratabilmesi için, bilişim pazarının gelişmesi, yani sektörün sağlıklı büyümesi gerekir. Genel olarak teknoloji yoğun sanayide problem, uzman mühendis düzeyinde değil de ara eleman bulmakta yatıyor.

Sektörün de mühendis olmayan yazılım uzmanlarına fırsat tanıması, gençlerin bu alanlara olan ilgisini arttırır tabii. Özel sektörün yenilikçi fikirlere ulaşması için mevcut çalışanlarını hem maddi, hem manevi açıdan teşvik etmesi, üst yönetimin yeni fikirlere açık olması, bilgi akışını açık bırakması gerekiyor. Dolayısıyla İK politikaları aslında büyük önem taşıyor.

 “Eğitimde Yaratıcılık İçin Kökten Değişim Gerekli”
Ben kendi eğitimimden söyleyebilirim ki, biz ezbere dayalı öğrendik. Yaratıcılığımızı hiçbir zaman işin içine katamadık. Bu tamamen bir beyin yıkama tabii, Böyle yetişen insan ona ne verilirse onu alır. Koyun sürüsü etkisi... Ve ben ezberlediğim her şeyi unuttum. Üniversitede tarih dersinde yıllarca hem yanlış öğrendiğimi hem de aslında hiç bir şey bilmediğimi teyid ettim. Tabii çok çalışkan bir öğrenci de olmadığım için ezbere dayalı derslerde pek başarılı değildim. Kısa da bir konsantrasyon sürem vardır, işin içinde olmazsam öğrenemem.

Yaratıcı Eğitim Sistemi Gerekli
Bize inisiyatif alabilen, düşünebilen insanlar gerek. Gençlerin hayat felsefesinin ve dünya görüşünün oluştuğu, hatanın tolere edildiği, riski almayı teşvik eden bir kültür ve yaratıcılığı özendiren bir eğitim anlayışı gerekiyor. Bunun için başta ortaöğretim olmak üzere, tüm eğitim kademelerindeki müfredat elden geçmeli; mesleki eğitimin işgücü piyasasıyla bağlantısına, etkin bir mesleki rehberlik sistemi eşliğinde ağırlık vermeli. Ortaöğretimde mesleki ve teknik eğitim reformu, işgücü piyasası ile yakın işbirliği yapılacak şekilde gerçekleşmeli.

Değişim Olmazsa Bilgi Toplumu Hayal
Hepimizin sık sık dile getirdiği uzman ara eleman eksikliğine çözüm olacak bu reform aynı zamanda gençlere üniversite haricinde bir seçenek sağlar. Sorgulamayı, eleştirmeyi ve araştırmayı ön plana çıkaran bir eğitim sistemi, yenilikçi düşüncenin önündeki engelleri kaldırarak toplumsal ilerlemeyi de hızlandırır. Başka türlü bilgi toplumuna geçmek hayal olur. Eğitimde bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanmak ve internet kullanımı yaygınlaştırmak kaçınılmaz tabii.

İnsanlar değişime rezistans gösteriyor, bu tip çalışanlardan yenilikçi fikirler alamadım hiç bir zaman… İnsan kaynağını da buna göre düzenlemekte fayda var.

[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz