Yönetim Türklere geçiyor

Son dönemde birçok expat'ın koltuğuna Türk yönetici oturuyor.

1.06.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yönetim Türklere geçiyor
Murat Demiroğlu,şirketlerin yabancı yöneticilerin yüksek maliyetine katlanmak istemediğini söylüyor.

Türk Telekom'un CEO'su Paul Doany'nin yerine Gökhan Bozkurt'un, Türk Pirelli Genel Müdürü Andrea Pirondini'nin yerine Metin Ekin'in, Ford Otosan CEO'su Michael Flewitt'in yerine Nuri Kamil Otay'ın gelmesi tamamen tesadüf değil...Uzmanlara göre değişimin nedeni, yabancıların Türkiye'ye daha fazla güvenmesi ve yatırım planlarını artırması. Bunun yanında expat'ların şirketler açısından daha fazla maliyetli olduğuna değinen uzmanlar, Türk yöneticilerin önümüzdeki dönemde sadece maliyetle değil yeterlilik ve fırsatları görme kapasiteleriyle de expat'lara göre avantajlı olmaya devam edeceğini belirtiyor.Dr. Arnold Hornfeld, İzmirli Levanten bir  ailenin çocuğu olarak 1931 yılında dünyaya geldi. İstanbul Teknik Üniversite-Wm si'nder mezun olduktan sonra iş yaşamına 1954'te Türkeli Ticaret'te yani Siemens'in Türkiye temsilcisi olan şirkette başladı. Sonraki yıllarda Siemens'in Türkiye'deki şirketinin başkanlığını yürüttü ve 2001 yılında emekli oldu. Danışmanlık kariyerine geçiş yaptı. İngilizce, Almanca ve Fransızca'ya olan hakimiyeti ve Türkiye aşkıyla Türkiye'ye göreve gelen tüm yabancı yöneticilere, genel müdürlere iyi bir yol gösterici, iyi bir dost oldu. Hornfeld, 1980'li yıllardan sonra Türkiye'ye gelirken rahat yaşabilecek miyim, çocuklarım iyi okullara gidebilecek mi gibi binbir endişe yaşayan yabancı yöneticilerin tamamının giderken büyük üzüntü duyduğunu, "Buradan ayrılırken ağlamadan ayrılan yabancı yönetici yok" sözleriyle anlatıyor. Yabancı yöneticiler Türkiye'ye çoğu zaman 2 veya 3 yıllık sözleşmelerle geliyor.
Gürhan Pasinli, yöneticilik yapılan ortamın dinamiklerini anlamada yerel yöneticilerin avantajlı olduğunu düşünüyor

Buradaki sosyal ortama çok kolay adapte olabiliyorlar. Hatta artık eskisi gibi görev süreleri dolduğunda ülkelerine dönmek konusunda aceleci de değiller. Çünkü mazotun bulunamadığı, ofislerin ısıtılamadığı, otomobil ve motorlu araç sayısının son derece sınırlı olduğu az gelişmiş bir Türkiye tablosu son 30 yıl içinde hızla geride kaldı... Son olarak Volvo ve Peugeot'un genel müdürleri Türkiye'deki görev sürelerini uzatan yeni sözleşmeler yaptı. Buradaki heyecan verici otomotiv pazarını ve rekabeti, durgun Avrupa'da bir göreve tercih ettiler. Zamanla yabancı yöneticiler için çok şey değişti. Ancak ortadaki en büyük gerçek yabancı şirketlerin günümüzde en kısa zamanda güvenilir yerli bir CEO'ya şirketlerini teslim etmek istemeleri.. .2008'den bu yanan yaşanan görev değişimlerini mercek altına aldığımızda bu tablo net bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Tercihlerini Türk CEO'lardan yana kullanan 18 şirketi görmek için görsele tıklayın~

YERLi CEO DEVRİ BAŞLADI...
Son dönemde yabancı şirketlerin üst düzey yönetim kadrolarında önemli bir değişim göze çarpıyor. Birçok expat'ın görevini Türk yöneticilere teslim ettiğine tanıklık ediyoruz. Bu tablonun arkasında yatan neden ise tüm dünyada global bir trend olarak "glocal", yani hem global hem yerel olma yaklaşımı. Capital500 araştırmasında ciro bakımından ilk 250 şirket arasında bulunan şirketlerin 2008'den bu yana değişen CEO'larını incelediğimizde, finans sektöründeki ve Capital'in Expat Suite adlı organizasyonuna üye olan expat CEO'ların değişimlerine baktığımızda, yerli CEO tercihinin yükseliş trendinde olduğu apaçık ortaya çıkıyor. 17 şirketin Türkiye'den ayrılan yabancı CEO'larının yerine yerli bir yöneticiyi atadıkları görülüyor. Tercihini yerli CEO'dan yana kullanmaya başlayan şirketler arasında Türk Telekom, Ford Otosan, Oyak Renault, Ericsson, Türk Pirelli, Lilly İlaç, Imperial Tobacco gibi dev şirketler de bulunuyor. Türk yöneticinin gidip yerine yabancı yöneticinin geldiği durumlar ise HSBC, IBM Türk ve Pronet gibi birkaç istisna ile sınırlı kalıyor. Şirketlerin kendi markalarını yerel piyasada büyütmek için bu yaklaşımı benimsediklerini belirten Price-waterhouseCoopers İnsan Kaynakları Hizmetleri Bölüm Yöneticisi Murat Demiroğlu, "O nedenle dünyada bir yerel yönetime gidiş var. Türkiye'deki yabancı yöneticilerin sayısının azalmasının nedeni bu" diyor. Bazı uzmanlar da bu trendin yanı sıra Türkiye'den artan beklentilerin bu sonucu doğurduğunu düşünüyor. Egon Zehnder Türkiye Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, bu görüşte olanlardan... Türkiye'deki potansiyeli daha fazla değerlendirmek isteyenlerin Türk yöneticilerle çalışma ihtiyacı duyduğunu ifade eden Yeşildere, "Bu durumda lokal birisinin bu işi daha iyi yapacağına duyulan inanç güçlü bir etken" diye konuşuyor.

EXPAT'LARIN GÖREV SÜRESİ DE KISALIYOR
MALİYET ETKİSİ Expat CEO yerine Türklere yönelişin yanı sıra bir başka önemli değişim de expat'ların çalışma süresinde yaşanıyor. Birçok expat'ın kontrat süresinin azalması dikkat çekiyor. Uzmanlar da eskiye göre yabancı yöneticilerin Türkiye'de kalma süresinin kısaldığını doğruluyor. Bu durumu da hem yabancıların daha az kalma isteklerine hem maliyetlere bağlıyorlar.

ÜCRET PAKETİ YÜKSEK
Murat Demiroğlu, "Bir yabancının farklı bir ülkede yaşaması ücret paketinin çok daha fazla yükselmesi anlamına geliyor. Kişinin ailesinin masrafları da işe dahil olunca şirketler özellikle yeni dönemde bu maliyetlere daha fazla katlanmak istemiyor. Öte yandan yabancıların Türkiye'de dolaşma hevesleri yok. Yaşları ilerledikçe de kendi ülkelerinde yaşamak istiyorlar" diye durum saptamasında bulunuyor.

15 YILDAN 3 YILA DÜŞTÜ Murat Yeşildere ise durumu rakamlarla ortaya koyuyor. "Türkiye'ye gelen yöneticilerin Türkiye'de kalma ömürleri kısalıyor. Eskiden Türkiye'ye gelen yöneticiler, 10 hatta 15 yıl Türkiye'de kalıp Türkiye'den emekli oluyordu. Şu anda bu sürelerin kısaldığını görüyoruz. Yabancıların Türkiye'de kalma ortalaması 3-5 yıla düştü. Bunun küresel nedenleri var. Dünyada yaşanan çok sayıda kurumsal skandaldan ötürü aynı koltukta bir kişinin kalmasına sıcak bakılmıyor. Özellikle yurtdışındaki yöneticilerin görev süreleri bu yüzden kısalıyor" diye konuşuyor.~

GÜVEN UNSURU ETKİLİ
Aslına bakılırsa bugüne kadar birçok yabancı şirket Türkiye pazarına girerken hep üst düzey pozisyonlara kendi yöneticilerini getirmeyi tercih etti. Bugün de bu yaklaşımdan tümüyle vazgeçildiğini söylemek mümkün değil. Yabancı şirketler, ilk etapta tercihlerini yabancı genel müdür/CEO'dan yana kullansalar da, pek çoğu kısa bir zaman içinde yerli genel müdüre geçiş yapmayı hedefliyor. Uzmanlar, bu tutumun nedenini "güven" unsuruna bağlıyor. Murat Demiroğlu, "Çok fazla bilmedikleri pazarlarda operasyona başlayanlar doğal olarak o işin ba-şına güvendikleri ve tanıdıkları isimleri getirmeyi tercih ediyor. Ancak pazarı tanıdıktan sonra yerel yöneticilere geçiş başlıyor. Özellikle Türkiye gibi bir pazarda bu süreç daha kısa sürebiliyor" diyor. Murat Yeşildere de aynı perspektifi paylaşan bir değerlendirme yapıyor; "Pazara ilk girdiğinizde oradaki yeteneklere yüzde 100 güvenmek ve onların reflekslerini anlamak hemen mümkün olmuyor. Bu nedenle yabancı şirketler de genellikle kritik olan CEO ve CFO pozisyonlarına yabancı yöneticileri atıyor. Yavaş yavaş içerdeki yöneticilere güven arttığında bu tip değişiklikleri daha kolay yapabiliyorlar. Bence bu durumu bir kırılma değil gelişimin bir parçası olarak görebiliriz" diye konuşuyor.

NEDEN TÜRKLER GELİYOR?
Son dönemde çok sayıda expat'ın koltuğunu Türk yöneticiye bırakması, Türk yöneticilerin özelliklerine bir kez daha dikkat çekiyor. Türk yöneticilerin krizlere alışkın olması, esneklikleri ve zor durumda hızlı çözüm üretebilmeleri tercih edilmelerinde öne çıkıyor. Birçok uzman Türkiye piyasasının çok rekabetçi ve hareketli olmasının bu ortama alışkın olan Türkleri daha avantajlı duruma taşıdığı konusunda hemfikir. Bunlara bir de Türk yöneticilerin iyi eğitimli ve girişimci olmaları eklendiğinde yabancı şirketlerin daha fazla büyüme beklentisi içinde oldukları Türkiye pazarında yerli yöneticileri tercih etmeleri de doğal karşılanıyor. Yeşil-dere, "Türk yöneticilerin adaptasyon yeteneği çok güçlü. Kolay pes etmiyor, değişiklikler karşısında yılmıyorlar. Bu açıdan bakıldığında oturmuş ve gelişmiş ekonomilerde tüm kariyerini geçirmiş bir yabancı yönetici ile Türk yöneticiyi karşılaştırdığınızda gelişen pazarlarda Türk yöneticilerin bir avantajı olduğu kesin" diye konuşuyor. Yerli CEO'ların tercih edilmesinde bir başka etken ise uluslararası organizasyonlarda kariyer basamaklarının zirvesine doğru tırmanan Türk yönetici sayısının hızla artması. Yeşildere, yurtdışında birçok şirkette Türk yöneticilerin piramidin zirvesine gelmesiyle birlikte yabancı yatırımların gözünde Türk yöneticilerin itibarının yükseldiğine de dikkat çekiyor.

İKİ ÖNEMLİ MESAJ
Koltuğu expat!ardan devralan Türk yöneticilerin bu trend ile ilgili görüş ve düşünceleri de onların performanslarına ve kendilerine olan güvenlerini ortaya koyar nitelikte... Visa Europe Bölge Genel Müdürü Berna Ülman, uluslararası şirketlerin yerli genel müdür tercih etmelerinin nedenlerini şöyle analiz ediyor: "Türkiye, bulunduğu coğrafya itibariyle farklı sosyal ve kültürel dinamiklere sahip. Türk yöneticilerin, kendi ülkelerini ve insanını iyi analiz etmesi marka başarılarında önemli. Ayrıca prosedür, mevzuat ve sektörel bilgi hakimiyeti de Türk yöneticilerin başarısına destek olabiliyor." 2009'da Kimberly-Clark Türkiye'nin genel müdürlüğünü üstlenen Gülen Bengi'ye göre uluslararası bir şirketin Türk bir yönetici tarafından yönetilmesinin farklı mesajları da var. Bengi, bu mesajları şöyle açıklıyor: "Birincisi, şirketin lokal yeteneğe verdiği önemi ve fırsat eşitliğini göstermesidir. En az onun kadar önemli olanı ise Türkiye'ye global düzeyde verilen önem ve biz burada kalıcıyız mesajıdır." "Kimberly-Clark'da 'farklılıklara saygı göstermek ve farklı görüşlerin katılımını sağlamak' çok önem verilen tutum ve davranışlardır" diyen Bengi, bu Mk.  davranışın da ancak lokal yöneticilerin çoğalmasıyla mümkün kılınabildiğini düşünüyor.~

YEREL DÜŞÜNCE AĞIR BASIYOR
Bir yıl önce koltuğuna oturan Lilly İlaç Genel Müdürü Kadir Tepebaşı da şirketin ilk Türk genel müdürü oldu. "Yerel düşünce "nin bugün dünyada öneminin artık herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğunu belirten Tepebaşı, Türk yöneticilerin en büyük avantajının da 'yerel düşünce'yi mükemmel bir şekilde uygulayabilmeleri olduğunu söylüyor. "Bunun içinde 'duygusal temas' diye adlandırdığım, bağ oluşturabilme becerilerinin de Türk yöneticilerin elini güçlendirdiğini düşünüyorum" diye konuşuyor. Bu yıl ocak ayında bir yabancıdan görevi devralan Imperial Tobacco Türkiye Genel Müdürü Gürhan Pasinli de "Kişisel ve profesyonel birikimin yanı sıra yöneticilik yapılan ortamın dinamiklerini de iyi anlamak gerekiyor. İşte bu noktada yerel yöneticilerin yabancı yöneticilere göre doğal olarak önemli bir avantajı oluyor" diyor. Göreve neden kendisinin seçildiğini de şöyle açıklıyor: "Öncelikle kuruluşundan beri bu operasyonun içinde olmam önemli bir faktör. Dolayısıyla da şirketi, hedeflerimizi ve önceliklerimizi çok iyi biliyorum. Ayrıca bu süre zarfında satış ve ticari pazarlama gibi işimizin en can alıcı fonksiyonlardan birini yönetiyor olmam da seçimde etkili oldu diye düşünüyorum."

PAZARI TANIMA AVANTAJI
2011 Ocak'ta Türk Pirelli genel müdürlüğe gelen Mete Ekin de aslında birçok expat'ın yerine atanan Türk profesyonel gibi uzun yıllar şirkette çalışmış ve içerden terfi sistemiyle pozisyonu doldurmuş bir isim. 1995'ten itibaren Türk Pirelli'de yurtdışı da dahil olmak üzere birçok farklı görevde yer alan Ekin, "Türkiye'de sektörün dinamiklerini yakından tanıyor olmam bu pozisyona gelmemde etkili oldu" diyor. Türk Pirelli'de yıllar boyunca çok değerli İtalyan yöneticilerin görev aldığını ve her birinin Türkiye pazarına birçok yenilik getirdiğini de sözlerine ekleyen Ekin, bir Türk olarak kendi avantajlarını da şöyle anlatıyor: "Pazarın dinamiklerini ve gereksinimlerini iyi anlayabilen bir yönetici olmamın gerek çalışanlarımızla olan ilişkilerde gerek tüketicilerimiz ile pazarın taleplerini karşılama anlamında farklı avantajlar getireceğine inanıyorum." Murat Yılmaz da tam bir yıldır Teradata'nın genel müdürlüğünü yapıyor. Yılmaz'a göre de Türkler'in sahneye çıkışı, pazarı yabancı bir yöneticiye göre daha iyi tanıyor olmalarından kaynaklanıyor. Kendisinden önceki yabancı yöneticinin şirketin süreç ve prosedürlerini Türkiye'de yaygınlaştırması ve farklı bir bakış açısını Türkiye'ye taşıması açısından olumlu bulduğunu belirten Yılmaz, kendisinin bu göreve getirilme nedenini şirketin büyüme planlarına bağlıyor.

"YENİ ACILIM İHTİYACI ARTINCA GÖREVE GELDİM'
İTALYAN CEO'NUN MİSYONU Atos Origin'in son 2 yılda CEO'luğunu, şirketin en kıdemli yöneticilerinden birisi olan italyan Biagio Cuffari üstlenmişti. Bu tercihin en temel nedeni, söz konusu dönemde büyük projelerin başarı ile tamamlanması gereğiydi.

TÜRK YÖNETİCİ AVANTAJLARI O dönem içinde söz konusu kritik projeler başarıyla yönetilirken şirketin değişen yerel pazar koşullarında yeni iş açılımlarına ihtiyacı arttı. Yerel bir yönetici atama önceliği doğdu. 2010 yılı temmuz ayında da bu görevi devraldım. Türk bir yöneticinin avantajları oldukça fazla.

AÇIK VE KOLAY İLETİŞİM Öncelikle en büyük avantaj iç ve dış iletişimde görülüyor. Müşteri ve iş ortaklarınız
sizinle kendi dilinizle daha açık ve kolay iletişim kurduğu gibi, yerel pazarı tanıyan ve geçmiş ilişkilerini de yeni şirketinin hizmetine sunan bir yönetici, şirket için önemli bir rekabet avantajı haline geliyor.

BEKLENEN KATKI Ayrıca yerel iş kültürü, ilgili iş paydaşlarınıza ve eko-sisteminize olan aşinalık, hukuki düzenlemeler, sivil ve sektörel oluşumlar da yerel bir genel müdürün yemek içmek kadar doğal bir şekilde işine yansıttığı parametrelerden bazıları. Son olarak, çok uluslu şirketlerde özellikle gelişen pazarlardaki yerel yöneticilerden beklenen en önemli katkı, yerel pazarın sunduğu fırsatları erken görebilmek ve sağlıklı kalıcı büyümeyi sağlayabilecek adımları atmak.
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz