Bugünün çığır açıcı düşünürü

Fransa doğumlu bu bilim insanı Alzheimer tedavisi olarak metilen mavisinin potansiyelini keşfetti...

29.11.2017 11:42:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bugünün çığır açıcı düşünürü

Claude Wischik, Profesör Sir Martin Roth danışmanlığında doktora yapmak için 1980 yılında Cambridge Üniversitesi’ne geldiğinde, dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları 10 milyonlarca insanı etkilemesine rağmen henüz etkili bir tedavisi geliştirilememiş bir hastalık olan Alzheimer’a neyin neden olduğunu bulmaya çalışıyordu. Bu hastalığı ilk defa 1906 yılında teşhis eden Dr. Alois Alzheimer hastaların beyinlerinde kalın ipliklerden oluşmuş düğümler bulunduğunu keşfetmişti. Onlarca yıl sonrasında ise Roth bu düğümlerin oluşumu ile demansın gelişimi arasında bir bağlantı olduğunu tespit etti ve Wischik’e bu düğümlerin neden olduklarını bulma görevini verdi. Fransa’da doğmuş ama Avustralya’da büyümüş Wischik aslında Alzheimer araştırmalarında öncü bir rol oynamak için yola çıkmamıştı. Onun üniversiteden aldığı ilk diploma matematik ve felsefe üzerineydi. Dediğine göre tıp alanına yönelmesinin nedeni evleneceği kadınla karşılaştığında “düzgün bir işe sahip olması gerektiğinin” kafasına dank etmesiydi. Wischik, “Ancak burada sorun kendimi bir anda bu alana fazlasıyla kaptırmak oldu” diyor. Cambridge’deki laboratuvarda çalışırken Wischik’in bu düğümü tanımlamadan önce onu izole etmesi gerekiyordu. Meslektaşları ona numuneler üzerinde alsiyan mavisi ve dimetil metilen mavisi boyaları kullanmasını önerdi. Onlar, Wischik’i hayretler içinde bırakarak bu düğüm ipliklerini açığa çıkardı. Bu, Wischik’e şöyle bir firir verdi: Bu düğümü çözündürecek bir ilaç yaratılabilirse acaba bu Alzheimer tedavisinde bir temel oluşturabilir miydi? Wischik, “Çok meraklanmıştım. Bütün bir gecemi kütüphanede mürekkepleri araştırarak geçirdim. İşte o arada rasgele metilen mavisini keşfettim. Onun gizemi ise hem bu düğümleri çözündürebilmesi hem de zaten psikiyatrik anlamda kullanılıyor yani beyinin içine giriyor olmasında yatıyordu” diyor. Wischik bu düğümlerin normalde her insanın beyninde olan ama Alzheimer hastalarında kendi üzerlerinde geriye katlanan ve kendi kendine üreyen oligomerler halinde kümeleşen bir protein olan tau’dan yapıldıklarını keşfetti. Tau kümeleşmesini engelleyebilmenin bir yolunu bulmayı ümit ediyordu. Sırada ise bu teorinin sınava tabi tutulması vardı. İki yatırımcı ile birlikte TauRx şirketini kurdu ve faz 2 klinik deneyini yapmak için yola koyuldu. O ana kadar İskoçya’daki Aberdeen Üniversitesi’nin Ruh Sağlığı Başkanlığı görevini üstlenmişti. Orada organik kimyager Profesör John Storey ile tanıştı. Wischik, “Storey’in oynadığı rol inanılmazdı” diyor. “Metilen mavisi aslında hiç de saf olmayan bir boyadır. Her ne kadar bugüne kadar ilaç üretiminde kullanılmış olsa da uzun vadeli dozaj için gerekli standartlara göre üretilmiyordu. Storey’nin yardımıyla biz onun rember® denilen uygun bir saf formunu yaratabildik.” Faz 2 deneyinin sonuçları çok etkileyiciydi. Bu ilaç Alzheimer’ın ilerlemesini iki yıllığına durdurabiliyordu. Bu ekip şimdi global faz 3 deneyini yapıyor. Bu sefer bu ilacın çok daha kolay emilebilen ve daha iyi tolere edilebilen LMTXTM denilen indirgenmiş bir formu olan daha özgün bir bileşim kullanılıyor. Wischik, “Metilen mavisi bizim bugün olduğumuz yere gelene kadar faydalandığımız bir bina iskelesidir. Biz şimdi LMTXTM’nin Alzheimer için ilk hastalık modifiye edici tedavi olmasını ümit ediyoruz” diyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz