Karbon ayak izimizi yüzde 25 düşürdük

DHL Supply Chain, dünyada kendisine nicel bir karbon emisyonu hedefi belirleyen ilk lojistik şirketi.

1.08.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Karbon ayak izimizi yüzde 25 düşürdük


Bu amaçla 2008'de Go Green projesine başlayan şirket, 2010 itibariyle karbon ayak izini, 2008'e kıyasla yüzde 25,6 oranında düşürdü. Hedefte ise 2020'ye kadar enerji etkinliğini, 2007'ye oranla yüzde 30 iyileştirmek var. DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Hakan Kırımlı, "Türkiye'de şu an çevreye etkimizi azaltmaya odaklanmış durumdayız. Türkiye'de de müşterilerimizle ortak projeler geliştirmek için altyapı çalışmalarına şimdiden başladık" diyor. DHL Supply Chain, dünyada 60'tan fazla ülkede, 2 bin 400 lokasyonda, 120 bin çalışanı ile faaliyet gösteren dev bir kuruluş. Yıllık 13 milyar Euro ciroya sahip olan şirket, son birkaç yıldır önemli bir değişim geçiriyor. Bu değişimin adı ise Go Green. Yeşil şirket olma yolunda ilk olarak 2008'de Go Green projesini hayata geçiren DHL Supply Chain, bugün geldiği noktada oldukça hızlı yol almış durumda. DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Hakan Kırımlı, tesislerde aydınlatma sistemlerinde sensörleri devreye sokarak karbon ve enerji tüketimini azalttıklarını söylüyor. Binek araçlardan kaynaklanan karbon emisyonunu azaltmak için hibrid araç kullanımına geçiş sürecini başlattıklarını belirtiyor. Gebze'deki merkezlerinde yenilenebilir enerjiye geçtiklerini ve yeşil ofis uygulamalarını yaygınlaştırmaya çalıştıklarını ifade ediyor. Tüm dünyada kendisine nicel bir karbon emisyonu hedefi belirleyen ilk global lojistik şirketi olduklarının altını çizen Kırımlı, "Bu projeler sayesinde 2010 yılı itibariyle karbon ayak izimizi, 2008 yılına kıyasla yüzde 25,6 oranında düşürmüş durumdayız. Grup genelinde 2010 yılı için belirlenen hedef yüzde 10 idi. 2020 yılında enerji etkinliğimizi 2007 yılına kıyasla yüzde 30 oranında iyileştirmeyi planlıyoruz. Bu iyileştirme oranına, kullandığımız taşeron şirketlerin yarattığı karbon emisyonu da dahil olacak" diye konuşuyor. DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Hakan Kırımlı, şirketin nasıl yeşil olma kararı aldığını, bugüne kadar neler yapıldığını ve belirlenen hedeflere ulaşmak için sırada nelerin olduğunu Green Business'a şöyle anlattı:

Öncelikle DHL Supply Chain'in global ve Türkiye operasyonundan bahseder misiniz? Hem Türkiye'de hem dünyada nasıl bir iş hacmi var?
- Lojistik endüstrisinin dünya çapında pazar lideri olan DHL'in tedarik zinciri ve lojistik çözümleri şirketi olan DHL Supply Chain, dünyada 60'tan fazla ülkede, 2 bin 400 lokasyonda, 120 bin çalışanı ile faaliyet gösteriyor. Toplam depolama alanı büyüklüğü 23 milyon metrekare olan DHL Supply Chain, yılda 13 milyar Euro ciro gerçekleştiriyor. DHL Supply Chain Türkiye olarak 2000 yılında faaliyet göstermeye başladık. Toplam 1.600 çalışanımız ve 315 bin metrekare depolama alanımız var. Otomotivden teknolojiye, sağlıktan perakendeye 7 farklı sektördeki şirkete depolama ve dağıtımın yanında etiketleme, paketleme, teknik servis, eve teslimat, yedek parça lojistiği ve ters lojistik gibi katma değerli hizmetler veriyoruz. 100'den fazla kuruluşa tedarik zinciri ve lojistik hizmetleri sağlıyor, lojistik operasyonlarını sorunsuz bir biçimde yöneterek müşterilerimizin hayatını kolaylaştırıyoruz.~

Go Green projesinden bahseder misiniz? Bu proje nasıl oluşturuldu?
- Sosyal sorumluluk, Deutsche Post DHL Grubu stratejilerinin temel bir parçası. Şirket olarak çevreye ve içinde bulunduğumuz topluma karşı sorumlu davranmanın uzun vadede başarının anahtarı olduğuna inanıyoruz. DHL olarak çevre üzerinde yarattığımız etkiyi minimize etmeyi, hatta sıfırlamayı amaçlıyoruz. Bu amaçla tüm grup bünyesinde Nisan 2008'de "Go Green" inisiyatifi hayata geçirildi. Tüm dünyada kendisine nicel bir karbon emisyonu hedefi belirleyen ilk global lojistik şirketi olarak, 2020 yılında enerji etkinliğimizi 2007 yılına kıyasla yüzde 30 oranında iyileştirmeyi planlıyoruz. Bu iyileştirme oranına, kullandığımız taşeron şirketlerin yarattığı karbon emisyonu da dahil olacak. Bu hedefe ise planlamada optimizasyon, alternatif enerji kaynaklarının kullanımı ve yenilikçi teknolojilerin süreçlere entegre edilmesiyle ulaşmayı planlıyoruz. Türkiye ayağındaki proje ise 2008 yılında hayata geçirildi. İklim değişikliğinin dünyamız üzerindeki etkisini azaltacak en temel adımları attığımız Go Green projesi ile ilgili öncelikle çalışanlarımızı bilinçlendirmeyi amaçladık. Çevreye duyarlı bir ekip yaratarak motivasyonu artırmayı hedefledik. Bunun yanı sıra tesislerimizde enerji kaynaklarını daha etkin kullanmak için projeler başlattık. Bu doğrultuda alternatif enerji kaynaklarını araştırıyor ve bu kaynakları değerlendirmek için çeşitli pilot projeler yürütüyoruz.

Peki, bu alanda filo yönetimine yönelik neler yapacaksınız?
- Filo yönetimini de bu konuda en belirgin iyileştirme yapılacak alanlardan biri olarak belirledik. Yakıt verimliliği, yine alternatif enerji ile çalışan teknolojilerin kullanımı ve rut optimizasyonu gibi konularda birçok proje başlattık. Bu projeler sayesinde 2010 yılı itibariyle karbon ayak izimizi, 2008 yılına kıyasla yüzde 25,6 oranında düşürmüş durumdayız. Grup genelinde 2010 yılı için belirlenen hedef yüzde 10 idi. Bu konuda genel beklentilerin oldukça üzerindeyiz.

Bu çalışma DHL Supply Chain'in müşterilerini ve iş ortaklarını nasıl etkileyecek?

- Dünyada DHL, Go Green kapsamında iki yönlü bir proje yürütüyor. Bu projenin bir yönü DHL'in çevreye etkisini azaltmayı hedeflerken diğer yönü de müşterilerine sunduğu hizmetlerle çevreye duyarlı olmasını sağlayacak projeler geliştirmeyi amaçlıyor. Biz Türkiye'de şu an çevreye kendi etkimizi azaltmaya odaklanmış durumdayız. Yurtdışında müşterilerimiz ile gerçekleştirdiğimiz birçok karbon emisyonu azaltma projesi mevcut. Hatta bu
projelerin bir kısmı çeşitli ödüllere de layık görüldü. Türkiye'de de müşterilerimiz ile ortak projeler geliştirmek için altyapı çalışmalarına şimdiden başladık.

Binek araçta hibrid araç kullanımına geçtiniz? Hibrid araç kullanımında hedefiniz nedir?
- Türkiye'de binek araçlardan oluşan karbon emisyonunu azaltmak amacıyla 2009'un son çeyreğinde "hibrid" araç kullanımına geçiş sürecini başlattık. Pilot çalışma olarak tedarik edilen hibrid binek araçların kullanım performansı üzerine testler yapılıyor. Bu yıl içinde gelişen alternatif hibrid teknolojilerine paralel mevcut binek araç filomuzu tamamen yenilemeyi hedefliyoruz.

Bu proje bulunduğunuz sektördeki diğer şirketleri nasıl etkileyecek, sektörde bu tür eğilimleri artıracak mı?

- İş süreçlerinde yeşil yaklaşımları önemseyen şirketler, sektörlerinde uzun soluklu olacak. Dolayısıyla bu konuda bilinçli olan, vizyoner şirketlerin en kısa sürede yeşil lojistik uygulamaları ve çevreye duyarlı projeleri hayata geçirmeye başlayacağına inanıyorum.~

Bu proje ve sonrasında edinilen kazanımlar, şirketinizin geleceğini, rekabetteki pozisyonunu nasıl etkiler?

- Tüketim toplumları için çevreye duyarlı yaşam uygulamaları artık vazgeçilmez öncelikler arasında yer alıyor. Bu anlayışla tüketicilerin çevreye duyarlı ürün ve hizmetleri tercih eğiliminin yükselişte olduğunu gözlemliyoruz. Bu durumun rekabette bizi öne çıkaracak en önemli unsurlardan biri olduğunu düşünüyoruz.

GO GREEN KAPSAMINDA NELER YAPILDI?

ÇALIŞANLAR EĞİTİLDİ
 Çalışanlarımız arasında Go Green projesi ile ilgili farkındalığı artırmak amacıyla 2009 yılında "Switch Off" kampanyasını hayata geçirdik. "Kullanmıyorsan Kapat" düşüncesinden hareketle çalışanlarımızın enerji kullanımını izlemesi ve enerji tasarrufu hakkında eğitilmesini sağladık.
ENERJİ TÜKETİMİ AZALDI
Tesislerimizdeki aydınlatma sistemlerinde floresan aydınlatmalı hareket algılayıcı ve foto sensörlerinin kullanımını devreye alarak karbon ve enerji tüketimini önemli ölçüde azalttık.
HİBRİD ARACA GEÇİLDİ
Yine Türkiye'de binek araçlardan oluşan karbon emisyonunu azaltmak amacıyla 2009'un son çeyreğinde "hibrid" araç kullanımına geçiş süreci başlatıldı. Pilot çalışma olarak tedarik edilen hibrid binek araçların kullanım performansı üzerine testler yapılıyor.
KATKI MADDESİ EKLEMELERİ
2011 yılı içerisinde, gelişen alternatif hibrid teknolojilerine paralel mevcut binek araç filosunun tamamen yenilenmesi hedefleniyor. Yakıt tasarrufu sağlamak ve araç performansını artırmak için de geçen yıl ilk fazda yağ ve benzin depolarına "Bor Power" yakıt katkı maddesi eklemeleri uygulamaya alındı.
YEŞİL OFİS UYGULAMALARI
Bunu takip eden ikinci fazda ise taşeron şirket araçlarında ve kendi ticari araçlarımızda uygulamaya geçilmesi planlanıyor. Gebze'deki depolarda yenilenebilir enerji kullanımıyla enerji tüketiminde ciddi bir azaltmaya gidilmesi hedefleniyor. DHL Supply Chain olarak ayrıca tüm dünyadaki birimlerimizde yeşil ofis uygulamalarını yönetiyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz