Abartılanlar Unutulanlar!

Aslında insanın yapısının doğal bir sonucu bu... Bazen çok abartır, bazen de gereğinden az önem veririz. Şimdi benzer trend teknoloji ve yönetim anlayışında kendini gösteriyor. Elektronik ticarette...

1.02.2000 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Aslında insanın yapısının doğal bir sonucu bu... Bazen çok abartır, bazen de gereğinden az önem veririz. Şimdi benzer trend teknoloji ve yönetim anlayışında kendini gösteriyor. Elektronik ticaretten MP3´e, online hisse satışından internet TV´ye, onlarca gelişmeyi fazla abarttığımız gibi, interaktif TV, dijital radyo ve e-mail marketing başta olmak üzere çok sayıda yeniliği de göz ardı ettik. Capital, bu gerçeği gözler önüne koyan kapsamlı bir rating raporu hazırladı.
 
ELEKTRONİK TİCARET

TÜKETİCİYE YÖNELİK TİCARET

Jupiter Communications, geçen yıl perakendecilerin, tatil sezonunda 2.3 milyar dolar kazanacağını tahmin etti ve tüm medya buna çok büyük ilgi gösterdi. 1999'da ise yıllık tatil alışverişlerinin 6 milyar dolara ulaşacağını duyurdu. Tam kesin rakamı bilmek mümkün değil, ancak tahminler bile piyasada büyük heyecan yaratıyor ve geleceğe yönelik beklentileri artırıyor.

Idea Danışmanlıktan Haluk Ünaldı, bu konuda yapılan tahminlerin büyük farklılıklar göstermesinin sebebini ``Elektronik alışveriş kapsamına nelerin girdiği net olarak tanımlanmadığı için tahminler farklılık gösteriyor'' diyerek açıklıyor.

Tatil dönemlerine ilişkin beklentiler genellikle çok yüksektir. Ancak, online tatil alışverişleriyle ilgili bu abartılı tahminler web dünyasının potansiyeliyle kıyaslandığında pek doğru olmadığı görülüyor. Bu tahminlerin aslında sadece kitap, CD, oyuncak, çiçek gibi sınırlı türde hediyelik eşya için yapıldığını unutmamak gerek.

B TO B´DAKİ BÜYÜME POTANSİYELİ

Elektronik ticaret (e-commerce) denildiğinde Hepimizin aklına, internet ortamında kitap ve CD satın almak, sanal mağazaları ziyaret etmek geliyor. Oysa, ``business to consumer'' olarak nitelendirilen bu tip alışverişler, online ticarette sadece pastanın bir dilimini oluşturuyor. Forrester Research, elektronik ticaret kapsamında, ``Business to business'' (Kurumdan kuruma-işten işe) uygulamalarının 2003 yılında 1.3 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediyor. Oysa Forrester aynı yıl tüketici pazarı için tahmin edilen rakamı 108 milyar dolar olarak açıklıyor. Bu rakam business to business ile kıyaslandığında oldukça küçük kalıyor. 

AT Kearney´den Ratip Ratip, saptamaya katılıyor ve ``B to B`` uygulamalarının Türkiye´de de hızla gelişeceğini söylüyor: ``Türkiye'de büyük şirketlerin yanı sıra, KOBİ'lerin yaklaşık yüzde 60'ı önümüzdeki 5 yılda elektronik ticaretle faaliyet göstermeye başlaması bekleniyor. Türkiye'de 3 milyona yakın KOBİ olduğu dikkate alınırsa, potansiyelin büyüklüğü ortaya çıkıyor''.

ÇALIŞANA YÖNELİK STRATEJİ

ŞİRKET HİSSESİ VERME

Amerika'da yeni kurulan teknoloji şirketleri, programcılara, pazarlama uzmanlarına, hatta santral memurlarına bile şirket hissesi veriyor, çalışanlar da şirket halka açıldığında zengin olma hayali kuruyor.

Ancak, hisselerin değeri gerilediğinde ya da pazar koşulları sertleştiğinde çalışanların verimliliği de düşebiliyor. Boyner Holding İnsan Kaynakları Direktörü Bekir Kural ``İMKB halen gelişmekte olan bir borsa. Ayrıca, çalışanlara hisse senedi verilebilmesi için birtakım yasal düzenlemelere gereksinim duyuluyor. Özellikle uzun vadede menfaat sağlayan ve işletmeye bağlılığı arttıran bir uygulama olan hisse senedi verme yönteminin Türkiye'de yaygınlaşabilmesi için için henüz 5 ila 10 senelik bir süreye ihtiyacımız olduğu düşünüyorum'' diyerek bu konuda ku görüşlerini dile getiriyor.

ESNEK ÇALIŞMA SAATLERİ

Yeni ekonomik düzende bir şirketin en değerli varlığını, sahip olduğu entellektüel sermaye oluşturuyor. Nitelikli çalışanlar, ``değerli kıt kaynaklar'' olarak adlandırılıyor. Bu nedenle şirketler için nitelikli elemanlar bulmak ve onları elde tutmak bir şirketi başarıya ulaştırmak için şart.

``Altın yakalılar'' denilen bilgi çalışanlarına esnek çalışma saatleri sunmak, evden çalışmaları için ortam hazırlamak onları uzun süre elde tutmanızı kolaylaştırıyor. Price Waterhouse Coopers İnsan Kaynakları danışmanlarından Murat Demiroğlu, ``Dengeli yaşam tarzı (balanced life style) kavramı giderek önem kazanıyor. Çalışanların değişen beklentileri doğrultusunda esnek çalışma saatleri gibi uygulamalar giderek daha fazla popüler olmaya başlayacak'' diyor.

Yapılan araştırmalar, çalışanların yüzde 65'inin esnek çalışma saatleri uygulaması olmayan bir firmada asla çalışmak istemediklerini gösteriyor.

ŞİRKET RAPORLARI

YILLIK RAPORLAR

Borsada işlem gören şirketlerin açıkladığı yıllık raporlar yatırımcılar tarafından dikkatle incelenir. Oysa, iş ortamının hızla değiştiği günümüzde yıllık büyüme karşılaştırmaları artık bir anlam ifade etmiyor. Kentbank Fon Yönetimi Bölüm Müdürü Bora Böcügöz, ``Günümüzün hızlı değişen piyasa koşullarında yıllık raporlar yatırımcılar açısından çoğu zaman yanıltıcı olabilir'' diyor.

Örneğin, internetin ünlü kitapçısı Amazon, 1999'un ikinci çeyreğinde satışlarının yüzde 171 artarak 314 milyon dolara ulaştığını vurguladı. Ancak, şirket ilk çeyrekte satışlarında sadece yüzde 7 oranında artış sağlayabilmişti. Bir web şirketinin gelişimini izlemek için 3'er aylık dönemlerin kıyaslanması daha doğru bir ölçüt.

3 AYLIK RAPORLAR

Değişken piyasa koşullarında kısa dönemli raporların izlenmesi önem kazanıyor. Kentbank Fon Yönetim Bölüm Müdürü Bora Böcügöz, Türkiye'de kısa dönemli raporların yatırımcılar için taşıdığı önemi şöyle açıklıyor:

``Finansal kurumlar başta olmak üzere şirketlerin çoğu genel durumlarını günlük ve haftalık olarak takip ediyor. Bu raporların yatırımcılara daha sık aralıklarla açıklanması hiçte zor değil. Ancak, bu raporların denetimden geçme zorunluluğu çok kısa vadeli kamuoyu raporlamasını güçleştiriyor veya denetim eksikliği nedeniyle açıklanan bilgilerin doğruluğu tartışma konusu olabiliyor.''

WEB´DE PAZARLAMA

PORTAL SATIŞLARI

Yahoo ve AOL gibi internet şirketleri, çok sayıda ``hit`` alan portal siteleri kurmak için büyük harcamalar yapıyor. Daha fazla ziyaretçi çekmeyi amaçlayan bu girişimler her zaman başarılı olmuyor. Jupiter Communications bu konuya açıklık getirmek için 22 şirket arasında bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre, bu şirketlerden sadece yüzde 4.5´i yatırımlarının karşılığını alabildi, diğerleri hayal kırıklığına uğradı. İdea Danışmanlıktan Haluk Ünaldı portal sitelerin geleceği ile ilgili görüşlerini şöyle açıklıyor:

"Portal sitelerinin önümüzdeki yıllarda önemini giderek artıracağına  inanıyorum. Özellikle, orta ve düşük eğitim seviyesindeki kişiler, internet kullanmaya bu sitelerden başlamayı tercih edecekler. Bunun yanında, büyük gruplar, kendilerine ait televizyon şirketi ve banka sahibi olma isteklerine benzer olarak, kendi portal sitelerine de sahip olmayı isteyeceklerdir."

E-MAIL MARKETİNG

Bilgisayar çağında e-mail ile pazarlamanın (email marketing) gücünü görmezden gelmek gerçek bir hata olur. Direkt e-mail kampanyaları, hedef kitleye doğru mesajları ulaştırmanızı sağlıyor. İnternette sörf yapan tüketiciye ulaşmak için sağa sola banner koymaya, dev reklam bütçeleri ayırmaya hiç gerek yok. E-mail kampanyalarında mesajların yüzde 5'i ile yüzde 15'i arasında değişen miktarı satışla sonuçlanıyor. Jupiter Communications´a göre bu oran banner uygulamalarında yüzde 0.5-2 arasında değişiyor. 

AT Kearney´den Nevra Yener, "Şirketler, müşterileri ile temas kurmak ve kurulan ilişkileri sürdürmek amacıyla e-mail'i mutlaka etkin bir araç olarak kullanacak" diyor.

Firmalar rastgele insanlara e-mail göndermek yerine, müşterilerinden izin almak şartıyla, onlara internet aracılığıyla pazarlama yapabilir, yeni ürünlerini tanıtabilir. Elektronik alışveriş merkezlerinin giriş kapısı olan portal satışlarında milyonlarca dolarlık rakamlar konuşuluyor, oysa e-mail marketing için senede maksimum 100 bin dolar harcayarak etkin pazarlama kampanyaları yapabiliyor.
 
TV YAYINCILIĞI

PRIME TIME SENDROMU

Artık TV izleyicileri bile ``prime time`` denen olgunun farkında. Şirketler ve reklam ajansları ise bu özel saatlerde reklamlarını yayınlamak için büyük baskı uyguluyorlar. Oysa, bu trendin sonu gelmek üzere. Kablo TV, uydu TV, web TV ve dijital TV´nin yaygınlaşmasıyla birlikte, analog televizyon yayınları pazar kaybedecek. Analog yayınlardaki düşüş, "prime time'' sendromunu da ortadan kaldıracak. ``Prime time``ın önemi azalcak.

Bu müthiş değişime ayak uydurmak isteyen medya sektöründeki oyuncuların dikkat etmesi gereken noktaları At Kearney Danışmanlarından Ratip Ratip şöyle özetledi: "Medya ve yayıncılık kuruluşları dijital TV'nin getireceği büyük yeniliklerden faydalanabilmek için yeni modeller geliştirmek zorunda. Bu değişimi gerçekleştirebilmek için televizyon üreticileri, kablolu yayın kuruluşları ve bilgisayar endüstrisi ile işbirliği yapmalılar. Gelişen teknolojinin getireceği bu değişikliklerden faydalanabilmek içinse, vizyon sahibi olmak ve farklı açılardan düşünebilmek gerekiyor"

KİŞİYE ÖZEL TV PROGRAMI

Dijital kayıt ve depolama sistemlerindeki gelişmeler, yayıncıların 50 yıllık mevcut yapısını değiştirecek. İzleyiciler, yeni teknolojiler sayesinde televizyonlara takacakları bir kutu ile programları gösterim anında kayıt edebilecek, geri alabilecek veya durdurabilecek.

Bu gelişmeler geleneksel TV yayıncılarını ürkütüyor. Kullanıcılar ise yüzlerce televizyon programı arasından istediklerini seçebilecek, kendi beğenisi doğrultusunda seçtiği proğramlardan oluşan özel bir kanal oluşturabilecek. İzleyiciler kişiselleştirilmiş TV programlarına yöneldikçe prime-time, bant reklamlar, pazar gecesi sineması gibi günümüzün reklamverenlerini mıknatıs gibi çeken kavramlar önemini yitirecek.

TEKNOLOJİ

PALMPILOT CİHAZLAR

Herkes ``Palmpilot'' denilen bu kablosuz cihazlara bayılıyor. 3Com firması bu cihazları başarıyla pazarlıyor. Ancak, bu cihazlar Microsoft Windows'tan çok daha farklı bir işletim sistemiyle çalışıyor. Bir organizer olarak kolay kullanım avantajına sahip olan palmpilot cihazlarının en büyük eksisi ise renkli web sayfalarını siyah-beyaz sıkıcı görüntülere dönüştürmesi. Eğer üretici firma 3Com, palmpilot'lara yeni özellikler ekleyip geliştirmezse gelecekte ne ölçüde başarı kazanacağı şüpheli.

WINDOWS CE TABANLI PALMTOP

Microsoft çok sayıda bilgisayar üreticisini Windows CE işletim sistemini seçmeleri için ikna etti. Ardından, mini masaüstü bilgisayarlar gibi çalışan, renkli multimedya özellikleri ve kelime işlemci uygulaması olan avuç içi bilgisayarları pazarda yerleştirdi. Sonuçta ortaya daha ğüçlü ve daha web dostu bir ürün ortaya çıktı. Casio'nun pazara sunduğu ``Cassiopedia'' isimli palmtop MP3 formatındaki müzik dosyalarını çalabiliyor. Bilgisayar üreticilerinin çoğunun Windows CE'yi desteklemesi yeni oyuncuların bu alana girmesini zorlaştırıyor, rekabet ortamını öldürüyor.

MÜZİK TEKNOLOJİSİ

MP3 ÜRÜNLERİ

MP3.com'un yönetim kurulu başkanı Michael Robertson, ``Çevrenizdeki PC kullanıcılarına ``MP3 nedir?'' diye soracak olursanız, büyük olasılıkla ``MP3'ün bilgisayarda müzik''anlamına geldiği yanıtını alacaksınız'' diyerek övünüyor. Robertson, çoğu bakımdan övünmekle haklı. Ancak, sıkıştırılan ses kalitesi düşüyor, müzik istenilen düzeyde dinlenemiyor. Ayrıca, raf ömrü de tartışılıyor.

DİJİTAL RADYO

Medya fırtınasının ortasında çok sayıda yeni teknoloji bomba gibi patlarken, dijital radyo sessiz sedasız gelişiyor. Lucent başta olmak üzere sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen bir kaç firma dijital radyo ürünlerini pazara sürdü. Bu ürünler çok geniş müzik seçenekleri sunuyor, üstelik şarkı sözlerinin metinlerini okuma olanağı da tanıyor. Dijital ses kayıtlarını istediğiniz gibi sınıflandırabilmeniz de cabası. Konunun uzmanları gelecekte CD player ihtiyacı kalmayacağını düşünüyor.

TV SİSTEMLERİ

İNTERNET TV

WebTV ve onun en yeni versiyonu WebTV Plus'ın gündeme gelmesiyle birlikte, herkes televizyon cihazından internet erişimi hakkında konuşmaya başladı. Ardından, WebTV'nin modasının geçip geçmediği tartışıldı. Kablolu televizyon şirketlerinin müşterilerine kendi tescilli interaktif TV'lerini de çok uygun koşullarda sunmaya başlayınca, WebTV hakkındaki şüpheler de arttı. WebTV kullanıcılarının sayısı halen 1 milyonun altında.

Oturma odasındaki rahat koltuğa, kucağında bir keyboardla oturmak isteyen insanlarına sayısı kaça ulaşabileceği ise tahmin edilemiyor.

İNTERAKTİF TV

İnteraktif TV, sadece internet erişimi değil, çok sayıda entegre interaktif hizmeti de sunuyor. Bu yeni interaktif hizmetler hepimizin içinde yaşayan zapçıyı heyacanlandırıyor. Bir WebTV firmasına sahip olan Microsoft bile şimdi AT&T ve diğerleri için interaktif TV işletim sistemi üreten bir bölüm kurdu. İnteraktif TV, hatalı başlangıçlar ve Time Warner'ın Orlando'daki kötü denemesi nedeniyle darbe aldı. Ancak, bu kötü deneyimden ders çıkaran şirketler çalışmalarını sürdürüyor. Çok sayıda şirket interaktif TV platformu kuruyor. Bunlar arasında internet TV´ye, server (sunucu) tabanlı ``istediğin filmi seç ve izle'' (on demand movies) ve ``pay per TV'' (izlediğin kadar öde) gibi çeşitli multimedya içeriğik uygulamaları ilave edenler de var.

İLETİŞİM AĞLARI

ABARTILDI: SUN´IN JINI´Sİ

Bilgisayarın devlerinden Sun Microsystems'in yarattığı Java teknolojisi, dünyadaki tüm araçların birbiriyle konuşabilmesini mümkün kılıyor. Sun Microsystems'in Jini olarak adlandırılan ağ mimarisi PC'ler, avuçiçi el bilgisayarları, video kameralar ve yazıcıların ağ üzerinde birbirleriyle konuşabilmesini sağlıyor.

Bu söylediklerimiz eminim sizin kulağınıza da hoş geliyor. Ancak, böyle bir dünya yaratabilmek için öncelikle Sun Microsystems'in Jini teknolojisini bütün bu cihazlara yüklemesi gerekiyor. Öte yandan, Microsoft ve Lucent firmaları Jini teknolojisine rakip bir teknoloji geliştiriyor.

GRASSROOT ÇABALARI

Dünya dışındaki çeşitli işaretleri tespit edebilmek için evreni taramak, tarihin en büyük bilgisayar projesine dönüştü. University of California Berkeley, bu konuda araştırmalar yapıyor, dünyanın dört bir yanına dağılmış web üzerindeki bireysel kullanıcıları kendi Seti(64)Home adlı server'ına bağlıyor. Porto Rico'daki radyo teleskop ile tüm uzaydan veri topluyor.

Akademik projelerde daha önce de bu paylaşımlı bilgisayar ağı modeli kullanıldı, fakat Seti(64)Home bu fikri kitle pazarına taşıdı. Nisan ayında başlatıldığından bugüne kadar 1.2 milyon kullanıcı kaydoldu.

Araştırmalarda henüz hiç uzay yaratığına rastlanamadı.

PARA-BORSA

ONLINE HİSSE ALIMI

Son dönemin gözdelerinden biri de ``online trading`` denilen, internet üzerinden hisse senedi işlemleri gerçekleştirmek oldu. Telefonla uğraşmaktan bunalanlar için gerçekten biçilmiş kaftan. Ancak, son dönemde bu işin de yıldızı yönüyor gibi. Çünkü, borsa gibi, saniyelerin bile değerli olduğu ortamlarda yatırımcılar Windows´un açılması için 5 dakika beklemeyi gözönüne almak istemiyor.

Kentbank Fon Yönetim Bölüm Müdürü Bora Böcügöz,``Türkiye'de teknoloji kullanımına aşina olan yatırımcılar şu anda çok rahat online alım-satım yapabiliyor. Ancak, hatların sık sık kilitlenerek kullanılamaz hale gelmesi problem yaratıyor, bu gibi durumlarda işlemler gecikmeli olarak yapılabiliyor'' diyor. Böcügöz´e göre, bu sistemin cazip hale gelmesi için, altyapı yatırımlarına önem verilmesi gerekiyor.

KABLOSUZ CİHAZLA HİSSE ALIMI

Çok yakında yatırımcılar, istedikleri an istedikleri yerden hisse senedi alıp, satabilecek. Cep telefonuyla, mini tarayıcısıyla veya benzeri mobil cihazlarla hisse alım- satımı yapacak. Morgan Stanley Dean Witter, alım- satım yapan traderlara PalmPilot cihazları üzerinden hisse alım-satımı yapabilme imkanını sunuyor. Orta direği borsaya alıştıran şirket olarak tanınan Schwab, çok yakında bu amaçla kullanılabilecek kablosuz bir cihaz çıkaracak.

YATIRIMCI

KURUMSAL YATIRIMCI

1970'lerde ``riskli'' denilen Apple ve Intel gibi şirketlere yatırım yaparak sahneye çıkan bu yatırımcılara ``asi'' gözüyle bakıldı. Bankalar ve Wall Street uzmanları, onlara yanlış iş yaptıklarını söylediler. Onlar ise sezgileri doğrultusunda doğru alana yatırım yapmaya devam ettiler. Bugünkü kurumsal yatırımcı (venture capitalist) kavramı işte böyle doğdu. Amerika'da California, San Francisco, Seatle ve Denver etrafında bulunan ve ağırlıklı olarak teknoloji alanına odaklanan kurumsal yatırımcılar sektöre sürekli nakit para akıtıyor. Ortaya o kadar çok şirket çıktı ki, onlarda ne yapacaklarını şaşırdı.

MELEK YATIRIMCI

Gelecek vaat eden bir şirket için ihtiyacı olduğunda, ona yardım elini uzatan bir koruyucu meleğe sahip olmaktan daha iyi bir şey olamaz. Amerika'da teknoloji işinden iyi anlayan, bu işten iyi para kazanmış insanlar şimdilerde ``melek yatırımcı''(angel capitalist) olarak sahneye çıkıyor. Yeni kurulan teknoloji şirketlerini yönlendiriyor, onlara yatırım yapıyor ve bu küçük teknoloji firmaları bir-iki yıl içinde başarılı biçimde halka açılmaya veya büyük bir şirket ile evlenmeye hazırlıyorlar. Gelecek vaat eden şirketleri belirleyip, onların koruyucu meleği oluyorlar...

Kentbank Fon Yönetim Bölüm Müdürü Bora Böcügöz, Türkiye'de bu tip yatırımcıların ortaya çıkabilmesi için gereken şartları şöyle açıklıyor:

`` Öncelikle nominal ve reel faizlerin dünya standartlarına inmesi ve azalan getirilerin yatırımcıları değişik alternatifler aramaya zorlaması gerekiyor. Ayrıca, varlıklı kişisel yatırımcıların bilgi düzeylerinin bu tip yatırımları destekleyebilcek düzeye gelmesi de büyük önem taşıyor.''

EMEKLİLİK PLANI

GENÇ EMEKLİLİK

Bu yıl Türkiye gündeminin üst sıralarında yer alan konulardan bir de emeklilik yaşının yükseltilmesiydi. Bu konuda büyük tartışmalar yaşandı. Aslında Türk insanı genç yaşta emekli olmak istemiyor. Türkiye'de asıl önemli olan daha iyi koşullarda emekli olabilmek. Buna yurt dışında "mutlu emeklilik" deniliyor. Türk insanının emeklilik konusuna yaklaşımı dünyadaki trendlere paralel olarak gelişiyor. Dünyada her şey hızla değişirken kimse genç yaşta evinde oturmak istemiyor.

MUTLU EMEKLİLİK

Boyner Holding İnsan Kaynakları Direktörü Bekir Kural'ın ``mutlu emeklilik'' kavramı ile ilgili görüşleri bu eğilimi tam olarak doğruluyor:

"Ne zaman yurtdışında bir yabancıyla konuşup biz 40-45 yaş arası emekli oluyoruz desek gözleri yuvalarından fırlamıştır. Onların hayalinde kendi koşullarıyla daha genç emekli olabilmek yatarken, bizlerin hayalinde daha geç ama daha iyi koşullarla emekli olabilmek yatıyor. Sanıyorum yeni milenyumun başlangıcında bu ikilemin ara noktasında buluşma sağlanacaktır. Ancak, gen mühendisliği, beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimindeki olumlu gelişmeler dünya nüfusunu daha yaşlı hale getiriyor ve getirecek. Bu açıdan bakarsak genç emekliliğin tarihe karışacağı kesin. Bizde eksikliği hissedilen özel emeklilik fonlarının hayata geçmesiyle sanıyorum bu konuda da kökten değişiklikler yaşanacak ve Türk çalışanları da zaman içinde çok daha iyi koşullarla emekli olabilme imkanına sahip olabilecek."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz