Siemens, önde gelen uluslararası üniversitelerin işbirliğiyle, aralarında enerjinin akıllı ve etkin yönetiminin de olduğu bir dizi alanda ezber bozan teknoloji geliştiriyor
Aslında pratikte böylesi bir kültürler arası yardımlaşma, özellikle aradaki mesafeler düşünüldüğünde bir hayli zor olabilir. Ancak araştırmacılar açısından muazzam bilgilendirici bir deneyim olduğuna hiç kuşku yok. Dr. Yan Lu, "Farklı zaman dilimlerinden takımlarla birlikte çalışmak, çok daha erken kalkmak veya öğle yemeğinden fedakarlık etmek anlamına gelebilir" diyor. O, 2010 yazından bu yana Berkeley'deki University of California (UCB) ile kurulan araştırma işbirliğinin başkanlığını yaptığı Princeton'daki Siemens Kurumsal Teknolojiler'de (CT) çalışıyor. Farklı zaman dilimlerindeki insanlarla çalışmak zorunda kalmasına rağmen, bu tür bir kültürler arası çalışmayı çok seviyor. Zaten doktora tezini yazarken de dünyanın dört bir yerinden öğrencilerle birlikte çalışmış. Düşünce tarzı farklılıklarına ise nadiren rastlıyor. Çin'den gelen Lu, "Benim program yöneticim Alman ve o çok güçlü sezgileri olan, sözünü sakınmayan bir insan. Biz Asyalılar o kadar dobra değilizdir. Ancak bir takımın içinde çalışıyorken insanların nasıl düşündüklerini ve nasıl hissettiklerini bilmek çok önemlidir" diyor. Çin, Hindistan, Almanya ve ABD'den gelen araştırmacılardan oluşan 9 kişilik takımıyla Lu, şebekenin ihtiyacına cevap verebilmek için otomatik yük kontrolünden faydalanan bir bina yönetim sistemi üzerinde çalışıyor. Arz ve talep arasındaki uyumsuzlukların bu şekilde ele alınmasıyla enerji şebekelerinin yükü hafifletilmiş oluyor. Enerji şebekesi ile bina sistemi arasındaki arayüze akıllı enerji kutusu deniyor. Bu cihaza akıllı denilmesinin nedeni, herhangi bir anda elektriğin kaça mal olduğunu bile hesaplayarak bina sakinlerinin günlük rutin işlerini yaparken enerji tüketimlerinin maliyetini minimuma indirebilmesi. Bu sistem şu anda Berkeley kampüsündeki bir binada test ediliyor. Üniversite, dağınık yük kontrol sistemlerindeki araştırma ve geliştirme uzmanlığını sunuyor. Siemens ise merkezi yük yönetimi, binanın teçhizatlarla donatılması ve proje sonuçlarının analiz edilmesinden sorumlu. Berkeley, 2009 yılından bu yana Siemens'in Bilgi Paylaşımı Merkezi (CKI) programına katılıyor. CKI, sürdürülebilirlik gibi önemli araştırma alanlarında, seçkin üniversitelerle yapılacak uzun vadeli ortaklıkları destekliyor. Siemens Kurumsal Teknojiler'de Kuzey Amerika'daki üniversitelerle yapılacak ortak projelerden sorumlu Jack Hurley, "Bu klasik bir kazan-kazan vakasıdır. Üniversite, endüstri için nelerin sorun olduğunu bulur ve kendi kaynaklarını ona yöneltir. Siemens için de temel ve uygulamalı araştırmalara olduğukadar öğrencilere ve geleceğin araştırmacılarına da erişebilmek çok önemlidir" diyor. Bir araştırma grubu içinde kültürel çeşitlilik olması, özellikle söz konusu inovasyon geliştirme olduğunda üretkenliği fevkalade artırır. Örneğin Almanya'daki son bilimsel gelişmelere veya Çin piyasasındaki gereksinimlere ya da Hintli tüketicilerin ihtiyaçlarına çok daha hızlı erişebilirsiniz. Sonuçta geliştirme aşamasındaki ürünlerin nihai hedefi, dünyanın her köşesindeki pazarlardır. Berkeley adına projeyi yöneten Profesör Dave Auslander, "Sınırları olmayan araştırmalar yaşamsal öneme sahiptir çünkü ürünlerle bilgiler önünde sonunda, global anlamda herkesin kullanımına açılır, izole bir ortamda çalışmanın hiç bir anlamı yoktur" diyor.~
"Bildiğiniz gibi..." Siemens'in ayrıca kontrol teorisi alanında dünyanın önde gelen uzmanlarından bazılarına ev sahipliği yapan dünyaca ünlü Boston'daki Massachusetts Institue of Technology (MIT) ile de bir CKI ortaklığı var. Oradaki araştırmacılarla yakın çalışan Dr. Dragan Obradovic, "MIT'deki hedefimiz bilgiyi bir araya getirmek" diyor. Obradovic, 2008 Ekim'in-den bu yana Siemens'in Münih'teki Araştırma Merkezi'nde çalışan 5 kişilik bir transatlantik takıma liderlik yapıyor. O, global araştırma toplumunun tipik üyelerinden biri. Sırbistan'da doğmuş, doktorasını MIT'de yapmış, Almanya'da yaşıyor, İtalyan pasaportu taşıyor ve Almanca cümlelere bile İngilizce kelimelerle "Bildiğiniz gibi ..." diye başlıyor. Obradovic, ABD'den saygın araştırmacılarla birlikte örneğin Lu'nun takımı tarafından geliştirilmekte olan bina otomasyon sisteminde can alıcı bir rol oynayan akıllı kontrol sistemleri ile enerji şebekeleri için kendi kendini düzenleyebilen kontrol sistemlerini geliştiriyor. Bu sistemler hep birlikte bir tür akıllı sinir sistemini oluşturan sensörlerle uyarıcıları temel alıyor. Ancak çıktıların işlenebilmesi için, akıllı bir sinir merkezine gerek duyulur. Bu merkez sensörler ağı tarafından üretilen ölçüm verilerini güvenilir ve hassas bir şekilde işleyebilmek için akıllı algoritmalar kullanan bir kontrol ünitesi aslında. Bu da özellikle enerji şebekesindeki güneş ve rüzgar gibi istikrarsız enerji kaynaklarının etkilerinin azaltılmasında ciddi sorunlara neden olabilir. Ayrıca akülerini şarj eden elektrikli arabaların sayısı arttıkça gelecekte şebeke üzerindeki baskı da artacaktır. Diğer yandan bu gibi arabaların aküleri, elektrik şebekesinin istikrarlı olmasına katkıda bulunabilir. Akıllı birer kontrol sistemi ile donatılarak ana şebekeye elektrik geri beslemesi de yapabilir hale gelecekler. Obradovic, "Şebeke yönetimi gibi konular evrenseldir. Bu nedenle araştırmaların da global olmaları gerekir" diyor. Ekibindeki araştırmacılar, kontrol algoritmaları geliştirmenin yanı sıra, gerekli veri paketlerinin aşağı yukarı gerçek zamanlı veri kaybına uğramaksızın, değiş tokuş edilebilmesinin yollarını da araştırıyor. Uluslararası bir takımın üyeleri arasında en temel matematik kuralları bile fikir farklılıklarına konu olabilir. Obradovic, "Bugün de yarın da farklı kültürel bakışlar sürtüşmelere neden olacaktır. Ancak bu iyi bir şeydir çünkü bu sayede yeni yaklaşımlar öğrenebilirsiniz" diye konuşuyor.
Global araştırmaların önü açık. Artık internet sayesinde dünyanın neresinde olursa olsun herkesle gerçek zamanlı olarak iletişim kurabiliriz. Obradovic daha şimdiden sanal 3B laboratuvarların hayalini kurmaya başlamış bile. 20 yıl içinde yerkürenin dört bir yanındaki takım üyeleri arasında sanal toplantılar ya da çevrimiçi platformlarda ortak projeler yapılmasının, günlük yaşamın bir gerçeği olacağına inanıyor. "Bildiğiniz gibi"yle söze başlayarak, "Gerçekten teknolojinin sınırlarının ne olduğunu bilmiyorum. Birileri uçak yolculuğu sonrası sersemliğe iyi gelebilecek bir şeyle aniden ortaya çıkabilir ya da çok daha hızlı uçaklar icat edebilir!" diyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?