Türkiye ekonomisinin 2010 sonlarında aşırı ısınma belirtileri göstermesi
üzerine Merkez Bankası “yeni para politikası” uygulamasına geçmiş ve
ekonomide yumuşak inişi gerçekleştirme çabasına girişmişti. Bir yıllık
gecikmeyle de olsa sonuçta bir iniş oldu olmasına ama bu iniş pek de
yumuşak olmadı. 2010 yılında yüzde 9,2 ve 2011’de yüzde 8,8 olan reel
gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyüme oranı, 2012’de birden yüzde
2,2’ye iniverdi. Burada yüzde 75’lik bir düşüş var. 2012’deki büyüme
hedefinin yüzde 4 olduğunu da dikkate alırsak bu inişin pek yumuşak
olmadığı gayet açık.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın. Ekonomide
yumuşak inişi tam başaramadık ama şu sıralarda oldukça yumuşak bir
çıkış yaşıyormuşuz gibi görünüyor. Bazı öncü göstergeler, ilk çeyrekte
ekonomide bir toparlanmanın başladığına işaret ediyor. Fakat bu
toparlanma biraz zayıf gibi duruyor. İlk çeyrekteki büyüme oranı,
2012’nin son iki çeyreğindekinden yüksek çıkacak gibi görünse de ilk iki
çeyreğindeki düzeyi de aşamayacakmış gibi bir izlenim veriyor.
TÜKETİM YÜKSELİŞTE
İlk
çeyreğin ümit veren göstergeleri, daha çok tüketim cephesinde yer
alıyor. Bu dönemde otomobil satışları yüzde 17,3 ve beyaz eşya satışları
yüzde 6,6 yükseldi. Otomobil satışları 2011’in ortalarından bu yana
genelde düşüş eğilimindeydi. Geçen yıl üçüncü çeyrekte bir artış olmuş
ama bunun devamı gelmemişti. Beyaz
eşya satışları ise geçen yılın ilk
iki çeyreğinde çok düşük artışlar gösterdikten sonra üçüncü ve dördüncü
çeyreklerde düşmüştü. Tüketim cephesinin bir diğer önemli göstergesi
olan reel tüketim malı ithalatı ise ocak ayında da yüzde 1,9 düşüş
gösterdikten sonra şubat ayında yüzde 4,8 yükseldi. 2011’in son
çeyreğinden bu yana düşüşte olan bu göstergede de ilk çeyrekte yeniden
yükseliş yaşanmış olması mümkün görünüyor.
Türkiye’de özel tüketim
harcamalarının GSYİH içindeki payı yüzde 70’e yakın düzeyde bulunuyor.
Bu nedenle tüketimdeki değişim ekonomideki büyümeyi çok fazla etkiliyor.
Geçen yıl ekonominin sert bir iniş yaşamasında özel tüketim
harcamalarının düşüş göstermesinin önemli etkisi oldu. Dolayısıyla öncü
göstergelerin ilk çeyrekte bu düşüşün sona erdiğine işaret etmeleri,
büyüme açısından olumlu bir sinyal oluşturuyor.