Projeksiyon

ALKOLLÜ İÇECEK YENİ DÜZENLEMELER TALEPLERİ DEĞİŞTİRDİ    Alkollü içki  sektörü 2003’te iki önemli değişiklik yaşadı. Bunlardan birincisi, olumlu bir gelişme olan alkol pazarının...

1.02.2004 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
ALKOLLÜ İÇECEK YENİ DÜZENLEMELER TALEPLERİ DEĞİŞTİRDİ  
 
Alkollü içki  sektörü 2003’te iki önemli değişiklik yaşadı. Bunlardan birincisi, olumlu bir gelişme olan alkol pazarının liberalleşmesi. Tütün ve Alkol Kurumu’nun pazarı liberalleştiren düzenlemeleri yapıldı. Daha önce sadece viski dağıtım ve fiyatlandırması yapabilen alkollü içki ithalatçıları, düzenlemelerden sonra artık votka, cin ve likörleri de dağıtım ve fiyatlandırma hakkına sahip oldular. Böylece pazara bir çok yeni ve kaliteli ürün katıldı.  
 
Gelişmelerin ikincisiyse olumsuzdu. Alkol üzerindeki vergiler tekrar artırıldı. Yeni düzenleme ile geçmişte yüzde 275.6 olarak uygulanan vergiler, bazı kategorilerde 2 katına kadar yükseldi. Bu oranın düşmesi beklenirken Avrupa veya dünyanın diğer ülkelerindeki uygulamalardan farklı olarak vergi oranının iki katına çıkarılması, sektörün gelişmesini etkileyecek oranda büyük bir engel oldu..  
 
Türkiye’deki alkollü içkilere uygulanan vergi oranları önceden olduğu gibi, şimdi de dünyanın en yüksek vergilerinden biri. Bu tip değişiklikler sektörde uzun vadeli planlar yapmayı da zorlaştırıyor. Ayrıca, Türkiye’de alkollü içki piyasasında Tekel’in özelleştirilmesi çalışmaları da  ithal alkollü içki pazarındaki gelişmeleri etkiledi.  
 
Diageo Türkiye Pazarlama Direktörü Arek Melemetçi, gelişmeleri şöyle değerlendiriyor: “Bu dönemde sektördeki en önemli gelişme beyaz içkiler olarak adlandırılan votka, cin ve likörlerde pazarın serbestleşmesi oldu. Tütün ve Alkol Kurumu’nun 2001’de çıkarılan yasaya göre yaptığı düzenleme ile firmalar viskilerde olduğu gibi beyaz içkilerde de ithalat ve dağıtım hakkına sahip oldular. Bu doğrultuda Diageo olarak Smirnoff, Gordon, Bailey's, Archers, Safari, Sheridan's ürünlerimizi tüketicilere sunduk.Bu doğrultuda taleplerde değişim yaşanıyor.”  
Dağıtım ve fiyatlandırma serbestliği pazarda önümüzdeki dönem öngörülerini de değiştiriyor. Diageo’nun beklentileri de olumlu. Beyaz içkilerin satışının 2004’te yüzde 30 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor.  
 
FIRIN  
 
PAZARDA BÜYÜME TRENDİ SÜRÜYOR
 
 
Fırın pazarı, tüm beyaz eşyada olduğu gibi, 2 yıldır devam eden büyüme trendinden olumlu etkileniyor. 2003 rakamlarında bu havanın yansımaları var. Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği’nin (TürkBESD) verilerine göre, ithalat dışındaki tüm rakamlarda artış var. Fırın üreticileri geçen yıl 1 milyon 574 bin 167 adetlik üretim gerçekleştirdiler. Böylece üretimde bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 17’lik artış sağlandı. 2002 yılında ise üretim 1 milyon 341 bin 104 adet olmuştu. İç satışlar da yaklaşık yüzde 11 artış gösterdi. 2002 yılında 339 bin 399 adet olan iç satışlar geçen yıl 377 bin 868 adede ulaştı. 2002’de 996 bin 578 adet olan ihracat miktarı ise 2003’te 1 milyon 189 bin 415 adede yükseldi. Böylece ihracat artış oranı yüzde 19 oldu. İthalatta ise yüzde 10 oranında düşüş kaydedildi. 29 bin 53 adetlik ithalat 25 bin 988 adede indi.  
 
Bu rakamlarla 2001 yılındaki olumsuz tablonun silinmesi mümkün oldu. 2001’de üretim 1 milyon 96 bin 167, ithalat 28 bin 208, iç satış 336 bin 735, ihracat ise 791 bin 963 adet olarak kaydedilmişti.  
 
Teba Şirketler Grubu Ev Aletleri Grup Başkanı Neşet Serter, pazarı şu sözlerle değerlendiriyor: “Sektör, otomotiv gibi, Türkiye’nin üretim üssüne dönüşümünü doğrulayan bir yapı çerçevesinde ihracatla büyüyor. Bu trend devam edecek. 2003’te, hem Teba hem de Arçelik, piyasaya yeni ürünler sürdü. Burada ağırlık olarak yurtdışı söz konusu. Bizim T2 serimiz, yeni ocak serimiz iç pazara sunduğumuz tamamen yeni ürün platformları.”  
Serter, önümüzdeki dönem de yurtdışı ağırlıklı büyümenin devam edeceğini düşünüyor. Türkiye ekonomisindeki olumlu sinyallerin 2004 yılında satış adetlerine yansımasını bekliyor. Temkinli olmakla beraber tahmini pazarın büyüyeceği yönünde.  
 
TURİZM  
 
BEKLENEN KAYIPLAR GERÇEKLEŞMEDİ
 
 
Geçen yılı, Irak Savaşı ve İstanbul’daki patlamalar yüzünden bıçak sırtında geçiren turizm sektöründe beklenen kayıplar yaşanmadı. Hatta turist sayısında ve gelirlerde artış oldu.  
Toplam ziyaretçi sayısında yüzde 5 artış gerçekleşerek sayı, 13 milyon 958 bin 45’e ulaştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, AB ülkelerinden gelenlerin sayısında bir önceki yıla oranla yüzde 0.3’lük artış oldu. OECD ülkelerinden gelenlerin sayısında ise yüzde 0.6 oranında düşüş yaşandı. BDT ülkelerinden gelenlerin sayısında yüzde 25, Doğu Avrupa ülkelerinden gelen ziyaretçi sayısında ise yüzde 19 artış oldu.  
 
Geçen yılın 10 aylık döneminde turizm gelirleri de arttı. Gelirler Ocak-Ekim döneminde bir önceki yıla göre yüzde 12 yükselerek 8 milyar 703 bin dolar oldu. 2002 yılı toplamında ise gelirler 8 milyar 481 milyon dolara ulaşmıştı. Böylece 10 ayda 2002 toplamı aşıldı. 10 aylık dönemde kişi başı gelir ise 10 aylık dönem için 693 dolar olarak kayıtlara geçti.  
 
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Bekir Akkaş, her şeye rağmen 2003 yılını iyi kapattıklarını söylüyor. Antalya’nın turist sayısında sadece yüzde 1’lik bir gerileme olduğunu belirtiyor. Akkaş’ın verdiği bilgilere göre, 2002 yılında 5 milyon 967 bin kişi olan Antalya’ya gelen turist sayısında kayda değer azalma olmadı. Rezervasyon iptali olmadı. Ancak yeni rezervasyon da yapılmadı.  
 
Bekir Akkaş, önümüzdeki dönem için de olumlu konuşuyor. Yatak kapasite artırma yatırımları yapıldığını hatırlatarak, “Yatak sayısı arttığı için işletme başına gelirlerde artış olmaz. Ancak toplam gelirler artar” diye konuşuyor. Akkaş’ın beklentileri olumlu. Antalya’ya gelen turist sayısında yüzde 20 artış hedeflediklerini, bunun da gerçekleşeceğini söylüyor.  
 
CEP TELEFONU  
 
GEÇEN YILKİ BÜYÜME DÜNYAYI GEÇTİ
 
 
Geçen yılın 11 ayında Türkiye’de toplam 4 milyon 662 bin adet cep telefonu satıldı. Procon GFK’nın araştırmasına göre, Nokia yüzde 60 payla Ocak-Kasım döneminin pazar lideri oldu. Bu dönemde Siemens atağa geçerek yüzde 15 pay elde etti. Siemens’in 2002’deki payı ise yüzde 7.7 idi. Sony Ericsson’un 2001’de yüzde 17 olan payı ise yüzde 10’a geriledi. Nokia Türkiye Pazarlama Müdürü Ülkem Kırımlı, şu değerlendirmeleri yapıyor:  
 
“2003 yılı 2002 yılına oranla yaklaşık yüzde 20 civarında bir pazar büyümesini getirdi. 2002 yılı ise 2001'de ekonomik sıkıntı dönemi nedeniyle daralmış olan pazarımızın kendini toparlama yılı olmuştu. Yani 2003 yılındaki büyümeyi net bir büyüme olarak değerlendirebiliriz. Türkiye pazarının 2003 yılı büyüme oranı dünya genelinin üzerinde. 2002 yıl sonu itibariyle dünyadaki mobil telefon kullanıcısı tahminimizi 1.125 milyar olarak açıkladık. 2002 yılı pazar tahminimiz ise 405 milyon adetti. 2003 yılında ise dünya cep telefonu pazarı büyüklüğü tahminimiz 460 milyon adet.”  
 
2003 yılı sonu itibariyle, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı mobil iletişim araçlarını kullanıyor. Ülkem Kırımlı, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Son yıllarda sesli iletişime, çekilen fotoğrafı anında paylaşmak, bir melodiyi yüklemek, sevdiğimiz bir oyunu istediğimiz yerde oynamak, e-postalarımızı seyahatteyken okuyabilmek gibi bir çok yeni deneyim eklendi. Cep telefonlarımız renkli ekranlara, hoş melodili zil tonlarına, birbirinden zengin resimli, hareketli logo ve mesajlara kavuştu. 2003'te iletişim pazarı renklendi ve daha da mobilleşti.”  
Satışların önümüzdeki dönemde de artmaya devam edeceği düşünülüyor. Ülkem Kırımlı, 2004 yılı mobil medyanın yeni trendi temsil edeceğini düşündüklerini söylüyor. Ayrıca iş uygulamalarında mobil çözümlerin de ön planda olacağını vurguluyor.  
 
OTOMOBİL  
 
OTOMOBİL ÜRETİMİ İHRACATLA ARTTI
 
 
Otomobil pazarı eski günlerine dönmeye başladı. Üretim, 2003 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 44 arttı. Üretim 294 bin 114 adede ulaşırken, bunun yüzde 73’ü ihraç edildi. 213 bin 587 adetlik ihracat üretim artışının en önemli nedeni. Geçen yıl üretimde sektörün parlak yılları olan 1993’ün yüzde 84’üne, 2000 yılının ise yüzde 99’una ulaşıldı.  
 
Satışlar ise 2002’ye göre yüzde 151 oranında arttı. 227 bin 36 adetlik satışın 154 bin adedini ithal otomobiller oluşturdu. Bu dönemde yerli araç satışı 73 bin 267 adet oldu. İthal otomobillerin toplam pazardan aldığı pay ise yüzde 68’e çıktı. 2002’de bu oran yüzde 61’di.  
Ford Otosan Pazarlama Müdürü Özgür Yücetürk, gelişmeleri şu sözlerle değerlendiriyor: “2003 yılı, otomobil pazarı için çok parlak bir yıl olarak kayıtlara geçti. Yılın ilk yarısında yaşanan Irak savaşının iç pazarı olumsuz etkilemesine rağmen ikinci yarıda yakalanan artış trendi adetlerin bu seviyelere gelmesini sağladı. Otomotiv sektörü ülkemizde yaşanan derin krizler sonrasında rotasını ihracata çevirmeye başladı. 2003 yılında ekonomi ve siyasetteki olumlu gelişmeler, düşük seviyelere gerileyen kredi faizleri ve enflasyon, Türk lirasının döviz karşısında güçlenmesi ve hurda araç desteği sektörü etkileyen en önemli faktörler oldu. Yıl içinde yaşanan ÖTV artışı satışları olumsuz etkilese de krizler nedeniyle ertelenen alımlar satışa dönüşmeye başladı.”  
 
2004 yılı beklentileri olumlu. Artış trendi devam edecek gibi görünüyor. Yücetürk, “2003’ün ilk yarısında 63 bin 700, ikinci yarıda ise 163 bin 500 adet perakende satış kaydedildi. Bu yılın ilk yarısında ise satışların geçen yılın ikinci yarısının seviyesinde olacağını düşünüyoruz” tahminini yapıyor.  
 
SU  
 
AMBALAJLI SU SATIŞINDA ARTIŞ
 
 
Ambalajlı su satışları 2003 yılında 60 milyon dolardan 81 milyon dolara çıktı. ACNielsen’in satış kanallarını da içeren araştırmasına göre, satışların yüzde 39’unu bakkallar yaptı. Satışlardan yüzde 32’lik payı süpermarketler, yüzde 12’lik payı da orta marketler aldı. Geri kalan yüzde 17’lik satış payını da kuruyemişçi, büfe ve benzin istasyonları paylaştı.  
 
Yaklaşık 80 PET, 180 damacana ve 26 maden suyu üreten şirketten oluşan su pazarında yoğun bir rekabet yaşanıyor. Danone’nin verilerine göre, su pazarı 2002 yılında 5 milyar litreye ve tüketici fiyatlarıyla 600 milyon dolarlık bir değere ulaştı. Pazarın yaklaşık 800 milyon litresini PET su, 200 milyon litresini maden suyu ve geri kalan yaklaşık 4 milyar litresini ise damacana kategorisi oluşturuyor. Değer olarak ise PET su pazarı tüketici fiyatlarıyla yaklaşık 165, damacana 280, maden suyu 155 milyon dolar olarak kaydedildi. Türkiye’deki hanelerin yüzde 70’inde ise ambalajlı su kullanılıyor. Kişi başı su tüketimi de yılda yaklaşık 80 litre seviyelerinde.  
 
Coca-Cola Türkiye Bölgesi Pazarlama Müdürü Galya Frayman Molinas, şu bilgileri veriyor: “Türkiye'de tüketilen su miktarı az. Her birimizin yılda en az 750 litre sağlıklı, kaliteli su veya türevlerine ihtiyacımız var. Su pazarı 2002’de yüzde 8 büyüdü. 2003’te ise büyüme oranı yüzde 6’yı buldu. 2003 yılında ambalajlı su tüketimi yaklaşık 5.7 milyar litre oldu.”  
Önümüzdeki dönem de büyümenin devam edeceği düşünülüyor. Dünyada giderek büyüyen alkolsüz içecekler pazarının, 2003-2005 yıllarında giderek artan bir satış hacmine ulaşması bekleniyor. Paketlenmiş su ise, alkolsüz içecekler pazarında yıllık ortalama yüzde 8 büyüme oranıyla en hızlı büyüyen kategori.  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz