Banka bilançolarındaki gider/gelir dengesi bu yıl zorlu bir sınavdan geçecek...
Elçin Cirik
Ücret ve komisyonlarda yapılan yeni düzenlemelerle 2020’de bankaların gelirlerinin yaklaşık yüzde 10 geri çekileceğini tahmin ediliyor. Bu kaybın artan kredi hacmiyle gelen gelirlerle telafi edilip edilemeyeceği ise soru işareti… Düşen faizler bu yıl bankalara yarayacak. Faiz gelirlerinde, marjın etkisiyle yüzde 40’a yakın artış yazılacağı öngörülüyor. Son 5 yılda yüzde 10’a yakın iyileşme görülen gider/gelir rasyosunda, 2020’de tüm bu gelişmeler yakından izleniyor.
Banka bilançolarında ilk bakılan kalemlerden biri gider/gelir rasyosu. Çünkü sektör oyuncularının maliyet verimliliği nedeniyle kârlarını direkt olarak etkiliyor. Aslında bu rasyoda Türk bankaları iyi durumda. Bloomberg’in 2019 yılı üçüncü çeyrek verilerine göre gelişmekte olan Avrupa bölgesi bankalarında gider/gelir oranı yüzde 49,5’lerde seyrediyor. Son beş yılda Türkiye ise bu konuda iyi bir karne sergiliyor. 2015’te yüzde 45,6 olan gider/gelir rasyosu, 2018’de yüzde 34,2’ye kadar çekildi. 2019 yılı sonu itibarıyla da ufak bir artışla yüzde 35,8’de tutunmayı başarıyor. Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstrisi Lideri Yaman Polat, son 5 yıldaki bu gelişimi bankaların dijitalleşme projeleriyle kişi başına düşen şube sayısının azalmasına ve alternatif dağıtım kanallarının ön plana çıkmasıyla operasyonel giderlerdeki düşüşün etkisine bağlıyor. Son iki yıl sektör açısından zor geçse de bankaların gelir tarafını faiz ortamını iyi yöneterek büyütebilmesi de dikkat çekici. 2005-2015 arasında yaşanan yoğun şubeleşme yatırımlarının durulması da rasyoda toparlanmayı olumlu etkiliyor. Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu, 2018’den 2019’a yaşanan yıllık yüzde 1,5’lik kötüleşmeyi, geçtiğimiz yıl bankaların kredilerde ve dolayısıyla buradan yazılan gelirlerde büyüme sıkıntısının sonucu olarak açıklıyor. Bu yıl, banka kârlılıklarında gider/gelir dengesinin hayati rolü olacak gibi görünüyor. BDDK’nın finansal tüketicilerden ve Merkez Bankası’nın da ticari müşterilerden alınan ücret ve komisyonlara getirdiği yeni düzenleme, bankaların 2020 gelir planlarını tamamen değiştiriyor.
FAİZ DÜŞÜŞÜ YARAYACAK
Gider/gelir rasyosunun paydası olan gelirlerde, yüzde 70 gibi ağırlıklı payla net faiz gelirleri yer alıyor. Bankaların kredi hacmi arttıkça bu gelir de yükseliyor. İyi haber, 2020’de kredi büyümesinde olumlu beklenti hakim. “2019’un ikinci yarısından itibaren enflasyonun gerilemesi, Merkez Bankası’nın yılın tamamında 12 puan faiz indirimine gitmesiyle sektörde faizlerde önemli düşüş yaşandı” diyen Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü, bu durumun kredilerde hızlanmaya yol açtığının altını çiziyor. Öncü, 2020’de finansal koşullardaki iyileşme ve iç talepteki toparlanmayla artacak hacimler ve işlem adetleriyle gelir/gider dengesinde daha olumlu bir yıl geçirileceğini öngörüyor. Burada kredi hacmindeki artıştan gelecek gelirin yanında, faiz marjlarının olumlu etkisi de önemli. Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstrisi Lideri Yaman Polat, “Ülkemizde mevduatların ortalama 1-3 ayda yeniden fiyatlanması nedeniyle faiz giderlerindeki düşüş, faiz gelirlerindeki düşüşten daha hızlı oluyor. Bu anlamda bankaların net faiz gelir rasyoları, önceki yıllara göre daha pozitif olacak” diyor.
KREDİ HACMİ ARTACAK
“Esas önemli olan faiz gelirleri ve giderleri arasındaki fark, yani faiz marjlarının ne olacağı” diyen Global Kapital Group CEO’su Tunç Akyurt, düşen faizler mevduat faizlerini de düşürdüğü için fonlama maliyeti açısından olumlu etki yaratacağını söylüyor. İş Yatırım Araştırma Müdürü Bülent Şengönül, mevduat/krediler arasındaki vade uyumsuzluğu nedeniyle bugün swaplara göre düzeltilmiş olarak yüzde 4 olan ortalama net faiz marjının, ilk çeyrekte zirve yapıp sonra normalleşerek yıl ortalamasında yüzde 4,5-4,6’lara çıkacağını tahmin ediyor. Banka analistleri, artacak kredi hacmiyle 2020’de yüzde 40’a yakın faiz geliri beklentisinde... Ekonomist Doç. Dr. Evren Bolgün, “Kredi kanalı gelirlerde önemli bir pozitif katkı yapacak. Kredilerde bu yıl yüzde 15 artış varsayımıyla tutar olarak 400 milyar TL’lik artı hacim oluşacak. Buradan 12-17 milyar TL faiz marjı geliri yazılabilir” diyor.
BÜYÜK ZARAR
Gelelim son üç yılda gelirlerin yüzde 10-12’sini oluşturan ücret ve komisyonlara… Bu kalem bankalar için 2020’de hüsran getirecek gibi görünüyor. Şubat ayı başında bireysel müşteriler ve ticari şirketler için bankaların alacağı ücret ve komisyonlar yeniden düzenlendi. Örneğin en az 6 TL olan mobil ve internet havale ücreti 1 TL’ye indirildi. Ticari kredi kartlarında yüzde 3-4 seviyelerinde olan nakit avans komisyonu ise yüzde 1 ile sınırlandırıldı. Bankacılık danışmanlarına göre aslında sektör bu tarz bir düzenlemeyi bekliyordu. Ancak yine de bireysel tarafta getirilen, vatandaş lehine adımlar sektöre kötü bir sürpriz oldu. 2019’da kredilerde büyüme sancısı yaşandığı için sektörü gelirler kaleminde, ücret ve komisyonlardaki yüzde 40’a varan artış kurtarmıştı. İş Yatırım Araştırma Müdürü Bülent Şengönül’e göre, bu yılbaşında bankalar bütçelerine ücret ve komisyon gelirlerinde yüzde 8 ila 10 arası büyüme beklentisi koymuştu. Şengönül, “Düzenleme bu kalemi törpüledi; özel bankaların çoğu bu büyüme beklentisini sıfıra çekti” diyor.
KAYIP YÜZDE 10’A VARACAK
Peki bu alanda yaşanacak kaybın tutarı ne olacak? Uzmanlar, sektörde ücret ve komisyonlarda yüzde 10 gibi bir kayıp bekliyor. Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstrisi Lideri Yaman Polat, son düzenleme ve sınırlamalarla komisyon gelirlerinin 2020’de hissedilir şekilde azalmasını kaçınılmaz görüyor. Tunç Akyurt da “Düzenlemelerin sektöre ciddi etkisi olacak. Kabaca hesaplarsak 10-12 milyar TL gelir kaybına yol açabileceğini düşünüyorum” yorumunu yapıyor. Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü ise bu noktada “2020’de ücret ve komisyonlarla ilgili düzenlemelerle bankaların komisyon gelirlerinde halihazırdaki hacimlerin artmaması durumunda düşüş yaşanması muhtemel” diyor. Öncü, sektörce bu gelir kaybının kredilerde artacak hacim ve işlem adetleriyle ve maliyet unsurlarının optimize edilmesiyle dengelenmeye çalışılacağını da vurguluyor.
GİDERDE DİJİTALİN ARTISI
Bankaların iyi yönetmek için çaba gösterdikleri gider tarafında ise son yıllarda ana değişim teknolojiden geliyor. “Dijitalleşme birçok açıdan finans sektörüne fayda sağlıyor” diyen Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, “Finteklerle iş birliği ve dijitalleşme projeleriyle bankalar operasyon maliyetlerini düşürüyor. Son dönemde yükselen bu trend gelecek 2-3 yılda bankaların en çok mesai harcadığı konulardan olacak” diye konuşuyor. Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü, bankaların her yıl yatırım bütçelerinin önemli bir kısmını dijitalleşmeye ayırdıklarını vurgulayarak bu payın ileride de devam edeceğini tahmin ediyor. İş Yatırım Araştırma Müdürü Bülent Şengönül, 2020’de bankaların bütçelerinde gider tarafında yüzde 12-15 arası artış beklentisi olduğunu söylüyor. Gider tarafında da regülasyonların olumsuz etkisi var. Örneğin 2019 sonu TMSF primlerinin artırılmasıyla bu yıl bankalar giderlerini yüzde 2 artırarak belirliyor.
MALİYETLER 10’DA BİRE DÜŞÜYOR
Büyük bankalarda nakit harici işlemlerin yüzde 90’dan fazlası dijital kanallardan yapılıyor. Bu trend, gider kaleminde önemli payı olan şube ve çalışan sayısını ve bu maliyetlerin payını da giderek düşürüyor. Doç. Dr. Evren Bolgün, 2015 sonu ile 2019 üçüncü çeyrek verilerine göre sektörde 900’ü aşkın şube kapatıldığını ve çalışan sayısının 11 binin üzerinde düşüş gösterdiğini söylüyor. Banka danışmanları, dijitalde maliyetlerin şubelerin 10’da biri kadar olduğunu aktarıyor. Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu, bankaların son dönemde döviz harcama kalemlerinden olan dijitalleşme ve BT maliyetlerinde de önemli azaltıcı çalışmalara ağırlık verdiğini ekliyor. Bolgün, son dönemde bankalarda artan start up’larla çalışma kültürünün giderleri, hem 2020’de hem uzun vadede düşüreceğinin altını çiziyor.
2020 NASIL OLACAK?
Tüm bu gelişmelerin ışığında, sektör 2020 yılında gider/gelir rasyosunda bir nebze de olsa olumlu bir tablo bekliyor. Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü, “2019’un dördüncü çeyreğinde başlayan, özellikle bireysel kredilerdeki artışın 2020 yılında ticari kredilerin de desteğiyle daha güçlü bir seyir izlemesini bekliyoruz” diyor. Öncü, faiz marjlarının iyileştiği, ürün ve hizmetlerdeki çeşitliliğin arttığı ve dijitalleşmenin yarattığı operasyonel verimlilik ortamında 2020’de bankacılığın daha fazla değer yaratacağı görüşünde. Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, bu yıl bankaların ücret ve komisyonlardan uğrayacağı kaybı kredi ölçeğini büyüterek fazlasıyla kapatacağını ve gelirde artıya geçeceklerini belirtiyor.
DENGEYİ BOZACAK RİSKLER
Sektörde sadece iyi giden gider/gelir dengesiyle değil, ayrılacak zorunlu karşılıkların 2019’a göre düşük olacağı beklentisiyle de yüzde 40’larda kâr artışı öngörülüyor. 2020’de gider/gelir rasyosu için Bülent Şengönül, Ali Kerim Akkoyunlu ve Evren Bolgün, yüzde 35 oranının görülebileceği noktasında hemfikir. Çünkü gider kaleminde yüzde 15 büyüme beklentisi varken gelirde 2020 yılı artış beklentisi yüzde 30-40’ları buluyor. Peki bu dengeyi bozabilecek riskler neler? Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü, burada özellikle dışarıdan gelecek kaynakların maliyet ve vade etkisine dikkat çekiyor. Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, 2018’daki kur şokuna benzer beklenmedik bir durum, jeopolitik riskler ya da kur tarafında tüketici ve yatırımcı güvenini zedeleyecek olumsuz bir gelişmenin negatif görünüm oluşturabileceğini düşünüyor. Uzun vade için ise olumlu trendin süreceği bekleniyor. Ali Kerim Akkoyunlu, önümüzdeki 5-6 yılda dijital bankacılığın yaygınlaşması ve şubelerin giderek sektörden silinmesiyle gider/gelir rasyosunda yüzde 30’lara kadar düşüş bekliyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?