İştahımız yüksek büyümeye devam

Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Gökhan Erün ile büyüme planlarını ve 2019’u konuştuk...

4.04.2019 12:04:000
Paylaş Tweet Paylaş
İştahımız yüksek büyümeye devam

2018 pek çok oyuncunun aksine Yapı Kredi Bankası’na yaramış görünüyor. Geçtiğimiz yıl bankanın başına gelen Gökhan Erün, doğru zamanlamayla bankanın yılı, hem sermayesini güçlendirerek hem özel bankalar içinde pek çok alanda pay alarak kapattığına dikkat çekiyor. “2018, bankamız için avantajlı bir yıl oldu. Herkes neler yapalım derken biz kararlı bir şekilde belirlediğimiz stratejiye göre ilerledik” diyen Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Gökhan Erün, bu yıla 650 milyon dolarlık ilave ana sermaye niteliğinde tahvil ihracıyla başladıklarını vurguluyor. Erün, 2019 yılına da olumlu bakıyor. “Türkiye ile ilgili para politikası, maliye politikası ve jeopolitik risklerde sorun olmadığı sürece net şekilde en kötüyü geride bıraktığımızı ve olumluya gittiğimizi düşünüyorum” diyen yönetici, bu yıl ekonominin yüzde 1,5-2 büyüyeceğini öngörüyor. Bankacılık sektörü için de yüzde 10 büyüme tahmini yapıyor. Yapı Kredi’de de bu yıl hem müşteri sayısında artış hem müşteride derinleşmeyi hedeflediklerini aktaran Erün, planlarını şöyle özetliyor: “KOBİ’lerle daha fazla çalışacağız. Bireyselde daha parçalı işler yapacağız. 2019’da TL kredilerde yüzde 15 gibi büyüme hedefliyoruz. Özel bankacılıkta daha az büyüme olur. Kitle tarafında daha parçalı işlerden büyüme gelmesini bekliyoruz.” Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Gökhan Erün ile büyüme planlarını ve 2019’u konuştuk: 

Bankada genel müdür olarak ilk yılınızı geride bıraktınız. Bu sürede bankanın performansında nasıl bir değişim yaşandı?

 2018, pek çok açıdan zor yıl oldu. Dalgalanmanın yüksek olduğu bir yıldı. Doğru bir zamanlamayla mayıs ayında 2020 vizyonumuzu açıkladık ve Londra’da sermaye piyasaları günü yaparak yatırımcılara uzun vadeli planlarımızı aktardık. Bu vizyonla müşterinin odağımızda olmaya devam edeceğini belirttik. Yaygın ve güçlü saha organizasyonumuzu, şube sayısını koruyarak devam ettireceğimizi ve teknolojiye yatırımı sürdüreceğimizi belirttik. Aynı zamanda bilançomuzu, sermaye de dahil daha kuvvetli bir hale getireceğiz, güçlü bilanço yapısıyla gideceğiz dedik. Bu yolda ilk adım olarak haziran sonunda 4,1 milyar TL, o zamanki kurla 1 milyar dolar sermaye artışını tamamladık. Çok doğru bir zamanda yaptık, çünkü arkasından ekonomide hareketli bir döneme girdik. Mayıs ayında ilave ana sermaye ihracı yapma kararı da almıştık. Bu kararı gerçekleştirmek için de uluslararası piyasaların uygun olacağı bir dönemi bekleyeceğimizi söyledik. 2018 yılı ikinci çeyreğinden itibaren gelişmekte olan piyasalara olan yatırımların azalması nedeniyle uluslararası piyasaların kapandığını gördük. Türkiye’den 2018 yılında en son işlemi de biz mart ayında 500 milyon dolarlık Eurobond ihracıyla yaptık. O nedenle ilave ana sermaye ihracımızı 2018’de gerçekleştirememiştik. 2019 başında, özellikle ekonomide dengelenmenin başlaması ve Türkiye’nin gelişmekte olan piyasalar içinde kendini ayrıştıracak temeller oluşturmaya başlamasıyla uluslararası piyasaların uygun olabileceğini öngördük. 9-10 Ocak tarihlerinde, ilave ana sermaye ihracımızı da gerçekleştirmek için piyasalara çıktık ve 650 milyon dolarlık tahvil ihracı gerçekleştirdik. 500 milyon dolar için çıkmıştık, 1.7 kat taleple 820 milyon dolar talep geldi. Bu ihracı gerçekleştirmeyi çok istedik, çünkü sermaye benzeri olduğu için kur artışlarına karşı sermayeyi koruyor. 2018 içinde likiditemizi yüksek seviyelerde tuttuk. Örneğin ekim ayında, oldukça zor bir dönemde sendikasyon kredimizi yeniledik. Zordu ama yüzde 96 oranında çevirdik. Geçen yılın ikinci yarısında 1 milyar doların üzerinde sendikasyon kredisi alan tek banka biz olduk. Bu dönemde içsel sermayeyi, yani kârlılığımızı da iyi yönettik. Üçüncü çeyrekte beklediğimizin üstünde karşılık ayırmamıza rağmen iyi bir kâr rakamı açıkladık. Dolayısıyla sermayemizi kuvvetlendirmeye yönelik adımlarımıza ek olarak, hedeflediğimiz alanlarda büyümelerimizi de gerçekleştirdik. Parçalı ve yaygın kredi vermek, mevduat toplamak hedeflerimizin yanında işlem bankacılığında yapmak istediklerimizi gerçekleştirdik. 

Bu süreçte pazar payı kazanabildiniz mi?

 2018, bankamız için avantajlı bir yıl oldu. Herkes neler yapalım, yapalım mı yapmayalım mı derken biz çok kararlı bir şekilde belirlediğimiz stratejiye göre ilerledik. Zor dönemlerden pozitif olmadan çıkmak mümkün değil. 2018’de özel bankalar içinde her kalemde, bireysel mevduattan kredilere pazar payı aldık. Gururla söylüyoruz. Özel bankalar arasında nakdi kredilerde 60 baz puan artışla payımızı yüzde 16,2’ye, toplam mevduatta 40 baz puan artışla yüzde 15,6’ya ve bireysel vadeli mevduatta 90 baz puanla yüzde 13,3 paya ulaştık. 2019’da büyümeye aynen devam edeceğiz. Sahayla çok iyi bir uyum sağladık, müşteriyi odağa koyduk. Yönetime geldikten sonra tüm teşkilatla olabildiğince sık bir araya geldik, ‘işimizi nasıl daha iyi yapabiliriz’ diye çalıştık. Müşteride daha yaygın olmak istiyoruz. Tabii ki büyük işleri yapacağız, seviyoruz ama daha yaygın olacağız. KOBİ’lerle daha fazla çalışacağız ve bireyselde daha parçalı işler yapacağız. Daha çok yeni müşteri gelecek. Şube bizim için önemli. Şubelerimiz de dijitalleşiyor, süreçler buna uygun olarak değişiyor. Dijital bankacılıkta yıllık 1,1 milyon yeni müşteri kazandık, burada toplam müşteri sayımız 5,4 milyon oldu. Mobilde de 1,2 milyon yeni müşteriyle 4,8 milyon kişiye ulaştık. 

 Peki bu yıl için nasıl bir büyüme planınız var? 

 2019’da TL kredilerde büyümeyi istiyoruz, yüzde 15 civarı büyüme hedefliyoruz. Bu yapılabilir mi? Önemli olan Türkiye’de iştahın geri gelmesi… Mevduatta da benzer şekilde yüzde 15 büyüme hedefimiz bulunuyor. Kredi/mevduat oranında temkinli bir duruşumuz var. Yüzde 105 seviyesine getirdik ve böyle devam etmesini bekliyoruz. 

 Kredi büyümesinde lokomotif hangi alan olacak? 

 KOBİ’ler olur. Bu noktada devlet destekli kredi programları çok önemli. KGF bunlardan biriydi. 2018 başında göreve başladığımda, ‘KGF, KOBİ bankacılığı için fırsat, burada daha fazla pazar payı alabiliriz” dedim ve adımımızı attık. 2018 yılında kullanıma açılan programlarda toplam yüzde 12 pazar payımız vardı, sadece üçüncü programdan yüzde 15 pay aldık. KGF’de aktif olmak istedik, çünkü bizim parçalı iş stratejimizle uyumlu ve KOBİ müşterisi kazanmak için de doğru bir kanaldı, çok iyi kullandık. 

 Bu durumda KOBİ Değer Kredisi’nde de aktif olacaksınız? 

 Tabii, şu anda özel bankalar içinde bir numaradayız. Burada da etkin olacağız. Geçtiğimiz eylülde, zor bir dönemde çıkarılan Nefes Kredisi’nde de özel bankalar içinde en çok krediyi biz verdik. KOBİ Değer Kredisi’nde de kamu bankalarının ardından ilk katılımcı biziz. Talep de vardı, İlk günden kullandırmaya başladık, ilk 10 günde 1 milyar TL kullandırdık. 

 2019’da KOBİ dışında büyüyeceğiniz alanlar neler olacak? 

 Kurumsal ve ticari bankacılıkta zaten çok aktifiz. Bu alanlarda daha fazla müşteriyle çalışmak istiyoruz. Bu yıl büyüme, tüzelden ve kesinlikle KOBİ bankacılığı tarafından gelecek. Bireysel bankacılıkta da özellikle kitle bankacılığından büyüme gelecek. Özel bankacılık tarafında daha az büyüme olur; kitle tarafında daha parçalı işlerden büyüme gelmesini bekliyoruz. Kredi kartlarındaysa 30 yıldır lideriz, odağımızı kaybetmeden devam ediyoruz. 

Belirlediğiniz 2020 hedeflerinizde bu yıl bir sapma ya da revizyon olur mu?

 Olmaz, çünkü uzun vadeli bir vizyon koyduk ve o çerçevede gidiyoruz. Ama makro görünüm çok değişirse o zaman tekrar değerlendiririz. Bugün temel stratejiyi bozacak bir neden görmüyoruz. 2020 stratejilerimizde tüzel ve bireyselde ister kredi ister mevduatta daha yaygın olma hedefimiz var, ilk yıldan bunu başardık. Mevduatta yüksek tutarlı alıyorsanız maliyetleri yüksek oluyor; daha yaygın müşteriye daha uygun tutarlı mevduat alıyorsanız o zaman maliyetler de daha mantıklı oluyor. Böylece daha uygun maliyetli kredi verebiliyoruz. Bu stratejiyle devam edeceğiz. İşlem bankacılığında da kendimize koyduğumuz artış planının üzerinde gidiyoruz. Müşteride derinleşmek istiyoruz, bununla ilgili ayrı bir ekip kurduk. Müşterinin daha çok işlemini bankamızdan yapabilmek, ana bankası olmak için ne yapmak lazımsa onları belirleyerek hareket ediyoruz. Aylık 100 milyonu aşan işlem adedimiz var. Bu yıl sermaye artışı planımız yok, sermayeye ilişkin aksiyonlarımızı tamamladık. Bundan sonrasında içsel sermaye yani kârla büyümeye devam edeceğiz. Mayıs 2018’de açıkladığımız gibi 2020 yılı sonrasında temettü ödeyen bir banka olmak istiyoruz. 

 Bugünlerde bankaların gelen kredi başvurularını ret oranı arttı mı? 

 Makroda bozulma olduğu doğru, bu nedenle de bir miktar işsizlik artıyor. Dolayısıyla kredi ret oranlarının artmış olması mümkün. Tabii bir yandan da faizler arttığı için müşterinin ödeyebilme imkanı azalıyor. O nedenle de bankaların kredi başvurularına ret verme oranı artmış görünebilir. Ama bizim gibi büyük bankaların iştahı aynen devam ediyor. Daha fazla iş yapmaya devam edeceğiz. 

 Mevduatta faiz oranları yakın dönemde nasıl gidecek? 

 Aşağı yönlü bir trend olacak. Mevcutta yüzde 20’lerde, daha aşağı inecektir. Kredi faizlerinde de düşüş trendi olacak. Yıl içinde faizlerin nereye geleceğini tahmin etmek çok zor. Ama bugün içinde bulunduğumuz faiz seviyeleri enflasyonla bağlantılı, enflasyonun net olarak aşağı geldiği bir yerde mevduat ve kredi faizleri de aşağı gelmeli. 

 Son soru… Şube organizasyonunuzda bu yıl azalma planlıyor musunuz? 

 Şubede optimum noktayı her zaman korumaya dikkat ediyoruz. Bizim için şube önemli, şube ağında yaygın olmaya devam edeceğiz. Müşteri talebinin ve şubeyi besleyecek işin olduğu her yerde olmak isteriz.


“YENİDEN YAPILANDIRMALAR YAVAŞLAR”

YAPILANDIRMA SÜRER Mİ? 
Zaten her zaman müşterilerimiz için yeniden yapılandırma yapıyoruz. Ama başka banka müşterilerine yönelik yapmıyoruz, yapmayı da düşünmüyoruz. Bugünkü tabloda yeniden yapılandırmada sunulan kredi faizleri, bireysel ihtiyaç kredisi faizlerinin daha altında ve özellikle diğer bankalardaki riski almak üzerine kurulu. Bizim böyle bir amacımız yok. Ama bireysel, tüzel iyi niyetle gelen her müşterimizin borcunu yapılandırıyoruz.
KARTTA PAYLAR AZALIR MI? Şu an bunu öngörmek için çok erken. Bireyselde yeniden yapılandırma süreci yeni kuruluyor. Pazar paylarını değiştirebilir tabii, ancak bu etkileri şu an yorumlamak mümkün değil.
TÜZELDE ARTIŞ OLUR MU? Kurumsal kredilerde, hacim olarak büyük kalemlerin yeniden yapılandırılması 2018’de gerçekleşti. Ciddi bir duruşla iyi niyetle yaklaşan ve şahsi teminatlarıyla gelerek taşın altına kendi elini koyan borçlulara gereken her şeyi yapmaya hazırız. Burada belli bir standart oluşturduk. Bankamızda yeniden yapılandıran kredilerin toplam krediler içinde payı yüzde 5’in altında. 2019’da yeniden yapılandırmalar biraz daha yavaşlar diye umut ediyoruz. Ekonomide dengelenme olduğu için tahsili gecikmiş alacaklarda artış görüyoruz. Artış bir miktar bireyselde ve daha net olarak KOBİ tarafında oluyor. KOBİ ve ticari bankacılıkta artış bu yıl devam edecektir. Ama bunlar yönetilemez seviyelerde değil.



GÖKHAN ERÜN’ÜN 2019 AJANDASI 


12019’da TL kredilerde büyümeyi istiyoruz, yüzde 15 büyüme hedefliyoruz.
2 2018’de özel bankalar içinde bireysel mevduattan kredilere pazar payı kazandık. 2019’da da devam edeceğiz.
3 KGF gibi devlet destekli kredi programlarında aktif olacağız.
4 KOBİ’lerle daha fazla çalışacağız ve bireyselde daha parçalı işler yapacağız.
5 Bu yıl sermaye artışı planımız yok, bundan sonrasında kârla büyümeye devam edeceğiz.
6 2020 yılı sonrasında temettü ödeyen bir banka olmak istiyoruz.
7 Şube ağında yaygın olmaya devam edeceğiz.
8 Aylık 100 milyonu aşan işlem adedine ulaştık. Bunu artırmak, daha fazla işlem yapmak istiyoruz.



KÖTÜYÜ GERİDE BIRAKTIK

“DENGELENME BAŞLADI”
Türkiye ekonomisinde dengelenme başladı. Doğru adımlar atılıyor. Yeni Ekonomik Program açıklandı. Merkez Bankası sıkı para politikasını devam ettireceğini gösterdi. Mali disiplin tarafında sorun görünmüyor. 2018 sonunda bütçe açığının GSMH’ye oranı yüzde 1,9 oldu. Jeopolitik konularda iyileşmeler devam ediyor. 2019 için Türkiye ekonomisinde yüzde 1,5- 2 büyüme bekliyoruz. Türkiye ile ilgili para politikası, maliye politikası ve jeopolitik risklerde sorun olmadığı sürece net şekilde en kötüyü geride bıraktığımızı ve bu yıl olumluya gittiğimizi düşünüyorum. BÜYÜME OLUR MU? Bu yıl ekonomik büyümeyle bağlantılı olarak TL kredilerde artış olacak. Altyapı yatırımları, proje finansmanlarında talep sınırlı olacağından yabancı para kredi ihtiyacı daha az olacak. Sektörde kredilerde yüzde 10 büyüme öngörüyoruz. Bilançoların gerek şirket gerek banka tarafında daha fazla TL’leşmesi lazım. Böylece daha sağlıklı ve az riskli bir yapı oluşacak. Kâr tarafındaysa 2019 yılında tahsili gecikmiş alacakların artması, ayrılacak kredi risk maliyetlerini de artıracaktır. Bu yıl sektörün tahsili gecikmiş alacakları iyi yönetmesi gerekecek.
ÇİN BÜYÜK RİSK ABD ve FED, hala bir risk. FED 2019’da 3 kez faiz artışı yapacaksa, bu Türkiye ve tüm gelişmekte olan ülkeler için risk teşkil eder. Ama bugünkü senaryoda 1 faiz artışı olacak mı diye konuşuluyor. Avrupa Merkez Bankası’nın adımları da önemli, Türkiye’nin ihracatına olumlu yansır. Çin önemli bir risk. Eğer ticaret savaşları nedeniyle ABD-Çin arasında sıkıntı olursa gelişmekte olan pazarlara gelecek parada önemli sorun yaşanabilir. Ancak küresel beklentilere ek olarak Türkiye’nin sıkı para ve mali politika adımlarıyla ekonomik dengelenmesi başlamış ve bankacılık sektörü kuvvetlenmiş olarak genel anlamda pozitif ayrışacağı ve cazibesini koruyacağı görüşündeyim.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz