Tek hane endişesi!

Bankacılık sektörünün kârında, 2009- 2015 arasında 20-26 milyar TL arasında yataya yakın bir seyir hakimdi...

28.09.2017 15:04:000
Paylaş Tweet Paylaş
Tek hane endişesi!

Elçin Cirik

[email protected]

Geçtiğimiz yıl sektör, net kârını yüzde 44 gibi rekor bir seviyede artırmayı başardı. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bu artışta özetle bankaların giderlerindeki kontrollü yaklaşımın ve genel karşılık oranlarında yapılan düzenlemelerin etkili olduğunu vurguluyor. Kâr, 2017 yılına girildiğinde de hızını kesmedi. Nisan sonunda ilk 4 ayda bankacılık sektörü kârı, 17,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu rakam bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 59’luk bir artışa işaret ediyor. BDDK’dan yapılan açıklamaya göre aynı dönemde sermaye yeterliliği oranı ise yüzde 16,38. Bu yılki kâr artışında ise farklı etkenler rol oynuyor. QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, “Bu dönemde kredi büyümelerinin kârlılıktaki etkisi oldukça yüksek. Özellikle Kredi Garanti Fonu’na yapılacak ek devlet katkısıyla yaratılması öngörülen 250 milyar TL’lik kredi hacmi burada önemli rol oynuyor” yorumunda bulunuyor. Peki bu kâr trendi, 2017 yılı boyunca devam edecek mi? Kârın sürdürülmesinde hangi kriterler başrolü oynayacak? Banka yöneticileri bu soruların ışığında kâr KERVANCI getiren alanların da değiştiğine dikkat çekiyor. 

HIZ SÜRECEK Mİ? 

Bu yılın ilk çeyreğinde net kârın açılımına bakıldığında, ana kalem olarak sektörün net faiz gelirlerinde geçen yılın aynı dönemine göre 7 milyar TL’lik artış görülüyor. Bu artışta KGF destekli kredilerin önemli etkisi var. Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, “Kredi verme iştahındaki iyileşme ve yükselen faiz ortamının getirdiği net faiz marjlarındaki yukarı yönlü hareketlilik, net faiz gelirlerindeki yükselişte etkili oldu” diyor. Ancak yılın devamında kârlılıktaki bu hızlı trend sürdürülebilir görünmüyor. Uyan, yüksek kârlılık rakamlarının artan kaynak maliyetleri dolayısıyla normalize olacağını ve yılın sonunda geçen yılın altında gerçekleşeceğini öngörüyor. Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku da benzer fikirde. “Mevduat maliyetlerindeki artış önemli, belirleyici olacak. Mevduat maliyetleri Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yükseltmesi sebebiyle artışta. Ayrıca KGF ile ortaya çıkan kredi genişlemesi mevduata talebi artırıyor. Bu mevduat maliyetleri bankaların finansallarına yansıyacak” diye konuşuyor. Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze de mevduat faizlerinde Ocak ayından bu yana yükseliş trendindeki TCMB ortalama fonlama maliyetine ek olarak ikinci çeyrekte hızlı kredi büyümesine paralel yüzde 20’lere varan maliyet artışı olduğunu aktarıyor. EY Türkiye Finansal Hizmetler Lideri Selim Elhadef, yabancı para tarafında da dış borcun maliyetinin arttığını aktarıyor. Servet Taze, “2016 yılı kadar güçlü olmasa bile bu yıl yüzde 25 -30 bandında kârlılık artışı görebiliriz” diyor. Danışman Mehmet Sönmez de 2017 sonunda net kâr artış oranının bir önceki yıla göre yüzde 25-30 bandında kalacağını öngörüyor. Sönmez, “2017 ikinci yarısında kârlılık oranı süratle aşağı yönlü olacak” diyor. 

GÖZLER MEVDUATTA

2017 yılında kârlılığın gidişatını belirleyecek en önemli faktörler, mevduat maliyetlerindeki yükselme, mevcut sorunlu kredilerin yeniden yapılandırılması ve KGF kredileri olacak. Mehmet Sönmez, “Mevcut sorunlu krediler, ekonomideki durgunluk, turizm sektörünün daralması gibi nedenlerle regülatörün de onayıyla büyük ölçüde yeniden yapılandırıldı ve bu firmalara ‘nefes’ aldırıldı. Bu hamle olası zararların yazılmasını da engelledi” diyor. HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı, bu konuda “2017’de istisnai bir kalem olarak bankaların genel kredi karşılıklarına ilişkin alacağı aksiyonlar sektörün kârlılık artışında belirleyici olacak” yorumunda bulunuyor. Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı Mete Kanat da aynı fikirde. “Şu an için böyle bir trend gözlemlemiyorsak da aktif kalitesindeki olası bozulmalar kârlılığı olumsuz yönde etkiler” diyor. Ayrıca KGF’nin yarattığı rüzgarın yılın ikinci yarısında kesileceği öngörülüyor. TL mevduat/kredi oranında yüzde 150 sınırına dayanılması nedeniyle yılın ikinci yarısında TL kredi arzında büyük azalma bekleniyor. Bu da kârlılığın hızını kesecek önemli bir etken. Selim Kervancı, KGF’nin yüksek ölçüde kullanıldığı bugünkü ortamın mevduatta rekabeti yükselteceğine ve dolayısıyla sektörün maliyetlerini de artıracağına vurgu yapıyor. Son dönemde karşılık giderleri gibi diğer maliyet artışları da kârlılığı baskılıyor. Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya bu noktada iç ve dış kaynak maliyetlerine dikkat edilmesi gerektiğinin üstünde duruyor. Özkaya, “İlk çeyrekte kaynak maliyetlerindeki artış, gelir unsurlarına göre daha yavaş oldu. Ayrıca dış finansman maliyetlerinde de artışlar sınırlı kaldı. Eğer küresel sermaye akımlarında yeni bir giriş dalgası yaşanmazsa ikinci ve üçüncü çeyrekte yurt içi kaynak maliyetlerinde yaşanan artışlar kâr marjlarını baskılayabilir” şeklinde konuşuyor. 

~

KÂR HARİTASI DEĞİŞİYOR 

Sektörde bu yıl kârın geldiği alanlar ve ürünler de değişim gösteriyor. Hakan Ateş, 2016 yılında bireysel bankacılıkta özkaynak kârlılığı en yüksek bankacılık ürünlerinin ihtiyaç kredileri, kredili mevduat hesapları ve taksitli nakit avans olduğunu açıklıyor. Ticari tarafta da geçen yıl proje kredilerinin kârlılığa etkisi daha yüksek oluyordu. Bu yıl için ise Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya’nın açıkladığı gibi KGF ve dolayısıyla KOBİ kredileri kârda öne çıkıyor. Özkaya, “Kısa vadeli hareketlere daha duyarlı olduğundan ticari bankacılığın kâra en çok katkıyı yaptığını görüyoruz” diyor. Bankalar bugün toplam kârlarının yüzde 50’sinden fazlasını ticari ve KOBİ kredilerinden elde ediyor. 2016’ın sonlarında oluşmaya başlayan bu tablo, danışman Tunç Akyurt’a göre bu yıl daha netleşecek ve bu alanların kâra katkısı daha da artacak. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de bu yılın başında yaptığımız söyleşide, bu yılın kârlı alanlarının işletme segmenti ve başta KOBİ bankacılığı olacağını aktarıyordu. Bali, “Diğer taraftan hanehalkına doğrudan dokunan kredi kartları, ihtiyaç kredileriyle bunların yarattığı çapraz satış ürün ve hizmetleri de katkıda bulunmayı sürdürecek” yorumunda bulunuyordu. Ufuk Uyan, 2017’de KOBİ kredilerinin yanında ticari ve kurumsal segmentlerde yabancı para kaynağın daha verimli şekilde yönetildiği dış ticaret finansmanı ve proje finansmanı gibi ürünlerin iyi kârlılık sağladığının altını çiziyor. “Bireysel segmentte tüketici kredileri hala kârlılığı yüksek ürünler, ayrıca ana bankacılık faaliyetleri dışında komisyon getirisi olan sigorta, BES gibi ürünlerde penetrasyonun artırılması da kâra olumlu yansıyor” diyor.

2018’DE DÜŞÜŞ BEKLENİYOR 

Ancak gelecek yıl için kârlılık beklentileri pek parlak değil. HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı, 2018 yılında kârlılığı sorunlu kredi karşılıklarına ilişkin trend, mevduat maliyetleri ile kredi getirilerinin dengesi ve maliyet kontrolünün belirleyeceği düşüncesinde. Gerçekten de KGF kredilerinin yatırıma döndürülememesi durumunda ekonomide beklenen rahatlama olmazsa gelecek yıl sektörün sorunlu alacak rasyosu tırmanabilir ve bu da kârlılık üzerinde önemli negatif etki yaratabilir. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, 2018 yılında hem yüksek baz etkisi hem artan fonlama maliyetleri nedeniyle kârlılıktaki artışın tek haneli seviyelere gerileyebileceğine vurgu yapıyor. Danışmanlar da yıllık bazda yüzde 5-10 arasında bir büyüme olabileceği görüşünde. Ufuk Uyan, 2018 yılında faiz oranlarında oynaklığın azalacağını ve dolayısıyla bankaların kârlılıklarını görece daha düşük büyüme oranlarıyla sürdüreceğini öngörüyor. gelecek ıl izlenmesi gereken esas göstergelerden biri, mevduat maliyetindeki artışlar olacak. 2018 yılında kâr getiren alanların başında yine ticari ve KOBİ bankacılığı ürünleri geliyor. Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze, 2018’de üretim bazlı ekonomik büyümeyi desteklemek adına ticari kredilerin aktif olarak kullandırılacağını düşünüyor. Taze, ticari krediler yanında proje finansman kredilerinde fırsatlar olacağını ve kârlılığın destekleneceğini de öngörüyor. Ayrıca getirisiz mevduat ve hedging, döviz alım-satım gibi hazine ürünlerinin de kârlılıkta etkili olacağı öngörülüyor. Mehmet Sönmez ve Tunç Akyurt, 2018 yılında sektör özsermaye kârlılık oranının yüzde 12-14 arasında olacağını tahmin ediyor. Sönmez, “Enflasyon oranının yüzde 9-10 bandında olabileceğini tahmin edersek reel anlamda yüzde 3-4’lük kârlılık oranından bahsediyoruz” diyor.

~


"İÇ TALEBİN CANLANMASI KÂRA YARADI"
TEMEL GÜZELOĞLU / QNB FİNANSBANK GENEL MÜDÜRÜ

OLUMLU ETKİ 
Bu yıl ticari kredilerde Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) kapsamının genişletilmesi, konut kredilerinde kamu bankaların öncülüğünde faizlerin düşürülmesi, tüketici kredilerinde regülasyonların gevşetilmesi gibi iç talebin canlandırılmasına dönük politikalar, kredi büyümesinde ivmelenmeye yol açtı. Bilhassa KGF kredilerine gelen yoğun taleple piyasada hem tüzel hem bireysel tarafta olumlu etkiler gözlemliyoruz. Piyasadaki kredi talebinin ve kullanımının artması, ekonominin hareketlenmesine sebep oluyor. Kredi hacimlerinde sağlanan artış da sektörde kârlılıkları artırıyor.
 2016’DA NASILDI? 2016 yılında ise daha farklı bir tablo vardı. Bireysel bankacılık alanında 2016 yılında en fazla kâr getiren ürünler, ihtiyaç kredileri, kredili mevduat hesabı ve mevduat ürünleriydi. Ayrıca bireysel yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına doğru yönelmesi ve gelişen banka-yatırım kuruluşu entegrasyonlarıyla birlikte yatırım ürünlerinde de penetrasyon artışı görüldü. Bireyselde sigorta ürünleri, çapraz satış ve kârlılık açısından önemini korudu. Tüzel tarafta ise krediler ve tabana yaygın mevduat kârlılığa en çok etki eden ürünlerdi.



"2018'DE KÂR, BASKI ALTINDA KALABİLİR"
HAKAN ATEŞ / DENİZBANK GENEL MÜDÜRÜ

KRİTİK NOKTA
Bu yıl bankacılık sektörünün giderlerdeki kontrollü yaklaşımı ve genel karşılık oranlarında yapılan düzenlemeler, sektörün kârlılığındaki artışta etkili oldu. Ancak bankacılık sektörünün fonlaması ağırlıklı olarak mevduata dayanıyor; toplam aktiflerin yüzde 55’ini mevduat oluşturuyor. Yurt dışı fonlamanın ağırlığı ise yüzde 15 seviyesinde. Yurt dışı fonlamanın sınırlı olması ve yurt içinde de tasarruf oranının düşük olması nedeniyle mevduattaki rekabet, 2017 ve sonrasında sektörü zorlamaya devam edecek. Yurt dışı tarafta da FED’in 2018 yılında da faiz artırımlarına devam edecek olması yurt dışı fonlama maliyetleri üzerinde baskı yaratmayı sürdürecek.
GELECEK YIL 2018 yılında sektörün kârlılığı hem yüksek baz etkisi hem yine artan fonlama maliyetleri nedeniyle baskı altında kalabilir. Kârlılıktaki artışın tek haneli seviyelere gerilediğini görebiliriz. Özellikle mevduat maliyetlerindeki artışlara dikkat etmek gerekiyor. 2018 yılında getirisiz mevduat, akreditif, Exim kaynaklı krediler, ithalat-ihracat işlemleri gibi dış ticaret ürünleri ve hazine ürünleri kârlılıkta etkili olacaktır. Gelecek yıl bireysel tarafta ihtiyaç kredileri, kredili mevduat hesabı gibi ürünlerde kârlılık anlamında bir farklılaşma beklemiyoruz.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz