Transfer Yerini İç Kaynak Alıyor

Krizin yaraları sarıldı, bankacılık yeniden atağa kalkmaya hazırlanıyor. Küçüklerden büyüklere, her bankada büyük bir değişim var. Bu değişimi, insan kaynaklarında, özellikle de yönetici seçimlerin...

1.04.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Krizin yaraları sarıldı, bankacılık yeniden atağa kalkmaya hazırlanıyor. Küçüklerden büyüklere, her bankada büyük bir değişim var. Bu değişimi, insan kaynaklarında, özellikle de yönetici seçimlerinde de görmek mümkün. Eskiden alt, orta ve üst düzey yöneticilerini başka bankalardan transfer eden bankalar, şimdi daha hesaplı davranıyor. Yeni döneme damgasını vuran ise banka içinden yetenekleri ortaya çıkarmak, onlar şans vermek. Son 6 ayın yönetici değişimleri de bu trendi destekliyor.  
 
Bankacılık sektörü, yaşadığı derin krizin ardından yeni döneme büyük ölçüde ayak uydurdu. İş süreçleri gözden geçirildi, yeniden yapılanma çalışmaları hızlandı. Bu çalışmaların sonunda da özellikle orta ölçekli bankaların üst yönetiminde ciddi değişimler yaşanmaya başladı.  
Bu görev değişimlerinde asıl dikkat çeken ise, bankaların yüksek ücretli transferler yerine, kendi içlerinde yetişen kişilere ağırlık vermesi oldu.  
 
Hatırlanacağı gibi, özellikle 1990’lı yılların ikinci yarısında sektördeki banka sayısının 80’lerin üzerine çıkmasıyla birlikte, sektörde hızlı bir transfer dönemi yaşanmıştı. Yeni kurulan bankalar, yüksek transfer ücretleriyle tecrübeli bankacıları kendi bünyelerine katmak için çalışıyor ve bunda da başarılı oluyordu. Ancak, özellikle 2001 yılında yaşanan finansal krizden sonra bankacılık sektöründeki transferler de rafa kalktı.  
 
Aslında bu durum hali hazırda devam ediyor. Yani bankalar arası transfer yok denecek kadar az. Buna karşın son 6 ayda bankaların üst düzey yönetici kadrolarında önemli değişimler yaşanmaya başladı. Bu süre içinde 6 bankanın üst düzey yönetimleri neredeyse tamamen değişti ve sonuçta 20 yönetici yeni görevine başladı. Bu yöneticilerin 17’si bankaların kendi içlerinden seçilirken, sadece 3 yönetici farklı bankalardan transfer edildi.  
 
Egon Zehnder danışmanlarından Murat Yeşildere, artık bankaların ücret ödemeleri konusunda eskisi kadar rahat olmadıklarına dikkat çekiyor. Yeşildere, “ Hazine gelirlerinin önemli ölçüde azaldı. Bu nedenle sektörde kar marjları iyice daraldı. Bundan sonra görev değişimlerinde ve transferlerde eskisi gibi büyük paralar konuşulmayacak” diye konuşuyor.  
 
Orta Ölçekliler Çok Hareketli  
 
Sektördeki hareketlenmenin ağırlıklı olarak orta ölçekli bankalarda olduğu dikkati çekiyor. Koçbank, Finansbank, Oyakbank ve TEB’de genel müdür ve genel müdür yardımcılıklarında ciddi değişimler yaşandı. İş Bankası ve Tekstilbank’ta ise yeni genel müdür yardımcıları göreve başladı.  
 
Koçbank’ta, eski genel müdürü Halil Ergür’ün yönetim kurulu üyeliğine atanmasından sonra, Koç Finansal Hizmetler Grubu’nda yönetim kurulu üyesi olan Kemal Kaya, bu koltuğa oturdu. Hemen ardından ise Koç Lease Genel Müdürü Hamit Aydoğan, kurumsal ve ticari bankacılıktan sorumla genel müdür baş yardımcılığına getirildi.  
 
Kurumsal bankacılığın yanı sıra, özel bankacılıkta da büyümek isteyen Koçbank, grup şirketlerinden Koç Portföy Yönetimi Genel Müdürü Didem Gordon’u bu bölümden sorumlu genel müdür baş yardımcısı olarak açıkladı.  
 
Genel olarak görev değişimlerinde kendi bünyesinde çalışanları kullanmayı tercih eden Koçbank da perakende bankacılıktaki büyüme hedeflerine paralel olarak transfer yoluna gitti. Banka, daha önce TEB’de perakende pazarlama ve satıştan sorumlu üst düzey yönetici olarak görev yapan Mehmet Sönmez’i perakende piyasalardan sorumlu genel müdür baş yardımcısı olarak atadı.  
 
Finansbank’ta Büyük Değişim  
 
Son ayları oldukça hareketli geçiren bir diğer banka da Finansbank oldu. Onur Umut’un bankanın murahhas azalığına atanmasından sonra, kurumsal bankacılıktan sorumlu genel müdür baş yardımcısı Sinan Şahinbaş, genel müdürlük koltuğuna oturdu.  
 
Bu görev değişiminin ardından da Finansbank Hollanda Genel Müdür Yardımcısı olan Gökhan Mendi, bireysel bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcılığına, Finansbank Romanya Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Bekir Dildar ise işletme bankacılığından sorumlu genel müdür yardımcılığı görevine getirildi.  
 
Bu arada Finansbank’ın Plastik Kartlar ve Alternatif Dağıtım Kanalları Bölümü, plastik kartlar ve alternatif dağıtım kanalları olmak üzere iki birim haline getirildi. Ayrım sonrasında Finansbank Alternatif Dağıtım Kanallarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine de 1999 yılından beri plastik kartlar ve alternatif dağıtım kanallarında bölüm başkanı olarak görev yapan Kubilay Güler atandı.  
 
Daha önce her iki bölümden de sorumlu olan Bülent Özer ise, şu anda plastik kartlardan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görevini sürdürüyor.  
 
“Bankalar Kurumsallaştı”  
 
Oyakbank yönetimi de bankanın üst düzey yöneticilerini grup şirketlerinden almayı tercih etti. Bir süredir bankanın genel müdürlüğünü yürüten Mehmet Özdeniz’in yönetim kurulu üyeliğine atanmasıyla birlikte,  genel müdürlüğe Oyak Portföy Yönetimi Genel Müdürü Hakan Eminsoy getirildi. Uzun süredir Eminsoy ile birlikte çalışan Cenk Tülümen de bankanın hazine ve finansal kurumlardan sorumlu genel müdür yardımcılığını üstlendi.  
 
Kuruluşundan bugüne kendi içinde yetiştirdiği personeli, bankanın yönetici koltuklarına taşıyan İş Bankası’nda ise iki genel müdür yardımcısının emekli olmasının ardından Ege Bölge Müdürü Ali Kocabaş ile Yenicami Şube Müdürü Kayhan Söyler genel müdür yardımcısı olarak atandı.  
Bu arada, Tekstilbank’ta mali işler bölüm başkanı olarak görev yapan Nuriye Dizdar da, genel müdür yardımcısı oldu.    
 
Yapı Kredi Bankası İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ülkü Feyyaz Taktak, yönetici kadrolarına yapılan atamalarda, banka bünyesinden gelen insanların seçilmesinin sektör açısından sevindirici olduğunu söylüyor. Taktak, “Geçtiğimiz yıllarda bankaların kendi içinden yönetici çıkaramaması, kurum olamama sıkıntısının göstergesiydi. Problemini içinde çözemeyen bu yola başvuruyordu. Şimdi bu aşıldı. Bu da bankaların kurumsallaşmaya başladığını gösterir” diyor.  
 
Transfer Var, Ekstra Ücret Yok  
 
Ancak, söz konusu dönemde sektörde çeşitli transferler de yaşandı. TEB’in eski genel müdürü Akın Akbaygil’in görevinden ayrılmasından sonra, genel müdürlük koltuğuna oturan Varol Civil, genel müdür yardımcılarını farklı bankalardan seçti.  
 
Önümüzdeki dönemde ticari bankacılıktaki etkinliğini biraz daha artırmayı planlayan bankanın ticari bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcılığına, Garanti Bankası’nda ticari bankacılık birim müdürü olan Turgut Boz transfer edildi. Bireysel bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcılığına ise Citibank New York’tan Osman Kolat getirildi.  
 
TEB İnsan Kaynakları Direktörü Özlem Ermert, yüksek ücretli transfer döneminin artık rafa kalktığını söylüyor. Banka olarak da transfer ücreti ödemediklerini ifade ediyor.  
Ermert’e göre, artık sektörde 150-200 bin dolar gibi transfer rakamları telaffuz edilmeyecek. İnsan kaynakları ancak, banka içinde aradığı özellikleri bulamadığında ya da şartlar uygun olmadığında dışarıdan eleman alacak.  
 
K Partners ortaklarından Şerif Kaynar, bankalar arası yüksek ücretli transfer döneminin bittiği konusunda hem fikir. Kaynar, “Bundan sonra yaratıcılık ön plana çıkacak. Buna bağlı olarak da bankaların başka sektörlerden adam almaya başlayacağını düşünüyorum” diyor.  
 
Bankaların Gözdesi Ticari  
 
Bankalarda son 6 ayda yaşanan görev değişimlerinde perakende bankacılığın ön plana çıktığı görülüyor. Perakende bankacılığın içinde hem ticari, hem de bireysel bankacılık yer alıyor. Bankacılara göre, Hazine kârlarının rafa kalkmasından sonra, komisyon gelirlerinden para kazanılacak olması bu bölümlerin öne çıkmasında etkili oluyor. Perakende bankacılığın, bankaların hem müşteri tabanını geliştirmelerinde hem de gelirlerini artırmada önemli rol oynayacağı ifade ediliyor.  
 
Çünkü, bankacılık sektörüyle hiç tanışmayan bireysel ve ticari müşterilerin sayısı bir hayli fazla. Bankacılar, Türkiye’nin nüfus yapısı nedeniyle bireysel bankacılıktaki potansiyelin bir hayli büyük olduğunu söylüyor. Ticari taraftaki potansiyeli de göz ardı etmemek gerektiğine dikkat çekiyor.  
 
Bankacılara göre, çok kesin olmamakla birlikte 2003 sonu itibariyle Türkiye’de 1 milyon 100 bin KOBİ, 350 bin adet de OBİ bulunuyor. Hükümetin KOBİ’leri destekleme doğrultusunda aldığı önlemlerle, bu rakamların önümüzdeki yıllarda artması öngörülüyor. Bu da ticari bankacılığa odaklanmak isteyen bankaları harekete geçiriyor. Bir taraftan yeni birimler kurulurken, diğer taraftan da mevcut birimler güçlendirilmeye çalışılıyor.  
    
“TERFİLER BAĞLILIK ARTIRIYOR”  
 
Özlem Mert/ Teb  
 
TEB İnsan Kaynakları Direktörü Özlem Ermert, her bankanın kendi yetiştirdiği insanları terfi ettirmeyi tercih ettiğini, bunun insan kaynaklarının temel politikalarından biri olduğunu  söylüyor. Ermert sözlerini şöyle sürdürüyor:  
 
Adaptasyon Zorluğu Yok  
 
İçeriden yetişmiş bir yönetici, kurum kültürüyle yetiştiğinden adaptasyon zorluğu çekmiyor. Bu tip terfiler kurum içinde örnek teşkil etmesi  dolayısıyla diğer çalışanların kuruma bağlılığını ve motivasyonunu artırıyor. Kurumların dış aday arayışı daha ziyade iç aday bulunamadığında ya da farklı deneyimler arzu edildiğinde gerçekleştiriliyor.    
 
Banka Sayısı Azaldı  
 
Önceki yıllarda sektördeki banka sayısı da, bankaların şube ağını artırma hızı da bugünkü ortama oranla çok daha yüksekti. Bankalar yılda ortalama 30- 40 yeni şube açıyorlardı. Yeni açılan şubelere eleman ihtiyaçlarının karşılanmasında ise yetişmiş eleman tercih edildiğinden, diğer banka elemanlarına göz dikiliyordu. Ancak, son dönemde banka sayısı 23’lere geriledi.  Halen işsiz bankacı sayısı yüksek. Sektörde insan kaynağı arz talep dengesi değişti.  
 
Ticariye İlgi Arttı  
 
İçinde bulunduğumuz dönemde bankacılık sektörü, diğer faaliyet alanlarına oranla daha kârlı olan ticari ve bireysel pazarlama faaliyet alanlarına daha fazla eğilim gösteriyor. Son dönemlerde bankalararası transferlere baktığımızda gerçekleşen üst düzey atamalarda sözü edilen alanlarda yoğunlaşma yaşanması buna bir örnek oluşturuyor.  
 
“BANKACILIKTA OYUN FARKLILAŞTI”  
 
Murat Yeşildere / Egon Zehnder  
 
Egon Zehnder danışmanlarından Murat Yeşildere, 2003 yılını bankacılık sektörü açısından yaraların sarılmaya başlandığı bir dönem olarak nitelendiriyor. Sektörde 2005’te yönetim ve hissedar değişikliklerinin hız kazanacağını belirten Yeşildere, şunları söylüyor:  
 
“Geçmişteki bankacılıkla, şu anki bankacılık aynı değil. Oynanan oyun farklı. Sektör, 20 yıldır hazineye dayalı bir büyüme yöntemi belirlemişti. Şube ağı çok da gerekli değildi. Bu dönemde perakende anlamında bilgisi, becerisi olan insanlar kendini geliştirme imkânı bulamadılar. Ancak, artık ücretle, komisyonla para kazanmak öğreniliyor. Şubeler, segmente ediliyor. Perakende ve bireysel bankacılık öne çıkıyor. Artık, Arçelik ile de, Arçelik bayisiyle de, köşedeki bakkalla da aynı genel müdür yardımcısı ilgilenmiyor.  
 
Yöneticiler açısından bakıldığında da sistem oldukça değişti. Banka sayısının hızla arttığı dönemde yöneticilerin her zaman bir B planları vardı. Transferler hız kazanmıştı. Ancak, artık yöneticiler de bu tip maceralara atılmaktansa uzun vadeli düşünüyorlar. Öncelik fiyatı maksimize etmek olmuyor. Güvenli limanlar öne çıkıyor. Bu sektör açısından pozitif bir gelişme.”      

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz