Yabancı Şirket Girişi Bekliyoruz

Ali Haydar Elveren / Hazine Müsteşarlığı Özel Emeklilik Dairesi Başkanı    Ali Haydar Elveren, Hazine Müsteşarlığı Özel Emeklilik Dairesi Başkanı… Bireysel emeklilik sisteminin ana düzen...

1.08.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ali Haydar Elveren / Hazine Müsteşarlığı Özel Emeklilik Dairesi Başkanı  
 
Ali Haydar Elveren, Hazine Müsteşarlığı Özel Emeklilik Dairesi Başkanı… Bireysel emeklilik sisteminin ana düzenleyici ve denetleyici kurumunu yönetiyor. Sektörün geleceğine yönelik olumlu beklentileri var. Özellikle yabancı sermaye cephesinden yana umutlu. “11 Eylül olmasaydı, şimdiye kadar yabancılar gelmişti” diyorve ardından da ekliyor: “Yakın zamanda 1, orta vadede 2 ya da 3 yabancı şirketin faaliyet göstermesini bekliyoruz”.  
 
Türkiye’de bireysel emeklilik sisteminin yasal düzenlemeleri yapmak ve denetim işlevini yürütmek işi Hazine Müsteşarlığı’nda. Müsteşarlık, bu işin sürdürülmesi için bir de daire başkanlığı oluşturdu. Özel Emeklilik Dairesi Başkanlığı bir süredir bireysel emeklilikle ilgili düzenlemelere önderlik yapıyor, şirketlerle ilişkileri düzenliyor. Başkanlık, sektörü ileriye taşımak amacıyla, çeşitli aktivitelere katılıyor, şirketleri bilgilendirici yayınlar gerçekleştiriyor.  
 
Özel Emeklilik Dairesi’nin başkanlığını ise Hazine kökenli olan Ali Haydar Elveren yürütüyor. Sonbaharda başlayacağı tahmin edilen “emeklilik planları” satışı nedeniyle yoğun bir dönem geçiren Elveren, sektörün geleceğinden çok umutlu. Tahminleri ise sektör yöneticilerininkilerle aynı doğrultuda. “Hedef, 10 yılda 5 milyon katılımcı, 20 milyar dolarlık fon” diye konuşan Elveren, bunun ekonomiye de büyük katkı sağlayacağını düşünüyor.  
 
Özel Emeklilik Daire Başkanı Ali Haydar Elveren’in Capital’in sorularına verdiği yanıtlar şöyle oldu:  
 
Bireysel emeklilik faaliyeti yürütebilmek için başvurular ne zaman başladı?  
 
2002 yılı nisan ayından itibaren büyük şirketlerin emeklilik kuruluşları için başvuruları oldu. Aralık ayından itibaren kuruluş izni ya da hayat sigortasından bireysel emekliliğe dönüşüm izni aldılar.  
 
Burada belki dönüşüm sözcüğünü açmakta fayda var. Bireysel emeklilik tasarısının geçici maddesi, hayat sigortası şirketleri, yeni kurulacak bir bireysel emeklilik şirketinden istenen koşulların aynılarını taşımaları halinde, emeklilik şirketi olabileceklerini ve bu aşamada hayat sigortası faaliyetlerine devam edebileceklerini öngörüyordu. Ancak, sağlık sigortası portföyleri varsa, ruhsat tarihinden itibaren iki yıl içinde bu portföylerini başka şirketlere devretmeleri öngörülüyordu.  
 
Kuruluş izni için başvuran şirket sayısı nedir?  
 
Bugüne kadar 13 şirkete ulaşıldı. Şu ana kadar bunlardan 11’i kuruluş izni aldı. Mevcut dosyasındaki eksiklikler nedeniyle 1 şirketin başvurusu reddedildi. Bir şirketin incelenmesine ise devam edilmektedir. Kuruluş izni alan 11 şirket de faaliyet ruhsatı almak için başvurdular. Onların da henüz incelemeleri tamamlanmadı.  
 
Kuruluş izni  için aradığınız  kriterleriniz neler?  
 
Yalnızca şirketin kuruluş esaslarına değil, çok çeşitli konulara değinen bir çok kriter var. Yeni getirilen bazı uygulamalar da var. İncelemeler kapsamlı ve bütünsel olarak yapılıyor. Şirketlerin verdikleri bilgiler dışında da çok daha geniş araştırma yapıldı.  
 
Bunların dışında, genel olarak şu kriterlere çok dikkat ediyoruz: Bu şirket, bireysel emeklilik sistemine katkı sağlayabilecek mi? İki türlü katkı olabilir. Birincisi, katılımcı sayısını artırabilecek bir potansiyeli var mı? İkincisi, diğer şirketlerle rekabet edebilecek öngörüye sahip mi? Bir diğer nokta ise sermayedarın bu işe ne kadar hevesli ve kararlı olduğu konusuydu.  
 
Bireysel emeklilik sistemi uzun vadeli bir eylem olduğu için, sermayedarın başlangıçta belirli bir zararı göze alması gerekiyor. Zarar etmeleri demek, kuruluşta aranan öz sermayenin dışında da para enjekte edilmesi anlamına geliyor. Türkiye gibi daha kısa vadeli yatırımların tercih edildiği ya da uzun vadeli bakış açısının zayıf olduğu bir ortamda sermayedarın 5, 6 yıl sonra kar etmeyi amaçlayarak bir yatırıma giriyor olması, özel sektörün bu sisteme olan güvenini gösteriyor. Dolayısıyla, bu bizim için önemli bir kriter.  
 
Yeni başvuran şirketlerin kaçı hayat sigortasından bireysel emekliliğe dönüşüm için başvurdu?  
 
Mevcut hayat sigorta şirketlerinden 11’i bireysel emeklilik şirketine dönüşmek üzere başvurdu. Yeni emeklilik şirketi kurmak üzere de 2 başvuru oldu. Yakın tarihte yeni bir emeklilik şirketi kurmak üzere de bir başvuru bekliyoruz.  
 
Yeni şirketler hangileri?  
 
İlk kez emeklilik şirketi kurmak üzere başvuranlar OYAK ve TEB oldu. Bir şirketin ismine emeklilik kelimesi eklenmesi, bireysel emeklilik şirketi olması için yetmez. Öyle düşünürsek, o şirketlerimizin geçen 1,5 yıl içinde yaptığı milyonlarca dolarlık yatırımı ve emeği düşük değerlendirmiş oluruz. Bu onlara haksızlık anlamına gelir.  
 
Yeni kurulacak emeklilik şirketleriyle eskiler arasında teknik altyapı, olaya bakış açısı ve kriterler arasında herhangi bir farklılık yok. Yeni kurulmuş olmak, bu şirketlere dezavantaj getirmiyor.    
 
Bireysel emeklilikle ekonomiye ne kadar bir katkı bekliyorsunuz?  
 
Sermaye Piyasası’na katkısı farklı, ne kadar uzun vadede fon birikeceği farklı olgular.  Bireysel emeklilik sistemi, kamu emeklilik sistemlerini tamamlayıcı, gönüllülük esasına dayalı bir sistem. Türkiye’de kamu kurumları tarafından sunulan, SSK, Bağ – Kur, Emekli Sandığı tarafından sunulan emeklilik sisteminin üzerine bir sistem. Oralardan buraya gelen bir pay yok. Doğal olarak kişilerin harcanabilir gelirleriyle çok orantılı ve o gelirlerin içinde ne kadarının tasarruf edilebileceği ile çok orantılı.  
 
Ekonomik büyümeyle birlikte kişiler daha da fazla gelire sahip olacaklar ve daha çok tasarruf edebilecekler. Bu tür sistemlere daha fazla para akacak. Türkiye’de yapılan çalışmalar, insanların benzer ürünlere olan talepleri bir bütün olarak dikkate alındığında, 10 yıllık bir perspektifte milli gelirimizin oranına bağlı olarak bazı tahminlerde bulunabiliyoruz. En minimum koşullarda yüzde 5, ama bizim tahminimiz yüzde 10’lara yaklaşan bir oranda katkısı olacak. Bugünkü değerle,  10 – 20 milyar dolar arasında bir paranın 10 yıllık bir perspektifle birikebileceğini düşünüyoruz. Verdiğimiz teşvik oranlarının artırılmasıyla ve  ekonomik büyümeyle bu oran daha da artabilir. Bu çok büyük bir miktar.  
 
Katılımcılar sistemde en az 10 yıl kalacaklar, değil mi?  
 
Bu 10 yıl bazen yanılgılara neden olabiliyor. Sistemde 10 yıl kalmak  emeklilik için yeterli değil. Sistemdeki en az 10 yılın anlamı şu: Geriye doğru bakıldığında, 20 yaşındaki bir kişi çalışmaya devam ediyorsa, çalıştığı sürece sisteme katkıda bulunması gerekir. Yani yılla ilgili bir olay değildir.  
 
Bireysel emeklilik sisteminin tanımı şu: Çalışırken kişi gelirinin bir bölümünü emeklilikte kullanmak üzere tasarruf edecektir. Çalışıyorsanız, çalışmaya devam ettiğiniz sürece emeklilikte kullanmak üzere gelirinizin bir kısmını tasarruf edeceksiniz. Özel emeklilik sistemiyle ikinci bir gelir alabilirsiniz. SSK’ya kayıtlıysanız, oradan aldığınız maaşa ek bir maaşınız olur. 30 yaşında başlayıp 10 yıl yeterli demek anlamsız olur. Kişi 47 – 48 yaşında ise 10 yıl önemli olur. Aksi taktirde biz 10 yıl sınırını koymasaydık, 55 yaşında girip 56 yaşında emekli olmak isteyen olurdu o zaman.  
 
Amacımız kişi ne kadar uzun süre tasarrufta bulunursa, o tasarrufta bulunduğu miktarın hem bileşik getirisi çok yüksek olacaktır, hem de tasarruf miktarı daha yüksek olacaktır.  Bunu da emekliliğinde, belli bir yaştan sonra kullandığı taktirde, o düşük miktardaki katkılar ve onların getirilerinin birikmesi sonucu ortaya çıkan mevduat kendisine ikinci bir emeklilik maaşı olarak geri dönecektir. Bireysel emeklilik sisteminin de amacı budur. Kişilere emekliliklerinde ikinci bir emeklilik geliri vererek refahlarının artmasına katkıda bulunmaktır.  
 
10 yılı doldurup,  56 yaşı doldurmadığında ne olacak?  
 
Sistemden her zaman çıkabilir. Gönüllü bir sistemde hiç kimseyi sonuna kadar kalmaya zorlayamayız. Ancak, tüm sistem kişilerin emekliliklerinde çıkacakları varsayılarak düzenlenmiştir. Erken çıkarsanız, kalan gün ile çıkan gün arasında çok ciddi fark olur. Vergi mevduatında fark olabilir. Kalanlar yüksek teşvik, çıkanlara cezalandırıcı uygulamalar düzenlenebilir. Devlet emekliliğini 56 yaşına göre ayarlayana hizmet edecek şekilde düzenleme yapmıştır.  
 
Katılımcı sayısı konusunda bir tahmininiz var mı?  
 
Fon miktarıyla ilgili tahmin yaparken katılımcı sayısıyla da ilgili olarak tahminde bulunmanız gerekiyor. Birkaç yıl için tahminde bulunmak çok zor, yanıltıcı olabilir. Uzun vadeli tahminlerde bulunmak zorundayım.  
 
70 milyon kişi içinden, sistemin bu yapısıyla, yani gönüllülük koşulu geçerliyken, 10’ununcu yılda 5 milyona ulaşır. Ama 5 milyonlara ulaşmışsak, hedeflerimize ulaşmışız demektir.  
 
Ama uzun vadeli çok daha yüksek rakamlara ulaşır. Tabii ki Türkiye’de sayının artması gerekir. 70 milyonluk ülkede 10 milyon kişi sosyal güvenlik kurumlarına kayıtlı. Bu sisteme, ille de bu güvenlik kurumlarına kayıtlı kişiler değil, geliri olan olmayan, herkes katılabilir. Ama gelirini beyan eden kişilerin vergi konusunda avantajları olacaktır. Bir anlamda bu sistemle vergide kayıtlılık da teşvik ediliyor, gerçek gelir beyanı da teşvik ediliyor. Devlet diyor ki, gelirini beyan edersen beyan ettiğin gelire göre senin ödediğin katkıları azaltabilirim.  
 
Yabancı sermaye sisteme ilgi gösteriyor mu?  
 
Yüzde 100 sermaye ile Commercial Union Hayat Emeklilik var. AVIVA Grubu’na ait bir şirket. Bu grup, Avrupa’nın en büyüklerinden bir tanesi. Koç Alianz var. Bunun dışında da çok sayıda yabancı emeklilik şirketi kurmak ya da Türk şirketlerle ortaklık yapmak için bizimle görüştü.  
 
Yakın zamanda 1, orta vadede 2 ya da 3 yabancı şirketin faaliyet göstermesini bekliyoruz. Belki 11 Eylül terör olayı olmasaydı, Türkiye’de adı duyulmamış ama bu alanda dünyada son derece tanınmış birkaç şirket Türkiye’ye gelecekti.  
 
“HER İSTEYEN ŞİRKET BU İŞE GİREMEZ”  
 
Bireysel emeklilik sistemini yürüten şirketlerin herhangi bir sektör sınırlaması var mı?
 
 
Sermayedar olarak hisselerin yüzde 51’inin finans sektöründe hizmet veren şirketlere ait olması gerekir. İki gerçek kişi bir araya gelip bir emeklilik şirketi kurmak istediklerinde olmuyor. Türkiye’de ihtiyaç duyulan bir finansal kuruluştur ya da holdingler olacaklardır. Bir anlamda bir sermaye grubunun emeklilik konusunda uzmanlaşmış şirketi diyebiliriz.    
 
Türkiye’de özel emeklilik, daha doğrusu emeklilik benzeri ürünler, kamuoyuna uzun yıllardır sunuluyor. Emeklilik benzeri ürünler diyoruz, çünkü tam olarak emeklilikle ilgili ürünler değil. Genellikle kişilerin orta vadeli tasarruf beklentileri, emeklilik beklentileriyle örtüşebilir. Özel emeklilik kurumları yapı itibarıyla çok farklıdır. Bireysel emeklilik sistemiyle ülkede bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yönlendirilebileceği kurumsal bir altyapının olması gerekiyor. Bunun hazırlıkları da kanunun başlangıcı da dikkate alındığında 3 – 3,5 yıldır sürüyor.  
 
Faaliyetleri ne zaman başlayacak?  
 
Şimdi faaliyet izni için başvuran 11 şirketin belgeleri inceleniyor. Bazı şirketlerin incelemeleri tamamlandı, ruhsat aldılar. Hazine Müsteşarlığı tarafından verilen bu iznin ardından şirketler daha sonra Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuruyorlar. Oradaki süreç de tamamlandıktan sonra emeklilik şirketi katılımcılara bireysel emeklilik ürünlerini sunabilecek duruma geliyor. Bu süreç maksimum iki ay olur.  
 
ŞİRKETLERE YÖNELİK TEŞVİKLERDE YENİ DÜZENLEMELER OLACAK MI?  
 
Şirketlerin vergi muafiyeti konusunda bazı şikayetleri vardı, bunda değişiklik oldu mu?
 
 
Vergi ile ilgili teşvikleri belki biraz daha açmakta fayda var. Mevcut vergi teşvikleri sistemin başlaması için yeterli. Ancak, bu teşvik, Türkiye’nin ekonomik koşullarında tasarruf yeteneği yüksek olan orta ve üst gelir gruplarının bu sisteme daha fazla katkıda bulunmalarını engelleyici yönde. Tasarruf eden insanlarımız, gerçekten daha yüksek miktarlarda tasarruf etmek istiyorlarsa, belirli bir limite bağlı kalmadan bu sisteme katkıda bulunabilmeleri gerekiyor.  
 
Mevcut sistemde, ödenen katkıların asgari ücretin aylık tutarına kadar olan kısmı veya yıllık tutarına kadar olan kısmı Gelir Vergisi matrahından indirilir gibi koşullar, belirli bir miktarın üzerinde ücret alanların yeterli oranda bu sisteme katılmasını engelliyor. Ancak, vergi teşviklerine ilişkin düzenlemede bu oranların, yani yapılacak katkının gelirin yüzde 10’unun, asgari ücretin aylık ya da yıllık tutarının  aşmaması kaydıyla, bu oranların iki katına kadar çıkarılması Bakanlar Kurulu’nun yetkisinde. Bunun öneminin hükümet tarafından ve sektör tarafından algılanması teşviklerde artış kararını getirecektir.  
 
Teşvik tam olarak nedir?  
 
Gelirinizin yüzde 10’unu aşmayacak. Ama geliriniz çok yüksekse, ikinci bir oran daha var, asgari ücretin aylık tutarını aşmayacak. Her ay gelirinizin yüzde 10’u kadar ya da asgari ücretin aylık tutarı kadar bir katkıda bulunacaksınız. Bunu da Gelir Vergisi matrahından indirebiliyorsunuz.  
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz