2025’in ilk yarısı, finans sektörünün tüm alanlarında kırılganlık sinyalleri güç kazandı. Bankacılık sektöründe özsermaye kârlılığı enflasyonun altında gidiyor. Sorunlu alacak oranının yıl sonunda yüzde 3’ü bulması bekleniyor. Sigortada yenilenmeyen poliçeler, leasingde yüzde 3,6’yı bulan sorunlu alacaklar, büyümeyi baskılayan ana başlıklar... Yöneticiler artık müşterilerinin sadece bilançolarını değil nakit akışlarını da sürekli izliyor. Tüm bu veriler, ikinci yarıya temkinli beklentilerle girildiğini gösteriyor.
Sıkı para politikası bu yıl finansın her alanını derinden etkiliyor. Yöneticiler de sektörlerine özgü farklı risk noktalarını yakın takibe almış durumda. Bankacılık tarafında öne çıkan iki ana risk kalemi var: Özsermaye kârlılığı ve sorunlu alacak oranı. Yıl sonuna doğru sorunlu alacaklarda yüzde 3 seviyesine yaklaşan bir oran öngörülüyor. Özsermaye kârlılığıysa faizlerdeki düşüş eğiliminden doğrudan etkilenecek.
Elçin Cirik / [email protected]
Capital Dergisi / Ağustos 2025
Hayat dışı sigortacılık, yüksek büyüme performansına rağmen ekonomik ortamın etkisiyle poliçe yenilemelerinde zorlanıyor. Kasko ve yangın gibi ana branşlarda yüzde 20’ye ulaşan yenilenmeme oranları dikkat çekiyor. Bugün için finansal gelirlerle dengelenen teknik kârlılıkta, düşük faiz dönemine hazırlık adına yapısal iyileştirmeler gerekiyor. Leasing, faktoring ve finansman şirketlerindeyse yöneticilerin öncelikli gündem maddesi yine sorunlu alacaklar. Her geçen gün daha fazla dikkat çeken bu tablo, yılın ikinci yarısında finansın her alanında alarm veren göstergelerin çoğaldığını ortaya koyuyor.
ÖZSERMAYE KÂRLILIĞI TAKİPTE
Büyüme sınırlarıyla ilerleyen bankacılık sektörü, gözünü özsermaye kârlılığına ve onu doğrudan etkileyen aktif kalitesine çevirmiş durumda. 2024 sonunda sektörde özkaynak kârlılığı yüzde 27’ydi. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 33 oldu. Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam, ilk çeyrekte birçok bankada özsermaye kârlılık oranlarında gerileme gözlemlendiğine değiniyor ve “Bunun temelinde artan fonlama maliyetleri, daralan kredi marjı ve sıkı para politikalarının etkisiyle yavaşlayan tüketim var” diye konuşuyor. Fibabanka Genel Müdürü Ömer Mert, yüksek enflasyonun operasyonel giderlerde önemli artışlara yol açtığına vurgu yaparak, “Enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde gerek ekonomik koşullar gerekse finansman maliyeti nedeniyle özsermaye kârlılığında sınırlı olumsuz etkiler ortaya çıkıyor. Sektörümüz süreci optimal düzeyde yöneterek ortalama kârlılığı yüksek tutabiliyor” yorumunda bulunuyor.
Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca, yıl sonuna kadar politika faizinin yüzde 35-36 olmasını, bu ortamda banka bilançolarında net faiz marjının toparlanmaya başlaması ve ticari kâr kaleminin sektör kârlılığını desteklemesini bekliyor. Adaca, “Kâr artışı dördüncü çeyrekte hızlanacak. Ortalama özkaynak kârlılığının yıl sonunda yüzde 25’in üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz” diyor. Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam, 2025 sonunda 2024’e kıyasla reel bazda daha düşük ancak istikrar kazanmış bir tablo öngörüyor. EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Levent Atakan’ın beklentisiyse yüzde 30 civarı, “Ne yazık ki mevcutta reel enflasyonun gerisinde bir özsermaye kârlılığı söz konusu” diyor.
Deloitte Finansal Hizmetler Endüstrisi Lideri Yaman Polat, aylık büyüme sınırlarıyla sektörün ekonomiye yeni kredi kullandırımının mevcut tahsilat döngüsünü pozitife çevirmeye yeterli olmadığına vurgu yapıyor. Polat, Merkez Bankası’nın politika faizini indirme eğiliminin fonlama maliyetiyle getirili aktifler arasındaki farkı pozitif açabileceği ve böylece kârlı bir yarıyıl yaşanabileceği görüşünde.
AKTİF KALİTESİNDE ALARM
Bu yıl büyük kurumların konkordato haberleri sıkça duyuluyor, kredi ödemelerinde hem şirketler hem bireyler zorlanıyor. Deloitte Finansal Hizmetler Endüstrisi Lideri Yaman Polat, “Kredilerin geri ödemesi açısından zorlu bir yıl yaşıyoruz, özellikle tüketici ve KOBİ kredilerinde takibe intikal rasyolarındaki artışı tüm sektör gözlemliyor” şeklinde konuşuyor. Sorunlu alacak oranı, sektör genelinde yüzde 2,1 ancak alt kırılımlarda kredi kartları dahil bireysel kredilerde yüzde 3,5 ve KOBİ segmentinde yüzde 2,5 olarak gerçekleşiyor.
“Ekonomide yaşanan sıkılaşma, faiz oranlarındaki artış ve tüketimdeki daralma, geri ödeme davranışlarını etkiliyor” yorumunda bulunan Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam, aktif kalitesi için sadece masa başında tabloları analiz etmekle yetinmediklerini, işletmeleri yerinde gözlemlediklerini, nakit akışı yönetiminde danışmanlık verdiklerini de dile getiriyor. Akşam, yıl sonunda aktif kalitesinde bugünküne yatay seyir bekliyor, “Ancak yeni ve küçük ölçekli oyuncularda sorunlu alacak oranlarında artış riski halen gündemde” diyor. EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Atakan, “Bu oranın optimum bu seviyede kalmasını bekliyoruz” diyor.
Fibabanka Genel Müdürü Ömer Mert, bu artışın yılın ikinci yarısında yavaşlayarak yerini dengelenmeye bırakmasını bekliyor. Mert, “Takip edilmesi gereken alanlar tüketici kredileri ve kredi kartlarıyla birlikte KOBİ kredileri olacak. Bu segmentlerdeki gelişmeler, genel aktif kalitesinin seyrini belirlemede önemli” yorumunda bulunuyor.
Yaman Polat, bu iki ana kredi grubunda 2025 sonunda takibe dönüşüm oranlarının bireysel için yüzde 4,4- 4,7 ve KOBİ için yüzde 3,2- 3,5 bandında gerçekleşmesini bekliyor. Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca, sektörün sorunlu alacak oranın yüzde 3’e yakınsayacağını öngörüyor.
POLİÇELER YENİLENECEK Mİ?
Finansın bir diğer büyük ayağı olan sigortada da ekonomik sıkılaşmanın etkileri dikkatle izleniyor. Şirket yöneticileri, özellikle bu yıl poliçe yenilemelerine odaklanmış durumda. Yılın ilk yarısında hayat dışı sigortacılıkta prim üretimi nominalde yüzde 47,9; reel olarak ise yüzde 9,5 büyüme kaydetti. Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, reel büyümenin poliçe adedi artışı, sigortalılık oranının genişlemesi ve yeni müşteri kazanımı gibi yapısal gelişmelere katkı sağladığını düşünüyor. “Sektördeki yüksek büyüme hedefleyen bizim gibi şirketler için yenileme oranları büyük önem taşıyor” diyen Gölpınar, bazı ana branşlarda sigortalıların yüzde 20’yi aşan kesiminin mevcut poliçelerini hiçbir şirketten yaptırmadığına vurgu yapıyor.
Bereket Sigorta Genel Müdürü Faruk Gökçen de bu yıl zorunlu trafik ve tamamlayıcı sağlık sigortalarında yenileme oranlarının istikrarlı seyrettiğini açıklıyor ve “Ancak genel tabloda fiyat rekabetinin yoğunlaştığı branşlarda yenileme oranları geçen yılın altında. Kasko, sağlık ve yangın branşlarında yılın ikinci yarısında yenileme oranlarında daha belirgin dalgalanmalar yaşanabilir” diyor. Gölpınar, ikinci yarıda ekonomik ortamın iyileşmesiyle poliçe adetlerinin sağlık sigortalarında 8,5 milyon, yangın sigortalarında 6,5 milyon olacağını tahmin ediyor.
Sektör liderlerinin bir diğer odağı da kârlılık. Mart sonu itibarıyla hayat dışı sigortacılık sektöründe dönem net kârı yüzde 34,9 artışla 23,1 milyar TL’ye ulaştı. Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, bu dönemde finansal getiri oranlarının yüksek seyretmesinin, bazı şirketlerin teknik zararları tolere etmesini sağladığını belirtiyor.
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, “Kâr tamamen mali gelirden geliyor. Dolayısıyla her branşta teknik kârlılığı nasıl iyileştireceğimizi bulmamız gerekiyor. Sektörde birkaç şirket dışında teknik kâr yazan yok. Yılın ikinci yarısında mali gelirde azalma hissetmeyiz ama 2026 bu açıdan kritik bir yıl olacak” yorumunu yapıyor.
LEASİNGDE YÜZDE 4 UYARISI
2025’in ilk yarısında leasing sektörü, geçen yılın aynı dönemine göre dolar bazında yüzde 35 büyüdü. Sektör yöneticileri, yüksek faiz ortamında yatırımlarda ertelenme eğilimi olduğu için yılın devamında büyüme verilerini mercek altında tutuyor.
QNB Leasing Genel Müdürü Osman Taş, en yakından takip ettiği göstergeleri yeni işlem hacmi, aktif müşteri sayısı, yeni tescil verileri, takipteki alacak oranları, gecikmedeki kredilerin düzeyi olarak sıralıyor. “Yılın ilk yarısında yüksek faiz oranları ve makroekonomik belirsizlikler yatırım kararlarını ertelemiş olsa da bankacılıkta TL ve YP kredi büyümesine getirilen sınırların etkisiyle sektörümüze ilgi arttı” diyen QNB Leasing Genel Müdürü Osman Taş, 2024’te 6 milyar dolar olan işlem hacminin 2025 sonunda 7,5-8 milyar dolara ulaşmasını bekliyor. İş Leasing Genel Müdürü Şafak Öğün, yılın devamında büyümeye kaynak bulmanın ve sağlıklı şekilde aktif kalitesini bozmadan büyüyebilmenin önemli konular olduğunun altını çiziyor.
Gerçekten de finansın her alanında uyarı sinyalleri veren sorunlu alacak oranları, leasingde de gündemde. Halk Leasing Genel Müdürü Bülent Mutlu, 2024 sonunda yüzde 3 olan sorunlu alacak oranının 2025’in ilk çeyreğinde yüzde 3,6’ya çıktığını söylüyor. İş Leasing Genel Müdürü Şafak Öğün, yurt içinde azalan talep, yurt dışında ise korumacılık ve döviz bazlı maliyet artışları nedeniyle birçok sektörde satış ve kârlılıkta sıkıntılar yaşandığını söylüyor. Öğün, iyimser bir tahminle yılın bu oranlarda bitirileceğini öngörüyor. Halk Leasing Genel Müdürü Bülent Mutlu da bu tahmini paylaşıyor. QNB Leasing Genel Müdürü Osman Taş ise daha temkinli bir tablo çiziyor ve sektör genelinde yıl sonuna doğru sorunlu alacak oranının yüzde 4 seviyelerine çıkmasını bekliyor.
FAKTORİNG İÇİN GÖZLER BÜYÜMEDE
Faktoring için yıl hareketli geçiyor. Sektör, 2018’deki 100 bin üzeri müşteri sayısına yeniden ulaştı. Şimdi tüm yöneticiler, bu tablonun büyümelere nasıl yansıyacağını yakından takip ediyor. “Müşteri sayısının çok daha fazla çıkmasını beklediğim için rakamlardaki gelişmeleri merakla izliyorum” diyen Tam Finans Genel Müdürü Hakan Karamanlı, BDDK verilerine göre sektör alacaklarının yılın ilk 5 ayında yüzde 13 artış gösterdiğine değiniyor. Müşteri adetlerindeki artışın büyümeyi desteklediğini belirten Fiba Faktoring Genel Müdürü Özge Yılmaz, 2025 sonunda enflasyonun üzerinde büyüme bekliyor. Karamanlı’ya göre artan karşılıksız alacak oranlarına rağmen sektörün iştahı ve potansiyeli var. Ancak fonlamada uygun kaynak bulmakta sıkıntı yaşanıyor. Deniz Faktoring Genel Müdürü Kaya Yıldırım, sektörün alacak tutarının 2025 sonunda yüzde 40- 50 artışla 400 milyar TL’yi aşacağını öngörüyor. “İlk yarıda sektör ılımlı büyüme gösterdi. İkinci yarıda iç talebin artması ve kamusal teşviklerin etkisiyle büyüme ivme kazanacak” diyor.
Bu alanda en endişe veren göstergeyse sorunlu alacak oranı. Fiba Faktoring Genel Müdürü Özge Yılmaz, son dönemde artan konkordato kararlarıyla risk yönetiminin daha da önem kazandığını vurguluyor. Ulusal Faktoring Genel Müdürü İzak Koenka, 2024 Nisan’da yüzde 1,5 olan sorunlu alacak oranının 2025 Nisan’da yüzde 2’ye yükseldiğini açıklıyor. “Bu yükseliş, yüksek faiz ortamının reel sektöre yansıyan baskıları ve geciken tahsilatların etkisi. İkinci yarıda faizlerdeki olası gevşemenin reel sektörde nakit akışlarını iyileştirmesi ve yeniden yapılandırma adımlarıyla bu oranın gerilemesi mümkün” diyor. 2023’le karşılaştırıldığında iki misli kötüleşme olduğuna dikkat çeken Hakan Karamanlı, ikinci yarıda bu oranın daha yukarı gidebileceği düşüncesinde.
MAHMUT AKTEN / GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜRÜ
“İKİNCİ YARIDA DAHA POZİTİF BİR RESİM BEKLİYORUZ”
ÖNEMLİ BAŞLIKLAR
Kredi büyümesi her zamanki gibi ajandamızdaki önemli yerini koruyor. Geçtiğimiz yıldan beri sıkı finansal koşulların ve büyüme sınırlamaların etkisiyle TL kredilerde durağan görünüm devam ediyor. Fonlama maliyetlerimizi etkin yönetmek bir diğer öncelikli başlığımız. Son yıllarda mevduat kompozisyonunda TL lehine önemli ilerleme kat edildi. Ancak bu dönemde sektör, artan fonlama maliyetlerini ve düzenleyici otoritelerin tanımladığı hedefleri birlikte yönetebilmek için yoğun çaba gösterdi. Maliyetlerin bu kadar ön planda olduğu bir dönemde, vadesiz mevduatların önemini de bir kez daha görmüş olduk.
KOBİ’LER ETKİLENİYOR
Risk maliyetindeki normalleşme de ana gündemlerden. Bireysel tarafta başta kredi kartları olmak üzere takipteki alacak girişleri hızlandı. Tüzel taraftaysa sıkılaşan finansal koşullardan KOBİ’lerin daha çok etkilendiğini görmeye başladık. Ancak tüm bunlar aslında sektörün beklediği durumlardı. Her koşulda, aktif kalitesi anlamında endişelenecek bir durum söz konusu değil. Sektördeki sorunlu alacak oranı yüzde 2 ile uzun dönem ortalamasının çok altında, yönetilebilir bir seviyede. Güçlü tahsilat performansı ve yüksek karşılık hacimleriyle bankalar bu duruma hazırlıklı.
ZORLANILIYOR
Kârlılık anlamında sektör son yıllarda biraz zorlanıyor. Likidite koşullarındaki sıkılaşma ve makro ihtiyati tedbirlerle sektörün üzerindeki yüklerin artması marjları oldukça baskıladı. Bu etkenlerin sonucunda nominal olarak yüksek rakamlar telaffuz edilse de sektörün sermaye kârlılığı enflasyonun altında kalmaya devam ediyor. Yılın ikinci yarısında bankacılık sektörü için daha pozitif bir resim bekliyoruz. Dezenflasyonun devam ettiği senaryoda, kademeli faiz indirimlerinin başlamasıyla kredi-mevduat makasını ve marjlardaki trendi pozitif etkilemesini bekliyoruz.
“İKİNCİ YARIDA İVMELENME BEKLİYORUZ”
VOLKAN DÖŞOĞLU / ALJ FİNANS GENEL MÜDÜRÜ
SIKIŞAN KOŞULLAR
2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren sıkılaşan ekonomik koşullar ve kredi piyasasının etkisiyle en yakından takip ettiğimiz göstergelerin başında sorunlu krediler geliyor. Sektörümüzde özellikle tahsili gecikmiş alacaklarda artış gözlemleniyor. Bu durum, kredi tahsis süreçlerinin daha titiz değerlendirilmesi ve tahsilat politikalarının geliştirilmesi ihtiyacını doğurdu. TCMB raporlarına göre banka ve finansman şirketlerinin oluşturduğu pazarda, tüm kredilerde sorunlu alacak oranı 2024 yıl sonu yüzde 2,4’ten 2025 Temmuz başında yüzde 3,1’e çıktı. Bu oran her ay artarak devam ediyor. Bu, sektördeki risk iştahının yeniden şekillendirilmesini ve daha temkinli kredi büyüme stratejisi benimsenmesini getirdi. Bu yıl sonuna kadar ekonomide istikrarın yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda beklenen iyileşmenin gerçekleşmesi halinde kademeli iyileşme öngörüyoruz.
İLK YARIDA YÜZDE 60
Sektörün 2025 Haziran sonunda yıllık kredi büyümesi enflasyonun üzerinde yüzde 60 olarak gerçekleşti. Bu artış, özellikle bireysel kredilerde uygulanan sınırlamaların etkisiyle ticari krediler üzerinden sağlandı. Yılın ikinci yarısında ekonomik faaliyette ivmelenme bekliyoruz. Merkez Bankası’nın faiz indirimi sürecine girmesiyle kredi kullanımının hız kazanması mümkün. Son çeyrekte, özellikle bireysel taşıt kredilerinde uygulanan kredi limitleri ve koşullarda gevşeme olması halinde, bireysel kredilerde büyümenin hız kazanacağını öngörüyoruz. Taşıt kredileri pazarında finansman şirketlerinin 2023’te yüzde 30 olan pazar payı, 2024 yılının ilk yarısında yüzde 33’e yükseldi. Güncel verilerle yüzde 36’ya ulaştı. Yılın devamında bu oranda değişiklik beklemiyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?