Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı. Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "İkinci çeyreğe ait veriler yurt içi talebin yavaşladığını göstermektedir." denildi.
TCMB Para Politikası Kurulu'nun 19 Haziran toplantısına ilişkin özeti yayımlandı.
Küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizliğin son dönemde bir miktar gerilese de yüksek seviyelerini koruduğu belirtilen özette, buna bağlı olarak, küresel büyüme görünümünde sınırlı bir iyileşme gözlendiği aktarıldı.
Özette, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 1,9, 2026 yılında ise yüzde 2,2 artacağının tahmin edildiği belirtildi.
Küresel talep görünümündeki bozulma nedeniyle nisan ayında keskin bir şekilde düşen ham petrol fiyatlarının son dönemde jeopolitik gelişmelere bağlı olarak tekrar yükseldiği ve enerji emtia fiyatları üzerindeki yukarı yönlü risklerin arttığı aktarılan özette, "ABD ve diğer ülkelerin önümüzdeki dönemde izleyeceği ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve artan jeopolitik riskler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir." ifadelerine yer verildi.
"Jeopolitik gelişmeler; enerji fiyatları, risk iştahı, ülke risk primleri ve turizm kanallarından küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilecektir"
Özette, "Tarife artışlarının enflasyon üzerindeki beklenen etkileri ülkeler arasında farklılık gösterebilmekle birlikte, enflasyon belirsizliği küresel ölçekte artmıştır. Bu çerçevede, merkez bankalarının indirim süreçlerinde temkinli yaklaşımlarını sürdürecekleri beklenmektedir. Gelişmekte olan ülke piyasalarına son dönemde sınırlı portföy girişleri görülse de yüksek seviyesini koruyan küresel belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, portföy hareketleri üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Jeopolitik gelişmeler; enerji fiyatları, risk iştahı, ülke risk primleri ve turizm kanallarından küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilecektir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Türk lirası (TL) mevduat faizlerinin politika faizindeki artışın etkisiyle 18 Nisan haftasına kıyasla 334 baz puan artarak 13 Haziran haftası itibarıyla yüzde 56,7 seviyesinde gerçekleştiği bildirilen özette, şu bilgilere yer verildi:
"Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 455 baz puan artarak yüzde 60,3; ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 31 baz puan artarak yüzde 70,9; konut kredisi faizleri 390 baz puan artarak yüzde 43,5; taşıt kredisi faizleri ise 302 baz puan artarak yüzde 46,5 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 18 Nisan-13 Haziran döneminde yüzde 4,8 seviyesine yükselmiştir. Bu gelişmede kredi kartı bakiye büyümesindeki artış etkili olmuş, diğer bireysel kredilerin büyümesinde sınırlı değişim görülmüştür. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 3,6 seviyesinden yüzde 2,4’e gerilemiştir."
"Kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yabancı para (YP) krediler için uygulanan büyüme sınırıyla uyumlu bir şekilde, yüzde 0,5 olarak gerçekleşmiştir." denilen özette, "Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve TL’ye geçişi desteklemek amacıyla makroihtiyati politikalarda mevcut PPK döneminde bir dizi adım atılmıştır. Zorunlu karşılık oranları, yabancı para mevduatlarda tüm vadelerde, 1 yıla kadar vadeli yurt içi yerleşiklerle yapılan yabancı para cinsinden repo işlemlerinden sağlanan fonlarda ve 1 yıla kadar vadeli Türk lirası cinsi yurt dışı repo işlemlerinden sağlanan fonlar ile yurt dışından kullanılan kredilerde vadeye göre farklılaşacak biçimde artırılmıştır. Ayrıca, kredi büyüme sınırından muaf tutulan kalemlerde değişiklikler yapılmıştır." değerlendirmesi yer aldı.
Özette, TCMB brüt uluslararası rezervlerinin 18 Nisan’dan bu yana 12,7 milyar dolar artarak 13 Haziran itibarıyla 159,3 milyar dolara yükseldiği belirtildi.
13 Haziran haftasında jeopolitik gelişmelerin etkisiyle kredi risk priminde ve kur oynaklığında artış gerçekleştiği ve takip eden dönemde bu göstergelerde bir miktar dengelenme olduğu vurgulanan özette, şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 16 Nisan’dan bu yana yaklaşık 40 baz puan düşerek 18 Haziran itibarıyla 304 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 18 Haziran itibarıyla yüzde 12,4 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 23,0 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana DİBS piyasasından 0,1 milyar dolar çıkış, hisse senedi piyasasına ise 1,5 milyar dolar giriş olmak üzere toplam 1,4 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşmiştir."
"Özel tüketimin yıllık büyümesi yavaşlarken toplam yatırımlar yıllık büyümeye pozitif katkı vermeye devam etmiştir"
Özette, Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYH) verileri, 2025 yılının ilk çeyreğinde yıllık ve çeyreklik bazda büyüme oranlarında gerilemeye işaret ettiği belirtildi.
Yıllık büyümenin temel sürükleyicisi hizmetler sektörü olduğu, sanayi sektörünün ise büyümeyi sınırladığı bildirilen özette, "Özel tüketimin yıllık büyümesi yavaşlarken toplam yatırımlar yıllık büyümeye pozitif katkı vermeye devam etmiştir. Çeyreklik bazda ise özel tüketim ve toplam yatırımlar gerilemiştir. Mal ve hizmet ihracatı çeyreklik bazda artarken ithalatın düşmesi sonucunda net ihracatın çeyreklik büyümeye katkısı pozitif olmuştur. Bu çerçevede, yılın ilk çeyreğinde finansal koşullardaki sıkılığın devamı ile yurt içi talep zayıflamış, dış denge ise iyileşmiştir." ifadelerine yer verildi.
Özette, nisan ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde 2,8, çeyreklik bazda ise yüzde 2,3 artış gerçekleştirdiği anımsatıldı.
Altın hariç bakıldığında hem aylık hem de çeyreklik artışların daha düşük olduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
"Tekstil, giyim, ayakkabı, tıbbi ürünler ve kozmetik ile posta veya internet üzerinden alışveriş gruplarında ise perakende satışlar bir önceki aya kıyasla gerilemiştir. Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi aylık bazda yüzde 3,1 azalırken çeyreklik bazda yüzde 0,8 artmıştır. Hizmet üretim endeksi nisan ayında yüzde 0,6 azalmıştır. Çeyreklik bazda ise, yılın ilk çeyreğindeki yüzde 3,4 yükselişinin ardından, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte gerilemiştir. Mart ayında, bayram öncesi mevsimsel artan talebin de etkisiyle kartla yapılan harcamalarda görülen artış, nisan ve mayıs aylarında hız kesmiştir. Beyaz eşya satışları nisan ayında artmış, otomobil satışları ise nisan-mayıs döneminde çeyreklik olarak gerilemiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, yılın ikinci çeyreğinde kayıtlı iç piyasa siparişlerinin, bir önceki çeyreğin altında olduğuna işaret etmektedir. Özetle, ikinci çeyreğe ait veriler yurt içi talebin yavaşladığını göstermektedir."
Özette, nisan ayında sanayi üretim endeksinin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,1 azalırken, takvim etkilerinden arındırılmış şekilde yıllık bazda yüzde 3,3 arttığı vurgulandı.
Çeyreklik bazda ise sanayi üretiminin nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte yüzde 1,5 azaldığı aktarılan özette, şu bilgilere yer verildi:
"Ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık ve çeyreklik azalışlar daha sınırlı olmuştur. Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu oluşan köprü günleri de sanayi üretiminde aylık bazdaki azalışta kısmen rol oynamıştır. Bu çerçevede, tipik oynak sektörlerin aşağı yönlü etkisi ile köprü günleri kaynaklı düşürücü etki göz önünde bulundurulduğunda, nisan ayında sanayi üretiminin ana eğiliminin görece yatay olduğu değerlendirilmektedir. İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, ikinci çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğüne işaret etmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı mayıs ayı itibarıyla bir önceki çeyreğe kıyasla 0,1 puan azalmıştır. İnşaat üretim endeksi ise nisan itibarıyla ikinci çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 3,1 azalmakla birlikte, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,5 artmıştır."
Özette, nisan ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdamın 32,4 milyon kişi seviyesinde gerçekleşirken çeyreklik bazda yüzde 0,3 azaldığı belirtildi.
Bu dönemde, iş gücüne katılım oranının çeyreklik olarak değişmediği, işsizlik oranının ise nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte 0,3 puan artarak yüzde 8,6 seviyesine yükseldiği ifade edilen özette, anket göstergelerinin mayıs ayı itibarıyla yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde tarihsel ortalamanın altında seyreden görünümün devamına işaret ettiği bildirildi.
Özette, "Nisan ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 7,9 milyar ABD doları açık vermiştir. 12 aylık birikimli cari açık ise 15,8 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşerek bir önceki aya kıyasla 3,0 milyar ABD doları artış göstermiştir. Nisan ayında bayram tatili nedeniyle dış ticarette geçmiş yıllarda olduğu gibi oynaklık gözlenmiştir. Bu duruma, küresel ticaret politikalarındaki belirsizlikten dolayı özellikle ithalatta gerçekleşen öne çekme davranışı eklenince aylık bazda dış ticaret açığı yüksek gerçekleşmiştir. Nitekim, hizmetler dengesi fazlasındaki yüksek seviyeye karşın, altın dış ticaret açığı ile altın ve enerji hariç dış ticaret açıklarında yükselişler görülmüştür. Bu dönemde, 12 aylık birikimli hizmetler dengesi fazlası güçlü seyrini sürdürmüş ve 62 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir." bilgileri paylaşıldı.
"Yüksek frekanslı veriler, mayıs ayından sonra haziran ayında da mücevher ithalatında yüksek seviye ile mücevher hariç tüketim malı ithalatında aylık bazda yatay görünüm ima etmektedir"
Mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat artarken, ithalatın belirgin azalış kaydettiği belirtilen özette, 12 aylık birikimli olarak bakıldığında dış ticaret açığının bir önceki aya benzer düzeyde gerçekleştiği aktarıldı.
Bu çerçevede, 12 aylık birikimli olarak cari açıkta, mayıs ayında belirgin bir değişim öngörülmediği ifade edilen özette şunların altı çizildi:
"Altın ithalatı, mayıs ayında 2,1 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, birikimli olarak 20,1 milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, mart ayında başlayan artış eğilimini nisan ve mayıs aylarında da sürdürmüştür. Mücevher kalemi dışlandığında ise tüketim malı ithalatı mayıs ayında sınırlı artış kaydetmiştir. Mayıs ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri haziran ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta mayıs ayında görülen hızlı yükselişin ardından sınırlı bir azalışa, ithalatta ise artan belirsizliğin de etkisiyle nisan ayında gerçekleşen öne çekme hareketinin mayıs ayında telafisiyle birlikte, yatay bir seyre işaret etmektedir. Yüksek frekanslı veriler, mayıs ayından sonra haziran ayında da mücevher ithalatında yüksek seviye ile mücevher hariç tüketim malı ithalatında aylık bazda yatay bir görünüm ima etmektedir."
Özette, cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranının nisan ayında yüzde 171 civarında gerçekleştiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 142 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir."
Tüketici fiyatlarının mayıs ayında yüzde 1,53 yükseldiği, yıllık enflasyonun 2,45 puan azalarak yüzde 35,41 seviyesine gerilediği belirtilen özette, B ve C endekslerinin yıllık enflasyonunun sırasıyla 2,00 ve 1,75 puan azalarak yüzde 34,81 ve yüzde 35,37 olduğu aktarıldı.
Özette, yıllık enflasyona katkıların temel mal grubunda değişmezken, diğer gruplarda gerilediği bildirilerek, mevsimsel etkilerden arındırıldığında, tüketici fiyatlarının aylık artışının bir önceki aya kıyasla yavaşladığı ifade edildi.
Mayıs ayında temel mal grubu enflasyonu üzerinde Türk lirasındaki gelişmelerin etkisi hissedilmeye devam ederken, hizmet enflasyonunun zayıfladığı belirtilen özette, "Dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışı önceki aya kıyasla bir miktar güç kaybetse de otomobil kalemi öncülüğünde görece yüksek seyretmiştir. Hizmet enflasyonunda kira alt grubu ön planda olmuş, diğer alt gruplar ise ılımlı bir seyir izlemiştir. Mayıs ayı tüketici fiyat gelişmelerinde gıda grubu fiyat düşüşüyle öne çıkmış, bu gelişmeyi işlenmemiş gıda alt grubu sürüklemiştir. Bu gerilemede meyve fiyatlarındaki olumsuz görünümün devamına rağmen sebze ve diğer bazı işlenmemiş gıda kalemleri etkili olmuştur. Diğer yandan, şebeke suyu fiyatlarındaki artışın yanında nisan ayında elektrikte mesken tarifelerinde yapılan düzenlemenin sarkan etkisiyle enerji fiyatları mayıs ayında yükselmiştir." denildi.
Özette, enflasyonun ana eğiliminin mayıs ayında gerilediğine dikkati çekilerek, mevsimsellikten arındırılmış aylık artışların B ve C endekslerinde bir önceki aya kıyasla düşüş kaydettiği kaydedildi.
Bu dönemde B endeksini oluşturan gruplar genelinde fiyat artışlarının zayıfladığının gözlendiği aktarılan özette, "Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri de bu dönemde gerilemeye işaret etmiştir." ifadelerine yer verildi.
Özette, mayıs ayı itibarıyla son 3 aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı temel mallarda artarak yüzde 2,02’ye gelirken, hizmet sektöründe bir önceki aya kıyasla yavaşlayarak yüzde 2,79’a gerilediğine kaydedilerek, kira hariç hizmetlerde ise bu oranın yüzde 2,40'a düştüğü aktarıldı.
Hizmet sektöründe hakim olan fiyatlama davranışının önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir zamana yayılmasına neden olduğuna vurgu yapılan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Bu görünümle, hizmet yıllık enflasyonu mallara göre yüksek seyrini sürdürmektedir. Ancak, yakın dönem fiyat gelişmeleri hizmet sektörü aylık enflasyonunda kademeli bir güç kaybına işaret etmektedir. Nitekim, mayıs ayında hizmet grubu fiyat artışları temelde kira dışı kalemler öncülüğünde zayıflama göstermiştir. Kira enflasyonu sözleşme yenileme oranındaki mevsimsel düşüşün yanı sıra sözleşmelerdeki artış oranının yavaşlamasıyla mayıs ayında aylık bazda yüzde 3,10'a gerilemekle birlikte yüksek seyretmiştir. Kira dışındaki hizmetlerde aylık enflasyon yavaşlayarak yüzde 1,34 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde mevsimsel etkilerden arındırıldığında aylık enflasyonunun kira, haberleşme, lokanta otel ve diğer hizmetler gruplarında yavaşladığı, ulaştırma alt grubunda ise bir önceki aya kıyasla yükseldiği görülmüştür. Haberleşme grubu aylık enflasyonunda son iki aydır gözlenen ılımlı seyir mayıs ayında da korunmuştur."
Özette, Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergelerin, haziran ayında aylık kira enflasyonunun görece yatay seyredeceğine, yıllık bazda ise yavaşlama eğilimini sürdüreceğine işaret ettiği belirtildi.
Gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler aldığı ve gerilemeye devam ettiği bildirilen özette, "Yurt içi üretici enflasyonu mayıs ayında yüzde 2,48 oranında gerçekleşmiş, yıllık enflasyon 0,63 puan artarak yüzde 23,13'e yükselmiştir. Mayıs ayında ana sanayi grupları itibarıyla fiyat artışı enerji grubunda öne çıkarken, diğer gruplarda yavaşlamıştır." denildi.
"Jeopolitik gelişmeler ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip ediliyor"
Özette, mayıs ayında uluslararası emtia fiyatlarının düşüşünü sürdürdüğü ve alt gruplar bazında bakıldığında enerji emtia fiyatlarının gerilediği, enerji dışı emtia fiyatlarının ise temelde endüstriyel metaller kaynaklı olarak yükseldiği ifade edildi.
Enerji emtia fiyatlarında yüzde 2,3 oranındaki gerilemede Brent petrolün öne çıktığı belirtilen özette, FAO gıda fiyatları endeksinin de mayıs ayında bir miktar gerilediğine işaret edildi.
Özette, ancak tarifelerdeki artış ve buna eşlik eden belirsizlik ortamında küresel ekonomide beklenen yavaşlamanın etkisiyle bir süredir düşen emtia fiyatlarının, haziran ayında enerji grubu öncülüğünde yeniden yükselişe geçtiğine atıfta bulunularak, mayıs ayında ortalama 64,2 dolar seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatlarının, jeopolitik gelişmeler neticesinde haziran ayı ortasında 75 dolar civarına yükseldiği kaydedildi.
Jeopolitik gelişmelerin ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine olası etkilerinin yakından takip edildiğine vurgu yapılan özette, "Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi mayıs ayında tarihsel ortalamasının sınırlı bir oran üzerinde gerçekleşmiştir. Küresel konteyner endeksi mayıs ayında görece yatay seyrederken, Çin'e yönelik konteyner endeksinde yükseliş izlenmiştir. Anılan taşımacılık endeksleri jeopolitik gelişmeleri takiben haziran ayının ilk yarısında ise önemli ölçüde artmıştır. Döviz kuru sepeti, euro kurunda daha belirgin olmak üzere, mayıs ayında yükselmiştir. Mayıs ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri hem girdi fiyatlarında hem de ürün fiyatlarında zayıflamaya işaret etmiştir." değerlendirmesine yer verildi.
Özette, haziran ayında enflasyon beklentilerinde kısmi bir iyileşme izlendiği aktarılarak, "Haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 0,5 puan düşerek yüzde 29,9 seviyesine gerilemiştir. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi 0,1 puanlık aşağı yönlü bir güncelleme ile yüzde 20,4 düzeyinde gerçekleşmiş ve diğer vadelerdeki beklentilerde de düşüş görülmüştür." denildi.
Gelecek 12 ay ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinin sırasıyla 0,5 puan ve 0,4 puan aşağı güncellenerek yüzde 24,6 ve yüzde 17,4 seviyesinde gerçekleştiğine dikkat çekilen özette, 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin ise 0,2 puan düşüşle yüzde 11,0 düzeyinde ölçüldüğü bildirildi.
Özette, reel sektör beklentilerine bakıldığında, nisan ayında yüzde 41,7 olarak ölçülen firmaların 12 ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisinin, mayıs ayında 0,7 puan azalarak yüzde 41,0 seviyesine gerilediği belirtildi.
Aynı dönemde hane halkının 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinin 0,6 puan artarak yüzde 59,9 seviyesinde seyrettiği belirtilen özette, enflasyon beklentilerinin ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği ifade edildi.
Özette, öncü verilerin ana eğilimdeki düşüşün haziran ayında da sürdüğüne işaret ettiği vurgulanarak, "Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık temel mal enflasyonunun haziran ayında yavaşlayacağı, hizmet enflasyonunun ise görece yatay bir seyir izleyeceği öngörülmektedir. Öncü veriler kur geçişkenliği yüksek olan dayanıklı tüketim mallarında beyaz eşya dışındaki kalemlerde nispeten sınırlı bir artışa işaret etmektedir." denildi.
Hizmet grubunda, ulaştırma hizmetleri fiyatlarının bayramın da etkisiyle karayolu ile yolcu taşımacılığı fiyatlarına bağlı olarak haziran ayında artmasının beklendiği bildirilen özette, ulaştırma ve kira dışındaki hizmet kalemlerinde ise ılımlı bir görünüm izlendiğinin altı çizildi.
Özette, öncü verilerin haziran ayının ilk yarısı için işlenmemiş gıda grubunda, yaşanan don hadisesinin yansımalarının hissedildiği taze meyve fiyatlarındaki artışın sebze fiyatlarındaki düşüşle dengelendiği bir görünüm ima ettiği belirtilerek, "İşlenmiş gıda grubu enflasyonunun ise grup genelinde düşük seyrettiği izlenmektedir. Enerji grubu enflasyonunda şebeke suyu ve ham petrol fiyatlarındaki artışı takiben akaryakıt fiyatları öne çıkmakta, veriler elektrik fiyatlarında Son Kaynak Tedarik Tarifesi kaynaklı kısmi bir düşüş ima etmektedir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde, öncü veriler dezenflasyon sürecinin devamına işaret etmektedir." değerlendirmesine yer verildi.
"Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir"
Özette, Para Politikası Kurulunun (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 46’da sabit tutulmasına karar verdiği anımsatılarak, Kurulun ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’da, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 44,5’te sabit tuttuğu ifade edildi.
Para politikasındaki kararlı duruşun, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirdiği vurgulanan özette, "Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir." ifadesi kullanıldı.
Özette, bu doğrultuda, politika faizinin, enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceğine işaret edilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda tüm para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır."
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?