Buffett'in yönetim dersleri

Buffett ve Clark, yaptıkları bu çalışmada, efsane yatırımcının yönetim sırlarını 5 kritik başlıkta ele alıyor.

1.10.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Buffett'in yönetim dersleri
1.DOĞRU İŞİ SEÇİYOR    
Warren Buffett’ın gözlemlerine göre büyüme potansiyeline sahip bazı şirketlere yatırım yapılırken bazılarına yapılmıyor. Bu şirketler arasında çok önemli farklar var. Daha az yatırım yapılan şirketler, genellikle markalaşanlar. Bu şirketler, markalarını yüksek fiyatlarla satabildikleri için kâr marjları daha yüksek. Ayrıca AR-GE için daha az yatırım yapıyorlar. Bu nedenle farklı alanlara  ayırabilecek bütçeleri var. Örneğin, Coca-Cola’nın ürün tasarımı veya üretim şeklini yeniden değiştirmek için milyarlarca dolar harcamasına gerek yok. Bu durum Coca-Cola’ya, başka şirketleri satın alma ve yöneticilerine daha fazla ücret ödeme şansını veriyor. Öte yandan General Motors, her yıl modeli değişen ürünler nedeniyle tasarım ve üretime milyarlarca dolar harcıyor.  Bu şirketlerden hangisinde çalışmak isterdiniz? Nakdi olanla mı, yoksa sürekli harcama yapanla mı? Tabii ki nakdi olanla çalışmak daha mutlu sonuçlar doğurur.  Warren Buffett, şirketleri seçerken onları bazen de iki kategoriye ayırıyor: Birinci kategoridekiler, iş güvenliği olan, uzun vadede iyi paralar kazanabilecek şirketler. Bu şirketlerin ürün ve hizmetleri çok fazla değişmez, satması kolaydır. Yüksek kâr marjı ve nakde sahiptirler. İkinci kategorideki şirketler, zorlu koşullarda rekabet eder. Bir gün sektörde yıldız olabilecekken diğer gün oyundan çıkabilirler. Birinci kategorideki şirketlere iyi örnekler Coca-Cola, Pepsi, Wrigley, Hershey, Coors, Guiness, Kraft, Merck&Company, Johnson&Johnson, Procter&Gamble ve Philip Morris. Bu şirketler, ürün ve reklamlarını tüketicilerin beynine o kadar kazımışlardır ki sakız istediğinizde aklınıza Wrigley, soğuk bira canınız çektiğinde Coors ya da Budweiser gelir. İşte bunlar, yüksek maaşlar veren, yeni iş yaratan, şirket satın alan şirketler. Böyle şirketlere yatırım olanağı oldukça yüksek. İkinci kategorideki şirketler ise özel servis verenler. Bunlar da Moody’s, H&R Block, Amex, ServiceMaster ve Wells Fargo. Böyle şirketler, ürünlerini yeniden tasarlamaz.

2. OTORİTEYİ DELEGE EDİYOR    
Buffett, bir şirketi büyütmek için otoritenin delege edilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu özelliği ile batan Berkshire Hathaway’i dev bir uluslararası şirket haline getirdi. Hızlı bir büyüme dönemine giren Berkshire Hathaway’i batma noktasına getiren birçok farklı sektöre girmesiydi. İşte o dönemde Buffett, yönetimin delege edilmesi gerektiğine karar verdi. Her bir işi farklı yöneticilere devretti ve onlara tam sorumluluk verdi. Bugün Berkshire’ın Johns Manville, Benjamin Moore, Fruitof the Loom, Clayton Homes ve Jordan’s Furniture şirketlerinin hepsinin ayrı ayrı CEO’ları var. Hatta CEO’lardan Grady Roiser, Buffett’ı arayıp jet almaları gerektiğini söylediğinde onun yanıtı, “Bana bir şey söyleme bu senin şirketin” olmuştu.  Buffett, delegasyon sırasında 3 kurala göre hareket ediyor. Bu kurallardan ilki, her şirketin kendine özgü bir kültürü olduğu. En küçük şirketten en büyüğüne tüm çalışan ve yöneticilerin görevlerini tamamlamak için bazı yetenekleri vardır. Buffett, alanında uzman olan çalışanların özgür bırakılması gerektiğini savunuyor. Çalışanlarına, “Harekete geçiren bir lider gibi düşünün, köleleşmiş bir şoför gibi değil” diyor. Ortaya mükemmel bir iş çıkması için de kendisine düşenin ilham vermek olduğunu düşünüyor. İkinci kural, yöneticilerin yaptıkları işten tatmin olması. Sorumluluğu paylaşan yöneticiler, yaptıkları işi daha fazla sahipleniyor, o işten gurur duyar hale geliyor. Özellikle yöneticilerinin işlerini kendi işleri gibi görmelerini isteyen Buffett, yaratılan sonuçların yöneticilere gurur vermesi gerektiği duygusunu aşılamaya çalışıyor.  Üçüncü kural, delegasyon yapılacak kişinin karakteri. Yönetimin delege edileceği kişinin sadece çalışkan olması değil, aynı zamanda dürüst ve şirket kültürünün bir parçası olması gerektiğini savunuyor. Dolayısıyla Buffett’ın delegasyon sistemi oldukça basit: “Çalışanlarınız, kendi işlerini yapmak konusunda sizden daha donanımlı. Eğer işinizin büyümesini istiyorsanız, otoriteyi delege etmelisiniz.” ~

3.DOĞRU YÖNETİCİYİ BULUYOR    
Buffett, iyi bir yönetim için iyi bir yöneticiye ihtiyaç olduğunu biliyor. Yönetici adaylarının şirketle bütünlük sağlamasına, zeki ve işlerine karşı tutkulu olmalarına dikkat ediyor. Warren Buffett, “Yönetimdeki değişiklik, evlilikte yaşanan değişikliğe benzer... Acı dolu, zaman harcayıcı ve sonu ne olduğu belli olmayan bir süreç” diyor. Buffett, bu dersi bazı iş kollarına girerken öğrendi. Bu iş kolları, satın alırken kolay ancak işi büyütürken zorlu bir süreç gerektirdi. Örneğin Dempster Mills Manufacturing şirketini satın aldığında, doğru yöneticiyi bulma konusunda çok zorlanmıştı. Bu süreç acı, zaman harcayıcı ve maliyetliydi. Bu nedenle yönetici değişikliği yapmadan önce bu değişikliğin gerçekten gerekli olup olmadığı konusunda bir karar vermek lazım. Buffett, yel değirmeni ve sulama şirketi olan Dempster Mills Manufacturing’i çok uygun bir fiyatla satın almıştı. Satın aldığı zaman dikkatini çeken şey, şirketin başarısız olmas��nın kötü yönetimden kaynaklandığıydı. Bu nedenle zor durumda olan şirketleri yönetmesiyle ünlü Harry Bottle’ı yönetime getirdi. Bottle göreve gelir gelmez ürünleri yeniledi. Özel ürünlerin fiyatlarını artırdı. Yıl sonunda şirket, Buffett’ın kâr eden yatırımlarından biri haline geldi.
Buffett, işe alım yaparken en çok işten zevk alan kişileri tercih ediyor. Pozisyon ne olursa olsun böyle kişilerin daha başarılı olacağına inanıyor. Onun için çok çalışmak ya da zeki olmak her zaman başarılı olunacağı anlamına gelmiyor. Buffett’ın dünyasında en mükemmel yöneticiler, takıntılı şekilde işi düşünenler. O sabah kalktığında işini düşünen, gece rüyasında yine iş görenleri takdir ediyor. Örneğin su şirketi sahibi biri eğitimsiz olabilir, ama bu kişi sifonu çektiğinde ne kadar su harcıyor diye düşünüp hesap yapıyorsa işte o Buffett için başarılıdır.

4.İŞGÜCÜNÜ MOTİVE EDİYOR    
Mükemmel iş ve bu iş için doğru yönetici seçildi. Geriye bu kişilerin daha etkin çalışabilmesi için motive edilmesi kalıyor. Eğer bir yöneticinin mükemmel olması gereken tek bir tarzı olsaydı, bu hiç şüphesiz motivasyon becerisi olurdu. Buffett, bu anlamda öyle bir motivasyon becerisi geliştirdi ki yöneticileri bir işe odaklarken diğer işleri de kovalayan kişilere dönüştürdü. Şu örnek de Buffett’in tarzını net olarak gözler önüne seriyor:
Buffett, Berkshire şirketinin mücevher bölümü için yönetici arıyordu. Beryl Raff’a teklif götürdü. Raff’la yapacağı görüşme için onu havaalanından bir Cadillac’la aldırdı. Ardından çiftliğe davet etti, birlikte ata binip yemek yediler. O gün yaşananlar Raff’ın o kadar hoşuna gitti ki “Bu adam için çalışmaktan çok mutlu olurum” diye içinden geçirdi. Daha ilk günden kendini Buffett Ailesi’nin bir parçası gibi hissetti. Buffett, herkesin kendini önemli görmek istediğini biliyor. Bu kanıya da birlikte çalıştığı ve değer verdiği Amerikan demir şirketinin yöneticisi Charles Schwab ile çalışırken vardı. Schwab, “Eğer bir kişiyi değerli görür ve onu cesaretlendirirseniz çok daha başarılı işler çıkarır” diyor. Buffett Schwab’ın tavsiyelerini dinledi. Çalışanların hayranlık duyacağı bir yönetici oldu.  Birini eleştirmesi gerektiğinde Buffett, ilk önce o kişinin olumlu özelliklerini vurgular, ardından eleştirir. Bu yolla yapılan bir eleştiri çok daha verimli olur. Öbür türlü karşı tarafın tepkisine yol açar. ~

5.FARKLI GERÇEKLER    
Yönetimi dengede tutan, çalışanlarla başa çıkılmasını sağlayan, maliyeti düşük tutan bir dizi Warren Buffett yönetim gerçekleri var. Buffett, kuşkusuz bugün dünyanın en zengin isimlerinden biri. Ancak buraya sıfır hata ile gelmedi. Birçok hata da yaptı. Ona göre önemli olan yapılan hatadan sonra iyi bir sonucun çıkması.
Örneğin batmaya yakın Conoca Philips şirketine o kadar para yatırması yanlıştı. Bazı müdürleri yanlış seçmişti. Ancak daha sonra doğru yöneticiyi bulabildi. Liderler sevilmeyi sever. Bu yüzden yanlarında hep “evet” adamlarını görmek isterler. O kişiler için liderin fikrinin doğru ya da yanlış olması önemli değildir. Onun görevi “Evet” demektir. Bu tip yağcılık hemen her sektörde var. Buffett’ın tavsiyesi bu gibi adamları olabildiğince az tutmak. Kaçırılmış fırsatlardan öğrenmek bir diğer önemli konu. Buffett, Wal-Mart fırsatını daha önce fark edemediği için çok pişman. Sadece iki koşulda fırsat kaçırılacağına inanıyor. Birincisi, kendi alanlarında olmayan fırsatlar. İkincisi, fırsatı fark etmek ama aksiyona geçememek. Bir yönetici, sektörü ne olursa olsun fırsatları görebilmeli ve risk planı yapabilmeli. Önemli yönetim konularından biri de denenmiş doğru stratejileri ve fikirleri uygulayabilmekten geçer. Genç yöneticiler, genellikle parlak fikirli ve yaratıcı olmaya çalışır. Bu, onların yükselmesi açısından çok önemli. Ancak bu risk taşır. Yanlış yapmamak için farklı sektörlerde denenmiş ve başarıya ulaşmış fikirleri çalmakta sorun yok. Eğer parlak bir fikir görüyorsanız, kendi sektörünüzde uygulamak için bu fikri çalabilirsiniz. Örneğin Nebraska Furniture Mart’ın kurucusu Rose Blumkin, 1930’lu yıllarda Rusya’da kurulan bir indirim mağazacılık sistemini taklit ettiği ger- ekçesiyle dava edildi. Ancak dava Blumkin’in lehine sonuçlandı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz