Ne iyi ki yapmışım

İş insanlarının başarıyı yakalamadan önceki sıra dışı deneyimleri ve ilginç hikayeleri…

1.01.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ne iyi ki yapmışım

Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Amerika’daki öğrencilik yıllarında fırça satarak iş hayatına atıldı. Kapı kapı dolaşıp diş fırçası, el ayak ve tırnak fırçası gibi çeşitli fırçalar sattı. Bu deneyimin kendisine farklı bakış açıları kazandırdığını belirten Koç, “Burada kal, satışa devam et dediler. İşimiz nedeniyle kalmadım. Belki kalsaydım orada bir şey olurdum” diyor.
Türk iş dünyasının en başarılı girişimcilerinden Hüsnü Özyeğin de birbirinden ilginç işlerde çalıştı. İlk işi Robert Kolej’de okurken İstanbul’a gelen bir Japon fuar gemisinde tercümanlıktı. Amerika’da üniversite eğitimi sırasında garsonluk yaparak kendi parasını kazandı. Harvard’da ikinci yılında ise kendi işini kurdu. Özyeğin, “Hayatta ilk gerçek işim” dediği bu işte, neler yaptığını şöyle anlatıyor:
“Yıl 1969. Harvard Business School’da eğitim bedeli o tarihte 2 bin dolardı. Şimdi 50 bin dolar. Üniversite kampüsünde hamburger satan snack barı işlettim. Benden önce orayı işleten 13 kişiyle çalışırdı. Mesela akşam temizliğini 20 dolara hademeye yaptırırdı. Ben 2 kişiyle çalıştım. Mutfak kapandıktan sonra temizliğe de girdim. Maliyetleri düşük tutarak işleri yürüttüm. Bugünkü para ile yıllık 200 bin dolar kazandım.”
Sadece Koç ve Özyeğin’in değil iş dünyasında başarısıyla adından söz ettiren birçok ismin geçmişinde de böyle sıra dışı işler var. İşte, iş insanlarının sıra dışı işleri ve bunların kazandırdığı tecrübeler…


Üniversite yıllarında(en solda beyaz pantalonlu) seslendirme yapan Deniz Bank Genel Müdürü Hakan Ateş,o dönem birlikte çalıştığıarkadaşlarıyla... Ateş şimdi o günleri bu resimlere bakarak anıyor


TAKVİM SATTI AVRUPA’YI GEZDİ

Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Erdem Koçak, henüz üniversite birinci sınıftayken yakın bir arkadaşıyla ünlü fotoğrafçı Sıtkı Fırat’ın yeni yıl için hazırladığı ve pazarlamakta zorlandığı takvimlerin satışında çalıştı. Kısa sürede bu satışı gerçekleştirdiklerini belirten Koçak, hatırı sayılır para kazandıklarını da ifade ediyor. “Sevgili Sıtkı Fırat’ın ‘Siz bu işten benden daha fazla para kazandınız’ diye sitem ettiğini tebessümle anımsıyorum. Kazandığımız parayla o yıl, yaz tatilinde 1 ay süreyle neredeyse tüm Avrupa’yı gezdik. Ondan sonraki yıllarda da işe devam ettik. Hatta çeşitlenmeye giderek ürün portföyümüzü diğer eşantiyon ürünlerini katarak zenginleştirdik” diyor.

Ozan Diren(beyaz gömlekli) çocuk yaşlarda Dimes'in imalat sürecinde çalıştı

KULÜP İŞLETMECİSİYDİM
İsotlar Grup CEO’su Kurthan Tarakçıoğlu da en ilginç iş deneyimini, girişimci olarak yaşadı. Olmuksa’nın İzmir fabrikasında iş hayatına atılan ve üretim müdürlüğüne yükselen Tarakçıoğlu, bu ilk işinden istifa ederek ayrıldıktan sonra kendine yeni bir kariyer çizmeye karar verdiğini söylüyor.~
27 yaşında Kuşadası’nda kulüp işletme kararı alan Tarakçıoğlu, sonrasını şöyle anlatıyor:
“Gece kulübümüz Kuşadası’nın en güzel ve en popüler yeriydi. 4 yıl boyunca o kulübü işlettik. Son derece hoş yıllardı. Ancak daha sonra asıl mesleğime dönme kararı aldım. 1994’te kulübü, Ulusoy Grup’tan Haluk Ulusoy’a devrettik.”
Tarakçıoğlu bu girişimcilik hikayesinin ardından Opel’in iş ilanına başvurduğunu belirtiyor. Makine mühendisi olduğu için satış sonrası hizmetler bölge müdürlüğü pozisyonuna aday olduğunu ifade eden Tarakçıoğlu, “İlk başta kulüp işletmecisinden bölge müdürü olur mu diye düşündüler ama oldu” diyor.

Davut Doğan(soldan ikinci) mobilya ticaretine başladığı ilk yıllarda geceleri komyonetiyle köyleri dolaşarak kardeşleriyle birlikte satış yapıyordu

FABRİKADA İŞÇİ OLARAK ÇALIŞTI
Abdi İbrahim İlaç’ın patronu Nezih Barut, hayatı boyunca hep aile işini yönetti. Ancak işi devralmadan önce yaşadıkları hayatının unutulmaz deneyimi oldu. Eğitim için Londra’da bulunduğu ve 23 yaşında olduğu bu dönemi Barut, şöyle anlatıyor:
“Bir telefonla İstanbul’a dönmek durumunda kaldım. Annem fabrikadaki işçilerin greve gittiğini söyleyerek bir karar verilmesi gerektiğini iletti. Türkiye’ye döndüğümde lokavt kararı alarak fabrikayı kapattık. Bizimle kalan 7 işçimizle yola devam ettik. Fabrikayı yeniden açtığımızda ise ben de işçilerle çalışmaya başladım. Yeri geldi tablet ve ambalaj makinelerinde üretimde çalıştım, yeri geldi ecza depolarına kendi kullandığım kamyonla sevkiyat gerçekleştirdim. Hatta malları depolara ben taşıdım.” O yıllarda 7 kişiyle başladıkları bu zorlu yolculukta, bugün Abdi İbrahim ailesi olarak tam 3 bin 500 kişiye ulaştıklarını belirten Barut, yakaladıkları başarıyı o günlere bağlıyor.

DAKTİLODA TEKNOLOJİYE YENİLDİ
Natixis Pramex Türkiye Temsilcisi Dr. Rıza Kadılar’ın bugüne kadar yaptığı en ilginç iş, 1989 yılında bir yıl kadar süren elektronik daktilo satış temsilciliğiydi.
O zamanlar bilgisayarın çok yaygınlaşmadığını anlatan Kadılar, öte yandan Avrupa menşeli bir şirketin elektronik daktiloyla Türk pazarına girdiğini söylüyor.
“Elektronik daktilo, geleceği parlak olmayan bir üründü, ama o zamanlar bunu görecek net bir vizyon yoktu” diyor. Hemen ardından ekliyor:
“Tabii amaca kilitlenmiş genç bir işadamı olarak oldukça cazip satış primi ödeyen bu işe büyük bir hevesle girdim.”
Kadılar, ilk aylarda zorlansa da kısa zamanda o dönem için iyi denebilecek bir satış performansı yakalıyor. Fakat bu uzun sürmüyor. Elektronik daktilolar piyasaya yeni çıkan bilgisayar yazılımlarıyla rekabet edemiyor. Dokuz ayın sonunda da Kadılar büyük bir heyecanla başladığı serüvene son veriyor. ~
Bugün geçmişi anımsadığında o günlere ilişkin olarak “Benim için eşsiz bir tecrübe oldu. Bir daha da asla ekonomik ömrünün sonuna gelmiş bir işe girmedim” diye konuşuyor.

ÜNİVERSİTEDE ÇIKARTMA SATTI
Vatan Bilgisayar’ın sahibi Hasan Vatan da hep girişimci ruhunu yaşatmış bir isim. Üniversitede öğrenciyken harçlıklarıyla kendi işini yapma kararı alan Vatan, bir reklam şirketine giderek üzerinde ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) amblemi olan çıkartmalar yaptırdığını söylüyor. Çıkartmaları okulun yemekhanesinin girişinde satan Vatan, “10 TL’ye yaptırdığım çıkartmaları 15 TL’ye satıyor, kârı satışa katılan arkadaşlarımla paylaşıyordum” diyor.
Elde ettiği gelir bir öğrenci olarak masraflarını karşılamaya da yetiyor. Bu geliri nasıl değerlendirdiğini şöyle anlatıyor:
“Evimizin tüm gıda ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda ciddi miktarda para da biriktiriyordum.”
Vatan, bu ilk iş girişiminin devamını da getiriyor. Çıkartmaların yanı sıra T cetveli, paralel cetvel ve akrobat lamba işlerine giriyor. Ancak burada istediği satış maalesef gelmiyor. “Hedef kitle, sadece mimarlık fakültesi öğrencileri olduğundan çok fazla satış yapamadık” diyerek nedenini açıklıyor.

RAY ÜSTÜNDEKİ PUANTÖR!
Doğtaş Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan’ın ilkokul ve ortaokul yıllarındaki bütün tatilleri, babasının çay ocağında çalışarak geçti. Ortaokul bittikten sonra parasız yatılı okulu kazandı. Okul sonrasında da Devlet Demiryolları’nda puantör olarak çalışmaya başladı.
Çalışanların işe geliş gidiş saatlerinin, fazla mesailerinin kayıtlarını tutuyor, bir nevi muhasebeyle ilgileniyordu.
1987 yılında babasının çay ocağını kapatıp mobilya alım satımına başlamasıyla bu işe daha fazla devam edemeyeceğini anlayıp memuriyetten ayrıldı. Doğan, o dönem neden ayrılması gerektiğini, “O yıllarda çek-yat furyası vardı. İşlerin iyi gittiğini gören babam, okulunu tamamlamış tek oğlu ben olduğum için işin operasyon ve muhasebe sürecini yürütmem için beni çağırdı. Aynı yıl memuriyetten istifa ettim” sözleriyle anlatıyor.
Mobilya işini bugünlere getiren hamlelerine ilişkin “O yıllarda kardeşlerimle birlik olup inanılmaz işler başardık. Satamadığımız çekyatları yükleyip geceleri köylere satmaya gidiyorduk. Talep fazlasıyla karşılaşınca kendi atölyemizi kurduk ve bugünlere geldik” diyor.

SIKI YÖNETİMDE 24 PANZER SATTI
Akman Holding patronu Ali Akman, 1981 yılında yurtdışında eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye döndüğünde asgari ücretle bir dış ticaret şirketinde işe başladı. Dönem, sıkıyönetim dönemiydi. İşe başlamasının 2’nci ayında emniyete 24 adet panzer satış ihalesini gerçekleştirdi. Bu başarının ardından da maaşı asgari ücretin 10 katına çıktı. İşteki 6’ncı ayın sonunda artık iş yapmayı öğrendiğini düşünen Akman, “Kendi işimi kurmak istedim. Patronum ayrılmamam için çok ısrar etti kabul etmedim. Ticarete atıldım” diyor.
Büyük umutlarla gerçekleşen bu ayrılığın ardından Akman, ne yazık ki beklediği iş ortamını bulamıyor. Sonrasında yaşadıklarını da şöyle paylaşıyor:
“Kendi başıma gerçekleştirdiğim iş deneyimlerimde ne kadar tecrübesiz olduğumu gördüm. İlk 9 ay tüm tasarruflarım bitmesine rağmen iş yapamadım. Geri dönmeyi de gururuma yediremedim. Halen rüyalarımda eski patronuma gider, beni tekrar asgari ücretten işe almasını rica ederim.”

KAĞIT MENDİL PAZARLADI
Terteks Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel’in birçok iş deneyimi oldu. Üniversite yıllarında gümrük komisyoncusu olarak çalıştı. Sirkeci ve Tahtakale’de video kaset sattı. İlk kurumsal işini ise 1983 yılında bir ithalat şirketinde yarı zamanlı olarak çalışmaya başlayarak yaptı. “Bu şirkette çalışırken kağıt mendil, klasör, bloknot, biomanyetik ağrı kesici, oyuncak gibi ürünler sattım. Bunları satarken elektronik, kırtasiye, promosyon, oyuncak gibi pek çok piyasayı yakından tanıma fırsatım oldu” diyen Öncel, edindiği deneyimlerin kendisine katkısının önemli olduğunu söylüyor.~ Bu katkıları şöyle dile getiriyor: “Çalışma hayatımda geçen 4 yıllık zaman diliminde en az 10 yıllık tecrübe edindim. 23 yaşında kendi şirketimi kurdum.”

KUVEYT’İ MAYINDAN TEMİZLEDİ
İC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, 1992 yılındaki 1. Körfez Savaşı sonrasında Kuveyt’i mayından temizleme ihalesine katıldı. Bu alanda hiçbir deneyimi olmamasına karşın Kuveytli bir diplomat arkadaşının bilgilendirmesiyle ihaleye katıldığını belirten Çeçen yaşadığı deneyimi şöyle anlatıyor:
“Daha önce mayın işiyle ilgili hiçbir bilgi ve deneyimim yoktu. Buna rağmen oldukça fazla risk alarak bu ihaleye hazırlandım. Sonuç olarak deneyimim ve imkanım olmadığı halde ihaleyi kazandım. Vietnam’da savaşan ABD askerlerinden oluşan bir ekiple anlaştım. Türk subaylarının da bulunduğu bir ekiple işi beklenenden daha kısa sürede, zayiatsız olarak teslim ettim.”
Çeçen, bu işten ciddi bir kâr da sağladı. Elde ettiği gelirin yanı sıra başarısından dolayı Kuveyt Milli Savunma Bakanı tarafından ödüllendirildi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz