Patronlar sahaya iniyor

Genel müdür veya CEO’ların sorumlulukları kısıtlandı, özellikle de finansal konularda…

1.10.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Patronlar sahaya iniyor
Bundan 3 yıl önce üretim sektöründe faaliyet gösteren 40 yıllık bir aile şirketi, profesyonelleşme kararı alarak işlerinin başına bir CEO getirdi. CEO, ciddi referansları olan, alanında güçlü ve deneyimli bir isimdi. Göreve gelir gelmez beklentiler doğrultusunda yönetimi ele aldı. İlk dönem her şey çok iyi gidiyordu. Ancak krizin patlak vermesi, kötü gidişatla birlikte ailenin profesyonel yönetime bakışını da değiştirdi. Aile üyelerinden oluşan yönetim kurulu, finansla ilgili tüm konuları CEO’nun görev tanımından çıkarıp kendileri yönetmeyi istedi. Doğal olarak CEO ve yönetim kurulu arasında bu konuda çok ciddi fikir çatışmaları yaşandı. Sonuçta imza yetkisi olmasına rağmen uygulama yetkisi olmayan CEO, kendi isteğiyle şirketten ayrıldı.”Adını açıklamayan bir head hunter, bu örnekle son dönemde CEO ve patronun görev dağılımında ciddi bir değişimin yaşandığına dikkat çekiyor. Prometheus Danışmanlık’ın kriz dönemine ilişkin yaptığı araştırma da görev dağılımındaki değişimi ortaya koyuyor. Araştırmaya göre 2009’da, yönetim kurulları yönetime odaklandı. Yine aynı araştırmaya göre patronlar, kriz döneminde yönetime ağırlığını koydu, liderlik etme rolünü geçici olarak profesyonellerden devraldı.Oysa bundan 5 yıl öncesine kadar Türkiye’de şirketler kurumsallaşma yarışına girmişti. Herkes ne kadar kurumsal olduğuyla övünüyor, patronun giderek yönetimi profesyonellere bırakması da şirkette işlerin sağlıklı bir şekilde yürüdüğünün göstergesi kabul ediliyordu. Ancak bu trend, krizle birlikte sekteye uğradı. Son 1-2 yıldır patron ve profesyonel yönetici arasındaki ilişkiler adeta yeniden tanımlanıyor. Yeni görev paylaşımları yapılıyor.

PATRON NEDEN DEVREDE?
Eskiden vizyon ve strateji patronun, icraat ise CEO’nun göreviydi. Uzun vadeli vizyon gerektiren, şirketin geleceğini etkileyen birleşme ve satın almalar, yeni ürün ve hizmet konumlandırması gibi konular, yönetim kurulunun görev kapsamına giriyordu. Operasyonu da CEO ve CEO’nun yönettiği ekibin yapması gerekiyordu.
Ancak son 1-2 yılda yaşanan ekonomik gelişmeler sonucunda genel müdür ve CEO düzeyindeki profesyonel yöneticiler, artık sorumluluklarını patronla paylaşıyor. İş dünyasında krizle birlikte alışkanlıkların değiştiğini ve psikolojik yaklaşımların ön plana çıktığını belirten Fortune Danışmanlık Yönetim Kurulu Üyesi Alper Arıduru, “Kriz dönemlerinde yönetim kurulları biraz daha işin içine girme eğiliminde oluyor” diyor. Kriz öncesinde profesyonel yöneticilerin finansal konuları da kapsayan çok geniş bir sorumluluk alanı olduğunu, ancak bugün bu sorumlulukların onlardan geri alındığını da belirten Arıduru, bu durumu da krizin etkilerinin özellikle finans departmanında görülmesine bağlıyor. Egon Zehnder Türkiye Yönetici Ortağı Murat Yeşildere ise özellikle son 3-4 yılda yaşanan kurumsal skandalların, şirketlerin yönetişim modelini sorgulamasına neden olduğunu söylüyor. “Profesyonellerin gereğinden fazla risk aldığı, ‘kaynakları kendilerine ait olmadığı için çok rahat kullandıkları’ düşüncesi oluşmaya başladı. Dolayısıyla patronlar devreye girdi” diye konuşuyor.

YETKİ DEVREDİLEMİYOR
Bu süreç CEO ve patron arasındaki görev paylaşımının yeniden organizasyonunu beraberinde getirdi. Profesyoneller cephesinden Logo Yazılım CEO’su Ali Güven, ilginç bir benzetme yapıyor: “Daha önce CEO’lar olarak kaleci idik. Gol yememeye çalışıyorduk. Bugün forvet olarak gol atmaya çalışıyoruz.” Patron ile CEO arasındaki iş dağılımında patronun vizyonu, CEO’nun da stratejiyi belirlediğini belirten Güven, yurtdışı açılımları, marka ihtiyaçları, 5-10 yıllık AR-GE planları gibi stratejilerde ise CEO’nun tek başına karar alamadığını, patronla birlikte hareket ettiğini söylüyor. Güven’e göre Türkiye’de patronlar, yetkiyi tam olarak devredemiyor. Bu duruma yönelik görüşlerini de şöyle paylaşıyor: “Özellikle ikinci kuşak genç patronlar, işleri kendileri yönetmek için profesyonellere yetki vermek istemiyor. Dolayısıyla şu anda çok az şirket, patron-CEO dengesini oturtabilmiş durumda.”Güven’in yaptığı açıklamaya en iyi örnek Serhan Süzer. Süzer Holding’in ikinci kuşak patronu Serhan Süzer, kritik dönemlerde bizzat işin başında bulunup tüm sorumluluğu alma taraftarı. Süzer, bu yaklaşımının arkasında yatan nedenleri de şöyle açıklıyor: “Uzun süredir yaşamış olduğumuz banka olayından sonra iştiraklerimizin patronlar olarak bizzat başına geçtik. Örnek vermek gerekirse ben şu anda KFC ve Pizza Hut Türkiye şirketimizin başına geçtim. Genel müdür olarak belli bir süre bu yapılanmayı ve tam uyumu sağladıktan sonra dümeni, tekrar yüzde 100 güvenebileceğim ve sektörümüzde bilgi birikimi en üst düzeyde olan profesyonellere vereceğim. Ancak bunun için zaman ve belli bir süre beraber çalışmamız gerekiyor.” ~

KURUMSALLAŞMA SORGULANIYOR
2000’li yılların başında kurumsallaşma en önemli trendlerden biriydi. İş dünyasında öne çıkan pek çok patron, 2000’li yıllarla birlikte şirketleri profesyonellere devretmekten bahsetmeye başladı. Kimi bunu gerçekleştirdi kimi ise geçiş sürecine girdi. Ancak yaşadığımız son kriz, patronları, kurumsallaşmayı sorguladığı bir sürece itti.  Bu patronlardan biri de İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık. Varlık, son yıllarda patronların işleri tamamen profesyonel yöneticilere devrederek köşelerine çekildiğini, bu durumun olumsuz etkilerini de krizde yaşadıklarını düşünüyor. Varlık, “Krizden önce kaptanın dümen başında olmadığı bir dönem yaşadık. Dalga geldi, profesyoneller işi toparlayıncaya kadar gemi su aldı, yaralandık. Krizde kurumsallaşmanın yetmediğini, işadamının hiçbir zaman işten elini çekmemesi gerektiğini gördük” diyor.  Hiçbir profesyonelin canının işveren kadar yanamayacağını ifade eden Varlık, bu dönemde sorumluluğun profesyonelden çok patronda olması gerektiğini savunuyor. Bunun gerekçesini de şöyle açıklıyor: “İşadamında yılların birikimi ve refleksi var. Yetki verilir ama sorumluluk devredilemez. Biz bu dönemi yaşadık ve bu durumun farkına vardık.”

DÜNYADA DA?CEO BASKI ALTINDA
Aslında bu durum sadece Türkiye’ye özgü değil. Dünyada da gelişmeler, Türkiye’ye paralel ilerliyor. ABD yatırım bankası Lehman Brothers’ın batışı sonrasında kurumsal yönetime duyulan güven, ciddi bir sarsıntı geçirdi. Amerika ve birçok Avrupa ülkesinde şirketler, var olan sistemi sorgularken profesyonel yöneticilere daha kuşkulu bakmaya başladı. Bu durum da CEO ve yönetim kurulları arasındaki ilişkilerin yeniden düzenlenmesini kaçınılmaz kıldı. Özellikle CEO’lara güvenin çok alt seviyelere indiğini belirten İK ve yönetim gurusu RBL Grup’un kurucusu profesör Dave Ulrich, bu nedenle alışılmadık bir şekilde yönetim kurullarının sahne arkasından sahne önüne çıktığını söylüyor. Esas hesap vermesi gerekenler patronlar olduğu için CEO’ların sorumluluklarının azalmaya başladığını ifade eden Ulrich, “Artık CEO’ların görevi, patronların çalışanı olarak onların taleplerini yerine getirmek” diyor. Yönetim gurusu Peter Fisk de artık CEO ve şirket başkanlarının rollerinin çok değiştiğini vurguluyor. Yaşanan değişimi de şöyle anlatıyor: “Eskiden CEO ve şirket sahibinin görevleri birbirine çok yakındı. Hatta bazen şirketin sahibi CEO’ydu. CEO, patron kadar güçlü olduğu için her şeyi kontrol etmeye çalışırdı. Şimdi ise patronların yönetimi gözetlediği bir durum söz konusu. Bugün güçleri azalan CEO’lar, daha stratejik kararların yöneticisi pozisyonunda. Şirketin doğru yönde gidip gitmediğine bakıyor, başarı için gerekli kaynakları araştırıyor, kısa vadeli performanslarının uzun vadeli hedefleri için yeterli olup olmadığını kontrol ediyorlar.”

BUGÜNKÜ CEO’LAR ŞANSLI
Her ne kadar bugün CEO-patron ilişkisi ve görev dağılımı önemli bir süreçten geçiyor olsa da eski CEO’lar durumu, geçmişe oranla “çok iyi” olarak nitelendiriyor. Bugünkü CEO’ların daha yetkin ve söz sahibi olduklarını, ancak daha fazla baskıyla karşılaştıklarını söylüyorlar.Sabancı Holding’in eski CEO’larından Hazım Kantarcı, kendi dönemiyle şimdikini karşılaştırdığında iş başında olan CEO’ların daha güçlü olduklarını düşünüyor.
“Yetki anlamında daha güçlüler. Çünkü birçok yerde icraatı tek başlarına yürütüyorlar” dedikten sonra ekliyor: “Ama şu var, eskiden CEO’yu güçlü gösteren bilgisiydi. Şimdi ekip de bilgi sahibi. Bizim dönemimizde bilgiye erişebilmek önemliyken artık bilgi herkese açık hale geldi. Bugünün dünyasında bizim zamanımıza göre daha zor olan ise sürat. Anında karar vermek lazım. Çünkü global bir iş atmosferi var, veriler, tehditler ve fırsatlar akıp gidiyor. Dolayısıyla bugünkü CEO’lar zamanla yarışıyor.”Bugün CEO olmanın geçmişe kıyasla daha kolay olduğunu da ifade eden Kantarcı, bunun nedenlerini de şöyle açıklıyor: “En azından bugün CEO olmak nedir, ne değildir anlaşılıyor. Pozisyon bizim dönemimize nazaran daha belirgin.” Koç Holding’in kilometre taşlarında imzası olan en eski CEO’larından Uğur Ekşioğlu da bugünkü CEO’ları kendi dönemiyle kıyasladığında şanslı buluyor. “Netice itibariyle çok daha rahat çalışma imkanları var” diyor. Ekşioğlu, patronların krizde yönetime geçmelerini de doğal  karşılıyor. “Krizde patron kadroyu küçültmeyi, tasarruf etmeyi ister. CEO’nun bunları yapması kolay değil. Bu nedenle patronların böyle zamanlarda yönetime geçmeleri çok normal” diye konuşuyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz