Adrenalini seviyorum

Erkan Güral’la bol adrenalinli hobisini ve otomobil yarışlarının iş performansını nasıl olumlu etkilediğini konuştuk.

1.05.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Adrenalini seviyorum
Erkan Güral, NG Kütahya Seramik, Porselen ve Turizm’in yönetim kurulu başkanı. Güral Ailesi’nin ikinci kuşak temsilcisi. Aynı zamanda profesyonel bir ralli pilotu. Ralliye 19 yaşında başlayan, 20 yıl ara verdikten sonra 3 yıl önce geri dönen Güral, “Adrenalini çok seviyorum” diyor. Artık Türkiye Ralli Şampiyonasındaki hiçbir yarışı da kaçırmadığını söylüyor. Geçen yılki Türkiye Rallikros Şampiyonası’nda birincisi olan Güral, “Gaza bastığım anda sırtımın geriye yapışması bana inanılmaz adrenalin ve keyif veriyor” diyor. Ralli pilotu olmak pahalı ve bol adrenalinli bir hobi. Yılda en az 50 bin lirayı gözden çıkarmanız lazım. Tehlikesi de cabası... Hız tutkunları içinse ne paranın ne de tehlikenin önemi var. Türkiye’nin profesyonel hız tutkunlarından biri de NG Kütahya Seramik, Porselen ve Turizm’in yönetim kurulu başkanı Erkan Güral. Güral, hız tutkusunu Ankara’da üniversite yıllarında okurken keşfettiğini söylüyor. İlk ralliy 19  yaşında katılan ve askere gidip geldikten sonra yarışlara 20 yıl kadar ara veren Güral, şimdi eski günlerin acısını çıkartıyor. Yılda minimum 10 yarışa katılıyor. Her ay, en az 3 gününü yarışlarda geçiriyor. Her yarış öncesinde de bir hafta sıkı bir hazırlık sürecine giriyor. Günde 12  kilometre koşuyor, düzenli olarak yüzüyor. Geçen yılki Rallikros’ta Türkiye birincisi olan Güral, “Artık 19 yaşımdaki gibi yarışta aracı deli gibi kullanmıyorum. Çünkü 3 çocuğum var. Yarışırken ailemi, çocuklarımı aklımdan çıkarmıyorum. Bu işi hobi olarak yapıyorum” diyor. Ancak buna rağmen her yarışta podyuma çıkmanın kendisine büyük haz verdiğini de söylüyor. Güral’la Kandilli’deki villasında bol adrenalinli hobisini ve otomobil yarışlarının iş performansını nasıl olumlu etkilediğini konuştuk:

Capital:
Ralli merakınız nasıl başladı?
- 1987 yılında üniversiteyi kazanıp Ankara’ya gittim. Bilkent Üniversitesi’nde okurken arkadaş çevremin de etkisiyle ralliyle ilgilenmeye başladım. İlk 1-2 yıl düzenli olarak yarışlara gittim, pilotları izledim. Daha sonra da yarışları yeterince izlediğimi düşünerek 19 yaşımda ailemden habersiz ilk kaçak ralli yarışıma katıldım. Bu yarışta çekilen resimler arabamın torpido gözünde annem tarafından bulununca da ralli merakım gün yüzüne çıktı.~

Capital: 
Ailenizin ralliye katıldığınızı öğrenince tepkisi ne oldu?
- Benim tahminim aksine ailem yarıştığımı öğrenince çok olumlu yaklaştı. “Madem böyle merakın var, bizim bilgimiz çerçevesinde yap”dediler. Onların desteğiyle ilk yarış arabamı 1990 yılında satın aldım. Hiç unutmuyorum, Markası Renault Flash’tı. O zamanın şartlarında çok iyi bir yarış arabasıydı. Ancak bu arabayla sadece 2 yıl profesyonel olarak yarışabildim. Babam askere giderken “Bu iş bitecek” demişti. 21 yaşında askere giderken babama verdiğim sözü tutarak ralli arabamı sattım. Askerden döndükten sonra uzunca bir süre de yarışmadım.

Capital:  Peki tekrar profesyonel olarak yarışlara dönmeniz nasıl oldu?
- Bundan 3 yıl önce çocukluk arkadaşım Ender Banas, beni yeniden rallilere katılmak konusunda harekete geçirdi. Ender’le gençlik yıllarımızda birlikte yarışıyorduk. Birbirimize rakiptik ancak çok iyi dosttuk. 3 yıl önce de Ender “Eskişehir’de yarış var” diyerek destek amacıyla katılmamı rica etti. Ben de hatır için katıldım. Ancak eski yıllara özlem hala içimde kalmış olmalı ki yarış aracının koltuğuna oturduktan sonra bir daha inemedim. Ardından da bugünkü şartlarda olabilecek en iyi yarış aracını satın aldım. O gün bugündür zaman buldukça Türkiye’de düzenlenen bütün rallilere katılmaya çalışıyorum.

Capital:  20 yıl sonra tekrar yarışmaya başlayınca, aileniz nasıl karşıladı?
- Yarışlara tekrar geri dönünce ailemin herhangi olumsuz tepkisiyle karşılaşmadım. Onlar da bugün artık ralliyi hobi olarak yaptığımı biliyor. Onun için içleri eskiye göre daha rahat.

Capital: Yıl içinde düzenli olarak katıldığınız ralliler hangileri?
- Ralli’nin kros, tırmanma, şampiyona gibi çeşitli kategorileri var. Ben, sadece şampiyonaya katılmayı tercih ettim. Türkiye Ralli Şampiyonası çerçevesinde düzenlenen tüm yarışlara katılıyorum. Bütün yarışçılar arasında ralli şampiyonasının keyfi bir başkadır. Ralli şampiyonası, diğer yarışlara göre hem daha keyifli hem daha zordur. Ayrıca daha masraflıdır. Ralli şampiyonalarında bir yarış cumartesi ve pazar olmak üzere toplam 2 gün sürer, Yarışlar, sabah 8’de başlayıp akşam 5’e kadar devam eder. 2 gün boyunca arabanın içerisinde yarış keyfini doyasıya tadarsınız. Ben de ralli şampiyonalarına katılıp sabahtan akşama bıkıncaya kadar toz toprağın içinde yarışmaktan keyif alıyorum. Halbuki diğer yarışlar aşağı yukarı 5 dakikada olup bitiyor.

Capital: Ralli şampiyonasında yılda kaç kez yarışıyorsunuz? Bundan sonraki hedefiniz nedir?
- Bir yıl içinde, 7’si Türkiye Ralli Şampiyonası, 3’ü de İstanbul Şampiyonası olmak üzere toplam 10 yarışa katılıyorum. Sezon bu yıl, geçen ay düzenlenen Ege Ralli Şampiyonası’yla başladı. Bu ay ise Eskişehir Rallisi’yle devam edecek. Gelecek ay Avrupa Ralli Şampiyonası’nın İstanbul’daki ayağı düzenlenecek. Hedefim yurtdışındaki rallilere katılmak. Bulgaristan ve Kıbrıs’ta düzenlenen rallilere katılma hedefim var.~

Capital: Ralli pilotu olmak için eğitim aldınız mı?
- Hiç eğitim almadım. Biraz kendi becerilerim, biraz da arkadaşlarım ve profesyonelleri izleyerek kendimi geliştirdim. 19 yaşında rallilere ilk katılmaya başladığımda idollerim İskender Atakan, rahmetli Renç Koçibey, Ali Bacaoğlu ve Emre Yerlici’ydi. Bu isimler o yıllarda rallinin duayenleriydi. Biz de onları izleyerek ralliye başladık. Sonuçta ben de bu isimleri izleyerek, onları takip ederek nasıl iyi bir yarışçı olunması noktasında fikir ve bilgi sahibi oldum.

Capital: Bugüne kadar hiç unutamadığınız ralli hangisiydi? Hikayesini anlatır mısınız?
- Üniversite yıllarında katıldığım Ankara’daki Kazan Rallikros’unu hiç unutamam... Burada Türkiye’nin en önemli ralli pilotlarından İskender Atakan’la unutamadığım bir anım var. Kendisi bu yarışta göstermiş olduğum centilmenlikten dolayı kazandığı kupayı bana hediye etti. Rallikros’larda eskiden 4 araç aynı anda start alırdı. Benim kullandığım araç da Renç Koçibey, Bahir Bayındır ve Nejat Avcı’nınkiyle birlikte start aldı. Ancak onlar bana göre çok tecrübeliydi ve araçları çok güçlüydü. Bana tur bindirdiler. Ben de arkamdan gelen İskender Atakan’ın kullandığı araca kendimi riske ederek yol verdim. İskender Atakan, o yarışta Türkiye şampiyonu oldu. Ardından yarışta yaptığım bu davranışı çok manidar buldu ve kendi kazandığı kupayı bana hediye etti.

Capital: Evinizde birçok kupa var. Bugüne kadar yarışlarda en önemli dereceleriniz ne oldu?
- Üniversite yıllarımda yarışken Türkiye Ralli Şampiyonası’nda 3’üncü oldum, Türkiye tırmanma ve pist şampiyonalarında da 3’üncülüklerim var. O dönem bütün 3’üncülükler benimdi. Son 3 yıldır da Türkiye Ralli Şampiyonası’na puan veren bütün yarışlara katılıyorum. Geçen yıl, Türkiye Rallikros’ta Türkiye birincisi oldum. Geçen ay ise Ege Ralli Şampiyonası’nda genel klasmanda 11’inci oldum.

Capital: Eski yarışlarla bugün arasında ne gibi farklılıklar var?
- Bugün artık benim için yarışlarda derece girmek eskiye göre çok daha zor. Çok genç, becerikli ve hızlı arkadaşlar var. Bunlarla aşık atmak çok kolay olmuyor. Ancak benim hedefim, her yarışta ilk 3’e girmek. Yarışlarda en büyük hazzı, kendi kategorimde ilk 3 içinde podyuma çıktığımda yaşıyorum. Podyuma çıkınca işin manevi hazzına ulaşmış oluyorsunuz. Ayrıca eskiden cesaretim vardı, deli gibi gidebiliyordum. Şimdi ise daha çok keyif için yarışıyorum. Bundan dolayı eskisi gibi çok fazla kupa toplayamıyorum. “Her bir çocuk kilometrede sizi bir saniye yavaşlatır” derler. Benim 3 çocuğum var... Çok yavaş değilim ancak her yarışta, ailemi, çocuklarımı düşünüyorum. Hiçbir zaman ralliyi hobi olarak yaptığımı aklımdan çıkarmıyorum. Birinci olmak gibi bir amacım yok. Benim amacım yarış keyfini yaşamak. Tekrar yarışmaya başladıktan sonra çok güzel dostluklar kazandım. Motor sporları çok güzel bir camia. Hafta sonunu ralliye gönül vermiş arkadaşlarla geçirmek bana büyük bir keyif veriyor.

Capital: Yarışlara nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Ralli, çok meşakkatli bir spor. Lastiğiniz patladığında 2,5 dakika içinde değiştirmek zorundasınız. Bütün bunları yapmak, pire gibi koşturmak için her zaman fit ve formda kalmak gerekiyor. Ayrıca bir yarışta ortalama 2,5-3 kilo kaybediyorsunuz. Bunun için ralli sporu çok büyük kondisyon, motivasyon ve dikkat gerektiriyor. Ben de yılda toplam 10 yarışa katıldığım için her yarış öncesinde düzenli bir hazırlık süreci geçiriyorum. Yarış öncesinde, son 1 hafta düzenli yaşamaya, spor yapmaya dikkat ediyorum. Her yarıştan önce düzenli olarak yürüyorum, yüzüyorum. Yarıştan önceki bir hafta her gün mutlaka 12 kilometre yürürüm. Yediklerime çok dikkat ederim. ~

"Ekip çalışmasını öğretiyor"
DİSİPLİN ÖNEMLİ
Motor sporlarının çok güzel bir özelliği var. Her işi bir disiplin içerisinde yapmak zorundasınız. İş dünyasında da bir disiplin var. Yarışa gitmeden önce bir plan program yapıyorsunuz. İş dünyasında da aynı şey geçerli. Ralli, insana ekip ve takım çalışmasının ne demek olduğunu öğretiyor.
İŞTE DE HIZI SEVİYOR
Rallinin yönetim becerilerini geliştirme konusunda büyük artıları var. Ekibiniz olmadan bu işi yapamazsınız. O nedenle motivasyon, ekibin dinamizmi, işe olan bağlılığı çok önemli. Dolayısıyla ben motor sporlarındaki yaşam tarzını iş hayatımda da sıkça kullanmışımdır. Bunun da artılarını hep gördüm. İşte de hızlı olmayı severim. İş bekletmeyi hiç sevmem.

"Hız deşarj olmamı sağlıyor"
KEYİF VERİYOR

Bugüne kadar yarışlarda çok büyük kaza geçirmedim ancak rallide her anınız tehlikelidir. Buna rağmen yarışlara girmemim tek nedeni adrenalini çok sevmemden kaynaklanıyor. Yarışmaktan çok büyük keyif alıyorum. Yoksa ralliye katılmak hem çok zor hem de çok meşakkatli bir spor.
YILDA 50 BİN TL
Ralliye katıldıktan 1 hafta sonra bile yarışın yorgunluğunu atamazsınız. Yarışlara katılmak için yılda en az 50 bin lirayı gözden çıkarmanız lazım. Tüm bu zorluklara rağmen sürati ve hızı seviyorum. Gaza bastığım anda sırtımın geriye yapışması bana inanılmaz bir adrenalin ve keyif veriyor. O an rahatlıyorum. Motor sporlarının bana en büyük katkısı deşarj olmamı sağlaması.

"Ailece rallici olduk"
“BABAM DA BAŞLADI”

Kız kardeşlerimin eşleri de motor sporlarına çok meraklı. Son iki yıldır onlar da yarışıyor. Bu arada babam da rallici oldu. Babam, klasik otomobil sporlarına çok meraklı. Son birkaç yıldır o da yarışıyor.
MÜZE PROJESİ
Babam, geçen ay Sapanca’da düzenlenen klasik otomobil rallisine katıldı. 4 tane klasik otomobili var. Otomobil koleksiyonunu geliştiriyor. Bunları daha sonra müzede toplamak istiyor.
OĞLU DA İLGİLİ
Büyük oğlum Umut 10 yaşında. Ancak o da sanki benim arkamdan geliyor. Ralliye, otomobil sporlarına çok meraklı. İleride ben de rallici olduğum için kendisini desteklerim diye düşünüyorum. Baktığınızda ailece rallici olduk.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz