Hatay'ı yaşama rehberi

Bilecik, son yıllarda kentte sıra dışı bir atak yaşandığını ve Uluslararası otel zincirlerinin yatırımlarını sürdürdüğünü anlatıyor.

1.09.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hatay'ı yaşama rehberi
Hatay ve merkezi Antakya, her dinden ve mezhepten insanı barındıran kozmopolit yapısı, Arap mutfağından da etkilenen lezzetleri, Helenistik dönem şehir yapısı ve görülecek değişik mekanlarıyla öne çıkan bir yer. Tüm bu farklılıklarıyla son dönemde turizmin gözde destinasyonları arasında yerini yavaş yavaş alıyor.
Doğma büyüme Antakyalı olan Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’e göre Hatay’a olan bu talep, aslında geç bile kalmış bir keşif… Erol Bilecik, “Yeni yeni keşfediliyor” dediği memleketine, her yıl en az 4-5 kez gidiyor. Erkek kardeşinin de yaşadığı Antakya ile bağlarını hiç koparmayan Bilecik, hem kişisel hem Index Grubu olarak kente pek çok alanda da katkıda bulunuyor. Öyle ki ilde kendi adıyla açtığı Hatay Erol Bilecik Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi için günlük mesaisinin önemli bir bölümünü ayırdığını anlatıyor. Zaten tüm bu destekleri sonucu Bilecik, bu yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görüldü. Erol Bilecik, memleketi Hatay ve merkezi Antakya’yı, bütün yönleriyle Capital’e şöyle anlattı:
İLGİNÇ BİR TARİHİ DOKU
Hatay’ın muazzam bir tarihi geçmişi var. Uzak geçmişe gittiğinizde İskenderiye İmparatorluğu’nun ana merkezlerinden biri. Şehir tarihi boyunca Hitit, Asur, Babil, Pers ve Makedonların hakimiyeti altına giriyor. Hatay, 1938 yılında anavatana iltihak ediyor. Yani öncesinde bir dönem için cumhurbaşkanlığı, meclisi ile bağımsız olmuş eski bir devletten bahsediyoruz. Dolayısıyla tarihi dokusu çok ilginç…
Son yıllarda bu ile ilginin artmasını memnuniyetle izliyorum. Hatay’da tarihin tüm dokularını bulmak mümkün. İlde nereyi kazsanız altından mutlaka tarihi bir yapı, anıt çıkar.
GÖZDE TARİHİ MEKANLAR
Hatay, tarihi ve turistik mekanlar açısından da çok zengin. Dünyanın ikinci büyük mozaik koleksiyonunu barındıran Antakya Arkeoloji Müzesi ilk görülecek yer. Sergilenen eserlerin birkaç misli de toprağın altındadır. Samandağ’ın 5 km kuzeyinde Titus Tünelleri’ni de görmenizi tavsiye ederim. Burası milattan önceyi yansıtan bir mezar şehir... İnsana çok farklı duygular yaşatır, bence mutlaka gidilmesi gerek. Bir de Saint Pierre Kilisesi’nin 200 metre kuzeyinde kayalara oyulmuş dev bir büst vardır. Cehennem Kayalığı olarak bilinen bu yer, geçmişte bir salgın hastalığın durdurulması için yontulmuş denir.
DİNLERİN BULUŞTUĞU İL
Ayrıca Hatay, Hıristiyan, Yahudi ve Müslümanların mutlu ve keyifle yaşadığı bir yer... Gerçekten de terör olayları minimum düzeydedir. Antakya’daki Saint Pierre Kilisesi ve Habib Neccar Cami’nin görülmesini öneririm. Kozmopolit bir nüfus olması nedeniyle insanının hoşgörüsü çok yüksektir. Düşünün kilise, havra ve caminin bir arada bulunduğu istisnai kentlerdendir; üç büyük din yüzyıllardır birlikte ve uyum içinde yaşar. Üç farklı dinin müziklerini bir araya getiren Medeniyetler Korosu da bu yaşamın getirdiği güzelliklerden biridir. Büyük şehirlerde de konserler veriyorlar, birine gitmenizi öneririm.  
ANTAKYA’DAN GÖÇEN OLMAZ
İlin benim açımdan enteresan bir başka özelliği de dışarı pek göç vermez. Eski yıllarda üniversite eğitimi için başka illere giden gençler bile çoğunlukla Hatay’a geri döner. Tabii bunun pek çok nedeni var. Eğitim seviyesi, okuma yazma oranı da diğer Anadolu illerine göre çok yüksektir. Çok verimli toprakları vardır. Tarım, ilin ekonomisindeki en önemli gelir kalemlerindendir. Ayrıca il içi ekonomi, kendine yeter bir durumdadır. Ekonomik düzen kurulmuş olduğu için keyifli bir yaşam fırsatı da verdiğinden pek büyük şehirlere göç etme alışkanlığı yoktur. Bir de Türkiye’nin Suriye’ye açılan iki kapısı da bu bölgede. Vizenin kaldırılmasıyla il hem ekonomik hem turistik anlamda müthiş pozitif etkileniyor. ~
DARACIK ANTAKYA SOKAKLARI
Antakya’nın geçmişinden bahsettik, aslında bunu şehri gezerken de hissederseniz. Helenistik yapısından dolayı şehir yapısının çok düzgün olduğunu görebilirsiniz. Bir dağ yamacında kurulan Antakya evleri çok güzel, görülmesi gereken bir manzara oluşturur diye düşünüyorum. Taş döşeli ve birçoğu 3 kişinin zar zor geçebildiği dar sokaklar da gezmek için çok güzel… İki katlı, avlulu eski Antakya evlerinin bulunduğu bu dar sokaklar çok güzel resimler veriyor. Benim de doğduğum ev avluya bakan, tuvaletin mutfağın avlunun     karşısında olduğu eski bir Antakya eviydi. Tİsterseniz kafanızı uzatıp o eski evlerin       avlularına hala göz atabilirsiniz.
UZUN ÇARŞI’YI UNUTMAYIN
Hatay’a gittiğinizde şunları almadan da gelmeyin derim: Antakya dokumacılığı ile ünlüdür. Tekstilde artık elişi dokumacılık çok rağbette olmasa da Antakya’da el dokuması ipek pek çok güzel hediye alınabilir. Pek çok rahatsızlığı tedavi ettiği söylenen defne, diğer adıyla gar sabunu, zeytinyağı, nar ekşisi almayı da unutmayın. Antakya’da alışveriş için en önemli adres, Uzun Çarşı…
1200 yıllık tarihi olan çarşı, değişik tüm meslek gruplarını barındıran han ve kervansaraylarıyla dikkat çekici… Çarşının içinde kalan ve Köprülü Mehmet Paşa’nın 17. yüzyılda yaptırdığı Kurşunlu Han, Antakya’nın en eski hanı.  
ŞİFALI SULARI VE DENİZİ DE VAR
Aslında Hatay’a gitmek çok kolaylaştı. Türk Hava Yolları günde 5 sefer yapıyor. Tabii bunda Hatay’ın, Suriye’den gelenler için İstanbul’a geçiş noktası olması da etkili. 10 yıl öncesinde ilde çok fazla konaklayacak otel bulunmuyordu. Ancak son yıllarda sıra dışı bir atak başladı, şu an uluslararası otel zincirleri yatırımlarını sürdürüyor. Burada kalmak için bence en keyiflisi butik oteller. Bu butik oteller, eski ta�� ve yüksek tavanlı Antakya evlerinden dönüştürüldükleri için özellikle tercih ediliyor. Bir de merkezden biraz uzak, şifalı sularının bulunduğu bir bölgede 5 yıldızlı bir otel hizmet veriyor. Hatay’ın şifalı suları da güzel sahilleri de henüz keşfedilmedi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz