Bosch Siemens Ev Aletleri (BSH) İcra Kurulu Üyesi Ronald Grünberg’in en
büyük hobisi yelkenliler. Klasik yelken yarışlarında birincilikleri var.
Üç yıl önce hobisini işe dönüştürüp Tuzla’da Su Marine Tersanesi’ni
kuran Grünberg, Amerika’da okuyan oğluyla birlikte lüks yelkenliler
üretip yurtdışına satıyor.
Butik tarzda çalıştığı için yılda 1-2 yelkenli yapıyor. 36 ile 42 metre
arasındaki el yapımı ahşap yelkenlilerin fiyatı 5 milyon liradan
başlıyor, 15 milyon dolara kadar çıkıyor.“Terzi dikişi yelkenliler
yapıyorum” diyen Grünberg, cumartesi günlerini tersanesinde geçiriyor.
Hafta içinde BSH’daki işlerinin başında oluyor. “Tersanede kafamı
dağıtıyorum” diyen Grünberg, yöneticilere de mutlaka deniz ve yelkenle
ilgilenmelerini tavsiye ediyor.
“Yelken takım ruhunu geliştiriyor. Şirketteki yöneticilerimi de yelken
öğrenmeleri konusunda teşvik ediyorum” diyen Grünberg, bu spora yeni
başlayacaklara yelkenli satın almak yerine kiralamayı öneriyor.
Grünberg, şöyle devam ediyor: “Yelken, çok özel bir hobi. Kendi
yelkenlinizi almadan önce mutlaka kiralayın. Birkaç yaz ailecek kiralık
tekneyle tatile çıkın. Tekneyi ve yelkeni sevip sevmediğinizi test
edin.” Grünberg’in bir diğer önerisi de birkaç arkadaş birleşip ortak
bir yelkenli satın almak.Fiber ve alüminyum yerine teknede ahşabı tercih
ettiğini söyleyen Grünberg, “Teknede ahşaptan vazgeçmem. Denize en çok
yakışan madde ahşap” diyor.
Grünberg, yelkene başlamak isteyenlere kendi tecrübelerinden yola çıkarak şu tavsiyelerde bulundu:
PAHALI ANCAK KEYİFLİ
Yelken çok keyifli ancak pahalı bir hobi. Yeni başlayanlar için satın
almaktansa yelkeni kiralamak çok daha uygun. Tekne sahibiyseniz derdi
bitmiyor. Kaptanı, bakımı, marina kirası derken masraflar büyüyor. Ancak
bugün yelkeni kiralayarak da pahalı olan bir hobiyi ekonomik olarak
yapmak mümkün. Her sene yelkenli kiralayarak hem sporunuzu hem
tatilinizi yapabilirsiniz. Bence kiralamak çok iyi bir çözüm.
Yurtdışında ben de birkaç kez tekne kiraladım. İlk başlarda, yelkeni
öğrenirken 3-5 yıl kiralayın. Ondan sonra zaten yelkeni çözmüş
olursunuz.
Tekne satın almayı düşünüyorsanız mutlaka kullanın veya benzer bir
tekneyi kiralayarak denize çıkın. Sonuçta tekne özellikle de yelkenli
çok özel bir hobi. “Seviyor musunuz? Eşiniz çocuklarınız seviyor mu”
diye iyice bakın. Hem kendinizi hem de ailenizi test edin. Binmeden,
kullanmadan tekne, hele de yelkenli kesinlikle almayın.
20 YILLIK TEKNE ALINMAZ
Yelkenliye yeni başlıyorsanız ikinci el tekne alın. Böylece neyi sevip
sevmediğinizi daha iyi anlarsınız. Tekne alacak ya da kiralayacak
paranız yoksa önce kursa gidin bu işi öğrenin. Daha sonra yelken
takımlarına katılın.
Birkaç arkadaş ortaklaşa tekne almak da iyi bir çözüm olabilir. Örneğin
bizim şirkette 7 arkadaş birleşip bir tekne aldı. Kullanmadıkları zaman
kiralayabiliyorlar. Tekne parasını 7-8 kişiye böldüğünüzde çok daha ucuz
paralara yelken sporunu yapabiliyorsunuz.Tekne alırken en iyi eksper
kendinizsiniz. Tekne delik mi? Dayanıklı mı? Motoru nasıl gibi konuları
danışmanlara sorun. Fakat sizin konforunuz, izleniminiz çok daha önemli.
20 yılın üzerindeki tekneler başa bela olur. Bunu sakın unutmayın. ~
6-7 yıl charter’da çalışmış bir tekne yıpranmıştır. Az parayla onun
yıpranmış taraflarını yenilersiniz. Böylece çok daha ucuza gelir. Hem de
2’nci el tekneyi kullanarak acemiliğinizi üzerinizden atarsınız. Ondan
sonra daha sofistike, iyi tekneler satın almak daha mantıklı. Beneteau,
Grand Soleil, Hunter, Bavaria çok iyi seri tekneler yapıyor. Bunların
arasında çok az fiyat farkları var.
KULLANMADAN YELKENLİ ALMAYIN
20 yıllık bir yelkenli kullanıcısı olarak tekne almak isteyenlere
öncelikle imalatçısını iyi araştırmalarını öneririm. Tecrübesini mutlaka
sorgulasınlar. Yelkenli alırken üreticinin kim olduğu çok büyük önem
taşıyor.
Sağır bir tekneyle hızlı bir tekne hemen fark edilir. Bir de kullanmadan
tekne almayın. Hazır tekne alacaksanız mutlaka bir eşini kullanmaya
çalışın. Kullanışlı olup olmadığına, sevip sevmediğinize bakın. Gölgede
oturabiliyor muyum? İç tasarımı kullanışlı mı? Motoru, dümeni, iç
döşemesi nasıl? Bütün bunları araştırın.
Örneğin birçok teknenin gölgelikleri çok az. Özellikle bizim kıyılar çok
güneşli. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Bizim denizlere en uygun
tekneler daha çok Akdeniz için yapılmış olanlar oluyor. Baltık tekneler
daha kapalı oldukları için Türkiye’ye pek uygun değil.
AHŞAP TEKNELERİ SEVİYORUM
Bugüne kadar hep ahşap tekneler kullandım. Denizde ahşabı çok seviyorum.
Bana göre, denize en çok yakışan malzeme. Bugünkü teknolojide ahşap her
yıl bakım istemiyor. Bugün yapılan ahşap tekneleri eski teknolojiyle
yapılmış olanlarla karıştırmamak lazım. Yeni teknoloji sayesinde ahşabı
kat kat epoksin teknolojisiyle yapıştırıyorsunuz. Dışına fiber kat
geçiriyorsunuz. Sonuçta teknenin dış kısmında ahşabın suyla temasını
tamamen kesiyorsunuz. İçini de vernikliyorsunuz. Pırıl pırıl oluyor. En
önemlisi tekne ahşap olunca hava alıyor. Artık ahşap tekneler 7-8 sene
boyanmadan, bakım yapılmadan durabiliyor. Ahşap teknelerin bakımı da
fiber teknelere benzedi. Hatta bunlardan daha az bile bakım istiyor.
Bodrum Ahşap Tekne Yarışları’na üst üste 3 yıl katıldık. Hepsinde de
birinci olduk. Bodrum Ahşap Tekne Yarışları’ndan çok büyük zevk aldım.
Yurtdışında ise Bodrum’daki yarışların alternatifi Saint Tropez Klasik
Yelken Yarışları. Ahşap yelkenlilere ilgi duyuyorsanız ya Bodrum’da ya
da Saint Tropez’de yarışacaksınız. Akdeniz’de 2 tane klasik ahşap tekne
yarış var. Bu yıl, kendi yapımımız olan 42 metrelik yelkenliyle Saint
Tropez’ye katılacağız. Oldukça zorlu bir yarış. 400 tekne katılıyor.
Herkes çok profesyonel. Saint Tropez’de kendi ürettiğimiz yelkenliyi de
tanıtma fırsatı bulacağız.
TEŞVİK ETMEK GEREKİYOR
Yöneticiler arasında yelken yapanların sayısı artıyor. Bizim şirkette de
birden fazla yarışlara katılan takım var. Onlarla birlikte yarışlara
katılmıyorum ancak yöneticilerimin yelken yapmasını teşvik ediyorum. Hem
şirkete hem de kendilerine yelken sporunun çok büyük faydası var. En
önemlisi, yelken takım ruhunu geliştiriyor. Çocuklara ufaklıktan yelkeni
sevdirmek gerekiyor. Benim bütün çocuklarım yelkenlide büyüdü. Yelkene
en rahat çocuklar alışıyor. En küçük oğlum 9 yaşında. Bu yıl, bir ay
Gökova’da yelken kampında kaldı. Büyük oğlumu ise küçüklüğünde
Fransa’daki bir yelken kampına göndermiştim.Yelkene küçük yaşlarda
başlamak gerekiyor. ~
Yelken için en uygun yaş 7 ila 8. Özellikle yelken kursları çocuğa çok
şey katıyor. Anne babadan 3 hafta ayrı kalmak çocuğu çok çabuk
büyütüyor. Kendinden daha emin, özgüvenli bir çocuk yaratıyor.
Orta yaşta yelkene merak saranlar ise kurslara katılabilir. Artık
Türkiye’de çok iyi yelken kursları var. Sıfırdan çok iyi yelkenci
yetiştiriyorlar. Böyle bir imkan da yoksa iyi bir kaptanın yanında
yelkeni öğrenebilirsiniz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?