Anadolu Grubu, şimdiye kadar biradaki global büyümesiyle dikkati çekti, gücünü bu alana verdi. Son dönemde ise grubun başkanı TUNCAY ÖZİLHAN’ı tarıma yaptığı yatırım heyecanlandırıyor. 3 yıl önce Özgörkey ve Brezilyalı Cutrale aileleriyle ortak başlayan yatırımda 1 milyon meyve ağacına ulaştıklarını belirtiyor. Özilhan, 7 yıl içinde 10 milyon ağaca ulaşacaklarını, global deve dönüşeceklerini söylüyor ve ekliyor: “2020’ye kadar 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmış olacağız. Avrupa’da 10 milyon meyve ağacı olan bir şirket yok. Dolayısıyla bu hacimle dünyada da önemli bir yerde olacağız.” Anadolu Grubu, son yıllarda tarımda önemli bir atılım yaşıyor. Bu atılımın amiral gemisi ise Anadolu Etap şirketi. Grubun 3 yıl önce, Coca-Cola İçecek’te ortağı olan Özgörkey Ailesi ve Brezilya’nın en büyük meyve suyu üreticisi Cutrale ile birlikte kurduğu Anadolu Etap, meyve ve meyve suyu konsantresi üretimi gerçekleştiriyor. Bunu da alanında dünyanın en iyi uzmanlarını ve en son teknolojilerini Türkiye’ye getirerek yapıyor. Meyve üretimiyle de kendi markası altında perakende kanalına girmeye hazırlanıyor. Anadolu Etap çatısı altında 3 yılda 1 milyon ağaç portföyüne ulaştıklarını, 2013 yılı sonunda da 2,5 milyon meyve ağaçları olacağını belirten Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, bu yeni yatırıma dair heyecanlı ve umutlu. Hedeflerinin çok büyük olduğunu söylüyor. Güçlü ortakları ve CocaCola ile yaptıkları stratejik anlaşmaların verdiği güçle tarımın bu ayağında durmaksızın büyüyeceklerini ve fırsatları değerlendireceklerini ifade ediyor. “İddiamız dünyada en ileri standartlarda, en sağlıklı meyveleri üreten şirket olmak” diyen Özilhan’ın asıl amacı, bu şirketle Anadolu Grubu’nu meyve suyunda da dünyada söz sahibi yapmak. Türkiye’nin tarımdaki potansiyeline ve ortaklarıyla birlikte Türk tarımına katacakları değerle 2020 yılında Anadolu Etap’ın toplam 10 milyon meyve ağacı olacağını anlatan Özilhan, “O zamana kadar 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmış olacağız. İşimizin yarısı meyve suyu yarısı sofralık üretim olacak. Bizim bildiğimiz kadarıyla Avrupa’da 10 milyon meyve ağacı olan bir şirket veya bir aile yok. Dolayısıyla bu hacimle dünyada da önemli bir yerde olacağız” diyor. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, tarımda yatırım kararını nasıl aldıklarını, bu alanda neler hedeflediklerini ve Türkiye’nin tarımdaki potansiyelini Capital’e anlattı:~
Capital: Anadolu Grubu’nun tarıma ilgisi ne zaman başladı? Tarım, yatırımcı olarak özellikle hangi yönleriyle ilginizi çekti?
- 1960’lı yıllardan itibaren Efes Pilsen ile hep tarımın içindeyiz. 60’lı yıllarda Türkiye’de biralık arpa yoktu. Almanya’nın tanınmış üniversitelerinden önemli hocalar getirttik. Dünyanın birçok ülkesinden numune arpalar toplattık. Sonra kendi adımıza arpa sertifikasyonlarımız oldu. Onu çiftçilerimize verip ektirdik, diktirdik, satın aldık. Türkiye’de en çok arpa alan ve kullanan şirketiz. Malt ve bira yapımı için yılda 150 bin ton arpa alıyor, işliyor ve birada kullanıyoruz. Aynı faaliyeti Rusya ve diğer ülkelerde de gerçekleştiriyoruz. Ayrıca biranın önemli hammaddelerinden şerbetçi otunu da Almanya’dan Türkiye’ye biz getirdik. Hatta o yıllarda şerbetçi otunu Almanya’dan çıkarmak yasaktı. Şimdi Bilecik’in Pazaryeri ilçesi şerbetçi otunun merkezi ve ilçenin en önemli geçim kaynağı da bu ürün. Orada köylüye fide verdik, destek olduk. Tarıma ilgimizin diğer boyutu zeytin ve zeytinyağından geliyor. Ayvalık ve civarındaki bütün bölgenin zeytinini biz alıyoruz, zeytinyağı üretip tüketiciye sunuyoruz. Dolayısıyla tarımla çok eskiden beri haşır neşiriz. Grup olarak tarımı seviyoruz.
Capital: 2009 yılında tarım şirketiniz Anadolu Etap’ı kurdunuz ve meyvecilik yapmaya başladınız. Tarımda bu alana geçiş nasıl oldu?
- Tarımla bu kadar haşır neşirken bunu biraz geliştirelim düşüncesi vardı. Coca-Cola ile diyaloğumuz bize daha geniş bir perspektiften düşünme fırsatı verdi. Dünyada meyve suyu tüketimi hızlı bir şekilde artıyor. Önümüzdeki dönemde meyve suyu açısından sıkıntı yaşanacağı da tahmin ediliyor. Coca-Cola da bunun için dünyanın belirli bölgelerinde birtakım projeler geliştiriyor. Örneğin Çin’de elma, Hindistan ve Pakistan’da mango yetiştirme planları var. Şirket, Türkiye’de de şeftali ağırlıklı sert çekirdekli meyveleri nasıl geliştireceğini düşünüyordu. Bu projeyi bize getirdi. Biz de Coca-Cola’nın Türkiye’ye gelmesinde önemli rol oynayan, Coca-Cola İçecek’teki ortağımız Özgörkey Ailesi ile beraber projeyi nasıl geliştiririz diye düşünmeye başladık. Bu arada 40 yıldır Coca-Cola’nın portakal suyunu tedarik eden Brezilyalı Cutrale Ailesi’nin üyeleriyle bir araya geldik. Üç ortak Özgörkey Ailesi’ne ait olan Etap Tarım’ı Anadolu Etap’a çevirerek bu işe başladık.
Capital: Bu şirketle hedefiniz, iddianız nedir?
- Hedefimiz hem üretime devam ettiğimiz meyve sularını hem yakın gelecekte raflara koymayı planladığımız taze meyvelerimizi en üst kalitede kendi çiftliklerimizde üretmek, Anadolu Grubu olarak marka yaratmak konusunda çok başarılı olduğumuzu düşünüyoruz.~
Türkiye’de eksik bir alt sektör olan markalı meyveciliği de tüketicilerle buluşturabilmeyi istiyoruz.Şu an için asıl ticaretimiz meyve suyunda... Ancak sofralık meyvelerimizin hasadı başladığında birkaç yıl içinde taze meyve ciromuz, meyve suyu ciromuzu geçebilir.
Capital: Nasıl bir iş modeliniz var?
- Entegre bir şirket olmak istedik, Bunun için yatırım yaptık, Devletten 30 yıllığına tüm kullanım hakkı bizim olan araziler kiraladık, 2011 yılında Çanakkale, Şanlıurfa ve Adana’da meyve ağacı dikimine başladık, Dünyadaki en iyi uygulamaları, uzmanları ve teknolojileri bir araya getirmeye çalıştık, Örneğin Güney Afrika’dan, Çin’den, İtalya’dan ve İspanya’dan 23 şeftali türünü ilk defa Türkiye’ye biz getirdik, Onları Şanlıurfa’ya Adana’ya diktik. Aynı şekilde kayısılar getirttik, Ardından dünyanın en iyi headhunter şirketleri aracılığıyla dünyanın en iyi meyve gurularını bulduk, Dünyanın dört bir köşesinde yeni geliştirilmekte olan herhangi bir tarım ekipmanı makinesi varsa onu bulmaya çalışıyoruz, Örneğin Türkiye’de vişne elle toplanır. Polonya’da müthiş bir makine geliştirmişler. Ona göre ağaçları dikimini yapıyorlar, sonra o makine alana giriyor ve ağaçlardan vişneyi topluyor. Binlerce insanın toplayacağı vişneyi, bir makine bir günde topluyor. Bu rekabette büyük bir avantaj sağlıyor. O teknolojileri Türkiye’ye getireceğiz. Tüm bu süreçte 120 milyon doların üzerinde bir yatırım yaptık.
Capital: Tüm bunları yaparken 3 yılda ne kadarlık bir yol kat ettiniz?
- 2012 sonuna geldiğimizde 9 bin dönüme ve 1 milyon ağaç portföyüne ulaştık. 2013 yılını bitirdiğimizde 2,5 milyon meyve ağacımız olacak. Toplam yatırımımız 170 milyon doları bulacak. Etap Tarım diye satın aldığımız şirketin kapasitesini, her hat bazında 3-4 katına çıkardık. Etap Tarım’ı aldığımızda tarihinde en fazla 35-36 bin ton meyve alıp işlemiş olan şirket, geçen yıl 100 bin ton meyve işleyip sattı. Hızla büyürken Türkiye’de bu işi yapan birkaç oyuncudan biriyiz. Tüm bunları 3 yılda başardık.
Capital: Anadolu Etap’ta tek müşteriniz Coca-Cola Company mi? Başka kimlere üretim yapıyorsunuz?
- En büyük müşterimiz Coca-Cola. Coca-Cola’nın yanında hemen hemen tüm meyve suyu üreticilerine meyve suyu konsantresi satışı yapıyoruz. Avrupa’nın büyük markalarına konsantre tedariğimiz var. Coca-Cola’nın Avrupa ve Amerika şirketlerine de ihracatımız bulunuyor. Üretim tonajlarımız arttıkça bu ihracat bağlantılarımız da katlanarak artacak. Örneğin üretimimiz bugünün 3-4 katına çıktığında Çin’e de meyve suyu satarız.~
Capital: Kendi markanızla perakendede yer alacak mısınız?
- 2014 ’te lansman yapabiliriz. Zaten ufak ufak başladık. Şimdilik bir marka olmadan tecrübe kazanmak için çiftçiden alıyor, paketliyor, Ankara ve İzmir’de birkaç perakende noktasına koyuyoruz. 2014’te markamızla bu işi yapıyor olacağız.
Capital: Türkiye özellikle ürettiği bu meyvelerde kalite açısından dünyada nerede?
- Türkiye ziraat olarak çok başarılı bir ülke. Her türlü iklim meyvesini yetiştirebiliyor olmak büyük bir avantaj. Anadolu’da, Doğu Anadolu’da, güneyde müthiş narenciye yetişiyor, İç Anadolu’nun elmaları harika. Türkiye ekonomisi dünya milli gelirlerinin yüzde 1’ini karşılarken dünyadaki tarımsal gelirlerin yüzde 2,5-3’ü Türkiye’den geliyor. Dünya meyvelerinin yüzde 3’ü Türkiye’de üretiliyor. Baktığımızda, Türkiye dünyada kayısı ve vişnede birinci, elma ve narda üçüncü, şeftali ve üzümde altıncı, limonda ise yedinci büyük üretici konumunda. Örneğin biz de bugüne kadar daha çok şeftali, kayısı ve nektarin ağaçları diktik. 1 milyonluk ağaç portföyümüz içinde 800-900 bin tanesi şeftali, nektarin ve kayısı. Üstüne ilave biraz narımız ve vişnelerimiz var. 10 milyon ağaca çıktığımız zaman portföyümüzün yarısından çoğu elma ağaçlarından oluşacak. Çünkü, elma tüm dünyada portakal suyundan sonra en çok tüketilen ikinci meyve suyu.
Capital: Türkiye’nin tarımda potansiyelini kullanmadığı hep konuşulur. Sizce tarımda devlet politikasında ya da yatırımcı yaklaşımında yapılan en temel yanlışlar neler? - Bizim Türk milleti olarak planlama noksanımız var. Planlama deyince hep aklımıza komünist döneminin devlet planlaması geliyor. Oysa planlamanın gerçek anlamı o değil. Neden bilmiyorum Türkiye’de komple planlamayı ortadan kaldırdık. Türkiye’nin yol gösterici planlama çalışmalarını her sektörde yapılması lazım. Uzun vadeli en az 50 yıllık planlamalar yapmalı. Tarımda bu planlama soğuk hava depolarıyla, limanlarıyla olmalı, oturup ona göre teşvikler vermek lazım. Çok mahsul olduğu zaman köylü gelir elde edemiyor, fiyatlar düşüyor ve bir müddet sonra ağaçlar sökülüyor. Oysa Türkiye’nin tarımda müthiş bir potansiyeli var. Bu potansiyeli kullanırken AR-GE’ye önem verilmeli. Daha iyi planlama olduğu takdirde Türkiye tarımda çok rekabetçi olabilir. Bugünkünün 3 misli ürün üretebilir ve rahatlıkla satabilir. Şu anda Türkiye dünyanın 7’nci büyük agro ekonomisi. Hükümet 2023’te 5’inci büyük agro ekonomi olacağımızı söylüyor. Bu olabilir.~
Capital: Siz tarımla bu kadar ilgiliyken yeni ortak teklifleri de geliyor mu?
- Geliyor, gelecekte de gelir... Biz bu işi geliştirmek, büyütmek istiyoruz. Dünya çapında büyük oyuncularla oynamak istiyoruz. Daha başka mahsullerde dünya liderleriyle beraber olmak için onlar da bize geliyor, biz de onlara gidiyoruz. Ne olacağını zaman gösterir.
Capital: Uzun vadede hedefleriniz neler?
- 2020 yılına geldiğimizde 50-60 bin dönüm arasında bir arazi varlığına ulaşmış olacağız. Ağaç portföyümüz de 10 milyon meyve ağacı olacak. Toplam yatırımımız o zaman 500 milyon dolara yaklaşacak. Bizim bildiğimiz kadarıyla Avrupa’da 10 milyon meyve ağacı olan bir şirket veya bir aile yok. Dünyada da önemli bir yerde oluruz.
Capital: 2020’ye geldiğinizde toplam ne kadarlık yatırım yapmış olacaksınız?
- 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmış olacağız. İşimizin yarısı meyve suyu, yarısı sofralık üretim olacak. Ciromuzun ne kadar olacağını bilmiyoruz. Bu tamamen dünya gıda emtia fiyatlarıyla ilgili. Örneğin 2009’da bu proje için çalışmalar yaparken portakal suyunun tonu 1.000 dolar ile 1.200 dolar arasındaydı. Geçen yıl 2.500 dolar oldu. Bu yıl 2.250 dolar arasında ticareti gerçekleşiyor.
Capital: Tarımda bu hızla büyürseniz 2020 yılında gelirler içinde tarımın payı ne olur?
- Tarıma daha fazla eğilmeye karar verdik. 2020’de tarımın gelirler içindeki payı çok değişir. Bir oran veremiyorum ama tarımda çok şey yapacağız.
"ZEYTİNYAĞINDA GİDİLECEK ÇOK YOL VAR"
HIZLI TÜKETİM
Son yıllarda Türkiye’de zeytin ağacı dikimi çok hızlandı. O ağaçlar meyve vermeye başladı. Şu anda Türkiye’nin zeytinyağı mahsulü 200-220 bin tonlara, tüketim de 2,5 litrelere ulaştı. Yani Türkiye hızla zeytinyağı tüketmeye başladı. Yemeklik zeytin tüketiminde bir numara.~ İHRACAT ARTMALI
Burada esas önemli olan Türkiye’nin markalı zeytinyağı ihracatını artırması. Geçen yıl İspanya’da mahsul çok kötü oldu. Üretimi yarı yarıya düştü. Türkiye’nin de ihracatı arttı. Bu yıl Türkiye önemli bir potansiyel yakaladı. İhracatı artıyor. Bizim de ihracımız artıyor. Çin, Japonya ve Rusya markalı olarak büyümek ve gelişmek için seçtiğimiz 3 ülke. YAYILMAYA BAŞLADI
Eskiden zeytin Gemlik ve Ayvalık’ta yetişirdi, şimdi yayılmaya başladı. Bütün Ege ekiyor, Adana müthiş bahçeler yapıyor. Güneydoğu hızlı ekmeye başladı. Onun için hem mahsul hem tüketim hem de ihracat artacak. Orada da Türkiye’nin gitmesi gereken çok yol var.
"ÖLÇEĞİNİZ VARSA BU İŞTEN PARA KAZANIRSINIZ"
KÂRLI BİR İŞ
Tarım kârlı bir iş. Eğer işi biliyorsanız, yakından takip ediyorsanız ve belli bir ölçeğiniz varsa bu işten para kazanırsınız. Neticede ortaya çıkan bir tüketim malı. Ancak işe uzun vadeli bakmak lazım. Ölçek ve sermaye anahtar konu. Bizim en büyük avantajımız hem tarımı seviyoruz hem çalışabileceğimiz stratejik bir ortağımız var. Ürettiğimizi yurtdışına satabiliyoruz, bu açıdan önemli bir network oluşturduk. Bu işi neticede uzun vadede kalıcı ve mutlu edici bir iş olarak görüyoruz. Her işte olduğu gibi bu işte de eğitimin önemini bir kere daha anladık. Hem çiftçimizin eğitimi hem dil bilen ziraat mühendislerimizin olması çok önemli. İkisini de bulmakta epey zorluk çektiğimiz için bazı önemli çalışmalar başlattık. ÖNCELİK İÇERİDE
Anadolu Etap için yurtdışında üretim imkanı için çalışıyoruz. Pakistan ve Hindistan dünyada mango çeşidi yetiştirmede lider; dünya mahsulünün yüzde 80’ini bu iki ülke yetiştiriyor. Pakistan’la önemli ilişkilerimiz var, sıklıkla oraya gidiyorum. Bir iki tane mango bahçesi gezdim. Orada ülkenin başbakanıyla, bölgesel başbakanlarla konuştum. “Her türlü desteği veririz, yeter ki gelin” dediler. Yurtdışı için biraz zamanımız var. Mango’nun meyve suyu olarak dünyada pazarının, tüketiminin biraz daha gelişmesini beklemek gerekiyor. Öncelikle içeride yapmak istediklerimizi gerçekleştireceğiz.~ DEMİR SARMAN / ANADOLU ETAP GM
"TARIMDA ROL MODEL OLDUK"
“TEKNOJİLER GETİRİYORUZ”
Biz ekerken dikerken büyük teknoloji getiriyoruz, bunlar birçok köylüye, tarımla uğraşanlara önemli bir tecrübe oluyor. İnsanlar geliyor, çiftlikleri geziyor. Biz bu işi yaptıktan sonra çok ciddi bahçeler yapılmaya başlandı. Adana ve Mersin karayolunda giderken yolun sağında ve solunda iki yaşında müthiş bahçeler görürsünüz. BÜYÜK EKONOMİK DEĞER
Bu bahçeleri yapmadan önce bize de geldiler, bahçelerimizi gördüler. Bir nevi tarımda rol model olduk. Zaten onlar aynı zamanda bizim de tedarikçilerimiz. Dolayısıyla bu şekilde büyük bir ekonomik değer yaratıyoruz. Tüm bunların Türkiye ekonomisi için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. AGROACADEMY’Yİ KURDUK
Meyve yetiştiriciliği konusunda önemli bir bilgi ve deneyim merkezi olmayı hedefliyoruz. Bu amaçla Türkiye’nin ve ABD’nin iki seçkin okulu Boğaziçi Üniversitesi ve Florida Üniversitesi ile iş birliği içinde Anadolu Etap AgroAcademy’yi kurduk. Kendi çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza ve gelecekte bize sözleşmeli üretim yapacak çiftçilere burada eğitim vereceğiz. “MÜTHİŞ HAZ VERİYOR”
Ağaç çeşitleri açısından da Türkiye’ye önemli bir meyve ağacı ve çeşidi getiriyoruz. Bununla da kalmıyoruz. Örneğin bir şeftali masamızda 2 ay kalıyor. Biz bunu 2-5 aya yayacağız. Avrupa’da şeftali yokken buradan şeftaliyi Avrupa’ya gönderdiğiniz zaman 3-4 katı fiyata satıyorsunuz. Dolayısıyla bunları Türkiye’ye kazandırmak, o teknolojileri ülkeye getirmek müthiş bir haz veriyor.~
ANADOLU ETAP'IN ROTASI
1- Anadolu Etap’ı, Özgörkey Ailesi ve bu işte bir dünya devi olan Brezilyalı Cutrale Ailesi ile eşit ortak olarak kurduk.
2- Anadolu Etap olarak Türkiye’de meyve ve meyve suyu konsantresi üretimi gerçekleştiriyor, entegre tarım şirketi olmayı hedefliyoruz.
3- Devletten 30 yıllığına araziler kiraladık. 2011’de Çanakkale, Şanlıurfa ve Adana’da meyve ağacı dikimine başladık.
4- Dünyadaki en iyi uygulamaları, uzmanları ve teknolojileri bir araya getirmeye çalışıyoruz.
5- 2012 sonunda 9 bin dönüme ve 1 milyon ağaç portföyüne ulaştık. 1 milyonun 800-900 binini şeftali, nektarin ve kayısı oluşturuyor. 2013 sonunda 2,5 milyon meyve ağacına ulaşacağız.
6- 120 milyon doların üzerinde bir yatırım yaptık. 2013 sonunda toplam yatırımımız 170 milyon doları bulacak.
7- En büyük müşterimiz Coca-Cola. Coca-Cola’nın yanında hemen hemen tüm meyve suyu üreticilerine meyve suyu konsantresi satışı yapıyoruz.
8- Üretim tonajlarımıza paralel olarak ihracat bağlantılarımız da artacak. Üretimimiz bugünün 3-4 katına çıktığında Çin’e de meyve suyu satarız.
9- Kendi meyve markamızla perakende de yer alacağız. 2014’te lansman yapabiliriz.
10- 2020’ye geldiğimizde 10 milyon 10 meyve ağacımız olacak. Toplam yatırımımız ise 500 milyon dolara yaklaşacak.
11- Avrupa’da 10 milyon meyve ağacı olan bir şirket yok. Biz bu işi geliştirmek, büyütmek ve dünya çapında büyük oyuncularla oynamak istiyoruz.
ORTAKLIĞIN ÇÖPÇATANI MUHTAR KENT
YATIRIMI YÖNLENDİRDİ
Brezilyalı Cutrale Ailesi ile yaptığımız ortaklıkta Muhtar Bey’in vizyonu ve parmağı var. Cutrale Ailesi de Coca-Cola Company ile 70’lerden beri çalışıyor. Orada da stratejik ortaklıklar var. Tabii Muhtar Bey’in Türkiye geni var. O da böyle bir yatırımı yönlendirdi.~ KİMYAMIZ TUTTU
Muhtar Bey yönlendirmeye başlamadan önce biz de ne yapabiliriz diye çalışıyorduk, dolayısıyla hepsi bir araya geldi. Muhtar Bey bizi Cutrale Ailesi ile tanıştırdı. Brezilyalılar enteresan bir şekilde bize benziyor. Müthiş şekilde kimyamız tuttu, 3-4 yılda dostluk noktasına geldik. Sıklıkla bir araya geliyor, ailecek görüşüyoruz. ÖNEMLİ BİR GÜVEN
Bir defa tedarikçiye sırtınızı dayadığınızda önemli bir güven. Onlarla uzun vadeli stratejik bir anlaşmamız var. Tabii CocaCola Company için de meyve suyu konsantre tedariki çok önemli. Bu anlaşmayla onlar da kendilerini güvene alıyor, uzun vadeli kalitesini kontrol edebileceği bir tedarik imkanı oluşuyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?