O, iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Ama en az iş yaşamı kadar vaktini alan bir de ev hayatı var. Kamışlı’ya “ev yönetimi” konulu sohbetimizde, evine ve lise çağındaki iki çocuğuna nasıl va...
O, iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Ama en az iş yaşamı kadar vaktini alan bir de ev hayatı var. Kamışlı’ya “ev yönetimi” konulu sohbetimizde, evine ve lise çağındaki iki çocuğuna nasıl vakit ayırdığını, dengeyi nasıl kurduğunu, mutfak alışverişini nereden yaptığını, evdeki yardımcılarına nasıl iş delege ettiğini de sorduk. Lise çağında iki çocuğu olan Emine Sabancı Kamışlı’nın evde de son derece “organize ve profesyonel” bir yönetici olduğunu söylemek mümkün. Şu sıralar büyük oğlu için Amerika’da üniversiteleri araştırmak gibi zor bir görev üstlenen Kamışlı, bu konuya özel vakit ayırıyor. Onunla birlikte okulların özelliklerini inceleyip, öğreniyor. Ev ve aile yönetiminde işin püf noktasının ise diyalog, sorumlulukları paylaşmak ve delege edebilmek olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin önde gelen iş kadınlarından biri de olsanız, cebinizde bir alışveriş listesi vardır. Yardımcınız olsa da evde ne pişeceğini planlamak da size düşer. Çocuklara sorumluluk kazandırmak da öyle…
Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emine Sabancı Kamışlı da bir koltuğa birkaç karpuz sığdırabilen bir isim. Kamışlı, hem başarılı bir iş kadını hem iki çocuk annesi bir anne. Sadece bu kadarla da sınırlı değil. Aynı zamanda hobileri olan, gezmekten vazgeçmeyen, son derece aktif bir insan. Peki bir yanda son derece yoğun iş hayatı, diğer yanda lise eğitimi alan ve geleceğe hazırlanan iki genç evlat ve hepsinin yanında asla vazgeçilmeyen hobi ve aktivitelerin tümü bir arada nasıl yürüyor? Emine Sabancı Kamışlı’ya ev ve iş hayatındaki bu dengeyi nasıl sağladığını, nasıl bir formül uyguladığını ve önceliklerini sorduk. Ağırlıklı olarak çocuklarıyla olan ilişkisinden bahsettiği çok hoş bir sohbet ortaya çıktı. Önemli olanın ayrılan vaktin süresi değil kalitesi olduğunu vurguladı. İşin sırrını ise öncelikleri belirlemek ve iletişim kurmak olarak özetledi. İşte Emine Sabancı Kamışlı’nın “ev halleri”...
* Yoğun bir iş kadınısınız. İki çocuğunuz var. İş hayatıyla ev hayatı arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Bu dengeyi sağlayabilmek için bir formül var mı?
Aslında “Eve vaktimin şu kadarını, işe vaktimin şu kadarını ayırmalıyım” diye bir formülüm yok. Zaten olsa da yürümez sanırım. Hayat bir süreç. Dolayısıyla benim yaşadığım hayat benim kendi tercihim. Çalışan bir kadın olmayı ben tercih ettim ve öyle yaşıyorum. Buna göre de planımı yapıyorum. Bunu doğru biçimde planladığınızda her şey yolunda gidiyor zaten. Ama bunu planlarken sizinle beraber yaşayan insanlarla açık bir iletişiminizin olması lazım. Hem eşinizle hem çocuklarınızla hem de evde size yardımcı olan insanlarla. Bir anlamda tıpkı iş yerinde olduğu gibi evde de iş bölümü ve delegasyon yapmak önemli.
* Kuşkusuz iyi bir yardımcınızın olması da çok önemli. Yardımcılarınızla ilişkilerinizde neye önem verirsiniz?
Bizim evde her şeyde bir iş bölümü vardır. İşlerin aksamadan yolunda gitmesi için ne istediğinizi açıklıkla söylemeniz ve bu iş bölümünü aksatmadan uygulamanız gerekiyor. Öyle olunca sorun çıkmıyor.
Örneğin bu odanın sorumluluğu bir kişidedir ve bu odayla ilgili en ufak detaydan o sorumludur. Bir bardak mı kırıldı, bir eksik mi var... Tüm bunları o kişi bilir ve beni haberdar eder. Sonuçta ben her şeyi takip edemem.
Bu yüzden özellikle yoğun çalışan bayanların eve geldiklerinde ailesiyle geçireceği o kısıtlı vakti “kaliteli” biçimde yaşayabilmesi için onu anlayan, yormadan yaşamını kolaylaştıran bir yardımcıya sahip olması çok önemli. Tabii bu ilişki ancak karşılıklı anlayış, güven ve özveriyle kuruluyor.
* Mutfakla aranız nasıl? Örneğin mutfak alışverişinizi kendiniz mi yaparsınız?
Aslında yemek yapmaya meraklıyım ama pek başarılı değilim. Tarife bakıp yemek yapmayı sevmem. Malzemeleri kafama göre karıştırırım. Herhalde bundan dolayı lezzette pek başarılı değilim…
Gıda alışverişinde özellikle organik ürünleri tercih ederim. Dolayısıyla, Cityfarm benim için vazgeçilmez bir alışveriş noktası. Artık Cityfarm’lar tüm marketlerde olduğu için genellikle süpermarketleri tercih ediyorum.
* Lise çağında iki oğlunuz var. Onlarla iletişiminiz nasıl?
Evet, 15-17 yaşlarında iki çocuğum var. Onlara küçük yaştan itibaren sorumluluk hissini verdik. Benim çocuklarım 3-5 yaşından itibaren evin içinde nerede top oynanır, nerede oynanmaz bunu bilir. Bu yaşa kadar zaten belli bir disiplinle geldiler. Örneğin ödevlerini her zaman kendileri yapmışlardır. İyi veya kötü yaparlar ama kendileri yaparlar… Çünkü bu onların sorumluluğudur.
Örneğin çocuklar gelip “Anne ben okulda ceza aldım, beni kurtar” dediklerinde bunu yapmam. Bilakis okula “Beni karıştırmadan cezasını verin” derim. Çünkü ben evde bir sorun çıktığında öğretmenlerini araya sokmuyorum. Dolayısıyla okul ile aralarındaki problemde de çocuklar beni araya katmamalı.
Ya da çocuğum dişçiye gitmesi gerektiği zaman bunun randevusunu kendisi alır. Herkes erken yaştan itibaren kendi sorumluluğunu bilir. Çocuk eğitiminde bu çok önemli bir nokta.
Ama tabii bunları yaparken, beraber yaşadığınız insanların frekansının da sizinle aynı olması lazım. Eşim bana iş konusunda da ev konusunda da çok destek olmuştur. Bu desteği bulabildiğim için belki de bu kadar rahat konuşuyorum.
* Peki ev yönetimi konusunda eşinizle ne tür sorumluluklar paylaşıyorsunuz? Öncelikleriniz neler?
Eşimle olan görev paylaşımında aslında bir süre sonra her şey otomatik olarak ilerliyor. Herkes kendi ilgi alanına göre sorumluluklar almaya başlıyor. Öyle çok katı bir çerçeve çizmek, “Sen bunla ilgilen. Ben şunla ilgileneyim” demek mümkün değil. Örneğin çocuklar belli bir yaşa geldiğinde anneleriyle çok kapışırlar. O dönemde beni aradan çıkardılar ve birçok konuda baba devreye girdi. Benim için de açıkçası çok rahat olmuştu...
Büyük oğlum bu yıl üniversite sınavına hazırlanıyor. Bana özellikle psikolojik olarak çok ihtiyacı var. Stresli bir dönemdeyiz… Bu aralar vaktimin büyük kısmını ona ayırıyorum. Üniversiteyi ABD’de okumak istiyor, onun için okul araştırıyoruz. Şu andaki eğitim dili Fransızca olduğu için Amerika’da okurken dil konusunda sıkıntılar yaşayabilir. Tüm bunları çözmeye çalışıyoruz. Özetlersek benim önceliğim onların hayatlarına ilişkin gerçekler. Dişçi randevusu benim önceliğim değil. Bu tarz bir düzen kurduğumu söyleyebilirim.
* Tekrar çocuklarınıza gelirsek, iş adamı bir baba ve iş kadını bir annenin çocukları olmak onlara neler katıyor sizce?
Çocuklarımın her ikisi de yatırım konusuna çok meraklı. İkisine de para biriktirmeleri konusunda destek oluyoruz. Anneanneden, babaanneden, bizden aldıkları harçlıklarla yatırım yaparlar. Döviz alıp satarlar, borsada oynarlar… Bunu bizden bağımsız olarak yaparlar. Bu onların kişiliğinin, bilincinin gelişmesi için çok önemli. Bu gibi birçok mesuliyeti artık tek başlarına üstlenebiliyorlar. Zaten bu dengeyi sürdürebilmek için de bu sorumluluk paylaşımını yapabilmem lazım.
* Bir gününüz nasıl geçiyor? Hafta sonlarında genelde neler yapıyorsunuz?
Prensip olarak hafta sonları çalışmam. Bu yıllardır böyle. Prensip icabı her gün saat 16:00’da evdeyimdir. Öyle çok erken de kalkmam. 8:30, 9:00 gibi çıkarım ama 16:00’da evdeyimdir. Çünkü eskiden çocuklar hep bu saatte evde oluyorlardı. Onlardan önce evde olmayı alışkanlık haline getirdim. Şimdi o saatte evde olmuyorlar ama ben yine de bu prensibi uyguluyorum. Onlar eve gelene kadar ben kendimi yenilemiş ve zindeleşmiş oluyorum. Kendimle zaman geçiriyorum. Bu şekilde sorunsuz olarak devam ediyor. Kendime ve hobilerime ayıracak vakti de böylece bulabiliyorum.
* Hobi demişken neler yapmaktan hoşlanırsınız? Hobilerinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
Özellikle çiçek işi benim en büyük hobim. Evdeki ve bahçedeki tüm çiçeklerimle bizzat ilgileniyorum. Toprakla uğraşmayı çok seviyorum. 3-4 yıl önce sebze ve meyvelerimizi kendim yetiştirirdim. Ama şimdi açıkçası o vakti bulamıyorum.
Ayrıca çok kitap okurum. Haftada 2-3 kitap mutlaka bitiririm. En son Li Cunxin’in “Mao’nun Son Dansçısı” isimli kitabını okudum. Müthiş bir hikaye. Ayşe Kulin’i mutlaka her fırsatta okurum. Bunun dışında eşim Erhan Kamışlı, tam bir golf tutkunu. Onun sayesinde ben de başladım. Golf, eşimle beraber yaptığımız en önemli hobimiz. Daha ben onun seviyesinde değilim tabii ki. Henüz yeni başladım, lisansımı yeni aldım.
İkimiz de seyahat etmeyi çok severiz ve buna mümkün olduğunca vakit ayırırız. Öyle uzun seyahatlere çıkmayız. 3-5 günlük kaçışlar yaparız. En keyif aldıklarım ise çocuklarımla yaptığım tatiller... Hele ki hepimiz için ilk defa gittiğimiz bir yer ise... Her yıl mutlaka sömestre de beraber kayak yapmaya gideriz. Her ne kadar ben onları yavaşlatsam da birlikte kaymak büyük keyif. Yazları ise mutlaka Bodrum mu Çeşme mi krizi yaşarız, netice olarak her ikisine de gidilir.
* “24 saat bana yetmiyor” diyen insanlar vardır. Kurduğunuz bu sistem ve organizasyon beceriniz sayesinde sanırım siz bu gruba girmiyorsunuz...
Bazı şeyleri çok dert etmemek lazım. Aslında tip olarak her şeyi çok dert eden, kafasına takan bir insanımdır. Ama ben bile bakıyorum, her şeye yetişmek mümkün değil... Böyle olunca yapmanız gereken tek şey önceliklerinizi belirlemektir. Bunu yaşayarak öğrendim. Açıkçası “süper kadın”, “süper anne” olmaya çok gerek yok. Zaten bunun imkanı da yok...
* İş kadınlarına veya çalışan kadınlara önerebileceğiniz püf noktaları var mı? Ev yönetimi konusunda nelere dikkat edilmeli, neler yapılmalı?
Öncelikle şunu belirteyim ki hiçbir şeyi çok fazla kafanıza takmayacaksınız. Samimi söylüyorum, ilk kural bu. Bir örnek vereyim: Hayatımda hiç çalışmadığım sadece 4 aylık bir dönemim oldu. O da ilk bebeğimizi beklediğimiz dönemdi, yatmak zorundaydım. Öyle bir noktaya geldim ki her şey gözüme batıyordu. Yıllarca bana emek vermiş insanları kırmaya başlamıştım. Ondan sonra dedim ki “Allah’tan çalışan bir insanım”... Evdeyken hiç çekilmiyormuşum! Misal aylardır orada duran bir saksıyı kaldırdığınızda onun altında toz görürsünüz. Bu kaçınılmazdır. O zaman o saksıyı kaldırmayacaksınız. Ya da o tozu göreceğinizi bileceksiniz. Çalışma yaşamına, o ritme alışmış bir insanın evde uzun zaman oturması çok zor…
Daha somut önerilere gelirsek; başta da söylediğim gibi sizinle beraber yaşayan insanlarla yükü paylaşmak, sorumluluğu paylaşmak çok önemli. Ne istediğinizi bilin, onu da net olarak etrafınızdakilerle paylaşın. Bu iş hayatında da ev hayatında da dostluklarda da böyledir.
Emine Kamışlı’dan Ev Yönetiminin Püf Noktaları
Önceliklerinizi Belirleyin
Önceliklerinizi belirleyin. Ayrıca iletişimin açık ve net olması çok önemli. Ne istediğinizi, ne istemediğinizi bilmeli ve etrafınızdakilerle de bunu açık biçimde paylaşmalısınız. Evde size yardımcı olan insanlara görevlerini çok iyi ve net biçimde anlatmanız lazım. Bu hayatı kolaylaştıran bir şey. O zaman ev yönetimi de iş yönetimi de inanın çok daha kolay oluyor.
Evde de Delegasyon Gerekli
Öncelikleri belirledikten sonra görev dağılımını ona göre yapmak ve herkese mesuliyet vermek büyük önem taşıyor. Bu sadece iş hayatında değil ev yönetiminde de olması gereken bir kural. Eşinizle, çocuklarınızla, evde yaşadığınız diğer insanlarla iş bölümü yapmak gerekiyor. Herkesin bir sorumluluğu olmalı.
Aileyle Kaliteli Vakit Geçirin
Ayrıca eşinize ve çocuğunuza ne kadar vakit ayırdığınızın çok önemli olduğunu da düşünmüyorum. Yani günde kaç saat onlarla beraber olduğum önemli değil. Asıl önemli olan birlikte geçirdiğimiz vaktin kaliteli olması. İki saat beraber olabiliriz ama sadece ödev yaparsak bunun bir değeri yok bence. Onun yerine hayatla ilgili, kendimizle ilgili konuşuruz. Bence bu çok daha sağlıklı.
Bir Listeniz Olsun
Aslında bunu bana Ender Saraç önermişti. Ama bu liste “yapılacak işler listesi” gibi bir şey değil. Ender Bey, “Seni mutlu ve mutsuz eden şeyleri” yaz dedi. Önce önemsemedim ama sonra bir baktım gerçekten işe yarıyor. Aslında farkında olmadığım birçok şeyin beni sandığımdan daha çok rahatsız ettiğini gördüm. Bunu görünce de ona göre davranmaya başladım. Önlemimi ona göre aldım. O liste sayesinde bu muhasebeyi çok iyi yapıyorsunuz. Çok güzel bir yöntem, tavsiye ederim.
Yasemin Erdoğan
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?