Son dönemde iş dünyasında gözlenen bir eğilim var. Tahmin edilenin aksine 2012 yılına yönelik beklentiler kötü değil...
Olumsuz
beklentilere ve ekonomideki inişe rağmen, iyimser olanların sayısı
azınsanmayacak düzeyde. Ancak, büyük holdinglerden orta ölçeklilere
kadar "iyimserim" diyen CEO ve yöneticiler, ardından da bu
saptamalarının başına "temkinli" sıfatını koyuyor. CEO Club üyeleri
arasında yaptığımız ve 172 kişinin katıldığı anketten de benzer mesajlar
çıkıyor. Ankete göre, "iyimser" olan CEO'lar, en çok agresif büyüme,
risk alma ve borçlanma konularına karşı "temkinli"... Bu kapsamda tedbir
olarak verimliliğe odaklanıyor, kârlılığı gündemin birinci önceliği
yapıyor ve finansmana karşı daha hassas bir yaklaşım sergiliyorlar.
2012'ye temkinli bir iyimserlikle bakıyorum. Hem temkinli hem
tedbirliyim. İş planında ürün çeşitlemesi için yeni ürün, pazar
çeşitlemesi için de yeni pazarlar lazım. Değişen koşullara göre bazen
satışa bazen tasarrufa çok daha fazla odaklanarak işi götürmek
gerekiyor. Riskler açısından birincisi, döviz nedeniyle artıda veya
ekside olmamaya dikkat edeceğiz. İkincisi, borçları mümkün olduğunca
uzun vadeli yapacağız." Bu açıklamalar, Türkiye'nin en büyük özel sektör
kuruluşu Koç Holding'in CEO'su Turgay Durak'a ait. Durak'ın sözleri
önemli, çünkü iş dünyasındaki genel atmosferi net bir şekilde özetliyor.
Son birkaç aydır Durak gibi birçok iş insanı, içinde bulunduğumuz yıla
bakışını anlatırken, "temkinli" kelimesini adeta dilinden düşürmüyor.
Türkiye'nin en büyük şirketlerinin üst düzey yöneticilerinden oluşan CEO
Club üyeleri arasında yapılan anket de iş dünyasında benzer bir
yaklaşımın hakim olduğunu kanıtlıyor. Ankete katılanların yüzde 68'i
"temkinli iyimser" olduğu yönünde görüş belirtiyor. 172 CEO ve
işadamının katıldığı ankette, üyelerin yüzde 15,1'i "temkinli" olduğunu
belirtirken, "çok temkinli" olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 11,4
civarında. Ankete göre, iş dünyasınının temkinli olmasının bir numaralı
nedenini "global belirsizlik" oluşturuyor. Katılımcıların yarıya yakını
temkinliliğinin arkasında yatanın bu olduğunu itiraf ediyor. Yurtiçinde,
"dışa bağımlı ciddi bir kriz riski" görenlerin oranı da yüzde 20'yi
buluyor. Tüm bunların yanında, yurtiçi konjonktürde belirsizlik
ihtimali, daha önce yapılan yatırımlar nedeniyle yaşanan borçluluk ve
ihracat pazarlarındaki daralma da şirketleri 2012'de temkinli olmaya
itiyor. Bütün bu risklerin yanında "iyimserliklerini" de koruyanlar, bu
düşüncelerini "Türk ekonomisinin dinamizminden" aldıklarının altını
çiziyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?