Karbon emisyonlarını yüzde 40 azaltacağız

BASF’nin 2012 yılındaki karbon ayak izi, şirketin üretimdeki karbon emisyonlarını önemli ölçüde azalttığını gösteriyor.

1.10.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Karbon emisyonlarını yüzde 40 azaltacağız
Tüm operasyonel süreçlerini “sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” vizyonu ışığında devam ettiren basf, karbon emisyonlarının raporlanmasında kabul gören global standart olan ‘sera gazı protokolü’ne sıkı bir şekilde bağlı kalıyor. BASF’nin 2012 yılındaki karbon ayak izi, şirketin üretimdeki karbon emisyonlarını önemli ölçüde azalttığını gösteriyor. 2002 yılından beri, satılan ürünlerin metrik tonu başına emisyonlar yaklaşık yüzde 32 azalma gösterdi. şirketin 2020 yılı hedefi ise yüzde 40.

Sadece ürünlerini değil tüm üretim süreçlerini, iklimi korumak ve yeryüzünün doğal kaynaklarının devamlılığını sağlamak üzerine tasarlayan dünyanın önde gelen kimya şirketlerinden BASF, gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerde sonraki nesillerin sorumluluğunu taşıyor. Bu bilinçle insan sağlığına, beslenmeye, temiz su ihtiyacına, karbondioksit salınımını azaltmaya yönelik ürün ve çözümler sunan şirket, bu vizyonuyla da uzun vadede sektörel başarılarına katkı sağlıyor. Doğal kaynakların korunmasının, kuruluşundan bu yana BASF’nin ana prensiplerinden biri olduğunu söyleyen BASF Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes, “Bugün ise; gündelik hayatın bir parçası haline getirilen sürdürülebilirliği, kurum kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediyoruz. BASF olarak tüm operasyonel süreçlerimizi ‘Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz’ vizyonu ışığında devam ettiriyoruz” diyor. Hammes, sürdürülebilirlik faaliyetlerinden hedeflerine kadar pekçok sorumuzu yanıtlıyor...

Sürdürülebilirlik stratejisi şirketinizde ne zaman başlatıldı?
Doğal kaynakların korunmasının, kuruluşundan bu yana BASF’nin ana prensiplerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Bugün ise; gündelik hayatın bir parçası haline getirilen sürdürülebilirliği, kurum kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediyoruz. BASF olarak tüm operasyonel süreçlerimizi ‘Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz’ vizyonu ışığında devam ettiriyoruz. Biz BASF’de, sürdürülebilirliğe çok geniş bir pencereden bakıyor ve şirkete ekonomik anlamda değer katan başarının çevresel ve sosyal sorumlulukla bütünleşmesine önem veriyoruz. Bu noktada şirket olarak, Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Yenilikler konusundaki başarımızı sürdürmek için 2012 yılında araştırma ve geliştirme global harcamalarımızı yüzde 9 artışla 1.7 milyar Euro seviyesine çıkarttık. Yaklaşık 10 bin 500 Ar-Ge çalışanımız ise dünya genelinde 3 bine yakın projeyle ilgili çalışmalarını sürdürüyor.~
Sürdürülebilirlik stratejinizi paylaşır mısınız?
Sürdürülebilirlik yönetimi, şirketimizin “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” amacını uygulamaya sokmamıza yardımcı olarak ‘Sürdürülebilir çözümler sağlıyoruz’ stratejik ilkemizi destekliyor. BASF, geçmiş yıllarda sergilediği başarılı strateji sayesinde lider konumda. Temelimizi sürdürülebilirliğin üzerine inşa ediyor ve sayısı artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılama konusunda önemli bir katkıda bulunuyoruz. Sürdürülebilir gelişme doğrultusunda BASF kaynakların korunması, sağlıklı gıda ve besin sağlanması ve insanların yaşam kalitesinin iyileştirilmesi konularında önemli bir role sahip olacak.

Dünya genelindeki enerji verimliliğimizi arttırmak üzere sürekli çalışmaktayız.
2012 yılının başında yeni ve iddialı bir iklim koruma hedefi belirlemiştik: 2020 yılı itibarıyla satılan ürünlerin tonu başına global sera gazı emisyonlarını 2002 yılına oranla yüzde 40 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Ek olarak, 2020 yılı itibarıyla üretim için kullanılan mevcut içme suyu miktarını 2010 yılına oranla yarı yarıya azaltmayı planlıyoruz. Ayrıca, su ağırlıklı alanlarda bulunan tüm üretim tesislerinde sürdürülebilir su yönetim sistemleri kurmayı amaçlıyoruz.

Bugüne kadar bu konuda neler yapıldı, ne gibi sonuçlar alındı?
Sadece iş ortaklarımıza değil, aynı zamanda topluma karşı büyük sorumluluk taşıdığımızın bilincinde olan bir kuruluşuz. Bu sorumluluk gereği BASF, karbon emisyonlarını açık, kapsamlı ve şeffaf bir şekilde raporlayarak karbon saydamlık standartlarıyla dünya genelindeki diğer büyük şirketler arasında öne çıkıyor. Şirketin karbon emisyonları raporu, tedarikçiler ve nakliyenin yanı sıra, üretim ve atıkların atılmasını da içeriyor. Bu sayede BASF, karbon emisyonlarının raporlanmasında kabul gören global standart olan Sera Gazı Protokolü’ne sıkı bir şekilde bağlı kalıyor. BASF’nin 2012 yılındaki karbon ayak izi, şirketin üretimdeki karbon emisyonlarını önemli ölçüde azalttığını gösteriyor. 2002 yılından beri, satılan ürünlerin metrik tonu başına emisyonlar yaklaşık yüzde 32 azalma gösterdi. Şirketin 2020 yılı hedefi ise yüzde 40. Bu gelişmelere ek olarak, BASF sorumlu su kullanımına yönelik gönüllü bir Avrupa endüstri standardı olan European Water Stewardship’ten (Avrupa Su Yönetimi Standardı) altın seviyede belge alan ilk kimya şirketi oldu.

Sürdürülebilirlik alanında geleceğe dönük hedefleriniz neler?
2050 yılında, dünya nüfusu dokuz milyarı aşacak. Dünyanın kaynakları sınırlıyken, nüfusu ve talepleri artış göstermeye devam ediyor. Hiçbir şeyin değişmemesi halinde, artan nüfusun taleplerini karşılayabilmek için gezegenimizin sunduğu kaynağın neredeyse üç katına ihtiyaç duyacağız. Geliştirdiğimiz kimyaya dayanan yeniliklerin önemli bir rol oynayacağı üç önemli alan görmekteyiz. Üçlü Sorumluluk Yönetim Sistemimiz çevre ve sağlığın korunması, değer zincirimiz içerisindeki çeşitli durakların güvenliği için global kurallar, standartlar ve prosedürlerden oluşmaktadır. Araştırma ve üretimden lojistiğe kadar tüm alanlarda riskleri ve bu risklerin çevreyi, bizi çevreleyen toplumu veya çalışanlarımızın güvenliğini ne şekilde etkileyebileceğini değerlendiriyoruz. Ayrıca, çevre ve sağlığın korunması ve iş güvenliği konusunda kendimize sürekli hırslı hedefler belirliyoruz.

Bu alanda yaptığınız çalışmalar şirketininiz iş sonuçlarına nasıl katkıda bulunuyor?
Türkiye’den örnek verirsek, en yüksek tasarruf potansiyeline sahip olduğu tespit edilen ısı geri kazanımı projesi için BASF Türk Çayırova tesisimize yatırım yaptık ve yaptığımız yatırımın üç katı değerinde buhar tasarrufu sağlamayı başardık.~
Öte yandan, enerji verimliliği alanında Türkiye'de sahip olduğumuz biri LEED Gold, diğeri LEED Platin sertifikalı binalarımız başarılı iş sonuçlarına birer örnek teşkil ediyor. Söz konusu binalarımızda kullanılan ileri teknoloji ürünü yalıtım sistemleri sayesinde enerji giderlerinde ciddi tasarruf sağlıyoruz. Tüm petrol üretim tesislerinde ise, ham petrol üretimiyle ilişkili gazların rutin operasyonlarda sürekli olarak yakılmasını durdurduk. Sadece bu girişimle yılda yaklaşık 2 milyon metrik ton civarında sera gazı emisyonunu önlüyoruz.

“Rekabet gücümüzün temeli BASF”
BASF'nin entegre edilmiş olan Verbund yaklaşımının, kaynakların etkin kullanımı ve sürdürülebilirliğe iyi bir örnek olduğunu belirten Hammes, şunları anlatıyor: "Büyük tesislerimizde yer alan üretim birimlerimiz; kimyasallar, boyalar ve bitki koruma ürünleri gibi yüksek katma değerli ürünler verimli değer zincirleri oluştururlar. Böylece, bir üretim biriminin yan ürünleri bir başka birimin hammaddeleri olarak kullanılabilmektedir. Verbund sistemi kaynak ve enerji tasarrufu sağlamakta; gaz salınımlarını en az seviyeye indirmekte, lojistik maliyetlerini azaltmakta ve altyapısal sinerjilere olanak sağlamaktadır. Global üretim Verbund'umuz, BASF'nin tüm bölgelerdeki rekabet gücünün temelidir."

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz