2009 ilk yarıyıl verilerine göre leasing sektörü, yaklaşık yüzde 65
küçülerek 993 milyon dolarlık bir işlem hacmi gerçekleştirdi. Bu rakam
2008’in aynı döneminde yaklaşık 3 milyar dolardı. Deniz Leasing Genel
Müdürü Göktuğ Demiray, sektörün son 1 yılda önemli ölçüde müşteri
kaybettiğini söylüyor. Yaşanan müşteri kaybının, sözleşme adetlerinden
çok net görülebildiğine dikkat çeken yönetici, şu rakamlara işaret
ediyor:
“2009 ilk yarı yılında gerçekleşen sözleşme adedi yaklaşık yüzde 80
küçülerek 2 bin 722’ye geriledi. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 12
bin 893 adetti.”
Leasing sektöründe yılın ikinci yarısı, ilk yarısından daha iyi geçiyor.
Haziran ayından sonra hareketlenmelerin başladığına dikkat çeken
Demiray, asıl ivmenin ise 2010 yılında kazanılacağını düşünüyor.
Sektörde şu anda yoğun bir rekabet var. Demiray, fiyatlamaların da her
geçen gün düşen faiz ortamına ayak uydurduğunu söylüyor. Rekabetin
gelecek yıl da artarak devam edeceğine işaret eden yönetici şöyle devam
ediyor:
“Leasing şirketlerini zorlu günler bekliyor. Giderlerini çok iyi kontrol
etmek, uzun vadeli fonlama olanaklarını artırmak ve fonlama
maliyetlerini düşük tutabilmek, sorunlu alacak yaratmadan aktiflerini
büyütmek, leasing şirketlerinin önümüzdeki dönemdeki başarılarını
belirleyecek unsurlar olacak.
Deniz Leasing, leasing kira alacakları toplamına göre yüzde 11’lik bir
pazar payıyla sektörün en büyük 3’üncü şirketi konumunda. Göktuğ
Demiray, “2010 yılında da yerimizi korumayı ve geliştirmeyi planlıyoruz.
Sektörde hızlı bir büyüme beklenmese de biz, pazar payımızı artırmaya
çalışacağız” diye konuşuyor.
Deniz Leasing Genel Müdürü Göktuğ Demiray ile leasing sektörünün gelişimini, yeni dönem beklentilerini konuştuk: Capital: Leasing, krizden en çok etkilenen sektörlerden biri
oldu. Sektörde küçülme ne kadara ulaştı? Son verilerle işlem hacmi,
sözleşme sayısı ne düzeyde? - 2008 yılı başından itibaren, müşteriler açısından KDV
avantajının, leasing şirketleri açısından da vergi muafiyeti avantajının
ortadan kalkmasıyla sektör zaten olumsuz etkilenmişti. Bir de bunun
üzerine global krizin yansımaları eklenince, doğal olarak 2009 yılının
özellikle ilk yarısını çok durgun geçirdik.
Ancak, Türkiye’de likiditenin bollaşması ve düşen faiz seviyeleri yılın
2’nci yarısından sonra piyasaya ufak da olsa bir hareketlenme getirdi.
Yatırımlardaki artışın yılın geri kalanında ivme kazanmasıyla piyasadaki
hareketliliğin de hız kazanmasını bekliyoruz.
İlk yarıyıl verilerine göre sektör, yaklaşık yüzde 65 küçülerek 993
milyon dolarlık bir işlem hacmi gerçekleştirdi. Bu tutar 2008’in aynı
döneminde yaklaşık 3 milyar dolardı. Yine 2009 ilk yarısında gerçekleşen
sözleşme adedi yaklaşık yüzde 80 küçülerek 2 bin 722 adet oldu. Geçen
yılın aynı döneminde bu rakam 12 bin 893 adetti.
Yaşanan müşteri kaybı, sözleşme adetlerinden çok net görülebiliyor.
Zaten kriz nedeniyle yatırım yapan firma sayısı da çok azaldı. Ayrıca
bankalar da çeşitli uzun vadeli yatırım finansmanı araçlarıyla leasinge
rakip olmaya başlamış durumda. Capital: Tablonun ne zaman yeniden pozitife dönmesini bekliyorsunuz? Bugünden alınan olumlu sinyaller var mı? - Sektörde canlanmayı teşvik edecek en önemli unsurlar
ekonominin tekrar canlanması, yatırımların hız kazanması ve en az onlar
kadar önemlisi faizin istikrarlı bir şekilde en azından bugünkü
seviyelerini koruması olacak.
Yılın bir bölümünün belirsizliklerle geçmesi ve ekonominin daralmasının
da getirdiği olumsuz etkilerle 2009’u geride bırakıyoruz. Ancak ikinci
yarıdan sonra hareketlenmeler başladı ve asıl ivmenin 2010 yılında
kazanılacağını düşünüyorum. Sektörde rekabet şu an üst seviyelerde ve
fiyatlamalar da her geçen gün düşen faiz ortamına ayak uyduruyor.~ Capital: Yıl sonu rakamları nasıl olacak? 2010 beklentileriniz ne yönde? - Yıl sonunda 2 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşılmasını
bekliyoruz. Bu rakam 2007’de 8,1 milyar dolardı. 2008’de KDV avantajının
kaldırılmasıyla 5,3 milyar dolara geriledi. 2010’da ise 3 milyar dolar
seviyelerinde olmasını bekliyoruz. Kriz öncesi rakamlarının yakalanması
ancak 2012’den sonra olabilecek.
Bu krizin bir özelliği de büyük firmalardan ziyade daha çok küçük ve
orta boy firmaları etkilemesi oldu. Leasing sektöründe de sorunlu
işlemler bu tür firmalarda yoğun.
Sektörümüz kendi gücü ölçüsünde bu sorunlu firmalara yardımcı olmaya
çalışıyor. Bu dönemde çok sayıda, ödeme güçlüğü içindeki iyi niyetli
firmalarla yeniden yapılandırma sözleşmeleri yapıldı.
Öte yandan bazı yasal boşluklar, az sayıda da olsa kötü niyetli
borçluların sığınma alanları oldu. Önümüzdeki dönemde, bu yasal
boşlukların yeniden düzenlenerek giderilmesine çalışılması sektörün
önemli bir uğraş alanı olacak diye düşünüyorum.
Bu düzenlemeler yapılabilirse leasing sektörünün güçlenmesi ve ekonomiye katkısının artması sağlanmış olur. Capital: Sektörde rekabet ne düzeyde? Pazarın önemli bir
bölümünü ilk 10 şirket elinde tutuyordu. Bu tablo devam ediyor mu?
Geriye kalan şirketler bundan sonraki dönemde rekabette nasıl ayakta
kalacak? - Pazarda büyük rol üstlenen şirketler yine pazardaki işlem
hacminin yüzde 80’lik kısmını oluşturuyor. Biliyorsunuz krizin ilk
günlerinde dünya çapında yaşanan likidite krizi bugünlerde tamamen
aşıldı. Finans kuruluşlarının elinde bulunan likidite fazlası gidecek
yer arıyor. Ancak reel sektörün tedirginliği henüz sürüyor. Dolayısıyla
büyük bir yatırım talebi yok. Bu nedenlerle finans kuruluşları arasında
plasman yapma konusunda rekabet yoğun ve giderek de artacak. Bu şartlar
altında artan rekabet nedeniyle leasing şirketlerini zorlu günler
bekliyor. Giderlerini çok iyi kontrol etmek, uzun vadeli fonlama
olanaklarını artırmak ve fonlama maliyetlerini düşük tutabilmek, sorunlu
alacak yaratmadan aktiflerini büyütmek, leasing şirketlerinin
önümüzdeki dönemdeki başarılarını belirleyecek unsurlar olacak.
Rekabette fiyat, her zaman olduğu gibi en belirleyici etken. Bunun
dışında leasing alışkanlığı olan firmalar, fiyatlar birbirine yakın
olduğu müddetçe genelde daha önce çalıştıkları ve memnun kaldıkları
leasing şirketini tercih ediyor. Tamamlanması yoğun bir emek ve uzmanlık
gerektiren leasing sözleşmelerinin hızla ve sorunsuz bitirilmesi de
rekabette önemli bir unsur olmaya devam edecek.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?