Risk Analizinden Çıkan Hisseler

Arzu Çınar&Bora Tezgüler / Koç Yatırım Araştırma Bölümü Yöneticileri Borsada, endeks ve hisselerin geçmiş hareketleri, gelecek için önemli mesajlar içerir. Koç Yatırım Araştırma Bölümü’nün yap...

1.09.2001 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Arzu Çınar&Bora Tezgüler / Koç Yatırım Araştırma Bölümü Yöneticileri

Borsada, endeks ve hisselerin geçmiş hareketleri, gelecek için önemli mesajlar içerir. Koç Yatırım Araştırma Bölümü’nün yaptığı analiz, İMKB 50 şirketlerini, 52 haftalık bazda inceliyor. 1998-2000 arasını kapsayan araştırmayı değerlendiren Arzu Çınar ve Bora Tezgüler, “Böylece hisse senetlerinin performansını daha gerçekçi bir şekilde ölçtük”diyor.

Hisse senedinin geçmiş performansı, geleceğe ilişkin hareketleri konusunda oldukça önemli. Hem teknik hem de temel analizde hisse senedinin yönünü tayin etmek için hissenin geçmişteki hareketlerine bakılarak yorum yapılır.

İşte Koç Yatırım Araştırma Bölümü de, İMKB-50 şirketlerinin 52 haftalık fiyat performanslarına bakarak, beta katsayılarını hesaplayıp, hisse senetlerinin endekse göre hareketlerini belirlemek için bir araştırma yapmış.

Araştırmanın sonuçları ilginç... Örneğin beta katsayısı 1’den büyük olan şirketler, endeksten daha hızlı hareket ediyor, bu nedenle de riskli görünüyor. Beta katsayısı 1’den küçük olanlar ise hem düşüşte hem de yükselişte endeksten daha yavaş hareket ettikleri için risksiz hisse senetleri arasında yer alıyor.

Bu araştırmanın mimarları ise Koç Yatırım Araştırma Bölüm yöneticileri Arzu Çınar ve Bora Tezgüler... Çınar ve Tezgüler, araştırmayla hisse senetlerinin performansını ölçtüklerini belirtiyor. Bu araştırmayla, yatırımcılara kendi risk profillerine göre, riskli, az riskli ya da risksiz hisse senetlerini seçme olanağı verdiklerini belirten Arzu Çınar ve Bora Tezgüler, araştırmanın sonuçlarını ve 2002 yılının favori hisse senetlerini Capital’e anlattı:

Hisse senetlerinin performansını belirlemek için 52 haftalık bir süre yeterli mi? Neden bu araştırmayı 52 haftalık fiyat performansı üzerinden yaptınız?

Bora Tezgüler: Genelde bizim borsa çok volatil. Bu nedenle de 52 haftadan daha uzun bir süreyi kapsayan çalışmalar çok anlamlı olmuyor. Daha kısa vadeli dönemlerde, uzun vadeli trendi yakalamak oldukça zor. Tüm bunları göz önünde bulundurarak 52 haftalık dönemin bu araştırma için iyi bir dönem olduğunu düşündük.

Arzu Çınar: Araştırma olarak konsantrasyon alanımız sonuçta temel analiz. Süreyi bir yıl olarak aldığımızda, bizim çalışmalarımıza daha fazla paralellik gösteriyor. Ancak, teknik analiz de böyle değil. Çünkü, teknik analizde aylık, haftalık hatta günlük bile sonuç almak mümkün.

Peki bu araştırmanın amacı neydi?

Bora Tezgüler: Bu çalışmayı yaparken asıl amacımız hisse senetlerinin performansını ölçmekti. Hangi hisse senetleri iyi bir performans gösteriyor, hangileri endeksin düştüğü dönemlerde daha iyi bir getiri sağlıyor, hangileri yükseliş dönemlerinde endeksten daha iyi performans gösteriyor? Tüm bunları belirlemek istedik. Ve beta katsayısına göre, hisse senetlerinin fiyat performansını, endekse göre hareketlerini saptadık.

Beta katsayısı nedir?

Bora Tezgüler: Bizim çalışmamızda, beta katsayısı, bir hissenin tarihsel getirisinin, İMKB-100 Endeksi’ndeki getirisine oranını ifade ediyor. Yani belli bir dönemde hissenin değeri yüzde 12 artarken, endeks yüzde 10 artmışsa, o hisse senedinin beta katsayısı 1.2 olur.

Beta katsayısı 1’den büyük hisseler endeksten daha hızlı hareket ediyorlar. Örneğin endeks yükselirken, bu hisse senetleri daha hızlı hareket ediyor. Bu nedenle diğerlerine göre daha riskli oldukları söylenebilir. Beta katsayısı 1’e yakın olan hisse senetleri ise endekse paralel hareket ediyorlar. Betası 1’in altında olan hisseler ise daha az riskli olan hisse senetleri. Yani İMKB-100 Endeksi’ndeki yükselişin altında bir artış gösteriyor, buna karşın düşüşte daha az değer kaybediyorlar.

Bu araştırmada Yapı Kredi Bankası’nın beta katsayısı 1.43. Bu Yapı Kredi Bankası’nı riskli hisseler arasına mı sokuyor?

Bora Tezgüler: Aslında araştırma sonuçlarına göre riskli görünüyor. Ancak, beta katsayısı tamamen hisse senedi fiyatıyla ilgili ve bunlar tamamen istatistiki sonuçlar. Bu rakam aynı zamanda endeks yukarı hareket ettiğinde, YKB’nin endeksten daha fazla getiri sağladığını gösteriyor. YKB, kesinlikle beğendiğimiz hisse senetleri arasında yer alıyor.

Arzu Çınar: Açıkça belirtmeliyim ki, Yapı Kredi Bankası 2000’nin son çeyreğinden bu yana hem değerleme hem de performans olarak dört büyük banka arasında en beğendiklerimizden biri. Zaten 2001’deki fiyat performansı da oldukça iyi. Son dönemlerde hisse senedi fiyatında biraz düşüş oldu, ancak yine de dört büyük banka arasında müşterilerimize tavsiye ettiğimiz bankalardan biri. Bir diğeri de Akbank. Bunun nedenleri de, iki bankanın sektördeki konumları, değerlemesi ve 2001 yılında gösterdikleri performans. Dolayısıyla önümüzdeki dönem için favori gördüğümüz hisse senetleri arasında yer alıyorlar.

Yapı Kredi Bankası ciddi bir mevduat payına sahip. Dört büyük özel banka içinde mevduatların toplam fon kaynaklarına oranı en yüksek YKB’de. Bu böyle bir ortamda, yani sendikasyon kredilerinin alınmasının zorlaştığı veya maliyetinin arttığı bir dönem için önemli bir fon kaynağı.

Ayrıca, bireysel bankacılıkta sahip oldukları güçlü pazar konumu nedeniyle ciddi bir komisyon geliri elde ediyorlar. Marjlar gittikçe daraldığı için söz konusu gelir son derece önemli. Bu nedenle YKB’yi önümüzdeki dönem için yatırımcılara tavsiye ediyoruz.
 
Peki beta katsayısı 1’in üzerinde olan Tansaş’la ilgili beklentileriniz neler?

Bora Tezgüler: Tansaş’ın endeksten daha hızlı hareket etmesinin en büyük nedeni, hem perakende sektörünün 2000 yılında çok cazip bir sektör olması, hem de yabancı ortaklıkla ilgili söylentiler. Bu nedenle Tansaş çok yüksek bir performans gösterdi.

Hürriyet Gazetecilik ve ana sermayedarı Doğan Holding de aynı dönemde yüksek performans gösteren hisse senetleri arasında yer alıyor. Bunun da en büyük nedeni medya sektörüne ilgi ve RTÜK Yasası’ndaki beklenen değişiklikler.

Betası 1’e yakın olan ve İMKB ile birlikte hareket eden hisse senetleri var. Önümüzdeki dönemde bu hisse senetlerinde, dolayısıyla  İMKB-100 Endeksi’nde size göre nasıl bir trend izlenecek?

Bora Tezgüler: IMF ile yapılan programın 2002’de de devam etmesini bekliyoruz. 2001 için ekonomide ciddi bir daralma bekleniyor. Fakat IMF ile yapılan program devam ettirilir ve gerekli olan yapısal reformlar sürdürülebilirse, 2002’de ekonomide bir canlanma bekliyoruz. Bu canlanmayla birlikte, İMKB’de işlem gören şirketlerin satış ve karlılıklarında, bu yıla nazaran düzelme olacaktır.

Bu beklentiye paralel olarak endeksin şu andaki seviyesinin çok düşük olduğunu düşünüyoruz. 2002 yılına ilişkin beklentilerimizin tutması halinde, endeksin yukarı doğru ciddi bir hareket yapmasını bekliyoruz. Dolayısıyla betası 1’e yakın olan hisse senetlerinde de endeksle birlikte yükseliş yaşanması kaçınılmaz olur.

Peki bunlar hangi hisse senetleri?

Arzu Çınar: Örneğin betası 1’e yakın olan şirketlerden Aksigorta, bizim çok beğendiğimiz hisse senetlerinden biri. Sektördeki konumu, finansal performansı ve iştiraklerinin piyasa değeriyle şu andaki değerinin çok ucuz olduğunu düşünüyoruz. İlk çeyrekte ciddi bir finansal gelir elde etti. Ancak, krizin etkisiyle ikinci çeyrekte prim üretiminde düşüş yaşandı.

Ekonomideki canlanmayla birlikte 2002’de çok daha iyi bir finansal performans göstereceğini düşünüyoruz. Çünkü, sigorta sektöründeki prim üretimi ekonomideki büyümeyle doğrusal bir ilişki gösteriyor. Kaldı ki, Aksigorta son iki yıldır hem pazar payını sürekli artırıyor, hem de mali giderlerinde de olumlu gelişmeler yaşıyor.

Aynı zamanda teknik karlılık olarak da, sektörün en karlı şirketlerinden biri ve sektör ortalamasının büyük farkla üstünde. Finansal performansı ve güçlü sermayesi ile Aksigorta için çok olumluyuz.

Bunun yanı sıra 2002’nin favori hisse senetleri arasında gördüğümüz Ford Otosan ve Tofaş Oto Fabrika var.

Beta katsayısı düşük olan şirketlerde önümüzdeki dönemde nasıl bir trend izlenecek?

Bora Tezgüler: Onlar relatif olarak endeksin üzerinde performans gösteren hisse senetleri. Endeks söz konusu dönemde düşüş gösterdiği için, defansif tabir edebileceğimiz hisse senetleri oldu. Bunların arasında özellikle bahsedebileceğimiz Ak Enerji var. Şirketin önemli yatırımları var. Ancak, enerji sektöründeki büyümeyi göz önünde tutarak bu yatırımların gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu yatırımlar nedeniyle de önümüzdeki yıllarda şirketin kapasitesi iki katına çıkacak. Yani çok daha büyük bir şirket haline gelecek. Dolayısıyla çok potansiyel vaat eden bir şirket.

Ak Enerji dışında, Tüpraş ve Petrol Ofisi var. Söz konusu şirketler de dolar bazında petrol alım satımıyla ilgilendikleri için ekonominin zayıf olduğu dönemlerde bile çok iyi performans gösterebiliyorlar.

Aynı grup içinde Türk Ekonomi Bankası da var. Bu bankadaki beklentileriniz neler?

Arzu Çınar: TEB’i halka arzından bu yana kendi ölçeğindeki bankalara göre primli olması nedeniyle önerilerde “sat” olarak tutuyorum. Tavsiye ettiğimiz bir hisse senedi değil. Değerlemesi cazipleşene kadar da etmeyeceğim.

Hisse senetlerinin fiyatlarında yaşanan dalgalanmalara göre de bir değerlendirmeniz var? Bir hisse senedinde dalgalanmanın yüksek olması neyi anlatıyor?

Bora Tezgüler: Bir hisse senedindeki dalgalanma, 52 haftalık bazda bakıldığında, o hissenin yukarı ya da aşağı eğilimli olduğunu gösterir. Biz bu dalgalanmayı İMKB-100 Endeksi’ndeki dalgalanma ile karşılaştırdık. Söz konusu dönemde İMKB-100’deki dalgalanma yüzde 9.23.

Buna göre bir değerlendirme yaptığımızda, aynı dönemde en fazla dalgalanma gösteren hisse senetleri arasında Park Tekstil, Tansaş, Net Holding ve Hürriyet Gazetecilik’in yer aldığını görüyoruz. Bu hisse senetleri İMKB-100’deki dalgalanmanın çok üzerindeler. Dalgalanması fazla olan hisse senetlerinin genel olarak küçük hacimli ve spekülasyona açık olduğunu söyleyebiliriz.

Yani yatırımcılar daha az dalgalanma olan hisse senetlerini mi seçmeli?

Arzu Çınar: Böyle bir genellemeyle bir hisse senedindeki fırsat kaçırılabilir. Şirketin finansal performansı, şirketle ilgili haberler hissenin fiyat performansı açısından çok önemli. Bu nedenle “Bu hisse senedindeki dalgalanma çok, yatırım yapmayayım” gibi bir genelleme yanlış olur. Her şirket hakkındaki haberleri izlemeli ve ona göre yatırım yapılmalı.

Bora Tezgüler: Burada müşterinin risk profili de önemli. Müşteri günlük bazda hisse senetlerini takip edip riske girmeyi seviyorsa dalgalanmaları yüksek olan hisse senetlerine daha çok ilgi gösterebilir. Ya da tam tersi durumdaysa daha az dalgalanma yaşanan hisse senetleriyle ilgilenmesi doğru olur. 

BORSA HANGİ AYLARI SEVİYOR?

Borsanın dönemsel performansına ilişkin bir araştırmanız var. Bu araştırmanın sonuçları hakkında bilgi verir misiniz?

Bora Tezgüler: Biz bu araştırmada yarım yılları almadık. Dolayısıyla 1987 ve 2001 bu araştırmada yok. 1988-2000 yılları arasını aldık. Aylar itibariyle inceleme yaptık ve bu aylara bakarak hangi aylarda artış, hangi aylarda düşüş olduğuna bakmak istedik.

Araştırmamıza göre, bu 13 yıllık dönemde en yüksek getiri aralık ayında elde edilmiş. 13 yıllık dönemde, 11 aralık ayında yükseliş yaşandığını gördük. Aralık ayını ocak takip ediyor. Araştırmanın sonucunda söz konusu dönemde ocak ayında da toplam 10 kez yükseliş gerçekleştiğini saptadık. Yükselişin olduğu bu ayların art arda gelmesi ve yıl başları ve yıl sonlarındaki döneme rast gelmesi ilginç.

Şubat ayında genelde kötü bir performans izleniyor. Nisan ayından önce de bir düzelme yaşanmıyor. İlkbahar ve yaz aylarının oldukça dalgalı olduğu, tam bir trend tespit edilemediği görülüyor. Eylül ayından itibaren ise yükseliş trendi başlıyor. Bu kasım ayından itibaren daha belirgin bir hale geliyor.

Peki getiri olarak bakıldığında yine aralık ayı mı ön plana çıkıyor?

Bora Tezgüler: Aylık ortalama getirilerde de yüzde 17.4 ile ocak ayı en yüksek getiriye sahip. Bunu yüzde 10.8 ile aralık ayı takip ediyor. Sonra yüzde 10.2 ile haziran ayı geliyor. En yüksek kayıplar da ise yüzde 1.5 ile ağustos, yüzde 1 ile mayıs olduğunu saptadık.

İŞTE 2002’NİN FAVORİ HİSSELERİ

2002 yılında ekonomide canlanma beklediklerini belirten Koç Yatırım Araştırma Yöneticileri Arzu Çınar ve Bora Tezgüler, bu beklentiler ışığında 2002 yılı için en beğendikleri şirketleri ve nedenlerini şöyle sıraladı:

ARÇELİK: 2002 yılında GSMH’nin yüzde 5 büyüyeceği ve enflasyonun yüzde 44’e düşeceği kanısındayız. Dolayısıyla da beyaz eşya satışlarının düzelmesini ve 2002’de yıllık yüzde 6 büyümeyle 5.5 milyona ulaşmasını bekliyoruz.

Arçelik, Türkiye’deki beyaz eşya pazarının yaklaşık yüzde 55’ine sahip. Şirket güçlü bir dağıtım ağına ve Türkiye’nin en güçlü markalarından birine sahip. Arçelik yönetimi uluslararası genişlemeye de oldukça önem veriyor ve şirketin farklı yurtdışı pazarlarda faaliyet göstermesi için her türlü fırsatı analiz ediyor.

Türkiye’nin demografik faktörleri de Arçelik için sektör lideri olarak oldukça avantaj yaratıyor. Türkiye’de hızlı bir yeni aile formasyonu mevcut. Bunun yanı sıra, nüfusun yüzde 64’ü 30 yaş altında ve şehirleşme artıyor. Tüm bu beklentilerle Arçelik için ‘alım için uygun’ olan tavsiyemizi koruyoruz.

ERDEMİR: Finansal borçlarının tümünün döviz cinsinden olması nedeniyle devalüasyondan olumsuz etkilendi. Ancak, kurların dengeye oturmasıyla kur zararlarında düşüş gözlenecek. Bu arada beklentilerin aksine, İsdemir’in devrinden sonra iki yıl süreyle sermaye transferi yapmayacak. Erdemir'in 2002 yılında 1 milyar 10 milyon dolarlık net satış gerçekleştireceğini tahmin ediyoruz ve bu rakam 2001 yılı için tahmin ettiğimiz 823 milyon dolarlık net satış rakamına oranla yüzde 23'lük bir artışa işaret ediyor.

2001 yılını 88 milyon dolar zararla kapatmasını beklediğimiz Erdemir’in brüt kar marjında meydana gelmesini beklediğimiz 1.5 puanlık artış ve finansal giderlerindeki gerileme sonucunda, 2002 yılında 110 milyon dolarlık bir net kar rakamına ulaşmasını bekliyoruz. Tüm bunlar ve dünya çelik fiyatlarında beklenen artış, önerimizi ‘alım için uygun’a yükseltmemize neden oldu.

FORD OTOSAN: 2001 yılının ilk çeyreğinde 600 milyon dolarlık yeni fabrikası kısmen açıldı. 2002 yılının ilk yarısında yeni V227 modelinin bu fabrikada üretimine başlanması ile cirosunun 3 kat ve net karının 10 kat büyümesini bekliyoruz. VFAÖK’ın ölçek ekonomileri ve daha yüksek marjlı yurtiçi satışların artmasıyla dolar bazında yüzde 166 artmasını bekliyoruz. Şirketin FD/Satış ve FD/VFAÖK çarpanlarına göre 1.4 milyar dolar hedef piyasa değeri hesaplıyoruz. Bu da cari piyasa değerine göre yüzde 39 iskontoya tekabül ediyor.

Yeni fabrika üretimi için şirketin finansmanı yeterli seviyede ve uzun vadeli bir niteliğe sahip. Ayrıca, 2002’deki beklenen canlanma ile şirketin nakit akımında da bir iyileşme bekliyoruz. Güçlü satış ve kar büyüme beklentileri ve hedef piyasa değerine olan yüksek iskonto ile Ford Otosan hisselerine ‘alım için uygun’ önerisinde bulunuyoruz.

HÜRRİYET: 2002 yılında GSYİH’daki büyümeye paralel olarak reklam gelirlerinin 1 milyar dolar düzeyine ulaşmasını bekliyoruz. Mobil telefon pazarındaki kampanyalara ilave olarak yabancı bankaların sektördeki yeniden yapılanma süreci içinde pazara daha sıcak bakacaklarını ve artacak rekabete paralel olarak söz konusu sektörlerin reklam pastası içinde paylarının büyüyeceğini düşünüyoruz. Buna paralel olarak Hürriyet Gazetecilik’in reklam gelirlerinin 2002 yılında 155 milyon dolara yükseleceğini düşünüyoruz. Bu gazetenin tirajını da olumlu yönde etkileyecek ve 2001 yılı sonundaki tahmini 53 milyon dolardan 2002 yılı sonunda 61 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz. Hürriyet’in finansal performansındaki iyileşmeye paralel olarak şirketin yurtdışında işlem gören benzer şirketlere göre de iskontolu olması nedeniyle şirket için ‘alım için uygun’ önerimizi devam ettiriyoruz. 

TOFAŞ OTO FABRİKA: Kasım 2000’de üretimine başlanan Doblo satışlarının beklenenin üzerinde gerçekleşmesi, şirketin ciro ve kar büyümelerinde önemli rol oynadı. Şubat devalüasyonu nedeniyle zayıf kalan TL, Doblo ihracatını daha da arttırıyor. 2002’de yurtiçi pazarın canlanma beklentisiyle yüksek seyreden ihracatın yurtiçi satış artışıyla desteklenmesini bekliyoruz.

Yurtiçi ürünlerin kar marjları da daha yüksek olduğundan VFAÖK marjının da genişlemesini bekliyoruz. Doblo yatırımı için şirket yüksek borç almasına rağmen uzun vadeli olması ve 2001’deki güçlü nakit akımının 2002’de daha da güçleneceği beklentisiyle bu borcu rahatlıkla çevirebileceğini düşünüyoruz. Hedef piyasa değere göre cari piyasa değeri yüzde 50 iskontolu gözüküyor. Bu nedenle Tofaş Fabrika hisselerine ‘alım için uygun’ önerisinde bulunuyoruz.

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz