Amerika’daki üretim yatırımlarıyla pazardaki konumunu güçlendiren Borusan Boru, Türkiye operasyonlarını ise dijital dönüşüm, Ar-Ge ve insan kaynağıyla stratejik merkez olarak konumlandırıyor.
Yıl sonunda 1,6–1,8 milyar dolar ciro ve yüzde 5–7 FAVÖK marjı hedefleniyor. 2030 vizyonunu paylaşan Borusan Boru İcra Kurulu Başkanı ZAFER ATABEY, “Borusan Boru’nun uluslararası alanda daha fazla tanınan, daha katma değerli ürünler üreten bir şirket olmasını hedefliyoruz” diyor.
Nil Dumansızoğlu / [email protected]
Fotoğraflar: Hüseyin Öngen
Capital Dergisi / Ekim 2025
Borusan Boru, 2025’te dengeli büyüme stratejisiyle ilerliyor. Enerji ve altyapı sektörlerindeki döngüsel hareketlere paralel olarak 2024 yılında küresel ölçekte ciddi fiyat baskıları ve talep daralması yaşayan Borusan Boru, yılı zorluklarla ama stratejik kazanımlarla kapattı.
2025’in ilk yarısında da benzer baskıların devam ettiğini belirten Borusan Boru İcra Kurulu Başkanı Zafer Atabey’in yılın geri kalanına dair beklentileri daha iyimser. Özellikle ABD’deki fiyatlama koşulları ve yeni enerji projeleriyle birlikte toparlanmanın güçlenmesi bekleniyor. Amerika, Borusan Boru’nun toplam cirosunun yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyor. Şirketin bu pazara yönelik yatırımları 500 milyon dolara ulaşırken Panama City tesisinde yapılacak 68 milyon dolarlık yeni yatırımla ithalatla karşılanan ürünlerde yerli üretim başlayacak. 2025 için 1,6-1,8 milyar dolar ciro ve yüzde 5-7 aralığında FAVÖK marjı hedeflediklerini belirten Atabey, Borusan Boru’yu 2030’a kadar daha yüksek katma değerli ürünler üreten küresel ölçekte tanınan ve teknolojide ayrışan bir marka haline getirmek istiyor. Zafer Atabey’le şirketin yatırım planlarını ve gelecek vizyonunu konuştuk:
2024 sizin açınızdan nasıl geçti?
2024, oldukça zor ama bizim için öğretici bir yıl oldu. 2022 ve 2023’ün ardından hem küresel hem yerel ölçekte belirsizliklerin yoğunlaştığı bir dönemi yönettik. Amerika tarafında seçim öncesi belirsizlikler, yüksek faiz ortamı ve enerji sektöründeki döngüsel hareketler öne çıktı. Türkiye’de ise zaten sürekli bir belirsizlik vardı. Yüksek faiz ortamı ve aşırı değerli giden TL, özellikle maliyetler üzerinde ciddi baskı oluşturdu. Enerji ürünleri döngüsel işlerdir. 2023’te anormal bir talep olmuştu; herkes fiyatlar daha da artacak diye stok yaptı. Ancak işler terse dönünce piyasalarda panik havası oluştu. Amerika’da faizler yüksek kaldı, seçim süreci beklemeye neden oldu. Türkiye’de ise ithalat maliyetleri arttı, çünkü girdilerimiz döviz bazlı.
Bu koşullarda şirket nasıl bir performans sergiledi?
Bütün bu koşullara rağmen 2024 yılında satış hacmimizi yüzde 10 artırmayı başardık. Satış hacmimiz 1,17 milyon tona ulaştı. Ancak fiyatlardaki küresel düşüş nedeniyle gelirlerimiz yüzde 3 gerileyerek 1,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Kârlılık tarafında da bu fiyat baskısı ve enflasyonun etkisi hissedildi. FAVÖK, 102 milyon dolar oldu.
Amerika pazarı şirketiniz açısından nasıl bir rol oynadı?
Amerika hala bizim için en kritik pazar. Toplam ciroda Amerika’nın payı yaklaşık yüzde 70 se-viyesinde. Türkiye ve diğer tüm pazarların toplam payı ise yüzde 20 civarında kalıyor. Ancak Türkiye operasyonlarımız Ar-Ge, inovasyon ve insan kaynağı açısından stratejik önemini koruyor.
2025’e nasıl bir iklimde başladınız?
2025 yılına, küresel belirsizlikler, jeopolitik gerilimler, tedarik zincirindeki dönüşümler ve ta¬rife politikalarındaki belirsizliklerin etkisiyle artan maliyet baskıları altında girdik. Yıl boyunca süren yüksek enflasyon ortamının da etkisiyle operasyonel verimliliğimizi yeniden gözden geçirme gereksinimi yaşadık. Küresel talepteki dalgalanmalar, fiyatlama zorlukları ve artan rekabet de bizi etkiledi. Öte yandan bu koşullar, bize esneklik kazandıran, finansal disiplinimizi pekiştiren bir ortam yarattı ve stratejik dayanıklılığımızı bir kez daha test etme fırsatı sundu. Bu yıla gelinceye kadar stratejik planlarımızı beş yıllık bir dönemi kapsayacak şekilde yapardık; artık üç yıllık stratejik planlarla ilerliyoruz.
Yılın ilk yarısı nasıl geçti?
Yılın ilk yarısında, özellikle ikinci çeyrekte ABD pazarına hakim olan pozitif fiyatlama ortamı ve tüm fabrikalarda uygulanan operasyonel verimlilik çalışmaları sonucunda artan kârlılık dolayısıyla beklentiler paralelinde finansal sonuçlar kaydedildi. Pozitif trendin 3’üncü çeyrekte de sürmesi bekleniyor. Yılın ilk yarısında, konsolide bazda satış hacmi bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 5,6 daralarak 584,6 bin ton seviyesinde gerçekleşti. Satış gelirleri de ihracat pazarlarındaki zayıf talep ve rekabetin fiyatlama üzerindeki süregelen baskısıyla birlikte 774,6 milyon dolar oldu.
Yıl sonu için hedefiniz nedir?
Bu yılın başında, gelir ve satış hacminde istikrarı sağlamayı öncelikle hedef olarak belirlemiştik. 2025 yılına satış hacmimizi 1,05-1,20 milyon ton, gelirimizi ise 1,6-1,8 milyar dolar aralıklarında gerçekleştirmeyi hedefleyerek girdik ve planlarımız dahilinde devam ediyoruz. İşletme sermayesi yönetimimizi optimize etmeye, nakit akışımızı güçlendirmeye ve borçluluğumuzu azaltmaya odaklanmış durumdayız. İlk çeyrek sonuçlarımız süregelen zayıf talep, fiyat odaklı rekabet ve artan maliyet baskılarının etkisiyle sınırlı kalmıştı. Ancak bilhassa ABD pazarına hakim olan pozitif fiyatlama ortamının katkısıyla yılın geri kalanında daha güçlü bir performans sergilemeyi hedefliyoruz. Dengeli bir portföye sahibiz ve segment çeşitliliğine büyük önem veriyoruz. Bu sayede sürdürülebilir bir büyüme dinamiği oluşturabiliyoruz.
Hangi alan öne çıkacak bu yıl?
Amerika’da gaz boru hattı yatırımlarının hız kazanması ve Orta Doğu’daki jeopolitik gelişmeler enerji alanındaki talebi artırıyor. Bu nedenle 2025’in sonuna doğru enerji segmentinin portföydeki payının daha da yükselmesini bekliyoruz. Planlarımızı üç yıllık stratejik dönemler halinde kurgulasak da bu planlar sürekli güncelleniyor. Orta Doğu’daki jeopolitik gelişmeler, enerji fiyatlarındaki hareketlilik gibi faktörler anlık etkiler yaratıyor. Bu nedenle çevik ve esnek bir yapı kurmaya çalışıyoruz.
Amerika’daki yatırımlarınızın kapsamı nedir? Üretim planlarınızda hangi başlıklar öne çıkıyor?
ABD bizim için hem üretim hem satış anlamında en büyük pazar. ABD’deki üretimimizin tamamı iç pazara yönelik. ABD, adeta kapalı bir ekonomi gibi çalışıyor. Ham madde fiyatları yüksek, ithalatı sınırlı. Dolayısıyla biz de tamamen bu pazar için üretim yapıyoruz. 2014 yılında petrol ve gaz endüstrisi için sondaj ve kuyu boruları üretmek üzere Houston Baytown’da başladığımız faaliyetlerimizi, yatırımlarımızla güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu anlamda en önemli yatırımlarımızdan biri 2023 yılındaki Baytown tesisimizde hayata geçirdiğimiz yaklaşık 50 milyon dolarlık SRM yatırımıydı. Bu yatırımla küçük ve orta çaplı borularda üretim esnekliğimizi artırdık ve ürün gamımızı çeşitlendirdik. Aynı yıl, ABD’de kurulu Berg Europipe Holding Corp. hisselerinin tamamını satın alarak, Kuzey Amerika’daki altyapı ve proje iş kolunda büyüme potansiyeline sahip Florida, Panama City ve Alabama, Mobile’daki iki tesisi Borusan Boru bünyemize dahil ettik.
Amerika yatırımlarınızın toplam tutarı nedir?
Teksas’taki ilk yatırımımız yaklaşık 150 milyon dolar, SRM yatırımı 50 milyon dolar ve Berg Pipe tesisini 160 milyon dolara satın aldık. Son olarak Panama City’de gerçekleştirdiğimiz 68 milyon dolarlık yatırım ile, büyük çaplı çelik boruları üç aşamalı şekillendirme yöntemiyle üretecek modern bir tesis hayata geçiriyoruz. Dolayısıyla, ABD operasyonlarımızda, her yıl rutin olarak yaptığımız bakım harcamaları dışındaki toplam yatırım tutarımız yaklaşık 500 milyon doları geçecek diyebiliriz.
ABD’ye yeni yatırım planınız var mı?
Son olarak Panama City tesisimize 68 milyon dolarlık yeni bir yatırım yapacağımızı duyurduk. ABD’de ilk olarak küçük çaplı, kalın etli boruların üretimini ve büyük çaplı borularda daha zorlu koşullara uygun üretim yapacağız. Dolayısıyla Borusan Boru’nun ürün yelpazesini genişleterek daha yüksek katma değerli ve daha çevreye duyarlı ürün gamına da geçiş yapıyoruz. 10 yılı aşan süredir yaptığımız tüm bu yatırımların tam sonucu olarak geçtiğimiz dönemde önemli bir anlaşmaya imza attık. Bağlı ortaklığımız Borusan Berg Pipe, ABD’deki Eiger Express Boru Hattı Projesi kapsamında Eiger Supply LLC ile yaklaşık 567 milyon dolarlık bir satış sözleşmesi imzaladı. Bu anlaşma kapsamında Mobile (Alabama) ve Panama City (Florida) tesislerimizde üretilecek büyük çaplı boruların teslimatlarını 2026 yılı boyunca gerçekleştireceğiz. Bu iş birliği bizim için birkaç açıdan kritik. Öncelikle, ABD enerji altyapısında oynadığımız rolü güçlendiriyor ve yerel üretici konumumuzun stratejik değerini somut biçimde ortaya koyuyor. Aynı zamanda küresel pazarlarda güvenilir, uzun vadeli bir çözüm ortağı olduğumuzu da pekiştiriyor.
Avrupa’daki yapılanmanızdan ve Türkiye’deki konumlanmanızdan bahseder misiniz?
Avrupa pazarında uzun süredir aktif bir şekilde faaliyet gösteriyoruz. 2001 yılında İtalya, Vo-barno’daki tesisimizi satın aldık. Ben de o dönem yedi yıl boyunca orada yaşadım ve süreci birebir yönettim. Hala faal olan bu tesis, özellikle otomotiv boruları üretiminde önemli bir rol oynuyor. 2021 yılından bu yana Almanya’da da bir ticaret ofisimiz var. Türkiye ve İtalya’da ürettiğimiz ürünleri Almanya pazarına bu kanal üzerinden ulaştırıyoruz. 2024 yılında da Romanya’da bir tesis kurulumu gerçekleştirdik. İtalya ve Romanya’daki tesislerimizle otomotiv segmentinde yüksek katma değerli ürünlere odaklanıyoruz. Bu iki bölgede yerel üretici konumunda olmamız, müşterilere yakınlık, hızlı teslimat ve yüksek kalite güvencesi gibi avantajlar sağlıyor.
Türkiye merkezli hangi projelere odaklanıyorsunuz?
Örneğin SAP dönüşüm projemize toplamda 50 milyon dolar yatırım yaptık ve bu yatırımın yüzde 60-65’i Türkiye’ye yönelik. En karmaşık yapı burada olduğu için dönüşümün en zorlu kısmını Türkiye oluşturuyor.
Türkiye’deki üretim kapasiteniz nedir?
Şu anda Türkiye’de, Gemlik, Halkalı ve Bursa’da faaliyet gösteren üç tesisimizdeki toplam yıllık üretim kapasitesi 800 bin ton ve ayrıca Bursa İleri İşlem Merkezimiz de yıllık 21 milyon adet işleme kapasitesine sahip. Geçtiğimiz aylarda aldığımız yatırım kararıyla Halkalı ve Bursa’daki üretim faaliyetlerimizi, Gemlik Kampüsünde bir araya getireceğiz.
Uzun vadeli hedefleriniz neler?
2030 vizyonumuzda sürdürülebilir kârlılık, yatırımcısına güven veren bir yapı ve global etkinlik var. Borusan Boru’nun uluslararası alanda daha fazla tanınan, daha katma değerli ürünler üreten bir şirket olmasını hedefliyoruz.
Gelecek döneme dair yatırım planlarınızda neler var?
Yeni yatırımlar yapmaktan çekinmiyoruz. Özellikle vurgulamak isterim ki artık yatırımlarımızın büyük kısmı kapasite artışından ziyade verimliliği artırmaya odaklı. Yani daha az kaynakla daha fazla değer üretmeyi hedefliyoruz.
“SAP DÖNÜŞÜMÜNE 50 MİLYON DOLAR AYIRDIK”
3’LÜ YAPI
Verimlilik ve dijitalleşme son üç yıldır yatırım önceliklerimizin başında geliyor. Çünkü artık ne Amerika’da ne Türkiye’de iş gücü ucuz. Amerika zaten pahalıydı, Türkiye’de de dolar bazında işçilik maliyetleri çok ciddi şekilde yükseldi. Bu nedenle robotik otomasyon yatırımlarına yöneldik. Üçlü bir yapı kurduk; Ar-Ge, inovasyon ve dijital dönüşüm birimlerini entegre ettik. Görüntü işleme, sensör teknolojileri, yapay zeka destekli kalite kontrol ve kestirimci bakım sistemleri geliştiriyoruz. Bu yatırımların sonuçlarını net bir şekilde alıyoruz. Türkiye operasyonlarımızda birim işçi verimliliğinde yüzde 60’a yakın artış sağladık. Teknik fire oranı yüzde 2-2,5 düştü. Bu sadece verimlilik değil kalite açısından da önemli bir kazanç.
DİJİTALLEŞME
Dijital tarafta en büyük yatırımımız SAP dönüşümü oldu. 50 milyon dolarlık bir projeden bahsediyoruz. Amerika’daki fabrikalarda başladık, şimdi Türkiye’ye geçiyoruz. Bu dönüşümle birlikte talep planlama, stok optimizasyonu, üretim izlenebilirliği gibi pek çok alanda ciddi iyileşme sağlayacağız. Müşterilerimizin beklentileri artık çok daha hızlı ve öngörülemez. Eskiden 5 ay sonrasına sipariş veren müşteriler şimdi “Yarın ürünüm hazır olsun” diyor. SAP dönüşümümüz, yapay zeka destekli talep planlama ve veri tabanlı karar alma sistemlerimiz de bu ihtiyaçlardan doğdu.
“NAKİT DÖNGÜSÜ ZORLAŞTI”
FAİZ YÜKÜ
Türkiye’deki yüksek faiz ortamı, tüm şirketler gibi bizim sektörümüzde de finansal maliyetleri artırıyor ve nakit akışlarını yönetmeyi daha güç hale getiriyor. Enflasyonda bir yavaşlama eğilimi görülse de mevcut faiz seviyesi, işletme sermayesi ihtiyacını ve yatırım iştahını baskılayan bir unsur olarak öne çıkıyor. Faizlerin daha dengeli bir seviyeye gelmesi hem iç talep hem yatırımlar açısından önemli bir destek unsuru olacaktır.
İTHALAT BASKISI
İç pazarda asıl baskıyı ithalat oluşturuyor. Avrupa ve Amerika pazarları daralınca Uzak Doğu’daki üreticiler yönünü Türkiye’ye çevirdi. Özellikle Çin ve Hindistan’dan gelen ürünlerde ciddi bir yoğunluk var. Üstelik bu ürünler genellikle adil olmayan fiyatlarla piyasaya giriyor. Özellikle otomotiv sektöründe ciddi haksız rekabet yaratıyorlar. Bu konuda Ankara’yla temas halindeyiz. Türkiye’nin bu ürünlere karşı daha etkin koruma önlemleri geliştirmesi şart. Aksi halde yerli üreticiler zorlanmaya devam edecek.
“PLANLAR HAVADA KALDI”
SINIRDA KARBON DÜZENLEMESİ
Üretim faaliyetlerimizde kullanılan enerji sertifikalı yenilenebilir kaynaklardan temin ediliyor. Bu nedenle üretim sürecimize bağlı karbon salımı oldukça düşük. Asıl emisyon yükü, yassı çeliğin üretiminden kaynaklanıyor. Bu üretim sürecinde tercih edilen yöntem büyük önem taşıyor. Hurda bazlı üretim çevresel açıdan daha sürdürülebilir bir yöntem olarak öne çıkarken yüksek fırın yöntemi yoğun kömür tüketimi nedeniyle önemli ölçüde karbon salımına neden oluyor.
AVRUPA’DA DURUM
Avrupa’da yeşil hidrojen projeleri gibi çözümler gündemde ama bunlar oldukça maliyetli ve karmaşık yapılar. Rüzgar enerjisinden elektrik üretilip deniz suyundan yeşil hidrojen elde edilmesi planlanıyor. Ancak bu projelerin 2030–2033 hedefleri çok iddialı. Gerçekleşmeleri konusunda oldukça şüpheliyim. Planlar havada kalmış gibi.
TRUMP YÖNETİMİ ETKİSİ
Amerika Birleşik Devletleri’nde yenilenebilir enerji yatırımları giderek önem kazansa da geleneksel enerji kaynakları da hala güçlü bir şekilde gündemde yer alıyor. Bu durum büyük ölçekli boru projeleri açısından hem fırsatlar hem belirsizlikler yaratıyor.
BORUSAN BORU’NUN BÜYÜME STRATEJİSİ
•2024’te satış hacmi yüzde 10 artarak 1,17 milyon tona ulaştı.
•Maliyet baskısı ve düşük fiyatlamaya rağmen 2024’re FAVÖK 102 milyon dolar olarak gerçekleşti.
•2025’in ilk yarısında, satış gelirleri 774,6 milyon dolar oldu.
•2025 sonu hedefi 1,6-1,8 milyar dolar ciro, yüzde 5-7 FAVÖK marjı aralığında kârlılık.
•Amerika pazarı, toplam cironun yüzde 70’ini oluşturuyor; şirketin en büyük ve öncelikli pazarı konumunda.
•Panama City tesisimizde yapacağımız 68 milyon dolarlık yeni yatırımla ithalatla karşılanan ürünlerde yerli üretim başlayacak.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?