12 Haziran 2011 seçimleri nedeniyle siyasi partiler, çok sayıda "çılgın proje" taahhüdünde bulundu.
Bunların arasında istihdam deposu ve dış ticaret açığını azaltmada ciddi işlev görecek olan orman ve kağıt endüstrisi projeleri yer almadı. Petrol ve doğalgazdan sonra büyük ithalat kalemleri arasında mobilya hammaddeleri, kağıt ve selüloz yer alır. Türkiye'de kullanılan gazete kağıdının tamamı, mobilya hammaddelerinin büyük bölümü ithal edilir ve milyarlarca dolar ödenir. Oysa Türkiye'nin orman alanları, bu alanda dünya piyasalarını yönlendiren Finlandiya'ya eşittir. Finlandiya, bu sektörde 70 milyar dolar katma değer yaratırken Türkiye, eksi bakiye veren bir bilançoya sahiptir. Türkiye gibi 74 milyon nüfusa ve geniş bir coğrafyaya sahip ülkede, orman ve kağıt endüstrisi stratejik bir önem taşır. Eğer bir sektörde ciddi ithalat kanaması varsa ve potansiyel istihdam kapasitesi kullanılmıyorsa o sektöre hançer vurulmalıdır.
Üç ayrı iklim yapısı
Türkiye bir çöl ülkesi değildir; Akdeniz, okyanus ve karasal olmak üzere üç ayrı iklimin hüküm sürdüğü, zengin bitki örtüsüne sahiptir. Ülkemizin her bölgesinde çeşitli ağaç türleri; çam, kayın, köknar, sedir, meşe, akasya, kavak ve okaliptus türü endüstriyel ormanlar kurulabilir. 1982 Anayasası'nın 169 ve 170'inci maddelerinde "Devlet Ormanları kanuna göre devletçe yönetilir ve işletilir" denilmektedir. Bunan anlamı, devlet tekelidir. Orman köylüleri, siyasi partilerce 'oy deposu' olduğu için bu kanayan yaraya 1982'den beri çare bulunmamış ve milyarlar tutarında kaynak yurtdışına gitmiştir.
Aile ormancılığı modeli
Türkiye'de selüloz üretiminde kullanılan odunun metreküp fiyatı 70 dolarken dünya borsalarında 30 dolardır. Bir ton kağıt üretmek için 5 metreküp odun kullanıldığı dikkate alındığında dünyaya kıyasla Türkiye'deki selüloz üretim maliyet fiyatı 175 dolar daha yüksektir. Dolayısıyla Türkiye'deki kağıt fabrikaları, selüloz üretim tesislerini kapatarak ithalata yöneldi. Japonya'dan sonra en pahalı odunun, Devlet Orman İşletmeleri'nce satılmasının altında karmaşık nedenler ve politik hesaplar yatar.Türkiye son 10 yılda büyük sorunlara hızlı çözümler üretmekte önemli yol kat etti. Yeni hükümet, gelecek 4 yılda daha büyük sorunları çözmeye ve çılgın projeleri gerçekleştirmeye odaklanacak. Bunlar arasında dış ticaret açığını azaltmak öncelikli olanıdır. Mobilya hammaddeleri, kağıt ve selüloz ithalatının azaltılması için bu sektörde çılgın ve yaratıcı projeler gerçekleştirilebilir; dış ticaret açığı 4-5 milyar dolar azaltılabilir ve 500 bin yeni istihdam yaratılabilir.
Dış ticaret açığını azaltmak
Bunun için... 1) Anayasanın 169 ve 170'inci maddeleri değiştirilmeli ve ayrıca "Özel Orman Plantasyonları" yasası çıkarılmalıdır. 2) Akdeniz çanağında bir milyon hektarlık hızla büyüyen ve endüstriyel hammadde niteliğine uygun plantasyon ormanları kurulmalıdır. Bu plantasyonlar "devlet ormanları kapsamı dışında" tutulmalıdır. 3) Orman köylülerine, herhangi bir "orman mülkiyet sorunu" olmaksızın orman ve ağaç tarımına uygun araziler uzun süreli kiraya verilmelidir. Model olarak Finlandiya Aile Ormancılığı örnek alınmalıdır. 4) 1 milyar dolarlık yatırım yapacak yabancı girişimcilere, devlet garantisi verilmelidir. 5) Türk ve yabancı yatırımcıların projeleri uluslararası özel, ulusal ve toplumsal fonlarla desteklenmelidir. 6) Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası'ndan Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da plantasyon ormanları kurulması için 1'er milyar dolarlık kredi alınmalıdır. Ormanlar içinde ulaşım ağı olmayan veya tamamlanmayan bölgelerde kesim yapılmamalıdır. Bakım amaçlı orman emvali üretim modeli yerine endüstriyel bazlı plantasyon ormancılığı modeline geçiş yapılmalıdır. 9) Dünya Orman Koruma Konseyi belgeli odun üretilmelidir. Türkiye'deki Orman Genel Müdürlüğü halen bu belgeye sahip değildir. Ancak Kastamonu, Bolu ve Muğla ormanları için bu belgeyle ilgili pilot çalışmaları başlatmıştır. Yakın bir gelecekte (20-30 yıl) fosil yataklara dayalı petrol rafinerilerinin yerini, yenilenebilir plantasyon ormanlarına dayalı "bio-rafineriler" alacaktır. Böylece dünya doğayı kirletmeyen ve yenilenebilir "yeni nesil enerji" çağına geçecektir. Bu açıdan da plantasyon ormanları, yüksek kalibresi olan "bir çılgın aysberg projesi" olmaya adaydır. Türkiye son 30 yılda ilk kez bu altın fırsatı yakaladı; hükümet bunu değerlendirecek beceriyi gösterecektir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?