Rekabet giderek kızışıyor

Yatırım fonları pazarı son birkaç yılda önemli ivme kazandı. Bunun en önemli nedeni mevduat faizlerindeki durum. Biliyorsunuz global kriz dünyada merkez bankalarının faiz indirimlerine sebep oldu. Türkiye’de Kasım 2008’de yüzde 16,75 seviyesinde olan gecelik borçlanma faizi, yüzde 6,5’e geriledi. Hal böyle olunca yatırımcı getiriyi başka yerde aramaya başladı. Yatırım fonu gibi alternatif araçlar öne çıktı.
Türkiye’de fon pazarı henüz çok gelişmiş değil. Toplam pazarın büyüklüğü, emeklilik fonları da dahil edildiğinde yaklaşık 30 milyar dolar düzeyinde. Dünyada sadece yatırım fonlarının büyüklüğü 25 trilyon doları aşıyor. Diğer yandan Türkiye pazarında likit fonların ağırlığı var. Paranın önemli bölümü riskin, dolayısıyla getirinin düşük olduğu B tipinde. Son dönemde ise yeni ürünler hem yatırımcının davranışını hem pazarın yönünü etkilemiş görünüyor. İlk kez geçtiğimiz yıl pazara sunulan anapara korumalı ve garantili fonlar değişimin ilk kıvılcımı oldu. Şimdi de gündemde hisse senedine yatırım yapan fonlar var. Altın, petrol gibi emtialara yatırım yapan fonların sayısı da artıyor.
Geçtiğimiz 6 ay çok sayıda yeni fon pazara sunuldu. Örneğin yılbaşından bugüne ihraç edilen anapara garantili ve korumalı fonların sayısı 69’u buldu. Ayrıca 3 adet A tipi ve 2 adet B tipi olmak üzere toplam 5 adet yatırım fonu kuruldu. Bankalar portföy şirketleri aracılılığıyla adeta bir yarış içerisinde. Bu yarışta Yapı Kredi, Garanti, Finansbank gibi oyuncular öne çıkıyor. Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Gülsevin Yılmaz, yeni ihraçların yıl sonuna kadar devam edeceğini söylüyor. 2010’un özellikle alternatif fonlar açısından çok hareketli olduğuna işaret eden yönetici, “Yatırım fonları sektörü büyüyerek gelişecek” diyor.