2008, önce AKP kapatma davası, ardından global krizin derinleşmesi nedeniyle piyasalar açısından oldukça sancılı geçti. Özellikle yılın son çeyreğinde etkisini iyice hissettiren kriz, yatırımcıları...
2008, önce AKP kapatma davası, ardından global krizin derinleşmesi nedeniyle piyasalar açısından oldukça sancılı geçti. Özellikle yılın son çeyreğinde etkisini iyice hissettiren kriz, yatırımcıların büyük zarar etmesine yol açtı. Bu ortamda bile gemisini sağ salim kıyıya ulaştırmayı başaran, A tipi yatırım fonu yöneticileri oldu. Yine bazı B tipi fon yöneticilerinin de yatırımcısına iyi getiriler sağladığı görüldü. İşte böylesi kritik bir dönemde, başarılı performans göstermiş 5 fonun yöneticilerinden 2009 yılı beklenti ve tavsiyelerini aldık.
“Merkez Bankası Faiz İndirmeye Devam Edecek”
Metin Türkeş/Deniz Portföy Fon Ve Portföy Yönetimi Bölüm Müdürü2008’in başarılı A tipi fonlarından Denizbank A Karma Fon, Metin Türkeş tarafından yönetiliyor. Yüksek risklerin yaşandığı, hızlı karar almayı ve esnek yatırım stratejileri oluşturabilmeyi gerektiren böyle bir ortamda Türkeş, yatırımcılar için en iyi adresin iyi yönetilen yatırım fonları olduğunu söylüyor:
Krizin Etkisi 2009 Boyunca Sürecek
2009 pek çok belirsizlik içeriyor ve bu koşullarda oluşturulacak yatırım stratejilerinin de esnek olması gerekiyor. Bu ön koşulla 2009 yılına yönelik ana senaryomuz; global krizin etkilerinin 2009 yılı boyunca görülmeye devam edeceği ve 2010 yılı başlarında toparlanma olacağı, beklentisine dayanıyor. Bu paralelde Türkiye için beklentimiz de dış finansman ihtiyacının, IMF anlaşması desteğiyle karşılanabileceği yönünde.
Borsa Yeni Dip YaparBu senaryoya göre 2009 yılında İMKB’nin hala sürmekte olan tepki yükselişinin ardından, yılın ilk yarısında yatay, ikinci yarısında ise yükseliş eğiliminde olması beklenebilir. Henüz dip oluşumunun tamamlandığını söylemek için erken olduğundan, yıl içinde sert dalgalanmalar görülmesi şaşırtıcı olmaz. Faiz oranlarında, son bir ayda gözlenen hızlı düşüşün, enflasyon beklentilerindeki iyileşmeye paralel olarak, devam ettiğini ancak faiz oranlarındaki düşüşün ivme kaybettiğini gözlemleyebiliriz.
Kurlar İlk Yarıda Hareketli
Emtia fiyatlarındaki düşüş ve talepteki gerileme, enflasyonist baskıları hafifletirken MB’nin faiz indirimlerine devam etmesine yardımcı olacaktır. Döviz kurlarında ise yurtdışı piyasalarda yaşanan yüksek volatilitenin yılın ilk yarısında da sürmesi beklenebilir. Yabancı kaynak kanallarında gözlenen daralma ve dış kaynak ihtiyacının sürekliliği, özellikle yılın ilk yarısında kurlar üzerinde baskının sürmesine neden olabilir.
“Endeks Kısa Vadeli İvme Kazanacak”
Global Menkul Fon Yönetim Kurulu
Global Menkul Değerler bünyesinde yer alan Aktif Strateji, Piri Reis ve Global Tahvil bono yatırım fonları, tüm ve ait oldukları fonlar içinde güçlü performans göstermeye devam ediyor. Bu fonları, Abdullah Kunt, Arzu Odabaşı, Barış Hocaoğlu ve Levent Yakar’dan oluşan bir fon yönetim kurulu yönetiyor. Grubun özellikle A Tipi Piri Reis Yatırım Fonu, dikkat çeken fonlar arasında. Global Menkul fon yöneticilerinin 2009 beklenti ve tavsiyeleri ise şöyle:
Borsanın 2009 Rotası
Hisse senedi piyasalarındaki volatilitenin 2009 yılında da devam etmesini ve ağırlıklı olarak azalan trendin öne çıkmasını bekliyoruz. Yılın ilk ayında 29.000 seviyesini direnç haline getirmesini beklediğimiz hisse senedi piyasalarında endeks ise 18.000 seviyesini denemek üzere hareket edecek. Yılın ilk ayında yurtiçinde Türkiye ile IMF arasında yapılması beklenen stand-by anlaşması ve yurtdışında ABD’de yönetimi devralacak yeni başkan ve kabinesine yönelik beklentiler, endeksin kısa vadeli bir ivme kazanmasında etkili olacak.
2009 yılının ikinci ve üçüncü çeyreklerinin biriktirme, son çeyreğinin ise hafif uyanış dönemi olacağını tahmin ediyoruz.
Bu 3 Sektöre Dikkat
ABD büyüme verilerinin iyileşmesine bağlı olarak, yılın son çeyreğiyle başlamasını beklediğimiz olası yukarı yönlü trendin 2010 yılı ikinci çeyreğinde gücünü artıracağını düşünüyoruz. Söz konusu beklentimiz dahilinde daralan ekonomilere daha az hassas sektörler olan enerji, haberleşme ve içecek sektörlerine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca şirketleri yakın mercek altına almaya ve şirket spesifik beklenti ve gelişmeleri takip etmeye özen gösteriyoruz.
Faiz Ne Zaman Düşer?
Azalan gösterge faiz oranlarının kredi faiz oranlarına yansıyacağı ortam oluşmadığı sürece, bono faiz oranlarındaki azalışın kalıcı olmayacağını tahmin ediyoruz. Bir diğer ifadeyle artan risk faktörü, bono faiz oranlarında artan volatiliteyi beraberinde getirecek.
Dolar / YTL KuruEuro/dolar paritesine yönelik beklentimiz ise faiz farkının Euro lehine olmasına rağmen Euro lehine hareketin yılın ilk çeyreğinde öne çıkması yönünde. Söz konusu beklentimizin dayanağı ise yılın ilk çeyreğinden sonra ABD’nin en kötüyü görmüş ancak AB bölgesinde en kötünün gerçekleşmemiş olma ihtimali. Bu doğrultuda yılın ilk çeyreğinin ikinci yarısından itibaren doların, YTL karşısında değer kaybetme olasılığının yüksek olduğunu düşünüyoruz. Mevcut veriler, bilgi ve beklentiler ışığında 2009 yılına ait beklentilerimiz bu yönde.
“IMF Anlaşması Kurda Baskıyı Azaltır”
Cenk Türeli/Yapı Kredi Portföy Yönetimi Direktörü
Elif Altuğ/Hisse Senetleri ve Karma Fonlar Bölümü Başkanı
Elif Altuğ, ekonomilerin genelini etkileyen krizden yurtiçi piyasaların ayrışmayacağı görüşünde. Bu nedenle Yapı Kredi Yatırım A Karma Fonu’nu korumacı ve konservatif bir strateji ile yönettiler. Yine hisse seçiminde likit, nispeten nakit sıkıntısı çekmeyen, kredi ihtiyacı düşük veya talep daralmasını hızlı etkilemeyecek perakende, telekom gibi sektörleri tercih ettiler.
Toparlanma İkinci Yarıda Düzelmeye ilişkin beklentilerin artması için, istihdamın da dengelenmesi ve tüketim eğiliminde artış olması gerekiyor. ABD’nin yeni Başkanı Obama’nın taslağını paylaştığı, ekonomiyi canlandırmaya yönelik ekonomik pakette bu konulara yer verilmesi nedeniyle, 2009’un ikinci yarısında ABD piyasalarında ekonomik canlanma tekrar başlayabilir. Bu durum, gerekli önlemleri alan küresel piyasalarda da etkisini hissettirecek. Volatil ve değişken bu ortamda yatırımcılar, kendi risk seviyelerini iyi belirlemeli. Yurtiçi ve küresel gelişmeleri yakından takip etmeliler. Yatırımcıların risk algılamalarına, öngörülerine ve hedeflerine paralel yatırım fonlarından bir fon kompozisyon yapmalarında fayda var.
Doğru Hisse Seçimi Önemli
Performansların ayrışacağı bir döneme giriyoruz. Krizi daha az hasarla atlatan şirketlerin rekabet avantajı sağlayacağı, konservatif yatırım stratejisi izleyenlerin finansal gelir yaratabileceği, ekonomik durgunluk dönemlerinde her zaman talebi olan ürünleri bulunan şirketlerin, kârlılığa devam edebileceği bir ortam olacak. Bu nedenle doğru hisse seçiminin önemi artıyor. Net nakit pozisyonu yüksek olan, düşük betalı, temettü verimi sağlayacak, büyümeden az etkilenen, likit ve yeni Türk Ticaret Kanunu’ndaki değişiklikler sonrası kendi hisselerine yatırım yapabilecek şirketler ilgi çekecek.
Kur ve Faizdeki Baskı Azalır
Düşük risk iştahı, belirli bir süre daha devam eder. Son dönemde FED faizlerinin sıfıra yakın olması nedeniyle daha önce alınan nemaları bulamayan carry-trade pozisyonlarının risk almayarak Japon Yeni’ne döndüğüne tanık olduk.
Merkez bankaları müdahale etmedikçe dolar-Yen paritesinin bu seviyelerde devam edeceğini tahmin ediyoruz. Son dönemde, aynı durum Euro-dolar paritesinde de gözlendi. FED faizlerinin bu seviyelerde kalması beklenen, Avrupa Merkez Bankası’nın olası faiz indirimlerinde ibre tekrar dolar yönüne dönebilir. Yurtiçinde ise Merkez Bankası, bir süre daha faizleri indirir. Bu durum, kısa ve orta vadeli kıymetlerde faizi aşağı çekerken kur sepetinde yukarı yönlü bir baskı oluşturur. IMF anlaşması ise kur üzerindeki baskıyı azaltır.
“Borsa Büyeme Verilerine Endeksli”
Vildan Özgül/ING Portföy Yönetimi SGMK Grup Müdürü
ING Bank Yabancı Menkul Kıymet Fonu, YTL yatırımlarına alternatif olarak yatırımlarını çeşitlendirmek, ağırlıklı olarak dolar/YTL kurundaki hareketleri yakalamak isteyen yatırımcı kitlesini hedefliyor. Portföyün yüzde 51’i devamlı yabancı menkul kıymetlerde tutuluyor. 2008’de kurlardaki hareketlilik ve doğru strateji, fonun başarısını açıklıyor. Fonu yöneten Vildan Özgül 2009 yılıyla ilgili şu öngörülerde bulunuyor:
IMF Anlaşması Önemli
Likidite kolaylığı ve düşük faizle izlenen gevşek para politikalarının, global piyasalarda olumlu etkisi olacak. Ancak, sistemdeki açığın ilk yapılan tahminleri misliyle aşması, paketlerin sorgulanmasına neden oluyor. Global kredi piyasalarında daralma ve resesyon etkileri 2009’da da sürecek.
Finansal piyasalara olan sermaye akışı olumsuz etkilenmeye devam edecek. Gelişmekte olan ülkeler içinde, cari açık ve özel sektör borçluluğuyla dikkat çeken Türkiye’nin dış finansmana duyduğu ihtiyaç, risk algılamasını artırıyor.
2009 yılında, düşen emtia fiyatlarının ithalat maliyetinde düşüşle cari açıkta bir düzeltme yaratması bekleniyor. IMF ile yapılacak önden ödemeli bir stand-by anlaşmasının borç çevirme oranları üzerinde, doğrudan yatırım ve portföy yatırımlarında olumlu etkisi olması beklenebilir.
Tahvil-Bonoda Temkinli Olun
Olumu senaryomuzun temelinde; önlem paketlerinin işe yaraması, global krizin derinleşmemesi, IMF ile piyasaların arzuladığı içerikte bir anlaşma yapması varsayımları var. Bu durumda gösterge faizde daha önce test edilen yüzde 13 seviyeleri görülebilir. Ancak faizlerin kasım ayı sonundan bu yana önemli ölçüde düştüğünü göz ardı etmemek gerekiyor. MB’nin şu ana kadar hızlı bir biçimde gerçekleştirdiği indirimler, daha temkinli adımlarla devam eder. Ancak global kredi krizi sürer ve resesyon derinleşirse MB, faiz indirimlerine ara verebilir.
Piyasaların olumsuza dönmesi durumunda gösterge faizde yüzde 22-24 bileşik seviyeleri yeniden görülür. Bu nedenle yatırımcılar, gelinen bu seviyelerde tahvil ve bono yatırımlarında bir süre daha temkinli olmalı.
Döviz Durağan Seyrediyor
Ayrıca bu durum YTL’nin eskisi kadar cazip olmaması sonucunu doğuracağından, olumlu senaryo dahilinde bile YTL’nin 1 dolar+1 EURO’dan oluşan döviz sepeti karşısında çok fazla değer kazanmayacağını tahmin ediyoruz. Gelişmelere göre YTL’nin döviz sepeti bazında 3,20-4,60 seviyeleri arasında dalgalanacağını öngörüyoruz.
İMKB’de 16 Bin Mümkün mü?
İMKB, finansal kriz etkilerinin reel sektöre yansımalarıyla yön bulmaya çalışacak. Resesyon döneminde yukarı yönlü hareketler sınırlı kalır. 2009’un sonlarına doğru büyümedeki işaretlere göre kalıcı bir hareketten bahsetmek mümkün olabilir. İMKB 100 için olumlu gelişmelerle 36.000, olumsuz seyrin devamı ile de 16.000 seviyeleri test edilebilir.
“Kısa Vadeli Pozisyonlara Ağırlık Vermek Faydalı”
Garanti Portföy Kıdemli Portföy Yöneticisi Seniha Berk
Garanti Bankası B Tipi Yabancı Menkul Kıymet Fonu’nun portföyünün yüzde 80’i yabancı kamu ya da özel sektör borçlanma araçlarından oluşuyor. Portföye alınacak derecelendirilmiş yabancı borçlanma araçlarının likidite, vade faiz ve geri ödeme riskleri göz önünde bulunduruluyor. Fonu yönetmedeki başarısıyla dikkat çeken Seniha Berk, 2009 için şu değerlendirmelerde bulunuyor:
Hedge Fonlara Dikkat
Ocak ayında yurtiçinde IMF anlaşması beklenecek. Yurtdışında ilave paket ve önlemler nedeniyle Obama’nın göreve başlama tarihi olan 20 Ocak’ a kadar piyasalardaki olumlu hava korunabilir. Ancak, daha sonra hedge fonlardan gelebilecek çıkış emirleri nedeniyle yurtdışı ve yurtiçi piyasalarda tedirginlik artar ve sert satışlar gözlenebilir. Merkez bankalarının uyguladığı düşük faizli büyüme odaklı para politikalarının etkilerini yılın son çeyreğinde görmeye başlarız.
Faizler Düşecek mi?
Daralma dönemine giren global ekonomiyi canlandırmak için birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankası, faiz indirimlerine gitti. MB de üst üste son iki toplantısında sürpriz yaparak gecelik faizleri toplamda 175 baz puan indirdi. Ekonomik verilerin içerideki daralmanın derinleştiğine işaret ediyor olması ve iç ve dış talepteki yavaşlama, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş, enflasyon üzerindeki baskıyı kaldırıyor. Bu nedenle faiz indirmelerinin 2009’da devam etmesini bekliyoruz.
MB’nin İşi Kolaylaşacak
Dünyada merkez bankalarının büyüme odaklı para politikalarını benimsemeleri ve bu amaç doğrultusunda piyasalara ihtiyaçları olan likiditeyi sağlayacaklarını belirtmeleri, MB’nin de faiz indirimleri konusunda işini kolaylaştıracak. Yüzde 15 olan politika faiz oranının 2009'da yüzde 13,5’e çekileceğini ve faiz indirimlerinin 2009’un ilk yarısında yoğunlaşacağını öngörüyoruz. Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam edeceği beklentisiyle tahvil ve bono piyasasında 2009’da faizlerdeki aşağı yönlü seyrin devam etmesini bekliyoruz.
Döviz Baskı Altında
Kurlar üzerinde baskı artabilir. Çünkü global olarak risk iştahı değişmedikçe, gelişmekte olan ülkelere para girişi sınırlı kalıyor. Yüksek döviz borcuna sahip reel sektör, küresel kriz ortamında borçlarını çevirmekte zorlanabiliyor. Bu durum da cari açığın daralmaya devam etmesi durumunda bile finansmanla ilgili endişeleri artırıyor. Ancak IMF ile 20 milyar dolar ve üzeri anlaşmaya varılmasıyla bu baskı sınırlı kalır.
Sinyalleri Beklemek Gerek
İçinde bulunduğumuz kriz ortamı, durmak bilmeden değişen gündem ve 2008’de de çok sık tanık olduğumuz fiyatların ani ve sert hareketleri nedeniyle finansal piyasaların seyri hakkında uzun vadeli tahmin yapmak zorlaşıyor. Bu nedenle kısa vadeli pozisyonlara ağırlık verilmeli. Faiz indirimlerinin 2009 da devam ediyor olmasıyla birlikte yatırımcıların bono tahvil yatırımı yapmaları mantıklı. Hisse senedi yatırımcılarına tavsiyemiz ise daha sabırlı olmaları ve faiz indirimlerinin ardından global ekonomideki iyileşme sinyallerini beklemeleri yönünde. Yatırımcılara bireysel olarak hisse senedi almak yerine kendi risk tercihlerine uygun yatırım fonlarına yatırım yapmalarını öneriyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?