Turizmde yeni hareket

GSMH’nin yaklaşık yüzde 9’unu turizm gelirleri oluşturuyor.

1.09.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Turizmde yeni hareket
Sürdürülebilir turizm kavramını son yıllarda daha fazla duymaya başladık. Uzmanlara göre bu yeni yaklaşım, kitle turizminin yarattığı olumsuzluklara karşı bir çıkış yolu olacak. Çünkü bu yaklaşım, turistten tur operatörüne, yerel halktan devlete kadar ilgili tüm paydaşlara sorumluluk yüklüyor. Buna göre, çevrenin, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin korunduğu; eşitlik, toplumsal refah, ekonomik kalkınma gibi temel hedeflerin öncelikli olduğu bir turizm yaklaşımı öne çıkıyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) rakamlarına göre global GSMH’nin yaklaşık yüzde 9’unu turizm gelirleri oluşturuyor. Toplam ihracat gelirleri içinde turizmin payı yüzde 6, hizmet sektörü ihracatındaki payı ise yaklaşık üçte bir. Sektörün yarattığı gelir, 1 trilyon 300 milyar dolar düzeyinde. 1950 yılında uluslararası seyahat eden turistlerin sayısı 25 milyon civarındaydı, 2012 yılında ise ilk kez bu sayı 1 milyar barajını aştı. 2030’da bu rakamın 1 milyar 800 milyon kişiye ulaşacağı öngörülüyor.

Dış turizmdeki bu müthiş büyümeye iç turizm de aynı canlılıkla eşlik ediyor ve bugün dünyada 5 milyarın üzerinde yerli turist sektörün sürekli büyümesini körüklüyor. Ekonomik çalkantılar, bölgesel çatışmalar, deprem, kasırga gibi doğal felaketlerle sektör zaman zaman şoka girse de yıllardır büyümeye devam eden turizm sektörünün geleceği de parlak görünüyor. Ancak bu kadar devasa rakamları barındıran turizm, yarattığı gelir ve işgücü kapasitesiyle ekonomiye müthiş faydalar sağlarken yüklü bir fatura da sunuyor. Bir başka deyişle turizmin ciddi yan etkileri de bulunuyor. Hem havayolu hem de karayolu seyahatlerinin yarattığı devasa karbon ayak izleri, yerel eko-sistemleri tahrip ederken global iklim değişikliğini de olumsuz yönde etkiliyor. Su kaynaklarının azalması, temiz suya erişim, atıkların imhası, altyapı sorunları gibi birçok sorun turizm sektörünün geleceğini tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor.

Turizm sektörü doğa, tarih, kültür, insan gibi can damarları olan kaynakları korumak, tüm bunların yarınını da
garanti almak zorunda. İşte bu kaygı ve farkındalık paralelinde, sürdürülebilir turizm giderek daha çok önem kazanıyor. Yeşil tüketici hareketi, turistlerin özgünlük, sahicilik arayışı gibi trendler de sürdürülebilir turizm yaklaşımının yayılmasını teşvik ediyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM
Birçok sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de sık sık telaffuz edilmeye başlanan sürdürülebilirlik neyi ifade ediyor? Bazı tanımlamalarda eko turizm, toplum bazlı turizm, yeşil turizm ya da kırsal turizm gibi kavramlar sürdürülebilir turizm örnekleri olarak sunulmasına karşın bu kavramlar sürdürülebilir turizmin sadece bazı alt bileşenleri...~
Sürdürülebilir turizm yaklaşımı, turistinden tur operatörüne, yerel halktan devlete kadar ilgili tüm paydaşların sorumluluk üstlendiği, çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik kavramlarını içeren bir anlayış. Buna göre, insanın etkileşim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin bozulmadan veya değiştirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin devam ettirildiği bir turizm anlayışı öne çıkıyor. Aynı zamanda tüm kaynakların, ziyaret edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve toplumsal gereksinmelerini doyuracak şekilde ve gelecek kuşakların da aynı gereksinmelerini karşılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir yaklaşım.

Önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir turizm uygulamalarının gelişerek, turizmin toplum ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, diğer yandan turizmin yerel ekonomiye, doğal ve kültürel mirasın korunmasına, ev sahipleriyle ziyaretçilerin yaşam kalitelerinin artmasına etki etmesi bekleniyor.

REKABET GÜCÜ
Sürdürülebilir turizm yalnızca çevreci bir anlayışın yansıması değil ve ana hedefleri arasında ekonomik sürdürülebilirlik de bulunuyor. Ekonomik, insani, doğal ve kültürel kaynakların sürdürülebilirliği ülke, sektör ve şirket bazında uzun vadeli rekabet gücünü artırıyor. Sürdürülebilirlik konusunda avantaja sahip ülke veya şirketler, daha kaliteli ürün ve hizmetleri hedef pazarlara daha kolaylıkla ulaştırabiliyor. Bu konuda geriden gelen ülke ise kalite düşüşünün yanı sıra artan çevresel baskılar ve kamuoyu tepkisi gibi ciddi risklere maruz kalıyor.

TÜRKİYE’NİN YERİ
Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Küresel Rekabetçilik Endeksini turizm sektörüne de uyarlıyor ve sonuçlarını
yıllık hazırlanan “Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Raporu”nda ortaya koyuyor. Bu endeksle aynı zamanda ülkelerde turizm sektörünün gelişimine yönelik politikaların etkilerinin ölçülmesi amaçlanıyor. Bu rapora göre 2008 yılında 54’üncü sırada yer alan Türkiye, 2013 raporunda 140 ülke arasında 46’ncı sıraya yükseldi. Türkiye istikrarlı bir şekilde listenin orta sıralarına doğru ilerliyor, ancak sürdürülebilirlikle ilgili alt başlıkların çoğunda Türkiye rakiplerinin gerisinde kalıyor. Örneğin çevresel sürdürülebilirlik kriterine göre Türkiye 95’inci sırada bulunuyor. Bu durum Türk turizm sektörünün gelecekte rekabetçiliğini sürdürmesi açısından zorluk yaşabileceğine işaret ediyor.

KARADAĞ NASIL ÖNE ÇIKTI?
Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı turizm sektöründe rekabetçilik raporlarından çıkan çarpıcı örneklerden biri, kendisini son yıllarda “ekolojik devlet” olarak tanımlayan ve bu stratejiyle beraber ülke turizmini canlandırmayı hedefleyen Karadağ’ın 2008-2013 arasında 59’uncu sıradan 40’ıncı sıraya yükselmeyi başarması.~
Bu sıçramanın temel nedenlerinden biri Karadağ’ın “çevresel sürdürülebilirlik” kategorisinde kat ettiği müthiş mesafe. 2008’de çevresel sürdürülebilirlik alt bileşeninde 105’inci sırada yer alan Karadağ’ın, 2013’te bu kategoride 33’üncü sıraya yükselmesi, turizmde küresel rekabetçiliğinin artmasında çok önemli rol oynadı. Sürdürülebilir turizm anlayışını benimseyen Karadağ böylelikle turizmdeki geleceğini de garanti altına alıyor. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi önümüzdeki 10 yıl içinde Karadağ’ın turizmde en hızlı büyüyen ülke olacağını öngörüyor.

12 temel hedef
EKONOMİK SÜREKLİLİK

Turizm güzergahlarının ve girişimlerinin başarılarını sürdürebilmeleri ve uzun vadede fayda sağlamaya devam edebilmeleri için bunların uygulanabilirliğini ve rekabet edebilirliğini sağlamak.
YEREL KALKINMA
Ziyaretçilerin yerelde harcama oranını çoğaltarak turizmin ev sahibi destinasyona katkısını artırmak.
İSTİHDAM KALİTESİ
Irk, cinsiyet, engellilik gibi konularda ayrımcılık yapılmaksızın, ücret ve hizmet kalitesinin iyileştirilerek turizmle yaratılan yerel istihdamın sayısını ve kalitesini artırmak.
SOSYAL EŞİTLİK
Turizm faaliyetlerinden elde edilen ekonomik ve sosyal faydaların genele yaygın ve adil bir biçimde dağıtılmasına çalışmak, yoksul kesime sağlanan fırsatları, gelir ve hizmetleri iyileştirmek.
ZİYARETÇİ MEMNUNİYETİ
Irk, cinsiyet, engellilik hali veya başka bir ayrımcılık yapılmaksızın, ziyaretçilere güvenli, tatmin edici bir deneyim sunmak.
YEREL KONTROL
Turizmin diğer paydaşlarıyla etkileşim içinde olarak planlama, yönetim ve bölgede turizmin gelişimi gibi konularda yerel halkı güçlendirmek ve süreçlere dahil etmek.
TOPLUMSAL REFAH
Sosyal bozulma ve istismara yol açmadan yerel halkın sosyal yapı ve kaynaklara, imkanlara ve yaşam destek sistemlerine erişimlerini sağlayarak, yaşam kalitelerini korumak ve iyileştirmek.
KÜLTÜREL ZENGİNLİK
Tarihi mirasa, özgün kültüre, geleneklere ve ev sahibi toplumların ayırt edici özelliklerine saygı duymak ve bunların değerlerini artırmak.~
FİZİKİ BÜTÜNLÜK
Kentsel ve kırsal alanların kalitesini muhafaza etmek, iyileştirmek ve çevrenin fiziki ve görsel açıdan bozulmasını önlemek.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
Doğal alanların, yaşam alanlarının ve vahşi yaşamın korunmasını desteklemek ve bunlara verilen zararı asgari düzeye indirmek.
KAYNAKLARI VERİMLİ KULLANMA
Turizm tesislerinin ve hizmetlerinin gelişimi ve işletiminde, kısıtlı ve yenilenmeyen kaynakların, örneğin temiz su gibi kaynakların kullanımını asgari düzeye indirmek.
ÇEVRE TEMİZLİĞİ
Turizm işletmeleri ve ziyaretçilerden kaynaklanan hava, su ve toprak kirliliğini ve atık üretimini azaltmak. Kaynak: UNEP and WTO, Making Tourism More Sustainable: A Guideline for Policy Makers, 2005 .

Dünyadan örnek uygulamalar
CALVIA NASIL DÖNÜŞTÜ?

İspanya'nın Majorka Adası'nda yer alan Calvia isimli resort bölgesinde, kitle turizmi nedeniyle ortaya çıkan aşırı yapılaşma ve çevrenin yok olmaya başlamasıyla birlikte 1990'lı yıllarda radikal değişim için adımlar atıldı. Calvia, 1997'de bir toplantıya ev sahipliği yaparak Akdeniz coğrafyasında turizm ve sürdürülebilir kalkınma için bir deklarasyonun yayımlanmasına da aracılık etti. 10 temel stratejik hareket planı geliştirilerek uygulamaya kondu. Öncelikle eskiyen tesislerin büyük bir kısmının yıkımına gidildi. Küçük ölçekli yeni tesisler yapıldı, korumaya dönük yeni yeşil alanlar yaratıldı.

Bu yöndeki çalışmalarla birlikte şehrin turistler arasındaki imajını geliştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için kamuoyu farkındalığı oluşturuldu ve çeşitli pazarlama faaliyetleri yürütüldü. http://www.calvia.com/web/plantilles/jstl/Calvia/plt/principaLEng.plt?KPAGINA=21&KI

DIOMA=3
CONWY KÜLTÜR PROJESİ

Galler'de yer alan ve sahip olduğu tarihi değeriyle UNESCO tarafından kültürel miras listesine alınan Conwy şehri, turizm hareketlerini daha sürdürülebilir hale getirmek için örnek bir projeye imza attı. Daha önce kalabalık bir sanayi şehri olan Conwy, dar sokakları, hava ve gürültü kirliliği nedeniyle sıkıntılar yaşıyordu. 1990'lı yılların başında, bir grup temsilci bir araya gelerek uzun dönemli bir proje geliştirdiler. Başlangıçta yerel halk sıcak bakmasa da izleyen dönemlerde halka yönelik yoğun bilgilendirme faaliyetleri sonucu direnç ortadan kalktı. Gerçekleştirilen faaliyetler arasında, tarihi ve dini mekanların restorasyonu, kaldırımların genişletilmesi, bazı bina ve caddelerin aydınlatma kalitesinin yükseltilmesi, küçük ölçekli konaklama ve hediyelik eşya şirketlerinin teşvik edilmesi yer aldı.

ST. HELENA KADIN GRUBU
St. Helena Kadın Grubu, sepet örme işiyle uğraşan kadınların bir araya geldiği bir oluşum. Daha önce evlerinde tek tek sepet örme işiyle uğraşan kadınlar, Kadın İlişkileri Bürosu'nun önderliğinde bir araya gelerek çok daha geniş bir segmente dönük ürünler yapmaya başladı.~
Bu oluşum, yapılan pazarlama çalışmalarıyla birlikte hediyelik eşya türünde üretilen sepetler için pazar yaratılmasına önemli katkıda bulundu ve başarılı çalışmalarıyla ulusal turizm ödülü almaya hak kazandı. Çiftçiliğin yaygın olduğu bölgede, bu tür bir üretim kadınlar için ek gelir kapısı yaratarak ekonomik ve sosyal anlamda gelişimlerine de katkıda bulunuyor. http://www.onecaribbean.org/content/files/GoodPracticesCBTUK.pdf

Ortak noktaları “çevre”
ÇEVREYİ KUCAKLA

"Çevreyi kucakla, halkı güçlendir" vizyonuyla yola çıkan Banyan Tree Hotels&Rezorts, kendisine 3 ana strateji belirledi: Çevre uygulamalarında etkinliğin artırılması, biyolojik çeşitliliğin ve doğal mirasın korunması ve yerel halkın kendi yörelerinde sosyal ve ekonomik bakımdan güçlendirilmesi. Bu stratejiler, 27 ülkede faaliyet gösteren bütün üye işletmelerde uygulanıyor. Bu tür uygulamalar sonucunda Banyan Tree, 2012 yılında Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi tarafından verilen ve sürdürülebilir turizm konusundaki örnek modellerin kamuoyu ile paylaşılmasını amaçlayan "Tourism for Tomorrow 2012" ödülünü aldı. http://www.wttc.org/tourismfortomorrow

KALKINMA GİRİŞİMİ
Sürdürülebilir Kalkınma Girişimi kapsamında, Mısır'ın kuzeyinde yer alan Siwa yerleşiminde faaliyete başlayan Sürdürülebilir Kalite Girişimi(EQI), yerel halk ve diğer girişimcilerle yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıkan eko-turizm aktiviteleri, organik tarım ürünleri ve kadın sanat girişimi gibi turizm, tarım ve toplum odaklı çalışmaları desteklemek üzere oluşturuldu. Siwa Sürdürülebilir Kalite Girişimi, yerleşimin eşsiz kültürel mirasını yeniden değerleme ve hassas çevresel kaynaklarla uyumlu ekonomik kalkınmayı teşvik eden ticari girişimleri tasarlıyor ve uygulamaya geçiriyor. Başarılı olan girişimciler ödüllendiriliyor. http://www.eqi.com.eg/index.php?activemenu=Project%20Showcase&screenid=11
DEĞER YARATACAK
"Planet 21 Sürdürülebilir Kalkınma Programı" adında bir projeyle yola çıkan Accor Otelcilik Grubu, tüm paydaşları tarafından paylaşılacak bir "değerin" yaratılmasını amaçlıyor. Sürdürülebilir turizm uygulamaları çerçevesinde, hem grubun kendisinin hem marka değerinin hem de ortaklarının rekabet üstünlüğü elde etmesini amaçlayan bu program, ölçülebilir hedeflerle desteklenen 21 adet sorumluluk alanıyla yapılandırılmış ve bütün tesislerin 2015 yılına kadar bu hedeflere ulaşmaları bekleniyor. Planet 21 stratejisi ile Accor Otelcilik Grubu, vizyonunu "sürdürülebilir konukseverlik ya da otelcilik" olarak belirledi. http://www.accor.com/en/sustainable-development.html

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz