Zorlu enerji grubu enerjinin her alanda faaliyet gösteren ender şirketlerden biri grubun enerjide önemli hedefleri var
Son dönemde enerji alanında hem yatırımlar artıyor hem de sektöre yeni oyuncular giriyor. Zorlu Enerji Elektrik Üretim Genel Müdürü Arif Özozan'a göre 2009'un ikinci yarısından itibaren piyasalar canlandı. Yatırımcı da daha cesur hareket etmeye başladı. Ancak Özozan'a göre dönem olarak da finansman konusunda yatırımcının teşvik edilmesi bu tabloyu yarattı. Fakat Özozan'ın ifadesiyle sektörde başlayan olumlu hareketlenmeyle birlikte hız kazanan rekabet artışı, özellikle 2011'de şirketler arası birleşme ve satın almaların uluslararası enerji sektörüne damgasını vuracağına işaret ediyor. Özozan'ın öngörülerine göre bu birleşmelerin yaklaşık üçte biri ise gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşecek. Yani ülkemizde de bu eğilim hız kazanacak. Enerji sektöründe sadece ulusal değil aynı zamanda bölgesel bir oyuncu olmak için çalıştıklarını da belirten Özozan, yenilenebilir enerji alanındaki projeleri artıracaklarını söylüyor. Özozan, ayrıca Zorlu Enerji'nin 738 MW kurulu gücünü yaklaşık dört kat büyüterek önümüzdeki beş yılda toplam 3000 MW'ye ulaştırmayı, yatırımlarını da 2 milyar doların üzerine çıkarmayı hedeflediğini belirtiyor. Zorlu Enerji Elektrik Üretim Genel Müdürü Arif Özozan'ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Bugün Zorlu Enerji Grubu, ne kadarlık bir hacme ve güce ulaştı?
- Zorlu Enerji Grubu, Türkiye'de faaliyet gösteren 5 santralinde 738 MW kurulu güce ulaşıyor. 2 milyar kWh'e ulaşan elektrik üretimiyle enerji sektörünün önde gelen oyuncularından biri. Türkiye'nin yanı sıra Asya, Avrupa ve Ortadoğu'da da yatırımlarımız bulunuyor. Sadece ulusal değil aynı zamanda bölgesel bir yatırımcı olarak kaynak ve hizmet çeşitliliğiyle önemli bir rekabet avantajına sahip olduğumuz düşünüyoruz. Bugüne kadar yapmış olduğumuz ulusal ve uluslararası enerji yatırımlarının toplamı ise yaklaşık 2 milyar dolara ulaşıyor.
Bugün enerji iş portföyünde nasıl işler ve projeler var?
- Grubumuzun, Türkiye'nin birçok bölgesine yayılmış dört doğalgaz, yedi hidrolik, bir jeotermal, bir rüzgar ve bir motorin santrali bulunuyor.
Kendinizi sektörde nasıl konumlandırıyorsunuz?
- Enerji üretiminin her halkasında yer alan ve anahtar teslimi hizmet veren bir yapıya sahibiz. Bunun sonucu olarak elektrik üretiminin yanı sıra elektrik, buhar ve doğalgaz satışı, santral kurulumu, enerji tesislerinin işletilmesi ve doğalgaz dağıtımı hizmeti vererek sektörümüzde enerjinin her alanında faaliyet gösteren tek firma olma özelliğini taşıyoruz. Hizmet ve kaynak çeşitliliği grubumuza enerji sektöründe farklı bir yer sağlıyor.
Yenilenebilir enerjide de yatırımlarınız var. Gelecekte buna ağırlık verecek misiniz?
- Son yıllarda, dünyada nüfus artışıyla refah ve gelişmişlik düzeyindeki yükselişe paralel artan enerji talebi, iklim değişikliğine karşı güçlenen duyarlılık ve tükenmekte olan fosil yakıtlara bağımlılığın devam edecek olmasına ilişkin öngörüler, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını gündeme getirdi. Biz de dünyadaki bu değişimle birlikte yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla büyüme stratejisini benimsedik ve yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık verdik.
Yenilenebilir enerji üretiminde hangi alanlarda varsınız?
- Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla büyüme stratejimizin önemli bir adımı olarak 2010 Haziran ayında, 135 MW kurulu gücü ile şu an Türkiye'nin faaliyetteki en büyük rüzgar santrali olan Gökçedağ Rüzgar Santrali'ni devreye aldık. Bölgedeki RES yatırımlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz. Gökçedağ'ın yanı sıra Sarıtepe ve Demirciler'de sırasıyla 50 MW ve 60 MW'lik iki rüzgar santrali lisansına sahip olan Rotor Elektrik Üretim, bu santrallerin de devreye girmesi ile Osmaniye'de toplam 245 MW kurulu güce ulaşacak. ~
Türkiye'nin özellikle son dönemde gündemine aldığı jeotermal, önemli yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alıyor. Biz de bu alandaki çalışmalarımıza, Denizli-Kızıldere, Kütahya-Simav ve Manisa- Alaşehir'deki jeotermal sahalarında devam ediyoruz. ADÜAŞ ihalesi ile devraldığımız Denizli'deki Kızıldere jeotermal sahamızda 75 MW kurulu güce ulaşmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Alaşehir de ise 30 MW'lık bir santral yatırımının değerlendirmelerini yapıyoruz. Dalaman Çayı üzerinde devam eden hidrolik projelerimizde ÇED süreci tamamlandı. 124 MW kapasiteli Sami Soydam ve 80 MW kapasiteli Narlı santralleri için finansman ve yatırım öncesi hazırlık çalışmaları devam ediyor. Elektrik üretiminin yanı sıra Trakya ve Gaziantep bölgelerinde doğalgaz dağıtımı çalışmaları yürütüyoruz. Türkiye'nin yanı sıra Avrupa, Asya ve Ortadoğu'da enerji talebinin ve özelleştirme çalışmalarının hızla arttığı pazarlarda fırsatları değerlendiriyor ve bölgesel bir güç konumuna gelme amacı ile çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. Rusya, Pakistan ve İsrail'de yürütülen projeler, Zorlu Enerji Grubu'nun bu hedefine yönelik gerçekleştirdiği önemli atılımlar arasında yer alıyor.
Enerjide nasıl bir gelecek stratejisi yaptınız? Bu stratejinin çerçevesini çizer misiniz?
- Zorlu Enerji Grubu olarak yurtiçinde ve yurtdışında yürüttüğümüz projelerle önümüzdeki beş yılda toplam 3000 MW kurulu güce ulaşmayı hedefliyoruz. Enerji sektöründe sadece ulusal değil aynı zamanda bölgesel bir oyuncu olmak için çalışıyoruz. Ayrıca yenilenebilir enerji alanındaki projelerimizi artırarak, portföyümüzdeki yenilenebilir enerji yatırımlarının oranını yükseltmeye hazırlanıyoruz. Toplam yatırım tutarımızı ise 2 milyar doların üzerinde öngörüyoruz.
Enerji alanında nasıl bir potansiyel görüyorsunuz?
- Uluslararası Enerji Ajansı'nın tahminleri, mevcut enerji politikaları ve enerji arzının devam etmesi durumunda dünya birincil enerji talebinin 2008-2035 arasındaki dönemde yüzde 36 oranında artacağını söylüyor.Ülkemizde ise kalkınma hızımızla paralel olarak ciddi bir enerji ihtiyacı artışıyla karşı karşıyayız. Türkiye'de son 30 yılın değerlendirmesi yapıldığında, yılda ortalama yüzde 5 civarında bir büyüme görüyoruz. Aynı dönemde elektrik ihtiyacımızda da yılda ortalama yüzde 7'lik bir artış yaşanmış.Türkiye aynı zamanda dünyada, 2000 yılından bu yana elektrik ve doğalgaz talepleri konusunda Çin'den sonra en fazla talep artışına sahip ikinci büyük ekonomi konumundadır. Buna rağmen kişi başına enerji tüketimimiz dünyada 69'uncu Avrupa'da ise sonuncu sırada. Tüm bu göstergeler enerji arzında, kaynak, teknoloji ve altyapı alanında çeşitliliğe gitmenin büyük önem kazandığını ortaya koyuyor. Bu doğrultuda ülkemizin dışa bağımlılığının en aza indirilmesi amacıyla son yıllarda petrol ve doğalgaz kaynaklarına yönelik yurtiçi ve yurtdışı arama faaliyetleri yoğunluk kazandı. Ülkemizde yatırımların hız kazandığı bir başka alan ise yenilenebilir ve yerli enerji kaynak kullanımıdır. Bugün Türkiye'de özel sektör de ağırlıklı olarak yatırımlarını, tüm dünya genelinde olduğu gibi bu alana kaydırıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?