Otomobilde Büyük Göç

Türkiye’de otomobilde ikinci el piyasası yıllardır hareketli... Son yıllarda ise büyük oyuncular da bu pazara girmeye başladı. Bu ilgide, bir otomobilin neredeyse 30 yaşına kadar kullanılması ve 7-...

1.01.2003 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Türkiye’de otomobilde ikinci el piyasası yıllardır hareketli... Son yıllarda ise büyük oyuncular da bu pazara girmeye başladı. Bu ilgide, bir otomobilin neredeyse 30 yaşına kadar kullanılması ve 7-8 defa el değiştirmesi etkili oluyor. Ancak, en büyük etkiyi, Anadolu’dan gelen talep, yani otomobil göçü yapıyor. “Asfalt otomobili” ve büyük kent plakası sahibi olmak isteyenlerin “statü” amaçlı alımları, göç eden araç sayısını artırıyor.  
 
Türkiye’de otomotiv sektörünü yeni araç satışları ayakta tutuyor. Ancak, otomotiv endüstrisini yeni araçlar kadar “ikinci el” pazarı da etkiliyor. Bu piyasadaki hareketlilik yeni otomobil alımlarına yansıyor, satışları artırıyor. Kullanılmış araç pazarında ise otomobiller toplam içinde önemli bir paya sahip.  
 
Sağlıklı bir ekonomide, kullanılmış otomobilin hacmi yeni araç satışlarının 4 katına denk düşüyor. Ancak, Türkiye gibi ekonomisi istikrarsız olan ülkelerde kullanılmış otomobil piyasası daha düşük hacimlerde seyrediyor. Türkiye’de bu pazarın hacmi 190 bin adet civarında. Bu rakam ekonominin durumuna göre düşüyor veya yükseliyor.  
 
Honda’nın verilerine göre, 2002 Ağustos sonu itibariyle 175 bin kullanılmış otomobil satıldı. Bu yılın ilk 8 ayında 50 bin yeni binek aracın satıldığını düşünürsek ikinci elin yeni pazara oranla 3 kat büyük olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’de ikinci el oto pazarı her yıl büyüyor ve gelişiyor. Doğuş Holding, Borusan Holding gibi büyük grupların bu alana girmesi de yükselişi doğruluyor. Renault, Tofaş gibi otomobil üreticisi şirketler de ikinci el pazarına yönelik operasyonlarını genişletiyor.  
 
Bu piyasadaki hareketlilikte ise “otomobil göçünün” çok önemli bir payı bulunuyor. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol illerin plakasıyla karşılaşabilirsiniz. Çünkü, tüketici ikinci el otomobil almak için ülkenin dört bir yanını kullanabiliyor.  
 
Göçten gelen sinyaller  
 
“Göç” otomotiv endüstrisini yakından ilgilendiriyor. Başta “ikinci el” piyasa olmak üzere, sektör oyuncularına nakil araçlar önemli mesajlar veriyor. Nakil rakamları incelendiğinde, Türkiye’deki otomobil hareketiyle ilgili olarak fikir elde edilebiliyor.  
 
Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), il bazında “otomobil göçünü” takip ediyor. Dolayısıyla, hangi ilin ikinci eli ne oranda tercih ettiği, hangi ilin yeni otomobile ilgisinin yüksek olduğu, rahatlıkla izlenebiliyor.  
 
Çok göç alan yerlerde kullanılmış otomobil piyasası son derece hareketli oluyor. Çok göç veren illerde ise yeni araç potansiyelinin yüksek olduğu gözleniyor. DOD Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Anaç da bu görüşü doğruluyor. Ona göre, ikinci el pazarında nakil, Anadolu'daki tüketicinin ihtiyaçlarına yanıt vermesi ve özellikle sıfır kilometre satışlara yardımcı olması bakımından otomotiv piyasasında önemli bir yere sahip. İbrahim Anaç, “İkinci el de araçların il değiştirmesi, aslında doğrudan “sıfır kilometre” araç satışları için önem taşıyor. Zira ‘göç veren’ ilde oluşan araç boşluğu, sıfır kilometre araç satışlarıyla doluyor” diyor.  
 
Otolar neden nakil oluyor?  
 
Peki tüketici neden bulunduğu yerden değil de başka bir şehirden otomobil almayı tercih ediyor? Uzmanlar bu konuda değişik görüşler öne sürüyor. Otokoç Genel Müdürü Cenk Çimen’e göre, göçün psikolojik nedeni var. Honda Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü Ümit Karaarslan’ın da doğruladığı bu görüşün altında “statü” olgusu yatıyor. Yani, tüketici İstanbul gibi büyük şehirlerin plakasını taşıyan otomobili statü sembolü olarak görebiliyor. Dolayısıyla, alım satım eylemini büyük şehirlerde gerçekleştiriyor.  
 
Otomax.com Pazarlama Yöneticisi Hüsamettin Yalçın, tüketicinin başka bir ilden otomobil almasında alışkanlıkların da belirleyici olduğunu söylüyor. Ona göre, bölgesel alışkanlıklar çok etkili. Hüsamettin Yalçın, “Ödemiş’te yaşayan birinin otomobilini İzmir’den alması, bölgesel alışkanlıktan kaynaklanan bir eğilimdir” diye konuşuyor.  
 
Binek araçlarının il değiştirmesinin başka bir nedeni ise iş değişikliği gibi durumlardan kaynaklanabiliyor. Bazı tüketicilerin il koşullarına göre oluşan önyargıları da nakilde etkili oluyor. Mesela bir ildeki nem oranının yüksek olması ve otomobilin kısa sürede çürüyeceği kaygısı tüketicileri farklı bir ilden otomobil almaya yöneltebiliyor.  
 
Fiyat çok önemli bir etken  
 
Ümit Karaarslan’a göre, fiyat da nakil de çok önemli bir nedeni oluşturuyor. Kullanılmış otomobil alım satımlarının yüzde 70’i İstanbul’da yapılıyor. Geri kalan yüzde 30 ise Türkiye genelinde gerçekleşiyor. Kullanılmış otomobil fiyatlarının İstanbul dışındaki illerde daha pahalı olduğunu söyleyen Ümit Karaarslan, değerlendirmesine şöyle devam ediyor:  
 
“Anadolu’daki fiyatlar İstanbul’daki ikinci el araçların satış bedelinin neredeyse 1-1.5 milyar üstündedir. Çünkü, Anadolu’daki birtakım tüccarlar İstanbul gibi, büyük şehirlere gelip oto pazarlarından, galerilerden ikinci el otomobil toplayıp kendi bölgelerine götürürler. Bu araçları da satarken kârlarını da fiyata eklerler. Dolayısıyla, fiyatlar daha yüksek olur.”  
 
Bu süreç de Türkiye genelinde fiyatların artmasına yol açıyor. DOD Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Anaç, fiyat artışını şöyle açıklıyor: “İller arası dolaşım, özellikle İstanbul'dan diğer kentlere araç kayması, fiyatların Türkiye çapında yükselmesine neden oluyor. Çünkü, İstanbul'dan araç gönderen galeri veya bayi de para kazanıyor. Aradaki aracı sayısı artınca fiyat da yükseliyor.”  
 
“Göç” krizlerde azalıyor  
 
Yıllar itibariyle gerçekleşen otomobil nakillerine baktığımız zaman göçün satışlarla paralellik gösterdiğini görüyoruz. Türkiye’de yeni otomobil satışının düştüğü yıllarda ikinci elde de düşüş yaşanıyor. Dolayısıyla, göç eden otomobil sayısı da azalıyor. Özellikle kriz yıllarında bu eğilim daha net gözleniyor.  
 
Otomobil satışlarının en yüksek olduğu 1993’te 441 bin sıfır kilometre otomobil satıldı. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün(DİE) verilerine göre, aynı yıl 175 bin binek aracı il değiştirdi. 1994’te kriz patlayınca, yeni otomobil satışı 229 bine, nakil sayısı ise 154 bine geriledi. Otomobil naklinde 1997 dönüm noktası oldu. Toplam 194 bin binek araç yer değiştirirken, 1990’lı yılların en yüksek nakil oranına ulaşılmış oldu.  
 
Türkiye 1998’de dünyayı saran global krizden kendini kurtaramadı. Otomotiv sektörü de bu krizden ciddi bir darbe aldı. Krizin sektördeki yansımaları nakil otomobil piyasasında da kendini gösterdi. İl değiştiren binek aracı sayısı 1998’de 135 bine geriledi. Krizin etkilerinin iyiden iyiye hissedildiği bir sonraki yıl ise sadece 150 bin binek aracı il değiştirdi. Bu olumsuz şartlar 2000’de tersine döndü. 467 bin adetle rekor satışın yapıldığı 2000 yılında nakil piyasası için de son derece parlak geçti. Son 10 yılın en yüksek nakil oranına ulaşıldı ve toplam 210 bin otomobil “göç” etti.  
 
Ancak, Türkiye 2001’de tekrar krize girince nakil rakamları da düşme sürecine girdi. Toplam 153 bin binek aracı 2001’de yer değiştirdi. 2002’nin ilk altı ayında ise 57 bin civarında otomobil “göç” etti.      
 
Doğu ile batının tercihleri farklı  
 
İllerin otomobil parkı içinde “göçmenlerin” aldığı paya bakıldığında o kentteki kullanılmış veya yeni otomobile olan talep de ortaya çıkıyor. 2001’de nakil otomobillerin toplam park içinde en fazla pay aldığı il Düzce’ydi. Yani Düzce kullanılmış otomobilleri en çok seven il oldu.  
 
Kullanılmış otomobil seven ilk 20’ye baktığımızda ülkenin doğusunda yer alan illerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Listede yer alan Şırnak, Şanlıurfa, Tunceli, Hakkari, Ağrı bu görüşü doğruluyor. Hüsamettin Yalçın’a göre, gelir seviyesi bu durumda etkili oluyor.  
Gerçekten de bu illerin geliri yeni otomobil tercih eden kentlere oranla daha düşük.  
 
Yeni otomobil seven illerin başında İstanbul geliyor. Otomobil parkı içinde nakillerin oranı yüzde 0.2 seviyesinde. İstanbul’a 2001’de sadece 2 bin 56 adet “göçmen otomobil” geldi. İstanbul’u Ankara, Adana, İzmir gibi diğer büyük kentler takip ediyor. Bu illerin otomobil parkı içinde nakillerin payı oldukça düşük. Yeni otomobil seven illerin ağırlıklı bir bölümü ülkenin batısında yer alıyor. İlk 20 içinde Doğu bölgesini sadece Kars temsil ediyor.  
 
“DOĞUDA METROPOL PLAKALARI POPÜLER”  
 
Ümit Karaarslan/Honda Türkiye
 
 
Türkiye’de otomobil sahiplik oranı, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında son derece düşük kalıyor. Dünya ortalamasına baktığımız zaman bin kişiye 90 otomobil düştüğünü görüyoruz. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde 475’e çıkıyor. Otomobil penetrasyonunun en yüksek olduğu ülke olan Amerika’da bin kişiye düşen otomobil sayısı 565 adet. Oysa, Türkiye’de her bin kişiye 70 otomobil düşüyor. Üst gelir grubunda bu rakam 117’ye çıkarken, alt sosyo ekonomik statü grubunda 10 adete kadar düşüyor.  
 
Rakamlardan da görüldüğü gibi, Türkiye’de bir otomobile sahip olmak hala “lüks” olarak kabul ediliyor. Nakil otomobillerde de bu özelliğin öne çıktığını görüyoruz. Ancak, bu noktada enteresan bir gelişmeyle karşılaşıyoruz. Çünkü, otomobilin hangi ilin plakasını taşıdığı bazı bölgelerde “statü sembolü”olabiliyor. Honda Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü Ümit Karaarslan, konuyu şöyle anlatıyor:  
 
“Doğu illerinde oturan tüketiciler genellikle aldıkları ilk otomobilin plakasının 34, 35 veya 06 olmasını istiyorlar. Bu illerde böyle bir eğilim gözleniyor. Mesela Van’da oturan bir aile tatilini geçirmek için Türkiye’nin batısındaki bir kente gidiyor. Urfa veya Van plakası yerine, İstanbul, İzmir veya Ankara plakasıyla gitmek istiyorlar. Çünkü, bir otomobilin statü sembolü olması İstanbul, İzmir ve Ankara plakasıyla daha kolaydır. Doğuda metropol plakaları popüler diyebiliriz. Bu durumda da büyük kentlerden bu illere otomobil göçü olur. Yani naklin böyle bir psikolojik nedeni de var.”  
    
NAKİLDE ONLINE DÖNEM  
 
İkinci el otomobil pazarının yıllar geçtikçe büyümesi, büyük holdinglerin de bu alana girmesini sağladı. Bu grupların kurdukları şirketler, ikinci elde ülke geneline online olarak satış yapılabilmesinin de yolunu açtı. Dolayısıyla, tüketici istediği ilden otomobili online alabiliyor. Bu süreç, satıştaki aracı sayısını azalttığı için kullanılmış otomobillerin daha uygun şartlarla tüketiciye ulaşmasını sağlanıyor. Peki online hizmeti kimler veriyor?  
 
DOD ULUSLARARASI DA ÇALIŞIYOR Doğuş Oto Değerlendirme, Doğuş Holding’e bağlı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye'de 56 noktada faaliyet gösteren şirket www.dod.com.tr adlı sitesiyle de online çalışıyor. Türkiye’nin her yerindeki tüketiciler sitedeki fotoğraflar sayesinde araçları inceleyerek satın alabiliyorlar. Hatta DOD yurt dışına bile satış yapabiliyor. İnternet sitesi vasıtasıyla Macaristan'a satılan iki otobüs ise bunun en güzel örneği.  
 
OTOMAX.COM ALTERNATİF OLUYOR Borusan Holding’in bu şirketi bütün Türkiye’de üye bayi ve galeri sistemi ile hizmet veriyor. Tüketiciler www.otomax.com adresine girerek istediği ilden ikinci el otomobil satın alabiliyor. 2000 Nisan ayında internet üzerinden ikinci el otomobil satışlarına başlayan site, başka ilden araç almak isteyenler için alternatif bir kaynak.  
 
ARABAM.COM ARACILIK YAPIYOR Doğan Holding’e bağlı olarak 2000’de faaliyete geçen www.arabam.com Dogan Online’ın web sitelerinden biri. 2001 Şubat ayında kurulan site, o günden bu yana ikinci el otomobil satmak veya almak isteyenler için de bir platform oluşturdu. Türkiye’nin her yerinden isteyenler bu site aracılığıyla ikinci el otomobil alıp satabiliyorlar.  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz