E-Türkiye’nin Stratejisi 2004 Yılında Hazır Olacak

Recep Çakal / Bilgi Toplumu Daire Başkanı   Türkiye’nin, “e-dönüşüm” ve “e-devlet” konusundaki strateji boşluğu yıllardır biliniyor, eleştiriliyordu. DPT bünyesinde 2003 yılında oluşturul...

1.10.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Recep Çakal / Bilgi Toplumu Daire Başkanı  
 
Türkiye’nin, “e-dönüşüm” ve “e-devlet” konusundaki strateji boşluğu yıllardır biliniyor, eleştiriliyordu. DPT bünyesinde 2003 yılında oluşturulan Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığı, bu boşluğu ortadan kaldırmayı hedefliyor. Daire başkanı Recep Çakal, esas hedeflerinin, “e-Dönüşüm Türkiye Projesi”ni hayata geçirmek olduğuna dikkat çekiyor. Çakal, “2004 yılı içinde bilgi toplumuna geçiş sürecinde ‘e- Dönüşüm Türkiye Projesi’nin gerçekleştirilmesi amacıyla bir ‘Bilgi Toplumu Stratejisi’ hazırlanacak” diyor.  
 
Türkiye’de “e-devlet” konusunda hükümet düzeyinde bir liderlik henüz oluşturulamadı. Batı’da bazı durumlarda devlet başkanlarının, bazı örneklerde ise bakanların yaptığı bu liderlik, Türkiye’de uzun süredir sahibini bekliyor. Bu nedenle de “e-devlet” kapsamında gerçekleştirilen projeler, devletin çeşitli birimlerindeki bürokratların girişimleri sayesinde hayat buluyor, bazıları ise ödüller kazanıyor. Ancak, Türkiye’yi, bilgi toplumunda, “e-Avrupa” yarışında hedefine yaklaştıracak bir strateji oluşturulabilmiş değil.  
 
İşte Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bünyesinde 2003 yılı başında oluşturulan Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığı, bir anlamda bu boşluğu doldurmayı amaçlıyor. Bu yeni organizasyonu kurulmasını sağlayan Başbakanlık genelgesinde, özellikle “e-Dönüşüm Türkiye Projesi”ne dikkat çekiliyor ve esas hedefin bu amaç olduğu belirtiliyor.  
 
Henüz yeni kurulan ve 5 kişilik çekirdek kadroyla çalışan bu daire başkanlığının hedefleri çok kapsamlı ve uzun soluklu. Bilgi toplumu, e- devlet, Avrupa Birliği’ne bu konularda uyum dairenin görevleri kapsamında. Daire Başkanı Recep Çakal, yaptıkları çalışmaları, aksayan yönleri ve hedeflerini anlattı:  
 
E- Devlet dönüşüm projesi neyi içeriyor, neyi hedefliyor?  
 
Soruyu e- devlet dönüşümü değil de, “e- Dönüşüm Türkiye Projesi” olarak alırsak, bu projenin hedefi tek cümleyle bilgi toplumuna geçiş girişimidir. Daha önce bahsettiğimiz dönüşümün gerçekleştirilebilmesinde, bilgi ve iletişim teknolojilerinden araç olarak yararlanılır. Ancak nihai amaç, dünya ölçeğinde bilgiye hızla erişen ve bunu etkin olarak kullanan, yaşam alanı veya pazar olarak dünyayı gören bir ekonominin yaratılmasıdır. Bunun yanı sıra, yeni ve yükselen teknolojilerin yeşerebileceği, girişimciliğin ve yenilikçiliğin önündeki tüm engellerin kaldırıldığı, küresel boyutta bilgi ekonomisinin gerektirdiği yetenekleri kazanmış bir toplumsal yapı ve iktisadı sistemin oluşturulmasıdır.  
 
Bu yapının oluşumunda devletin yeniden yapılanması özel bir ören taşımaktadır. E- Dönüşüm Türkiye Projesi’nin temel hedeflerinden biri de, vatandaşlarımıza daha kaliteli ve hızlı kamu hizmeti sunabilmek amacıyla, katılımcı, şeffaf, etkin ve basit iş süreçlerine sahip olmayı ilke edinmiş bir devlet yapısı oluşturacak koşulları hazırlamaktır.  
 
Bu proje kapsamında neler yapılacak?  
 
e- Dönüşüm Türkiye Projesi’nin amaçlarını tek cümle ile özeklersek, bilgi toplumu olma yolunda hızlı ilerleşebilmeyi sağlamaktır. Bu kapsamda en önemli aracımız, Kısa Dönem Eylem Planı’dır. Bilgi ekonomisinde en önemli meta bilgi, en önemli aktivite ise öğrenmektir. Hal böyleyken geçmişteki çalışmaları yok sayamayız. Kısa Dönem Acil Eylem Planı’nın hazırlığında da, “e – Türkiye” girişimi kapsamında kurulan çalışma gruplarından ve hazırlanan eylem planından azami ölçüde yararlanılmıştır.  
 
Gerek kurulan 8 çalışma grubu, gerek projenin üst seviyede yönlendirilmesi ve izlenmesi amacıyla ilgili müsteşar yardımcıları ve sivil toplum kuruluşlarının başkanlarından oluşan Danışma Kurulu vasıtasıyla çalışmalar katılımcılık içinde yürütülüyor. Eylem Planı’nın somut hedefler içermesi, bütüncül ve sistemik bir yaklaşım içinde hazırlanmasına çalışılmıştır. Eylem Planı taslağı internet üzerinden DPT sitesinde yayımlanarak, tüm kesimlerin önerilerine açılmış ve bu öneriler sonunda nihai hale getirilmiştir.  
 
Bu konuda geri kalındığı söyleniyor, sizce geri kalındı mı? Neden?  
 
Türkiye’nin alması gereken yolun çok uzun olduğu kesin. Sanayi toplumundan sonra bilgi toplumuna geçiş sürecinde de Avrupa’nın gerisinde kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalınabilir. Ancak, hızlı yol alabilmek içir çeşitli imkanlara sahibiz. En önemlisi, izlenecek yolun haritasına dair elimizde, diğer ülkelerin yaşadıklarından yararlanma imkanı var.  
 
Avrupa Konseyi’nin 3 Mart 2002’de Lizbon’daki toplantısında 15 AB üyesinin devlet ve hükümet başkanları Avrupa’nın gelecek 10 yılda dünyadaki en  rekabetçi ve dinamik bilgi tabanlı ekonomisi haline gelmesi stratejisini ortaya koldular. Bu strateji çerçevesinde AB, 19-20 Haziran 2000 tarihinde Fieria’da, “e- Avrupa 2002” girişimini başlattı ve buna ilişkin Eylem Planı hazırladı.  
 
Bu çalı��malar Türkiye için çok yararlı. Ancak, elimizde yol haritası olsa da, bu haritayı okuyabilmek ve gereğini yapmak ayrı bir kabiliyet gerektirir. Neden geri kaldığımız sorusu, aslında neden “e – Dönüşüm Türkiye” adı altında bir projeye ihtiyaç duyulduğu sorusunun cevabında gizli.  
 
Şimdiye kadar birbirinden bağımsız ve kısmi çözümler arayan yaklaşımlar, bireysel veya kurumsal önceliklerin önünde yer alması, iyi analiz edilmemiş, teknoloji odaklı, koordinasyon ve işbirliği eksikliği hissedilen yatırımlar, somut hedefler yerine temennilerin şekillendirdiği hedefler bu konuda bir fikir verebilir sanırım.  
 
e- Avrupa” koşullarına, vizyonuna uyum için açıklanan stratejiler var. Türkiye 2003- 2004 yılına yönelik hedefleri tutturabilecek mi?  
 
Daha önce yürütülen “e- Türkiye” çalışmaları kapsamında ortaya konan eylemlerden bir kısmı somut eylemler olmayıp, yapılması gerekenin ifade edilmesi şeklindeydi. Özellikle bu nitelikteki eylemlerin 2003- 2004 yıllarında gerçekleşmesi mümkün değil.  
 
Örnek olarak internet altyapısını en uç noktalar yaymak şeklinde verilen ve 2003 itibariyle bitirilmesi planlanan bir eylemin gerçekleşmesi mümkün değildir. Kısa Dönem Eylem Planı’nda bu ifadelerin somut hedefleri olan, yapılabilir eylemler olmasına dikkat edilmiştir. Bununla birlikte yasal düzenlemeler kapsamındaki eylemlerden e- İmza Yasa Tasarısı ve Bilgi Edinme Hakkı Kanun Tasarılar TBMM’de Komisyona sevk edilmiş durumdadır. Diğer yasal düzenlemelerin de 2003 içinde TBMM’ye yollanması gerçekleşebilir bir hedef gibi görünmektedir.  
 
Sizin başkanlığınızın personel durumu ve çalışmaları ile ilgili bilgi verir misiniz?  
 
Dairemiz, DPT bünyesinde, e- Dönüşüm Türkiye Projesinin koordinasyonunu sağlamak üzere kuruldu. Bilgi Toplumu Dairesi halen 5 kişilik çekirdek kadro ile çalışmalarını sürdürüyor. Bu sayı önümüzdeki günlerde artırılacaktır.    
 
E- Dönüşüm Türkiye Projesi  çalışmaları, Avrupa + girişimine ait çalışmalar ve İdareler Arası Bilgi Değişimi Programı (IDA)’nın koordinasyonu dairemizce üstlenildi. Acil Eylem Planı çerçevesinde sorumluluğunu üstlendiğimiz “e- Dönüşüm Türkiye Projesi” yanında, bu proje ile doğrudan ilgili olan  üç eylem yer alıyor. Bunlar, KYR- 23 : Vergi , Vatandaşlık ve Sosyal Güvenlik numaralarının birleştirilmesi, EDP- 64 : Yeni telekomünikasyon kanunu çıkarılması ve EDP- 65 : Telekomünikasyon alanında ikincil düzenlemelerin yapılması.  
 
Bunların dışında Acil Eylem planı’nda e- Dönüş Türkiye Projesi ile ilişkilendirilebilecek 10’un üzerinde eylem var.  
 
Bilgi toplumu olma yolunda önümüzdeki günlerde yeni bir strateji devreye girecek mi?  
 
2004 yılı içinde önümüze ışık tutacak bir “Bilgi toplumu stratejisinin” hazırlanması öngörülüyor. Bu stratejinin temel noktalarından biri, ülkemizin yeni teknolojileri ve üzerinden sunulan hizmetlerin sadece kullanılması olmayıp, üreticisi olabilmesinin sağlanması.  
 
Türkiye’nin AB standartlarını yakalaması için ne kadarlık bir yatırım gerekiyor?  
 
“e-Devlet” ana başlığında yer alan adımlardan biri, e- Devlet uygulamaları için finansman  modelinin belirlenmesidir. Ayrıca, kamu hizmetlerinin ortak platformda kolayca erişilebilir şekilde sunulabilmesine yönelik bir etüd- proje çalışması yapılacak. Bu ve benzeri eylemler gerçekleştirilmeden projenin gerektirdiği yatırım miktarını ortaya koymak çok doğru olmayacaktır.  
 
Sadece e- Devlet alanındaki ihtiyaca kabaca bir fikir vermesi bakımından örnek verilebilir. Almanya, 2005 itibariyle 350 kamu hizmetini çevrem içi sunmayı planlıyor. 2002 sonu itibariyle 170 milyon euro yerel olarak 20 milyon euro ise merkezi koordinasyon ve kolaylık hizmetleri amacıyla harcandı, yüzde 7’si merkezi yapılara olmak üzere 1.23 milyar euro’luk bir yatırım ihtiyacı olduğu belirtiliyor.  
 
Türkiye’nin en büyük eksiği nedir? Donanımda büyük açık var mı ?  
 
Türkiye’nin en büyük eksiği, şu alanda demek çok doğru olmayacaktır. Bilgi Toplumu hedefinin, başta rekabet ortamının hazırlanması ve istihdam yaratılmasına ilişkin politikalar olmak üzere, iktisadı ve sosyal politikalar içine gömülmesi gereklidir.  
 
Tüm bu politikalardan ayrı bir “Bilgi Toplumu Stratejisi”nden bahsetmek, BİT alanında herhangi bir eksikliği öne çıkarmak doğru olmayacaktır. Ancak, mutlaka önceliklendirmek gerekirse, daha ucuz, daha hızlı, güvenli bir internet erişimi ve bunun sağlanacağı rekabetçi bir piyasa yapısı, donanım ihtiyacından çok daha ivedi olarak ele alınmalıdır.  
 
Mevcut kaynakların etkin kullanımıyla, internet kullanımının artırılması ve donanım ihtiyacının boyutunun azaltılması mümkün olabilecektir.  
 
Bilgi toplumunun yolu, okullardan ve “e- devlet”den geçiyor. Okullarda bilgisayarlaşma için ne yapılacak?  
 
Milli Eğitim Bakanlığı bu kapsamda bir proje yürütüyor. “Okullarda öğretmenler ve öğrencilerin internete ve çoklu ortam kaynaklarına uygun düzeyde erişimini sağlamak” adlı proje kapsamında 2 bin 801 “bilgi teknoloji sınıfı” kuruldu. 2003- 2004 döneminde ise 4 bin “bilgi teknolojisi sınıfı”nın daha kurulması öngörülüyor.  
 
Ayrıca, bu sınıfların topluma açılmasına yönelik ön çalışma ve gerekli düzenlemelerin yapılması eylemi, Bakanlığın koordinasyonunda 2003 yılı içinde tamamlanacak. Ancak, okulların internet erişimi için gerekli aylık kullanım ücretlerini temin edecek kaynak sıkıntısı projenin etkinliğini etkiliyor. KDEP içinde yer alan “Bir okulu dünyaya aç- İnternete bağla” kampanyası düzenlenerek, kamu kaynaklarının yanı sıra gönüllü kişi, kuruluş ve organizasyonların sponsorluğunda okulların internete bağlanması hedefleniyor.  
 
e- Devlet konusunda Türkiye’nin konumunu değerlendirebilir misiniz?  
 
Hizmetlerin elektronik ortamda kolayca erişilebilir şekilde sunumu arka planda yürüyen kurum odaklı karmaşık yapıyı basitleştirecek yeniden yapılanmayı ve ortak hizmetlerin koordineli olarak sunumunu gerektiriyor. Bu kapsamda Eylem Planı’nda “kamu hizmetlerinin ortak platformda- tek kapıdan sunumu ve sunulacak hizmetlerin geliştirilmesine yönelik stratejinin” belirlenmesi ile buna ilişkin projenin hazırlanması adımları yer alıyor.  
 
2004 yılı içinde tamamlanması hedeflenen bu eylemler, kurumların yapacakları çalışmalarda yardımcı olacak, kurumlar yerine tüm sistemin ihtiyaçlarının ön planda tutulduğu, sadece süreçleri mevcut haliyle otomasyona geçirmek yerine, süreçlerin yeniden mühendisliğini hedefleyerek, vatandaş odaklı hizmetlerin sunumunda önemli başarılar kazanılmasını sağlayacaktır.  
 
Türkiye’nin e- devlet bilgi toplumu yolunda ilerlemesi için hükümet düzeyinde bir liderliğe ihtiyaç var mı?  
 
Böyle bir ihtiyaç böylesine kapsamlı projeler için daima olacaktır ve bu liderlik e- Dönüşüm Türkiye Projesi’nde vardır. Projenin liderliği Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Doç. Dr. Abdüllatif Şener tarafından üstlenilmiştir.  
 
Sayın Bakanımız Türkiye’nin bilgi toplumu olma yolunda dönüşüm gereğini çeşitli vesilelerle vurgulamaktadır. Ayrıca, Kısa Dönem Eylem Planı’nın tartışıldığı 27 Mayıs 2003 tarihli Danışma Kurulu toplantısına da kendileri başkanlık ederek konuya verdikleri önemi sergilemişlerdir.  
 
HAZIRLANAN EYLEM PLANI NELER İÇERİYOR?  
 
Bilgi toplumu olmakla çağı yakalamak için Eylem Planı’nda neler planlanıyor?
 
 
İlk olarak 2004 yılı içinde bilgi toplumuna geçiş sürecinde “e- Dönüşüm Türkiye Projesi”nin, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak, ulusal fayda ve katma değeri artıracak şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla bir “Bilgi Toplumu Stratejisi “ hazırlanacak. Bu strateji, emeğe dayalı toplumdan bilgi toplumuna, üretim- tüketim ekonomisinden bilgi ekonomisine geçişte önümüzü aydınlatacaktır.  
 
Eylem Planı bu stratejinin yanı sıra şu ana başlıklardan oluşuyor: Düzenleyici ve yasal çerçevenin çizildiği hukuki altyapı, hizmetlerin sunulacağı teknik altyapı ve bilgi güvenliği, bilgi toplumunun gerektirdiği insan gücü planlamasına ve yetiştirilmesine yönelik eylemlerin yer aldığı eğitim ve insan kaynakları, hizmetlerin elektronik ortamda, bürokratik engellere takılmadan kolayca sunulmasını hedefleyen e- devlet…  
 
Bunların yanı sıra Eylem Planı’nda, e- Avrupa’da önemle üzerinde durulan tematik alanlardan e- Sağlık ve e- iş ile e- ticaretin büyüyüp gelişebileceği, Kobi’leri içerecek şekilde  yaygınlaşacağı ortamın hazırlanmasına ilişkin çalışmalar yer alıyor.  
 
Yasal düzenlemeler bölümünde Elektronik imza, Kişisel Verilerin Korunması, Ulusal Bilgi Güvenliği ve Bilgi Edinme Hakkı kanunlarının yasalaşması, internet servis sağlayıcılarının  görev, yetki ve sorumlulukları ile denetimlerine ilişkin gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gibi eylemler yer alıyor.  
 
Teknik Altyapı ve Bilgi Güvenliği bölümünde yer alan internet altyapısının ülke genelinde en uç noktalara kadar yaygınlaştırılmasına yönelik olarak alınması gereken tedbirler konusunda çalışma yapılması eyleminin 2003 sonuna kadar bitirilmesi hedefleniyor.  
 
“TÜRKİYE, BİLGİ TOPLUMUNDA ÇOK GERİ”  
 
Türkiye’nin bilgi toplumundaki yeri nedir?
 
 
Türkiye’nin bilgi toplumu yolundaki yerini, kamu yönetimi reformundan, iktisadi ve sosyal politikalardan ayırarak, kişi başına düşen bilgisayar ya da internet bağlantılı ev sayısıyla açıklamak doğru olmayacaktır. Türkiye’nin bilgi toplumu yolunda kat etmesi gereken mesafe oldukça uzundur.  
 
Bununla bilgi toplumu yolunda başarı, ancak diğer alanlardaki politika araçları, kişiler ve kurumlar gerekli dönüşümü gerçekleştirdiğinde gelecektir. Sadece bilgisayar ya da internet bağlantılı bir ölçü yerine, 82 ülkeyi kapsayan ve 64 farklı kriterin değerlendirildiği bir çalışmadan söz etmek ve bu çalışmada Türkiye’nin bilgi toplumu olma yolundaki yerini vermek istiyorum.  
 
Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan “Küresel Bilgi Teknolojisi 2002- 2003” adlı raporda, Türkiye, 82 ülke arasında bilgi toplumuna hazır olma yolunda 50’inci sırada yer alıyor. Türkiye’nin bilgi toplumu yolunda kat etmesi gereken mesafe oldukça uzundur. Türkiye son 115 yılını bir kısır döngü içinde geçirmiş, dünya eğilimlerini kavrayamamış, geleceğe yönelik hazırlık yapmamış, her şeyin ötesinde geleceğe kötü bir miras, büyük bir borç yükü bırakmıştır.  
 
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı ekonomik krizleri bir fırsat olarak görmek mümkündür.Yaşanan krizler, tüm kesimlerde bir değişim, dönüşüm gereği konusunda tartışmasız bir uzlaşma zemini yaratmıştır. Ancak, gelinen bu noktada dahi, ülkenin öncelik ve dengeleri yerine kurumların kendi öncelik ve dengelerini gözetmesi riski halen devam etmektedir. Çünkü, her değişik bir risk taşımaktadır. Bu nedenle de kurumlar ve yerine göre kişiler, “Değişim olmalı, ancak bu değişim benim dışımda gerçekleşmeli, ben değişmemeliyim” gibi bir yaklaşım içine girebilmektedir. Böyle olunca da değişimin gerçekleşmesi oldukça güçleşecektir.  
 
Statükoyu koruma yaklaşımı, bilgi toplumu olma yolunda oldukça mesafe kat etmiş, e- devlet konusunda dünyada lider konumundaki ülkelerde dahi risk olarak algılanmaktadır. Değişimin en güç olanının, düşünce sistematiğinde, zihinlerdeki değişim olduğu vurgulanmaktadır.  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz