Finans Sektöründe BT Yatırımı Hızlanıyor

Agah Şahin / Servus Bilgisayar Murahhas Azası    Servus Bilgisayar Murahhas Azası Agah Şahin, ağırlıklı olarak finans sektörüne hizmet verdiklerini söylüyor. Son yıllardaki sıkıntılardan ...

1.04.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Agah Şahin / Servus Bilgisayar Murahhas Azası  
 
Servus Bilgisayar Murahhas Azası Agah Şahin, ağırlıklı olarak finans sektörüne hizmet verdiklerini söylüyor. Son yıllardaki sıkıntılardan sonra bu sektörün BT yatırımlarının canlanmaya başladığına dikkat çekiyor. “Şube modernizasyonu, tarama teknolojileri ve büyük saklama sistemlerine ilgi artıyor” diyen Şahin, bankalar cephesinden umutlu. Özellikle büyük bankaların yoğun yatırıma yöneleceklerini belirtiyor ve “Şu anda server, ATM, storage, POS ve şube donanımları gibi her alanda alım bilgilerini duyuyoruz. En azından bu yıl bütçelerinde epey bir yatırım var” diyor.  
 
Türkiye’de bilişim sektöründe çok sayıda girişimci, genç şirketler var. 1990 sonrasında kurulan, yazılım ve hizmet ağırlıklı çalışıp, aynı zamanda dış pazarları zorlayan şirketlerden biri de Servus Bilgisayar. 1989 yılında kurulan, 1990’da ilk kontratını alan şirket, servis ağırlıklı başladığı iş hayatında, finans sektörüne yönelik hizmetleriyle büyüdü. Ardından yeni işler ve sektörler ile yurtdışı yatırımları geldi. Servus Bilgisayar Murahhas Azası Agah Şahin, yeni stratejileri sayesinde, katma değeri yüksek alanlara yöneldiklerine dikkat çekiyor.  
 
Agah Şahin, finans sektöründeki krizden sonra ürün ve sektör çeşitlemesine gittiklerini, yeni alanlara odaklandıklarını söylüyor. Ancak, finansın gücü devam ediyor. Şahin, “2004 yılında bankaların büyük yatırımlara gideceklerini tahmin ediyoruz” diye konuşuyor.  Şahin, son 3 yıldır, 36-38 milyon dolar aralığında ciro yaptıklarını hatırlatıyor ve ekliyor; “Bu yıl bir aksilik olmaz, yeni bir kriz patlak vermezse 50 milyon dolar ciroya yaklaşırız, 2005’te ise 2005 yılında elde ettiğimiz 62 milyon dolar ciroyu yakalarız” diyor. Şahin, Digital’in sorularını yanıtlarken şu bilgileri verdi:  
 
Servus’un kuruluş sürecinden bahseder misiniz?  
 
Şirketimizi 1989 yılında kurduk. İlk kontratımızı 1990 Mart ayında aldık. O günlerde özellikle büyük ve orta boy IBM makinelerine bakım onarım hizmeti veriyorduk. İlk müşterilerimiz ise Garanti Bankası, İktisat Bankası ve Bimsa idi.  
 
Bu sırada müşterilerimiz bizden ilave ürünler talep etmeye başladılar. Daha sonra IBM makinelerine ikinci el ürünlerin ithalatına girdik. IBM’e rakip olarak başladık, ama Türkiye’ye alternatif bir çözüm getiriyorduk. Başarılı bir şekilde büyüdük. Daha sonra diğer hizmetler geldi.  
    
Gelişmenizdeki dönüm noktası ne oldu?  
 
İlk olarak servis işine başladık ve hızlı bir şekilde büyüdük. Ardından 1991 yılında Hitachi Data Systems’ın Türkiye temsilciliğini aldık. 1994 yılında herkes gibi biz de PC sektörüne girdik. Bu iş bize önemli bir ciro getirdi.  
 
Ancak, esas değişikliği 1996 yılında yaşadık. Ödemeler sistemi alanına girdik. POS cihazları işini 1998 yılında ATM cihazları ve ödemeler sisteminin network altyapısı ve yazılımı izledi. Bu alana geçmemiz bize büyük ivme kazandırdı. Ve bu bilgi birikimimizi 1998 yılında Romanya’da, 2000 yılı sonlarında da Ukrayna’da birer şirket kurarak oralara da ilettik.  
 
2003 birçok sektör açısından zor bir yıl oldu, siz geçen yılı nasıl geçirdiniz?  
 
2003 yılı başlarında Irak savaşının etkilerini yaşadık. O dönemde işler nispeten durgun gitti. Ancak, nisan ayından sonra tekrar işler açılmaya başladı. Bahar ve yaz döneminde yoğun yüklemeler yaptık. Türkiye’de büyük kurumlara, çok önemli storage disk sistemlerinin satışlarına aracılık ettik. Onun dışında diğer bazı işlerimizde de açılmalar oldu.  
 
Ancak, sektör genelde 2004’ü başarılı geçirdi denemez. Bilgisayar sektörü için nispeten durgun bir yıl oldu. Biz dolar bazında aynı seviyemizi koruduk. Ancak, belli firmalarda geriye gidişler oldu. Bazı firmalar büyürken, çok sayıda firmada küçülmeler oldu.  
 
Biz savaşı öngörmediğimiz için, sene başında belirlediğimiz projeksiyonlarımıza ulaşamasak da revize bütçemize yaklaştık. Fakat Ukrayna ve Romanya’daki şirketlerimize baktığımızda, bu şirketler geçen yıl hedeflerinin yüzde 20 üzerine çıktılar. Romanya’nın cirosu 4 milyon dolara, Ukrayna’nin ise 6.5 milyon dolara ulaştı. Tabii pazar paylarında da gelişmeler oldu. Türkiye toplamına baktığımızda da 35.5-36 milyon dolar gibi bir ciromuz oluştu.  
 
Siz finans sektörüne yönelik hizmetler sunuyorsunuz. Finans son dönemde ciddi bir kriz geçirdi. Servus bundan nasıl etkilendi?  
 
Bizim tarihsel olarak gelirlerimizin yüzde 60-70’ini finans sektörü oluşturuyor. Bu sektör 2001 yılında büyük bir kriz yaşadı. Kapanan 25 bankanın 24’ü bizim müşterimizdi. Bu bizi çok etkiledi.  
 
Bunun üzerine stratejik olarak biraz daha hizmetlerimizi dağıtmak istedik.  
2003 yılını başa baş kapadık ama 1 milyon dolar düzeyinde yazılım yatırımı yapıyoruz. Ufak bir yazılım şirketi satın aldık. Technopark’ta yeni bir yer kiraladık. Yazılım kadrosunu yerleştirdik. Banka dışındaki sektörlere birimler geliştiriyoruz. Perakende, mobil çözümler, otelcilik ve turizm alanlarını hedefliyoruz. Üstelik sadece ithal edip satmak değil, üretimi de hedefliyoruz.  
 
Geçtiğimiz yıl içerisinde kamu sektörüne yönelik bir yapılanma içerisine girdik. Ankara’daki kadromuza yaptığımız yatırımlar sonucunda orada da aktif olmaya başladık. Başarılı projelere imza atmaya başladık. Dolayısıyla, servis eskiden ödeme sistemi ağırlıklı finans çalışmalarını şimdi tüm sektörlere sektör bağımsız olarak yaymaya başladık. 2003’te finans sektörünün toplam ciromuz içindeki payı yüzde 40-50’lere düştü.  
 
Finans sektöründe toparlanma süreci başladı gibi görünüyor. Bilişim harcamalarında tekrar canlanma başlar mı?  
 
Gördüğümüz kadarıyla bankalar tekrar tüketici kredilerine yönelik olarak çalışmalarını hızlandırdılar. Bu da onların altyapılarına ağırlık vermesi gereğini ortaya çıkardı. Çünkü, tüketici kredileri çok sayıda müşteriye hizmet vermeyi gerektiriyor ve bu da mutlaka bir teknoloji altyapısıyla gerçekleşiyor. O nedenle de o durdurdukları yatırımlarını tekrar artırmaya başladıklarını görüyoruz. Şubelere yönelik modern sistemler ve tarayıcılar öne çıktı. Genel merkezlere ise büyük saklama yatırımları yapılmaya başlandı.  
 
Bir ara ATM ve POS alımlarını durdurmuşlardı. Bir süre eski devreden çıkan bankalardan ortaya çıkan ikinci el donanımları aldılar. Ancak, şimdi görüyoruz ki, yavaş yavaş yeni ATM ihalelerine dahi çıkıyorlar, ki bu çok önemli bir gösterge.    
 
2004’te finans sektörünün yatırımları hangi alanlarda yoğunlaşacak?  
 
Tamamında canlanma olacak. Şu anda server, ATM, storage, POS ve şube donanımları gibi her alanda alım bilgilerini duyuyoruz. En azından bu yıl bütçelerinde epey bir yatırım var.  
 
Sektörün yaklaşık ne kadar yatırım yapmasını bekliyorsunuz?  
 
Bu konuda rakam vermek çok zor. Fakat biz ciromuzu yüzde 40 artırmayı hedefliyoruz. Bu rakam 2000 yılı cirosunun yüzde 30 altındadır. 2000 yılında 62 milyon dolar ciro yaparken bu yıl 45-50 milyon dolarlık bir hedefimiz var. Geçen yıl 36 milyon dolar ciro yaptık. 3 yıldır 36-37-38 arasında geziyoruz.  
 
Peki bu efsanevi 2000 yılı rakamlarına ne zaman ulaşılacak?  
 
Biz bu sene bu rakamlara yaklaşmayı planlıyoruz. Eğer bu yıl 50’ye yaklaşırsak, 2005’te, 2000 yılı rakamlarını yakalamamız hiç de zor değil. Tabii 2004 yılının krizsiz sorunsuz bir şekilde geçmesi gerekiyor.  
 
Finans sektöründe hangi firmalarla çalışıyorsunuz?  
 
Hemen hemen hepsiyle çalışıyoruz. En büyük 5 banka müşterilerimiz arasında. Mesela bu yıl Akbank’ın tüm storage’larını değiştirdik. İş Bankası’nın tüm kredi kartlarının statement’larını Provus’ta basıyoruz. Dışbank’a yeni storege’lar satıyoruz. Garanti Bankası’nda, Yapı Kredi Bankası’nda ürünlerimiz kullanılıyor.  
 
Tasfiye halinde olan bankalarda, Türk Ticaret Bankası’ndaki tüm ATM’ler bizim ürünlerimiz. Fakat büyük bir ihtimalle bunları geri satın alıp, yurtdışına satacağız.  
 
Şimdilik Romanya ve Ukrayna’da varlık gösteriyorsunuz, başka hedef pazarlar da var mı?  
 
Pazarlamaya yönelik bir bölüm kurduk. Bu bölüm, bu yıl içinde başka ülkelerde de Servus ürünlerini pazarlamakla görevli. Hedef pazarlarımız arasında Azerbaycan, Kazakistan gibi Eski Sovyetler Birliği ülkeleri olacak. Ayrıca, Batı Avrupa’dan Güney Afrika’ya kadar uzanan bir coğrafyada ürünlerimiz olacak.  
 
Yeni pazarlardan beklentileriniz nasıl?  
 
Biz buralarda büyük bir iş potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Ancak, sadece bir iz hedefi olması açısından Ukrayna ve Romanya dışındaki pazarlarda 1 milyon dolar gibi bir hedef koyduk. Bu yılın ilk yarısı bizim için yeni pazarları tanımak ve keşfetmekle geçecek. İkinci yarıda da satışlarımız olacak.  
 
Peki yurtdışında yeni şirket kurma girişimleri var mı?  
 
Servus’un vizyonunda bu var. Ancak, öncelikle herhangi bir ülkede bir miktar iş yapıyor olmamız gerekiyor. 1-2 ülkeye daha gitme planlarımız var. Biz Romanya ve Ukrayna’daki tecrübelerimizde gördük ki bir ülkeye gittiğinizde başarılı olabilmek için bir lokal partnerinizin olması gerekiyor. Şu anda değerlendirme aşamasındayız.  
 
Finans sektörünün krize girmesiyle faaliyetlerinizi farklı sektörlere yaydığınızdan bahsettiniz. Hangi sektörlerde yoğunlaşıyorsunuz?  
 
Telekom, perakende, turizm, reel sektör… Tamamı hedeflediğimiz sektörler. Geniş bir ürün portföyü hazırlığı içerisindeyiz. Bir sistem entegratörü konumunda her türlü donanımı zaten sağlar konumdayız. Buna mobil yazılım ürünleri, müşteriye özel geliştirilecek ürünler, veya bazı sektörlere yönelik ürünler gibi çeşitli yazılımlar ekledik. Böylelikle sektör bağımsız gidiyoruz.  
 
Orta ve büyük boy firmaların hepsini hedefliyoruz. Finans sektörü yine ağırlığını koruyacak. Çünkü, Türkiye’de ATM ve POS ürünlerinin iki tanesinin Türkiye’de tek temsilcisiyiz. Dolayısıyla, buralarda ağırlığımızı sürdüreceğiz.  
 
Bunun dışında finans sektörüne geliştirmekte olduğumuz güvenlik konularında projelerimiz var. Çok büyük bir bankayla anlaşmasını yaptık, pilot uygulamasına başlıyorlar. Diğer bankalarla da bu projelerimizi sürdüreceğiz. Aynı projelerimizi ulaştırma sektörü olsun, üretim sektörü olsun diğer firmalarda da yapıyor olacağız.  
 
Yılda ne kadarlık ar-ge yatırımı yapıyorsunuz?  
 
Bu yıl 1 milyon doları buldu. Seneye bu rakam biraz daha artacaktır.  
 
İhracatınızın toplam satışlar içindeki payı nedir?  
 
Yüzde 15 civarında. 2004 için hedef yüzde 20. Bir diğer hedefimiz de ciromuzun yüzde 50’den fazlasını kendi ürettiğimiz katma değerli ürünlerimizden sağlamak. Bunu 5 yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz.  
 
“CEP TELEFONUYLA BORSA İZLEME SİSTEMİ GELİŞTİRDİK”  
 
Mobil pazara yönelik de önemli projeleriniz var… Cep telefonuyla hisse senedi alım-satımı yapılabilecek bir sistem geliştirdiniz…
 
 
Bu uygulama şu anda Borsa’da test ediliyor. PDF yüklü telefonlar üzerinden derinlikli borsayı izleme ve anında hisse senedi alma satma işlemlerini yapabilir hale getirdik. İMKB’nin onayını bekliyoruz.  
 
Bize bilgi sağlaması için birkaç şirketle görüştük. Ama hepsiyle işbirliği yapabilecek konumdayız. Testler yapıldıktan sonra hemen pazara çıkabilecek durumdayız. Piyasaya çıkacak ilk ürün olduğu ve tekel oluşmaması için 60 günlük bir süre verdiler. Ve bu tip hizmetler verebilecek şirketlere ürünle ilgili bilgi verdiler ki onlar da böyle bir ürün geliştirmek isterlerse zamanları olsun.  
 
Mart sonu ya da ortası itibariyle onay almış olacağımızı tahmin ediyorum. Daha sonra da aracı kurumlar üzerinden bu ürünü pazarlamaya başlayacağız.  
 
Biz piyasa araştırması yaptık. Ürün piyasaya çıkar çıkmaz birkaç bin tane satabileceğimizi düşünüyoruz. Ufak bazı reklam kampanyalarıyla bu rakamın çok daha fazla artacağını düşünüyoruz. Bayağı bir talep var. Rakiplerimiz çıkarsa, ilk olmanın avantajıyla daha fonksiyonel ürünler geliştirerek, fiyatta da daha rekabetçi olarak önde olmayı planlıyoruz.  
 
MOBİL PAZARA 2 ÖZEL ÜRÜN  
 
Mobil pazarda diğer projeleriniz neler?
 
 
Çok talep gören kendi kullandığımız bir servis çözümümüz var. Bizim gibi servis veren, dağınık yapısı olan şirketlere uygun bir hizmet. Bize bilgisayar bakımlarıyla ilgili günde  
1500-2000 adet çağrı geliyor. Biz bu çağrıları kendi çağrı merkezimize kaydediyoruz. Ardından, çağrılar, Türkiye’de 29 bölgede bulunan teknisyenlerimizin elindeki GPRS’li el terminallerine düşüyor. Gidip arızayı tamir ediyor ve kapatıyorlar. Ve biz o teknisyenin nerede olduğunu tespit edebiliyoruz. Müşteri de internetten çağrısını rahatlıkla izleyebiliyor. Bu sayede verimliliğimizi çok artırdık. Biz bu ürünü bir yıldır kullanıyoruz. Bu yılı bu ürünü diğer şirketlere de pazarlamaya başlıyoruz. Bu üründen bu yıl iç pazarda 10 adet satabileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca, dış pazarlara da satabiliriz. Rakam artabilir.  
 
Hazırlamakta olduğumuz bir başka ürün ise RFI (Radio Frekans Identification) adını taşıyor. Bu ürünle depo, mağaza otomasyonlarında kullanılan küçük etiketler sayesinde sayım yapmayı, ürünlerle ilgili bilgileri almayı kolaylaşıyor. Bu ürünle hiçbir şekilde otomatik bir tarama olmaksızın, o ortamdaki ürünlerin bilgilerini bilgisayara aktarıyor. Diyelim ürünlerinizi bir kamyona yüklediniz. Kamyon depodan çıkarken bir antenin yanından geçiyor ve kamyonun içindeki bütün ürünler envantere otomatik geçiyor. Barkodla yapılan işi, bu antenle çok daha basit bir şekilde yapabiliyorsunuz. Bu ürüne de çok fazla talep var.    
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz