Geniş Bant Teknolojisi Sektörleri Değiştirecek

Chris Dedicoat / Cisco Systems Başkan Yardımcısı Chris Dedicoat, Cisco Systems’in başkan yardımcısı… Ona, “Geleceğin şirket başkanı” olarak bakanlar da var. Türkiye’nin, teknoloji alanında aldığı...

1.10.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Chris Dedicoat / Cisco Systems Başkan Yardımcısı

Chris Dedicoat, Cisco Systems’in başkan yardımcısı… Ona, “Geleceğin şirket başkanı” olarak bakanlar da var. Türkiye’nin, teknoloji alanında aldığı mesafenin az olduğunu söylüyor, ancak olumlu tahminler yapıyor. Teknoloji cephesinde ise özellikle “geniş bant” uygulamalarına dikkat çekiyor. “Elektrikten sonraki en önemli buluş” diye tanımlıyor ve sanayi sektöründe pek çok sektörde müthiş değişime neden olacağını söylüyor. Dedicoat, “Bu sayede internete çok hızlı bağlanılacak ve her şey bundan etkilenecek” diye konuşuyor.

Yeni ekonominin devlerinden biri olan Cisco Systems’in başkan yardımcısı Chris Dedicoat, aynı zamanda Türkiye’yi de kapsayan EMEA Bölgesi’nden de sorumlu. İki bin kişilik Cisco takımının çok önemli bir oyuncusu. Dedicoat’a, “Geleceğin Cisco Başkanı” olarak bakanlar da var. Bu nedenle ABD’de, özellikle bilişim teknolojileri alanında önemli bir yönetici gözüyle bakılıyor. Dedicoat, aynı zamanda Cisco’nun farklı sektörlerdeki küçük ve orta boy işletmelere yaptığı satış organizasyonlarıyla da ilgileniyor.

Dedicoat’un Türkiye ile ilgili yaptığı yorumlar ise ilginç. Türkiye’nin pek çok konuda olması gerektiği yol olduğunu düşünüyor. Ancak, yine de olumlu sinyaller alındığını belirtiyor.

İnternet teknolojileri açısından Türkiye’yi değerlendiren Dedicoat, özellikle PC kullanım oranının az olduğunu söylüyor. Bunun dışında hükümetin belirli projelerde ülkenin dev gruplarıyla koordineli çalışmasının önemini vurgulayan Dedicoat, “ Koç ve Sabancı Holding gibi dev kuruluşlarla hükümet birlikte çalışmalı. Sonuçta Türkiye’nin büyük şirketleri teknoloji konusunda oldukça yaratıcı” diyor.

Chris Dedicoat’un dikkat çektiği ve geleceğimizi değiştireceğini tahmin ettiği teknolojilerin başında ise “Geniş bant” geliyor. Ona göre, bu teknoloji, iş dünyasında müthiş gelişmeler yaratacak, iş yapma biçimleri ve üretim tamamen değişecek.

Cisco’nun başkan yardımcısı Dedicoat, bunları ve teknolojiyle ilgili görüşlerini Digital’e anlattı:

Cisco’nun yeni teknolojilere bakışı nasıl? Özellikle ses ve kablosuz internet teknolojilerinde odaklandığı konular neler?

Biz, sesi gelecekte her türlü ağa dönüşecek bir uygulama olarak görüyoruz. İnsanların ofis ortamında elde edebileceği bütün hizmetleri farklı lokasyonlarda olsalar da aynı kaliteyle alabilmeleri gerekiyor. Otelde, evde, ofiste her türlü veriyi bize sunabilecek sistemler oluşturulmalı.

Bunun dışında insanlar artık sesle her yere bağlantı kurabilecekleri bir durumda olmak istiyorlar. Bizim ses teknolojilerinde gelecekle ilgili öngörümüz de bu yönde. Farklı ağlarla her lokasyondan bağlantı kurma imkanı olacak. Kablolu ağdan kablosuz ağa dönüşüleceğini hep birlikte göreceğiz.

Gelecekte mobil ağlarda da bu türden değişimlerin yaşanacağını düşünüyorum. Bu sayede insanlar nasıl bir medya ağı kullanırlarsa kullansınlar bütün servislerden kolaylıkla faydalanabilecekler.

Dünyada şu anda bu türden bir teknoloji var mı ?

Dünyada özellikle IP telefonlarına doğru bir kayış var. IP telefon sistemi, ses ve bilginin bir araya getirilmesinde büyük kolaylık sağlıyor. Buna en iyi örnek, Avrupa’daki call-center’lar. Bu departmanların çıkış aşamasına bakarsak, ilk başlarda sadece yanıt vermek üstüne kurulu bir sistemle başladılar. Şu anda ise bu soruların her birini veri uygulamaları sayesinde bütün kurumla paylaşabilmek önemli. Sanal call-center’lar oluşturarak bilginin daha kolay paylaşımı ve hızın artırılması hedefleniyor. Temel olarak bu teknolojiyle yapılmak istenen ses ve veri aplikasyonlarını bir arada ulaştırmak. Bunu IP telefonlarıyla yapmak çok daha kolay.

Bu değişim şirketlere neler getirecek?

Telefon teknolojilerinde yaşanacak değişim, şirketlerin kendi içlerindeki entelektüel kapasitelerini de daha verimli kullanmasına neden olacak. Bu teknolojileri kullanan firmalar kendilerini müşterilerine daha kolay açacaklar. Bugün pek çok firmada müşterilerin şirketle bağlantısının gerektiği gibi olmadığını görüyoruz. Müşteriler bilgi alabilecekleri doğru insanlara ulaşmakta sıkıntı çekiyor. En önemlisi, mevcut teknolojilerle call-center üzerinden satış yapılması imkansız. Özellikle bu durumun bankacılık sektöründe böyle olduğu görülüyor. Ses ve verilerin bağlantıda olduğu bir sistemde satış yapmak da mümkün hale gelecektir.

Türkiye pazarı hakkındaki düşünceleriniz neler? Türkiye’yi bölgedeki diğer ülkelerle kıyasladığınızda nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?

Türkiye’de özellikle PC kullanma oranının oldukça düşük seviyelerde olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında yüksek hızla hizmet almada da problemler var. Gerekli alt yapılar oluşturulmuş durumda değil. Sonuçta internet ekonomisindeki ilerleyişe bakarsak, Türkiye’nen kat etmesi gereken biraz daha yol var.

Sizce Türkiye bu konuda neler yapmalı?

En önemli konu Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin oturması gerekiyor. Devletin piyasa işleyişindeki rolü azalmalı. Türkiye’de inanılmaz bir yaratıcılık potansiyeli olduğunu da söylemeliyim. Yine de bu durumun Koç, Sabancı gibi büyük kuruluşlarda var olduğunu görüyoruz. Bence Türkiye bu büyük kuruluşların teknolojiyle olan ilişkisini iyi incelemeli. Sektördeki büyük oyuncuların baktığı açıdan teknolojilere bakabilmeli. Çok kısa süre içinde bu dinamiklerin yerine oturacağını düşünüyorum.

Bunun dışında pazarın şeffaf olması da son derece önemli. Rekabete açık bir sistemin oturmuş olması gerekiyor. Bu ortamlar sağlandığı zaman, Türkiye’deki büyük holdinglerin de dışarıya daha kolay açılabileceğini göreceksiniz. Türkiye’deki bütün firmalar günümüz koşullarında sadece yurt içinde değil, dışında da var olmak gerektiğinin bilincinde. Her şeye rağmen Türkiye’de bu anlamda olumlu adımların atıldığını düşünüyorum.

Cisco’nun Türkiye’yle ilgili planları nedir?

Sadece Türkiye için değil, bütün ülkelerdeki en önemli hedefimiz, ilk önce insanları eğitmek. Şu anda da Türkiye’de Cisco’nun oluşturduğu ve belli başlı üniversitelerin çoğunda yer alan 31 tane akademik programı var. Türkiye çapında 2 bin 500 öğrenci bu programlara katılmış durumda.

Başında da söylediğim gibi, bizim Türkiye gibi ülkelerle çalışmamız için burada eğitimli iş gücünün olduğuna inanmamız gerekiyor. Sonuçta girdiğimiz ülkelerdeki paydaşlarımızın bizim ürünlerimizi geliştirebilmesi çok önemli.

Son yıllarda özellikle e-devlet projelerinin sayısında artış olduğu görülüyor. Sizce e-devlet teknolojileri özellikle hangi alanlarda verimi artıracak?

Şu anda pek çok ülke vatandaşlarına daha iyi hizmet sunabilmek için araştırmalar yapıyor. Daha verimli olabilmek için e-devlet projelerine ağırlık veriyorlar. Bu anlamda eğitim sistemine büyük yatırım yapıldığı görülüyor. Sadece öğrenciler için değil, aynı zamanda öğretmenler için de bu çalışmalar yürüyor. Bu alandaki hız artırılmaya çalışılıyor.

Bunun dışında sağlık konusunda da çok iyi ilerlemeler olduğunu görüyoruz. Yine de henüz istenilen çizgi yakalanamadı. Hastaneler, doktorlar ve muayenehaneler arasındaki ilişkilerin düzene girmesi gerekiyor. Bugün baktığımızda her türlü işlemin kağıt üzerinden yürüdüğünü görüyoruz. Bu nedenle bu süreçler oldukça verimsiz ilerliyor. Sektör içinden de bu işleyişin düzenlenmesi adına büyük baskılar geliyor.

Bunun dışında Amerika’da güvenlik güçlerinin koordinasyonu anlamında çalışmalar sürüyor. Polis güçlerinin, ambulans, hastane, itfaiye gibi kuvvetlerle daha kolay bağlantı kurması amaçlanıyor.

Temel bazı hükümet hizmetlerinde de e-devlet projeleri çerçevesinde iyileştirme süreçleri yaşanıyor. Pek çok ülkede özellikle vergilerin elektronik sistemle toplandığı görülüyor. Bu sistem sayesinde işlem çok daha ucuza mal oluyor. Örneğin, İngiltere’de vergiler büyük oranla elektronik olarak toplanıyor. Bu sistem şu anda bireysel yapılmasa da ilerde vatandaşların da bu sistemlere sıcak bakacaklarını düşünüyorum. Bunun içinde hükümetlerin vatandaşlarına bu sistemlerin artı değerlerini göstermesi gerekiyor. Bu sistemlerle işleyişlerini yürütmelerinin avantajlarını iyi anlatabilmeleri şart. Sonuçta insanlardan bu sisteme geçmeleri için belirli bir yatırım yapmalarını istiyorsunuz.

Cisco, “geniş bant teknolojisini” elektriğin buluşundan sonraki en büyük buluş olarak görüyor. Sizce geniş bant teknolojileri iş dünyasında neleri değiştirecek?

Geniş bant teknolojisi sayesinde insanlar çok daha hızlı internete bağlanabiliyorlar. Bunun yanı sıra, televizyona ve telefonunuza da bu sistem üstünden ulaşmanız mümkün. Her türlü televizyon programını ağa bağlanıp önceden seçebilme şansınız var. En önemlisi bu hizmetlerin tümüne evinizdeki bir ağ üzerinden ulaşabiliyorsunuz.

Bunun dışında küçük dükkanları olan yerler için de bu teknoloji kolaylık sağlıyor. Örneğin, İtalya’da bu türden dükkanlar çok fazla. Zaten bu teknolojinin yoğunluklu olarak kullanıldığı yerler arasında Milano yer alıyor. Dükkan sahipleri teknoloji sayesinde evlerinden mağazalarıyla bağlantı kurabiliyorlar. Birisi dükkana girdiği anda alarmın devreye girmesiyle kurulan bağlantı çalışmaya başlıyor. Bu sayede evinde televizyon seyreden kişinin ekranında dükkanın içi gözükmeye başlıyor.

Gelecekte bu teknolojiyle birlikte neler değişecek peki?

Sanayi içinde pek çok alanda değişim yaşanacağını göreceğiz. Özellikle müzik dağıtımı geniş bant teknolojileriyle yapılacak. İş dünyası açısından bakarsak da, insanlar şu anda olduğundan çok farklı iletişim kuracaklar. Biz Cisco olarak şu anda bütün dünyadaki yüz binlerce partnerimize bu kanalla anında ulaşabiliyoruz. Bunun dışında 35 bin çalışanımızla da sürekli bağlantı halindeyiz.

Sonuçta ürünlerin yaşam döngüsünün sürekli kısaldığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle şirketlerin yatırımlarının getirisini maksimize etmesi gerekiyor. İş paydaşlarınızdan ve çalışanlarınızdan anında bilgi toplamanız çok önemli. Örneğin biz siparişlerimizi kesinlikle kağıt üstünden yürütmüyoruz. Siparişler online olarak yapılıyor. Üretimi de kendimiz gerçekleştirmediğimiz için, bu siparişler hiç el değmeden ilk önce Amerika’ya gönderiliyor.

Daha sonra da dünyanın her yerindeki üretim partnerlerimize yollanıyor. Böylece üreteceğimiz ürünlerle ilgili tüm bilgileri elektronik olarak sağlayabiliyoruz. Biliyoruz ki ürün siparişinde müşteri ne istiyorsa tam olarak o gerçekleştiriliyor. Bunun en önemli nedeni mesaja kimsenin müdahale edememesi.

Bu teknolojinin maliyeti hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bence bu konuda anahtar nokta yatırımın geri dönüşünün ne olduğu. Bir firmanın daha etkili çalışması için bir yatırım yapıyorsanız, bunun pahalı ya da ucuz olduğunu ölçümlemeniz imkansız. Gerçek şu ki firmalar bu teknolojiyi ancak kendilerine bir katma değer yaratırsa kullanırlar.

Sonuçta bu rekabetçi dünyada üretkenlik ve verimliliğin önemi çok büyük. Her ülkedeki bütün firmalar için dünya gittikçe küçülüyor. Bu nedenle firmaların daha fazla rekabet avantajına sahip olması gerekiyor. Bu yatırımın pahalı olduğunu söyleyebilmek için geri dönüş oranını iyi bilmek gerekiyor. Yarattığı değer önemli. Bu soruyu bu nedenle yanıtlamam mümkün değil.

TEKNOLOJİ NELERİ DEĞİŞTİRECEK 

Teknolojinin gelecekte neleri değiştireceğini düşünüyorsunuz?

ÇALIŞMA HAYATINDA ESNEKLİK İlerde teknoloji sayesinde çalışma hayatının değişeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda insanların sabah erkenden işlerine gitmeleri gerekmeyecek. Çalışma hayatı daha da esnekleşecek. Şu anda iş hayatında olan herkes sabah saat 9’da işyerinde olmak zorunda. Bunun anlamı herkes aynı anda yola çıkıyor. Trafik sıkışıyor, insanlar stres altına giriyor. İleride bu sistem kesinlikle değişecek. Bu insanların daha az çalışacağı anlamına gelmiyor. Muhtemelen daha da fazla çalışacaklar. Fakat daha fazla kontrollerinin olduğu bir ortamda çalışma şansları olacak. 

BİLGİSAYAR KULLANIMI ARTACAK Daha fazla bilgisayar kullanılmaya başlanacak. Belirli alanlarda hesaplamaların artması nedeniyle bunun olması kaçınılmaz. Şu anda her sökterde belirli bilgilerin anlamlandırılması için pek çok hesaplama yapılıyor. Fakat sıklıkla bu hesaplamaların zamanında bitirilemediği görülüyor. Gelecekte yeni oluşturulacak yazılımlar sayesinde şu anda verimli yapılmayan her türlü hesaplama daha etkili gerçekleştirilecek. Bu durum firmaların gücünü artıracak. Şu anda bazı sektörlerde bunun sinyallerini almaya başladık. Finans sektöründe çok karmaşık hesaplamalar yapılmak zorundadır. Bankalar bunun için ayrı çalışma istasyonları oluşturmuş durumda. Fakat yine de normalde çok uzun zaman alabilecek bir süreç farklı sistemlerin kullanılmasıyla saatler içinde halledilebilir olacak.

GÖRÜNTÜLÜ KONUŞMA Önümüzdeki yıllarda görüntülü konuşma sistemlerinin de oturacağını göreceğiz. Geçmiş jenerasyon karşısındaki insanı görmeden iletişim kurmak zorunda kaldı. Önümüzdeki 10 yıl içinde insanların artık konuştukları insanları görme şansları olacak.  Bence bu sistem pek çok dinamiği de değştirecek. Özellikle iş hayatına önemli bir değer katacak. Ayrı lokasyonlardaki insanların bir araya gelmeden toplantı yapma imkanı olacak.

“E-DEVLETİN ÖRNEK ÜLKESİ KANADA”

E-devlette dünya çapında hangi ülkelerin bu konuda başarılı olduğunu düşünüyorsunuz?

Bence bu konuda Kanada oldukça başarılı. Çok büyük bir ülke, nispeten büyük de bir nüfusa sahip. Lokasyonlar arasında uzaklıklar fazla olduğu için bu konuda önemli ihtiyaçlar oluşuyor. Zaten ülkedeki e-devlet çalışmaları bu ihtiyaçlar nedeniyle oldukça hız kazanmış durumda.

Kanada, bu projeye başlarken özellikle sektörlerin teknolojiyle nasıl çalıştağını inceledi. Aslında bu iki kesim arasında büyük benzerlikler var. Sonuçta hükümetler de sürekli bir şeyler alır. Genellikle pek satmazlar ama bu konuda bilgi sağlarlar. Bunun yanında hükümetlerin de farklı pek çok departmanla çalışma zorunluluğu vardır. E-dönüşümde en iyi uygulamaların kendi sanayisindeki örnekleri araştırarak çalışmalarını yürüten hükümetlerden çıktığını görüyoruz. Bu kişilerin firmalar tarafından zaten çoktan bulunmuş süreçler üstünde yeniden çalışmalarına gerek yok.

GENİŞ BANT’DA AMERİKA ÖNDE

Geniş bant teknolojilerinde hangi ülkeler uygulamalarıyla daha başarılı?

Bu teknolojinin en fazla kullanıldığı yer Amerika. Özellikle son yollarda Amerikan ekonomisinde bir resesyondan söz ediliyordu. Bu tür teknolojilerin kullanımı nedeniyle muhtemelen bu yaşanan son durgunluk olacak. Çünkü, şu anda Amerika daha önce hiç ulaşamadığı bir verimlilik artışını yaşıyor. Son 3 çeyreğin rakamlarına bakıldığında yüzde 4,9’luk bir verimlilik artışı söz konusu.

Bu kadar zor bir dönemin ardından böylesi bir artış yakalanması daha önce hiç görülmemişti. Bu verimlilik artışında Amerika’nın teknoloji kullanımı konusunda en iyi müşteriler arasında yer almasının payı büyük. Bu sayede elde ettikleri sonuçlarla teknolojinin nimetlerinden en fazla yararlananlar da onlar oluyor.

Avrupa’ya baraksak da uzun yıllardan sonra verimlilik artışının yüzde 1,3 oranında arttığı görülüyor. OECD’nin tahminine göre bu oran 2010 yılına kadar 1,7’ye çıkacak. Yine aynı rapora göre Avrupa’daki verimlilik artışının yüzde 35’i teknoloji kullanımından kaynaklanıyor. Bu oran Amerika’da yüzde 48’lere kadar çıkıyor. Bu nedenle Amerika geniş bant gibi yeni teknolojilerin en fazla kullanıldığı yer. Avrupa’nın da ilerleme kaydettiğini söylemek mümkün.

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz