Derya Demir / İSBAK Genel Müdürü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan İsbak, trafik bilgi yönetimi konusunda büyük bir projeyi tamamlamak üzere… “Trafik Ölçü Sistemi” adlı bu projeyle...
Derya Demir / İSBAK Genel Müdürü
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan İsbak, trafik bilgi yönetimi konusunda büyük bir projeyi tamamlamak üzere… “Trafik Ölçü Sistemi” adlı bu projeyle, bütün ana yollara “sensorler” yerleştiriliyor, alınan bilgiler sayısallaştırılıp, kullanılmaya hazır hale getiriliyor. Böylece trafik tabelalarına güzergah bilgileri, trafik akış hızı ve ortalama varış süresi gibi bilgiler de verilebilecek. En önemlisi, bu bilgiler cep telefonlarına verilecek. İsbak Genel Müdürü Derya Demir, “Cep telefonuna mesaj atıp, gideceğiniz yer için en iyi güzergahı ve ortalama varış süresini de öğrenebileceksiniz” diyor.
İstanbul’da, İkitelli’de çalışıyorsunuz. Anadolu yakasında bir toplantıya gideceksiniz. Bu durumda önünüzde birkaç önemli soru vardır. En önemlileri, kaç saatte gideceğiniz, hangi yolu kullanacağınızdır. Hangi yoldan, kaç dakikada karşıya geçilebileceğini tahmin etmek, sadece deneyimler ışığında mümkündür. Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden İsbak’ın geliştirdiği “Trafik Ölçü Sistemi” bu sorunu tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor. Yollara yerleştirilen “sensorler”, buralardaki yoğunluğu ve trafik hızını belirliyor. Alınan bilgiler merkezde işlenip, sayısallaştırılıyor ve yollardaki ekranların yanı sıra, çeşitli kanalara da aktarılabiliyor. Örneğin, cep telefonlarına…
Şu anda alınan bilgilerin veriye dönüştürülmesi için yazılım programları üzerinde çalışılıyor. Eylül ayında lansmanı yapılacak olan ölçüm sistemi işlemeye başladığında, her türlü iletişim aracından yol durumu öğrenilebilecek.Üstelik sinyalizasyon sistemi de alınan bu verilere göre düzenlenebilecek.
Aslında şu anda da İstanbul’da buna benzer bir sistem işliyor. Ancak, sınırlı ve gözleme dayanıyor. Yollara yerleştirilmiş olan tabelalar, şu anda trafiğin yoğunluğu hakkında bilgi veriyor. Ancak, yeni sistem sayesinde, cep telefonu ile mesaj atıp, gideceğiniz yer hakkında bilgi alabileceksiniz. Örneğin, gideceğiniz yeri yazıp, en iyi güzergahı ve ortalama varış süresini öğrenebileceksiniz.
Projeyi geliştiren İsbak’ı Güvenli Bilet Projesi’nden de tanıyoruz. Otobüs biletlerinde sahteciliği önlemek için yürütülen proje oldukça başarılı oldu. Ar-Ge çalışmalarını trafik yönetim sistemleri üzerinde yoğunlaştıran İsbak’ın hedefi, tüm projeleriyle yurtdışı pazarlarda da yer almak.
İsbak Genel Müdürü Derya Demir, trafikte yeni dönemi başlatacak olan projesiyle ilgili Digital’in sorularını şöyle yanıtladı:
Proje nasıl başladı? Neler amaçlanıyor?
Sayısallaşma, tüm dünyada en önemli konsept olarak devam ediyor. Tüm ülkeler kendilerini sayısal platforma taşımaya çalışıyor. Buradaki en önemli amaç, daha şeffaf yönetim anlayışı getirmek. Diğer yandan da işletmeler daha verimli süreçleri elde ediyor olacaklar.
Özellikle Avrupa’da, ABD ile olan gelişme yarışında devre dışı kalmamak için sayısal projelere ağırlık veriyor. Bunun bizdeki uzantısı e-Türkiye. DPT’nin bu konuda çalışmaları var. Bunun içinde birçok bileşen var. Bunlardan biri de e-ulaşım.
Biz tüm konseptlerin İstanbul’daki parçasına “e-İstanbul” demiştik. Bunun içindeki en önemli bileşen de “e-ulaşım”. Bir yere gitme süreçlerini teknolojik imkanlarla nasıl iyileştirebiliriz ve bu süreçle ilişkin bilgileri insanların bulunduğu yerlere nasıl ulaştırabiliriz diye tanımlayabiliriz e-ulaşım’ı.
Her türlü ulaşıma ait bilgiyi, her türlü iletişim ortamından, her türlü iletişim aracına ulaştırabilmek hedefleniyor… Tabi bunun merkezinde bilgi yatıyor. Bilgi olmalı ki ulaştıralım. Bundan 10-20 yıl önce altyapılar da yoktu. Elektronik cihaz ve iletişim. Artık herkesin elinde cep telefonu, dijital uydu teknolojileri var. Bunlar çok hızlı ilerliyor.
E-ulaşım hangi projelerden oluşuyor?
İstanbul’da belediyenin sorumluluğunda olan ulaşım biçimi çok. Otobüsler, raylı sistemler ve deniz otobüsleri… Bunların her birisinde “e-ulaşım”ın parçaları var. Kimisi yapılmaya çalışılıyor, kimisi yapılmış. İETT’de akıllı durak olarak lanse edilen bir projeyle otobüs yolcularının yolculuk öncesi ve esnasında bilgilendirilmesi amaçlanıyor. Bu projenin hazırlıkları devam ediyor. Kurgusunda bizim de yer aldığımız bir proje.
Örneğin İDO’da “e-rezervasyon” da bunun bir parçası. Fakat biz ağırlıklı olarak belediyenin verdiği hizmetlerden ziyade, belediye dışındaki herkesin, bireyin ya da kurumun yararlandığı, yollara ait bir altyapıyı kurmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla, şu anda e-ulaşımın en zor kısmı yollarla ilgili verilerin elde edilmesi. Bunun içinde trafik yönetim sistemlerinin sayısal ortamlara taşınmasıyla ilgili altyapılar var. Bunun da en temel bileşeni, şu anda çalışılan radar tabanlı ölçüm sistemleri. Bununla tüm İstanbul’un ana arterlerindeki trafik bilgilerinin elde edilmesi amaçlanıyor.
Radar tabanlı olmasının özelliği nedir?
Yola radar teknolojisiyle çalışan elektronik ölçüm sistemleri konuluyor. Bir direğin üstüne monte ediliyor. Bununla yoldaki tüm şeritlerden geçen araçların ortalama hızı, geçen araç sayısı gibi veriler toplanıyor. Bizim en önemsediğimiz objektif veriler elde edilmiş oluyor.
Subjektif bilgiler de şöyle: Şu anda birçok kuruluş telsizle yol durumunu almaya çalışıyor. Bunun kendi araçlarından ve elemanlarıyla yapıyor. Halbuki bu trafiği sürekli canlı olarak ölçen bir sistem.
Çalışmalar ne zaman başladı?
Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Daire Başkanlığı’nın 2003 yılı yatırım programına aldığı bir projeydi. Kurulumu 3 ay önce tamamlandı. Şu anda İstanbul’da 30 civarında sensor yollara yerleştirildi ve canlı olarak bu bilgileri bir merkezde toplanıyor. Sensör sayısı artacak. Çünkü, İstanbul’a yayılması gerekiyor. Belediye’nin bu yıl için tüm trafik yönetimine ayırdığı yatırım miktarı 10 milyon dolar civarında.
İsbak’ın buradaki rolü neydi?
İsbak, bu teknolojiyi geliştiren taraf. Bunu yabancı ortaklıkla beraber geliştirerek İstanbul’da uyguladık. Teknolojinin Türkiye’ye yaygınlaştırılması, burada üretilmesi ve asıl önemlisi bu altyapıdan elde edilen bilgilerin değerlendirilerek son kullanıcıya ulaştırılması konusunda İsbak çalışıyor.
Şu anda yazılıma yönelik geliştirme çalışmaları yürütülüyor. Bu gelen verilerden şu anda herhangi bir son kullanıcının bir şey anlama imkanı yok. Bunun anlamlandırılması lazım. Bununla ilgili projeler, ikinci faz. Önce altyapıyı kurma, bilgi olacak ki anlamlandırasınız. Bilgi toplayacak altyapıyı kurduk. Değerlendirilmesi devam ediyor. Eylül ayında Bilişim Fuarı’nda bununla ilgili çalışmaların lansmanını yapacağız.
Neler yapıldı tam olarak?
30 noktaya sensör yerleştirildi. Bunlar, araçlara ve yola ait tüm bilgileri topluyor. Büyükşehir Belediyesi’ndeki Ulaşım Daire Başkanlığı’ndaki merkeze aktarıyor. Orada çok modern bir ulaşım kontrol merkezi kuruluyor. Tüm bu bilgilerin çok geniş ekranlarda gözlemlenebileceği. Bu bizim iç işleyişimiz için gerekli olan altyapı.
Asıl bu konseptin içindeki en önemli unsur halk. Bu bilgilerin anlamlandırılarak değişik ortamlara sunulması önemli. Bu süreç içinde anlamlandırma yazılımlarını geliştiriyoruz. Bunlar bir VMS’Lerde yayımlanacak. VMS’ler (Değişken mesaj sistemleri) yollarda gördüğünüz elektronik göstergeler.
Şimdi sadece akıcılığı gösteren panolarda ortalama hız bilgileri ve varış süre tahminleri yer alacak. Bununla da kalmayıp cep telefonu, radyo, televizyon istenen her iletişim aracından da bu bilgi alınacak. Onlar önceden kameralarla gözlenen bilgileri gösteriyordu. O da sayısal tabanlı görüntü aktarım sistemiydi. Kameralardan alınan görüntüler operasyon merkezine gidiyordu ve oradaki görevli görüntülerden elde ettiği gözlemini bu panolara aktarıyordu.
Ama şimdi yapacağımızda, ortalama hız bilgisi, ondan daha önemlisi ortalama varış bilgileri yer alacak. VMS’in bulunduğu noktadan ileri noktaya bazı yerler tarif edilerek kaç dakikada varılabileceğini söyleyeceğiz. Hedefimiz bu. Bunun için yoldaki tüm ölçümleri yapmamız gerekiyor. Yol üzerinde bir ağ oluşturulmuş olacak bu sensörlerle.
Yurtdışından bir ortağımız var dediniz. Hangi bölümünde onlar var?
En büyük ortağımız sensör teknolojisinde Kanadalı bir firma. Bir de Almanlarla verilerin değerlendirilmesine yönelik bir ortaklık başlatıyoruz. O da Almanya’da TÜBİTAK gibi yüzde 50’si devlet tarafından desteklenen bir kurum.
Bundan kimler nasıl faydalanacak?
VMS zaten mevcut ve bilgiyi yayma aracı olarak hemen devreye alınacak. Alınan bilgilerle veri yönetimi değiştirilecek. Ayrıca, belediye cep telefonu operatörlerine bu bilgileri sunarak onların katma değerli hizmet üretmesini sağlayacak. Artık bu kanalları çeşitlendirmek mümkün.
Evden çıkmadan önce bir bilgi olsa da, yol durumun öğrensek diye düşünüyoruz. Şu anda radyolardan bu bilgileri dinliyoruz. Ancak, o bilgileri de, görüntüyü izleyen yetkililer aktarıyor ve sadece yoğunlukla ilgili…
Oysa, bizim kuracağımız sistem daha derin olacak. İstediğimiz an ulaşabileceğiz ve hız bilgisini, ortalama varış süresini de söyleyeceğiz. Mesela bulunduğum ve gideceğim yeri bir mesaj göndererek söylediğimde, bana bir güzergah verecek, zaman açısından en uygun olan ve ortalama zamanı bildirecek. Bunu kullanmak artık hayal gücüne kalıyor.
Ayrıca internetten trafik yoğunluk haritası dediğimiz haritayı görebilirsiniz. Büyük ekranlı cep telefonlarından da görülebilir.
EYLÜL’DE DEVREYE GİRİYOR
Ne zaman kullanılmaya başlanacak sistem? Dünyada hangi örnekleri var?
Bu sistemin lansmanını Eylül’de yapacağız. Ayrıca operatörlerle olan kısmının da o zamana yetişeceğini düşünüyorum. Ancak, bu süreç hiçbir zaman bitmez. Yaşadıkça belki fark edeceğimiz başka şeyler olacak. Ama temel yatırım Eylül’de hizmete girmiş olacak.
Önümüzdeki yıl da bu yatırım devam etmek zorunda. Çünkü, şu anda biz çekirdek yatırımı yapıyoruz. Ulaşım kontrol merkezi de öyle... Ondan sonra ilave edilecek olanlar daha düşük maliyetler olacak.
ABD, Almanya ve Fransa’da iyi örnekleri var. Konseptler buna benzer. Bunun bir kere hız ölçümü yapabilmesi gerekiyor. Berlin’de bile 8 ay önce tam olarak servise girdi. Orada da tüm otoyollara binlerce sensör yerleştirildi.
Aslında benim hayalim bu projeyi tüm Türkiye’ye yaymak. Biliyorsunuz, bayram dönüşleri nasıl keşmekeşe dönüyor. Bunlar bakımı da ucuz olan sistemler. Sensör sürekli çalışır. Temizleme ihtiyacı yok. Ayrıca, yüksek olduğu için insan etkisine de açık değil.
Bunun başka dalları da var. Örneğin insansız, elektriğin olmadığı alanlarda güneş enerjili sistemler kurulabilir. Bunun haberleşme yöntemi hücresel. Yani kablo yok. Çalışması gereken enerji de güneşten alınacak. Dolayısıyla, bunu birçok yerde yaygınlaştırabileceğiz. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor.
HEDEF YURTDIŞI PAZARLAR
Yurtdışına yönelik projeleriniz de var mı?
Biz şirket olarak “Trafik yönetim sistemleri”yle uğraşıyoruz ama “Elektronik geçiş sistemi” yapmıyoruz. Amacımız da dünyaya satmak. En önemli pazarımız da Ortadoğu. Şu anda İran’a ihracat yapıyoruz. Trafik ışıklarında kalan süreyi belirten geri sayım cihazı satıyoruz. Şu ana kadar 300’e yaklaştık. Kavşak kontrol cihazı satmak için de girişimlerimiz var.
Daha sonra bu radarlı sistemleri satmak istiyoruz. Sayısal görüntü aktarım sistemini pazarlamanın planlarını da yapıyoruz. Hedeflediğimiz pazarlar da orası. Bu yıl milyon dolarlık bir proje için sözleşme yapmak istiyoruz. Geçen yıl Dubai’deki Körfez Trafik Fuarı’nda kendimizi tanıtmaya başladık.
Şu anda görüştüğümüz şirketlerin hepsi bizi orada tanıyanlar. Şu anda Fransa’ya geri sayım cihazı satmaya çalışıyoruz. Almanlarla işbirliğimizin sebebi Balkan ülkelerinde de yer alabilmek. İkinci öncelikli pazarımız burası. Üçüncü Kuzey Afrika, dördüncü Türk Cumhuriyetleri ve Rusya. İlk sonuç veren Ortadoğu olduğu için her zaman daha öne çekiyoruz. Rakiplerimiz var ama fiyat avantajımıza güveniyoruz. Teknoloji en büyük iddiamız.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?