Bağımsız Ameraka

3.03.2017 12:36:490
Paylaş Tweet Paylaş
Bağımsız Ameraka
Amerikalıların en önemli değeri bağımsızlıktır. George Washington ABD’nin gelecekteki liderlerini, yabancı ülkelerle karmaşık ilişkilere girmemeleri konusunda uyarmıştı. Başkan Wilson ve Roosevelt ellerinden geldiğince dünya savaşlarından uzak durmuştu ve sonraki başkanlar da dışarıdan gelen saldırılara karşı “zamanı geldiğinde ve bizim seçtiğimiz yerde” şeklinde tepki vermeye yeminliydi. Başkan Donald Trump ise şimdi ABD’nin dış politikasını muhtemelen baştan aşağıya değiştirecek yeni türden bir bağımsızlık rotasını benimseyeceğini ilan ediyor. Avrasya Grubu, her yılın ocak ayında bizim gelecek yılla ilgili önemli global politik riskler listesini yayınlar. 2017 yılı için ise “Bağımsız Amerika”nın bizim açımızdan bir numaralı risk olmasının ardında yatan çok sayıda neden var.

TARİHİ İNKAR
Trump seçim kampanyasında “Amerika’yı tekrar muazzam yapma” taahhüdü vermişti, ancak aynı zamanda dünyaya “Önce Amerika” yaklaşımıyla muamele edeceği sözünü de vermişti. Bu durum, Amerika’nın dünyadaki sorunlarla ilgilenen vazgeçilmez bir lider olduğu yönündeki 1945’ten bu yana ABD dış politikasının temelini oluşturan ana fikrin kökten inkarı anlamına geliyor. Dünyanın dört bir yanındaki Washington’a güvenmeyen çoğu insan için bu çok iyi bir habermiş gibi görünebilir. Ancak Trump’ın bakış açısı aynı zamanda geleneksel müttefiklerini de kapsayacak şekilde ilişkilere tamamıyla ticari bir şekilde yaklaşılacağı anlamını da taşıyor. “ABD’nin desteğini mi istiyorsunuz? O halde bedelini ödeyin. ABD’nin korumasını mı istiyorsunuz? O zaman daha çok para ödeyin.” Diğer hükümetler bu söylemi, 2017’de çok daha fazla duyacak. Trump, sonuçları ne olursa olsun dünyanın tek süper gücünün kendi kaynaklarını sadece ABD’nin çıkarları doğrultusunda harcayacağı konusunda kararlı. Trump güvenlik, ticaret ve iklim politikası konularında tüm ittifakların ve anlaşmaların gözden geçirileceğini söylüyor. Bu bir kendini tecrit etme politikası değil. Trump, sadece ABD’nin gücünü Obama’nın aksine çok daha temkinli kullanacak. Aslında bu Trump’ın diğer hükümetlerin ABD’li vergi mükelleflerini sömürmek amacıyla ticari bağlar ve ortak değerler yaratmak için yardım istedikleri kanaatinden kaynaklanan aşırı bir yalnızlık yaklaşımıdır. Ancak maalesef ki Trump ve onunla birlikte herkes, yaptığı hatalardan ders çıkarmak zorunda kalacak. Dünyanın geri kalanı konusunda çok az şey biliyor ve henüz güvenebileceği danışmanlar ve bürokratları konusunda karar vermedi.

ÇİN FAKTÖRÜ
Dünyanın en güçlü ulusu şimdi çok daha öngörülemez hale gelmek üzere. Trump’ın NATO’ya karşı şartlı desteği, onun Putin’in Rusya’sına yakınlaşması ve AB karşıtı popülistlere olan politik meyli, Avrupa’daki transatlantik ittifaklarını 1930’lardan bu yana en zayıf konuma getirecek. Orta Doğu’da ise enerji devrimiyle birlikte ABD’nin bölgedeki çatışmalara ilgisinin azalmasıyla birbirleriyle bölgedeki hükümet içi ve diğer güçlerin egemenlik savaşı vermesine olanak sağlıyor. Trump’ın BM ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlara karşı şüpheci yaklaşımı da çatışmaları, barınmayı, beslenmeyi, göçmenleri korumayı ve gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmayı yönetme yönündeki çalışmaların altını oyacak. En büyük sıkıntı ise ABD ile Çin arasında artan çatışma riski. Başkan Xi Jinping, Trump’ın Amerika’nın bağımsızlığı yönündeki beyanından Çin’in Asya’nın her yerinde güvenlikle ve ekonomiyle ilgili çıkarlarını artırmak için faydalanacaktır. Trump, eğer Pekin’i köşeye sıkıştırmak için Tayvan’la olan ilişkilerini artırırsa; Xi Hong Kong’daki demokrasi eylemcilerinin hükümetini zora düşürdüğünü hissederse; Çin’in, Japonya ile olan ilişkileri kötüleşirse ya da Kuzey Kore merkezli bir acil durum Washington ile Pekin’i karşı karşıya getirirse ne olur? İşte o zaman ABD-Çin ilişkileri şiddetli bir sınavdan geçer. Başkan Bush ve Obama liderliğinde Pekin ile Washington arasındaki iletişim ciddi bir şekilde artmıştı. Ancak gerek ABD gerekse Çin başkanlarının bir şeyler ispatlamak zorunda olduğu bir yılda bu iyileşme hiç olmadığı kadar tehdit altında kalacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz