Dardanel 1 milyar TL'ye nasıl koşacak?

10.04.2019 11:34:000
Paylaş Tweet Paylaş
Dardanel 1 milyar TL'ye nasıl koşacak?

MEHMET ÖNEN/DARDANEL ÖNENTAŞ GENEL MÜDÜRÜ

DARDANEL 1 MİLYAR TL’YE NASIL KOŞACAK?

 Dardanel Önentaş 35 yıldır ton balığı üretiminde sektörünün en büyük şirketi konumunda yer alıyor. Niyazi Önen tarafından Çanakkale’de hayata geçirilen Dardanel, bugün 1.200 çalışanıyla üretim yapıyor. Atlantik ve Hint okyanuslarından alınan ton balıkları Çanakkale fabrikasında yüzde 75’i kadın olan çalışan ordusu tarafından işleniyor.
Aslına bakılırsa Türkiye’de ton balığı pazarı Dardanel ile başladı. Halen de pazarın dominant oyuncusu konumunda olan şirket, yüzde 55’lik pazar payına sahip. Tüm markalar ve kanallar dahil olmak üzere tüketilen ton balığının yüzde 77’si de Dardanel tesislerinden çıkıyor.
Son 1 yıldır Dardanel’de yönetimde ikinci kuşak Mehmet Önen var. Babasından devraldığı koltukta şirketi daha hızlı büyütmek niyetinde olan Önen, Türkiye ekonomisi açısından zor geçen 2018’in kendileri için iyi bir yıl olduğunu söylüyor. Bunu da rakamlarla şöyle ifade ediyor: “Dardanel olarak 2017 yılında 250 milyon TL olan ciromuz 2018’de 346 milyon TL oldu. İhracatımız da 13 milyon dolardan 23 milyon dolara ulaştı.”
Önen, ihracattaki bu artışı TL’nin yaşadığı değer kaybı ile birlikte işçiliğin global piyasalara kıyasla ucuzlaması ile açıklıyor. “Dünyada ton balığı pazarının en büyük üreticileri Tayland, Ekvator ve Vietnam. Bizim üretimde işçiliğimiz TL olduğu için son gelişmelerden sonra dünya ile rekabet edebilir hale geldik. Bu da ihracatımızı olumlu etkiledi” diyor.
Dardanel 2019 yılında da yine daha fazla büyümeye odaklanıyor. Şirketin hedefi yıl sonunda 600 milyon TL ciroya ulaşmak. İhracatı da 40 milyon dolar seviyelerine çıkarmak. Mehmet Önen, büyümeyi iç pazarı büyütecek yenilikçi ürünleri pazara sunarak ve ihracatta atağa geçerek gerçekleştireceklerini dile getiriyor. Türkiye’nin ton balığı tüketiminde dünya ortalamalarının çok gerilerinde olduğuna da dikkat çeken Önen, buradaki tabloyu şöyle ortaya koyuyor: “Türkiye’de ton balığı tüketimi düşük. Orta Doğu’da ortalama kişi başı 2 kg, İtalya’da 3 kg ton balığı tüketilirken Türkiye’de 120 gr ton balığı tüketiliyor. İç pazarı en kötü kişi başı 1 kg’a çıkarmamız bile 10 kat büyüme anlamına geliyor. Biz de aç ye gibi yenilikçi ürünlerle pazarı daha fazla büyütmeyi planlıyoruz.”
CİROMUZ 1 MİLYAR TL’YE ÇIKACAK
Dardanel çatısı altında aslında 3 ayrı şirket yer alıyor. Mehmet Önen’in başında olduğu şirket amiral gemisi Dardanel Önentaş’ın yanı sıra Mr. No ve Dardenia da var. Mr. No sandviç üretim şirketi olarak faaliyetlerini yürütürken Dardenia da hızlı yemek alanında 10 restoranla yer alıyor. Dardanel Grup olarak cirolarının 420 milyon TL olduğunu açıklayan Mehmet Önen, bu yıl grup cirolarını 720 milyon TL’ye çıkaracaklarını söylüyor. Orta ve uzun vadeli hedeflerini de şöyle paylaşıyor: “Hedefimiz ton balığında dünyanın en büyük 3 üreticisinden biri haline gelmek. Orta Doğu ve Avrupa’nın en büyük üreticisi olmayı istiyoruz. 2020 yılı ciro hedefimiz 1 milyar TL. Ciroyu bu noktaya getirirken gelirlerimizin yüzde 50’sinin de ihracattan gelmesini planlıyoruz.”

 HEDİYE GÜRAL GÜR/NG HOTELS YÖNETİM KURULU BAŞKANI 

“YENİ OTEL PROJEMİZ VAR”

 NG Hotels, ağırlıklı porselen sektöründe faaliyetlerini yürüten NG Topluluğu’nun turizm kolunu oluşturuyor. NG Hotels çatısı altında NG Sapanca ve NG Afyon olmak üzere iki otel yer alıyor. NG Sapanca 291 oda, NG Afyon 428 oda ile faaliyetlerini yürütüyor. Her iki otelin de uluslararası standartlarda olduğunu belirten NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, “NG Sapanca, Türkiye’de 8 kalite belgesini  almaya hak kazanmış ilk 5 yıldızlı otel, NG Afyon ise 8 kalite belgesine sahip tek beş yıldızlı termal otel olma özelliğini taşıyor. Ayrıca iki otelimiz de pek çok ulusal ve uluslararası ödülün sahibi” diyor.
Geçtiğimiz yıl turizm sektörü açısından parlak bir yıl oldu. NG Hotels için de durum farklı değil. 2018’de grup ciroda yüzde 24, kârda ise yüzde 45 büyüme sağladı. “Büyümeyi sağlayan faktörlerden biri ürün çeşitliliğimiz” diyen Hediye Güral Gür, sözlerine şöyle devam ediyor: “Misafirlerimizin taleplerine göre ürünlerimizi çeşitlendiriyor ve beğenilerine sunuyoruz. Bunun yanı sıra otellerimize yaptığımız fiziksel ve teknolojik yatırımlar, pazarlama çalışmalarımızda dünyadaki trendleri takip etmemiz de büyümede etkili. Bu çalışmaların sonucu yüzde 45’e ulaşan tekrar misafir oranımız bizi mutlu ediyor.”
NG Hotels’in misafir profilinde ağırlığı yerli turistler oluşturuyor. Ancak NG Sapanca’da Orta Doğulu, NG Afyon’da özellikle yaz aylarında yurt dışında yaşayan Türkler’i ağırladıklarını belirten Gür, “Son dönemde Türki Cumhuriyetler’den termal kür için gelen misafirlerde de artış gözlemliyoruz” diyor. Grup, bu yıla ilişkin ise iç pazara yönelik çalışmaların yanı sıra yeni pazar geliştirmeye yönelik bir strateji izlemek niyetinde. 2019 yılında yurt dışından özellikle Batı Avrupa pazarından Akdeniz’e gelen taleplerde ciddi bir hareketliliğin olduğunu dile getiren Gür, bu nedenle Akdeniz bölgesindeki yüksek artışın Ege’den başlayarak diğer bölgelere domino etkisi yaratacağına dair beklenti olduğunu söylüyor. Rusya ile imzalan anlaşma ile bu yıl, “Türkiye-Rusya Kültür ve Turizm Yılı” ilan edildiğini de hatırlatarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu iş birliği turizm açısında büyük avantaj sağlayacak. Yapısal reformların hızlandırılması, belirsizlik ortamının kalkması turizmcilerin  beklentileri arasında. Eğer bu beklentiler gerçekleşirse 2019’un yüksek doluluk oranlarının yakalandığı ve turizm gelirlerinin arttığı bir yıl olacağına inanıyorum.”
Bu yıl Gür’ün ajandası oldukça yoğun. Sapanca’daki mevcut otelin yanında yıl içinde NG Sapanca Club’ın açılışı planlanıyor. Yeni otelin trendleri yansıtan 298 adet lüks ve estetik odaya sahip olduğunu belirten Gür, “Buna ek olarak Afyon için de yeni bir otel projemiz var. Ayrıca Basın Ekspres yolunda yer alan İstanbul Marriott West’in kaba inşaatını tamamladık. Hedeflerimiz arasında yurt içinde otel sayımızı artırma ve yurt dışında da yeni otel yatırımları gerçekleştirmek var. Bunun için uygun projeleri değerlendiriyor, yurt içi ve yurt dışında araştırmalar yapıyoruz” diye konuşuyor.

“ÇOCUKLARLA KEŞFETMEYİ SEVİYORUZ”
Hediye Güral Gür iş dışında STK’larda da aktif bir iş insanı. TÜROB, TTYD ve TİKAD üyesi olan Gür, kalan zamanını ise çocuklarına ayırdığını anlatıyor. “Onlarla beraber bir şeyler yapmak benim için haftalık planlamamı yaparken de önemli. Her hafta mutlaka beraber dışarıda yemeğe çıkarız. Yeni yerler keşfetmeyi, sinema keyfi yapmayı çok seviyoruz” diyor.

 AYŞEM SUNER/MICHELIN TÜRKİYE DİREKTÖRÜ  

“TEDARİK SÜREÇLERİMİZİ İYİLEŞTİRECEĞİZ”

Michelin lastik sektörünün en büyük oyuncularından. Türkiye’de yaklaşık 23 yıldır faaliyetlerini sürdüren şirketin 100 kişilik bir operasyon ekibi var. Toplam 460 civarında da uzman lastik bayisiyle tüketiciye ulaşan şirket, otomobil, kamyonet, ağır vasıta, tarım, iş makinası ve forklift lastiklerinin dağıtımını yapıyor. Binek araç lastiklerinde, Türkiye pazarına girdikleri ilk yıldan bu yana Michelin Türkiye olarak en çok tercih edilen markalar arasında olduklarını belirten Michelin Türkiye Direktörü Ayşem Suner, “Michelin Türkiye olarak her yıl olduğu gibi özellikle iç pazardaki satışlarda 18” ve üzeri lastik pazarında olan iddiamızı 2018 yılında da devam ettirdik. 2018 yılında bir önceki yıla kıyasla 18” ve üzeri pazarında yüzde 19 büyüdük ve pazar ortalamasının üzerine çıktık” diyor.
2018 birçok sektör gibi lastik sektörü açısından da zorlu bir yıl oldu. Yılın ikinci yarısı itibariyle iniş çıkışların olduğunu dile getiren Suner, “Ancak kış sezonunun gelmesiyle sektörümüzde de hareketlenme başladığını söyleyebiliriz ve biz de bunun olumlu etkilerini hissetmeye başladık” diyor. Suner, bu yılın zorluklarla beraber fırsatlar da getireceğini düşünüyor. Ayrıca önceki yılların rekor araç satışlarının yaz lastiği pazarını da pozitif etkileyeceğini dile getiriyor. Büyüyen araçlarla birlikte lastik ebatlarının da büyüdüğünü anlatan Suner bu durumun sektöre yansımalarını şöyle anlatıyor: “SUV araçların yarısının lastikleri 18 jant ve üzeri ebatlarda. Bu da demek ki önümüzdeki süreçte tüketici eğilimlerini ve otomotiv pazarının dinamiklerini okuyarak SUV ve 18” ve üzeri lastik pazarına eğileceğiz ve burada hareketlenme yaşanacak. Biz de planlarımızı bu pazarlara yönelik yapıyoruz. 18” ve üzeri pazar, Michelin olarak inovasyon ve teknolojik altyapımızla zaten her yıl liderlerinden olduğumuz ve geliştirdiğimiz bir pazar. Hem Michelin hem sektör olarak pazarın bu alanda gelişeceğini öngörüyoruz.”
Michelin Türkiye’nin ürünler söz konusu olduğunda tüketiciye ulaştırmak istediği temel söz ise tek bir lastikle daha yüksek kilometre ömrü ve güvenlik. Suner, 2019 yılında da temel hedeflerinin uzun ömürlü performans sağlamak olduğunun altını çiziyor. Bu yıl odağındaki konuları da şöyle özetliyor: “Türkiye, genç nüfusu ve sahip olunan araç sayılarını Avrupa ile karşılaştırdığımızda, sahip olduğu potansiyel ile lastik ve hizmet sektöründe bizim için umut vaat eden bir pazar. Kısa vadeli yaşanan olumsuzluklar bize odaklanabileceğimiz alanlar yaratıyor ve buralarda doğabilecek fırsatlara yönelmemizi sağlıyor. Önümüzdeki birkaç yıl bizim için çok önemli olacak 17” ve üzeri lastik segmentinde daha da ilerleme kaydetmek istiyoruz. Bu anlamda yüksek performans lastik ürün gamımızı genişletmeye devam edeceğiz ve tüketicilerle buluşması için tedarik süreçlerimizi iyileştireceğiz.”
LİSANSLI YÜZÜCÜ
Suner aynı zamanda 8 ve 12 yaşlarında 2 çocuk annesi. Çocuklarına onlar yatmadan vakit ayırabilmek adına güne erken başlayıp evde erken olmaya çalışıyor. Çocukluk yıllarında lisanslı yüzücü olduğu için su ile yapılan tüm sporları ve deniz tatillerini de seviyor.

HANDE SABUNCUOĞLU/KIDZMONDO TRUMP İSTANBUL YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ 

 “1 MİLYON KİŞİ KIDZMONDO’YU ZİYARET ETTİ”

KidzMondo, konsepti eğlence ve öğrence sistemine dayanan Türkiye’nin ilk çocuk şehri. Düzeni, sistemi ve teknolojisi ile gerçek bir şehrin küçülmüş hali olan KidzMondo’da çocuklar yetişkinlerin günlük yaşamlarını deneyimliyor, 40’tan fazla birimde seçtikleri meslekleri yapıyor, karşılığında para kazanıyor ve kazandığı parayı da dilediği gibi harcıyorlar. Bir nevi hayatın ekonomik döngüsünü öğrenmiş oluyorlar. KidzMondo Trump İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hande Sabuncuoğlu, bu konseptteki parkların, dünyanın başka ülkelerinde gidilmesi zorunlu parklar arasında yer aldığını söylüyor, “Örneğin Finlandiya’da KidzMondo’nun çok daha basit bir versiyonu var ve burası devlet tarafından destekleniyor. 12 yaş altındaki çocukların özellikle gitmesi şart koşuluyor. Çocukların eğitimi için çok önemli bir kriter” diyor.  
KidzMondo’nun yaratıcısı Lübnanlı Kidz Holding. İlk olarak Beyrut’ta faaliyete başlayan girişim zamanla dünyadaki diğer şehirlere yayıldı. Şu anda dünyada Beyrut ve İstanbul’un yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan’da var. Ürdün, Umman, Avusturya ve Azerbeycan da yeni açılacağı ülkeler.
Bu yıl Türkiye’de beşinci yılını kutlayan KidzMondo, bugüne kadar gördüğü ilgiden memnun. Hem şehir içinden hem şehir dışından çok yoğun bir ziyaretçi ilgisi olduğunu belirten Sabuncuoğlu, “Yıllık ortalama 190 bin ziyaretçimiz var. Bunun 75 bini yetişkin, 115 bini ise çocuk. KidzMondo’yu Ocak 2014’te açtık. O günden bugüne yani 5 yıllık süreçte yaklaşık 1 milyon kişi KidzMondo’yu ziyaret etti” diyor.
KidzMondo markalar için de çocuklarla buluşacakları bir platform. Deneyimlenen her meslek biriminin sponsorları var. Örneğin pilot olan çocuklar Pegasus Havayolları, benzinci olanlar Aytemiz Petrol’de çalışıyor. Ülker, Hilton, Faber Castell, Hürriyet, Kanal D, Suzuki, Bereket Döner, Migros, Komşu Fırın, Slowtürk diğer sponsorlar arasında… Sabuncuoğlu yeni sponsorluklar için de çalışmalarına devam ettiklerini belirtiyor, “2019 başında Yurtiçi Kargo ile sponsorlukta anlaşma sağladık. Görüştüğümüz farklı sektörlerden markalar var” diye konuşuyor.
“DALIŞ SEYAHATİ YAPIYORUZ”
Hande Sabuncuoğlu, 20 yılı aşkın süredir Doğan Grubu’nda çalışıyor. Kidzmondo öncesinde Doğan Gazetecilik’in satış ve pazarlama direktörlüğünü yaptı. Ayrıca 2005’ten beri grubun KSS projesi olan “Baba Beni Okula Gönder”i gerçekleştiren ekibin bir parçası. Şimdi de Aydın Doğan Vakfı’nın “Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar” projesine destek veriyor. İş dışında zamanını en çok ailesiyle geçiriyor. 13 yaşındaki kızıyla zaman geçirmekten keyif aldığını söylüyor... “Kızım haftanın altını günü tenis oynuyor, ben sadece yazın zaman buluyorum. Düzenli olarak fitness eğitmeni ile çalışıyorum. Ayrıca eşimin su ile ilgili hobilerini ben de edindim. 15 yıldır dalıyorum. Her yıl mutlaka bir dalış seyahati yapıyoruz” diyor.

THEO MSEKA/HÜRRİYET EMLAK CEO’SU

SEKTÖRÜN NABZINI TUTUYORUZ

 Hürriyet Emlak, emlak sektörünü tek çatı altında buluşturan bir platform. 2006 yılından itibaren faaliyet gösteren şirket, emlak dikeyinde özelleşen ilan sitelerinin de açık ara lideri konumunda yer alıyor. Hürriyet Emlak’ı her gün yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiğini belirten Hürriyet Emlak CEO’su Theo Mseka, “Sitemizde günde 10 binden fazla yeni ilan girişi oluyor. Bu ilanların yüzde 70’ten fazlası satılık, yüzde 30’u ise kiralık ilanlarından oluşuyor” diyor.

Şirket geçtiğimiz yıl önemli bir ortaklığa da imza attı. Dünyanın önde gelen yatırım bankası Goldman Sachs sermaye katılımı sağlayarak Hürriyet Emlak’ın azınlık ortağı oldu.

Bu yatırımın Hürriyet Emlak’ın pazardaki konumunun daha da güçlenmesi ve tüm paydaşlara fayda sağlamaya yönelik yeniliklerle birlikte, büyüme amaçlı olarak değerlendirileceğini dile getiren Mseka, “Böylece Hürriyet Emlak, Avrupa ve Orta Doğu bölgesinde gayrimenkul piyasasının en büyük öncü platformlarından biri olmaya da devam edecek” diyor.

Hürriyet Emlak, gayrimenkul sektörünün nabzını en iyi tutan kanallardan biri. Mseka da yılı değerlendirdiğinde geçtiğimiz yıl kur faiz dengesindeki değişiklikler nedeniyle Temmuz-Kasım döneminde konut fiyatlarında yüzde 18’e varan gerileme yaşandığını belirtiyor. Bu dönemde yapılan kampanyalar, devlet teşvikleri ile beraber gayrimenkul alımları için çok büyük bir talep oluşması gerekirken algısalı olarak diğer finansal enstrümanların kısa dönemde daha fazla kazandıracağının düşünülmesinden dolayı birçok fırsatın kaçtığını ifade ediyor. Mseka’ya göre zor bir yılın ardından 2019’da sektör hareketlenecek. Yıla ilişkin beklentilerini de şöyle dile getiriyor: “Piyasaya canlılık getirecek faktörlerin başında konut kredi oranlarının tüketiciler için daha cazip hale getirilmesi geliyor. 2019’da bu yılın aksine büyüme rakamlarında 2-3 puan arasında artış olacağını öngörüyoruz. Dolar-Euro kuru ile ekonomi piyasasının beklentilerini yakından takip etmekle birlikte, 2019’da kurda herhangi bir dalgalanma beklemediğimizi de söyleyebilirim. 2019, tüm Türkiye olarak yeniden yatırımlara başlayacağımız ve daha güçlü bir ekonomiyi inşa etmeye çalışacağımız bir yıl olacak.”

Bu yıl şirketin gündeminde ise dijital dönüşüm var. Bu dönüşümün en üst seviyeye çıkacağını ifade eden Mseka, “Hem son kullanıcının hem emlak ofislerinin çok daha rahat kullanabilecekleri ve ev arama sürecini kolaylaştıracak arayüz geliştirme çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek” diye konuşuyor. Şirket ayrıca gerek yurt dışındaki gayrimenkul fırsatlarını değerlendirmek isteyen potansiyel alıcılarla gerek Türkiye’deki fırsatları yurt dışındaki potansiyel alıcılarla buluşturmak üzere yaptığı çalışmalarıda sektöre sunmaya hazırlanıyor.
SALSA YAPIYOR
Theo Mseka Yunanistan Selanik doğumlu ancak aslen Tanzanyalı. Zimbabwe’de büyüdü, University of Cape Town’da üniversite eğitimini tamamladıktan sonra kariyerine 2001 yılında kendi girişimi olan dijital danışmanlık şirketi Go Media ile başladı. Go Media’yı sattıktan sonra eğlence sektörünün dünyadaki en büyük yatırımcılarından biri olan Naspers’a bağlı bulunan Property24’e katıldı. Property24’ü Güney Afrika’nın bir numaralı emlak portalı haline getirdi. Mseka, iş dışında Latin müziği ve dansına meraklı. “Zaman buldukça Salsa yapmaya ve DJ kabinine geçerek Latin müzikleri çalıyorum” diyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz