Doğru öngörüler ve çok çalışmak büyüttü

Limak’ın bu başarısının arkasında şirketin yönetim kurulu başkanı Nihat Özdemir var. Özdemir’le Limak’ın bu hızlı büyüyüşünü, altyapı projelerindeki iddiasını ve 3’üncü Havalimanı İhalesi’ni konuştuk.

28.03.2014 23:36:230
Paylaş Tweet Paylaş
Doğru öngörüler ve çok çalışmak büyüttü
Limak Holding, Türkiye’nin en hızlı büyüyen gruplarından biri. 1976 yılında kurulan şirket, 2012 yıl sonu itibarıyla cirosunu 2 milyar dolara ulaştırarak önemli bir büyüklüğe ulaştı.

Bu yıl ise adından en fazla 3’üncü Havalimanı İhalesi ile söz ettirdi. 22 milyar 152 milyon Euro’luk rekor teklifle dünyanın en büyük havalimanlarından biri olma iddiasıyla yola çıkan Limak’ın bu başarısının arkasında ise şirketin yönetim kurulu başkanı Nihat Özdemir var.

Özdemir’le Limak’ın bu hızlı büyüyüşünü, altyapı projelerindeki iddiasını ve 3’üncü Havalimanı İhalesi’ni konuştuk.

Müteahhitlik büyüttü
Kurulduğumuz 1976 yılından bu yana grubumuz hızla büyüdü. Müteahhitlik sektörüyle işe başladık. Bu alanda da yurtiçinde ve yurtdışında altyapıya yönelik birçok projeye imzamızı attık.

Bunların içinde ağırlıklı olarak enerji, limanlar, karayolları ve hava meydanları gibi alanlarda bazı projeleri bitirerek ülkemizin ekonomisine katkı sağladık. Stratejik olarak bu sektörlerde büyümeyi hedefledik. Küçük projelerle başladık, zaman içinde tempomuz arttı.

Limak Grubu olarak, faaliyet gösterdiğimiz her sektörde ilk 3 şirket arasında olmak hedefimizle, yatırımlarımıza efektif bir şekilde devam ediyoruz. İnşaat dışında enerji sektöründe üretim, dağıtım, satış ve ticaret alanlarında operasyonlarımızı sürdürüyoruz.~

İlk kırılma noktası
Biz kurulduğumuzda Türkiye altyapıya yönelik çalışmalarının başındaydı. Limak’ın bugün bulunduğu yerde olmasında, Türkiye’deki son 10 yıldaki siyasi istikrarın ve ekonomik gelişmenin payı büyük.

Buna paralel enerji ve ulaştırma sektörlerindeki büyük ölçekli ve başarılı özelleştirmelerin, altyapı ve enerji sektörünün gelişimine yönelik doğru öngörülerimizin ve çok çalışmamızın payı da oldukça fazla. 2007 yılında özelleştirme ihalesini kazanıp Mayıs 2008’de 20 yıllık bir işletme süresi için devraldığımız Sabiha Gökçen Havalimanı projesi, altyapı sektöründe bizim için bir kırılma noktası oldu.

İnşaat sektöründeki deneyimimizi, altyapı ve havalimanı işletmeciliği sektörlerine aktarıp, inşa ettiğimiz yeni uluslararası terminalle Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yıllık yolcu sayısını devraldığımız 2008 yılındaki yaklaşık 4 milyon yolcudan, 2012 sonunda 15 milyon yolcuya çıkarmaya başardık. Bu yıl toplam 19 milyon yolcu bekliyoruz.

Büyük yatırımlar
Türkiye’de yapılacak daha çok iş olduğunu herkes biliyor. Türkiye’nin altyapı ve enerji başta olmak üzere yatırıma ihtiyacı var. Biz de bu alanlarda büyük yatırımlara imza atıyoruz. Sabiha Gökçen Havalimanı bunların ilkiydi. Kosova’da aldığımız havalimanı da kurulmuş yeni bir Cumhuriyet’in havalimanı.

Geçen yılla kıyasladığımızda yüzde 13 civarında büyümüş durumda. İskenderun Limanı da aldığımızda unutulmuş bir limandı. Ama biz o limanı hem kuru yükte hem de konteynırda büyütmeye devam ediyoruz. ~

Bu yıl kapasitesini neredeyse 3 misli artırdık. Buraya yaklaşık 200 milyon dolar civarında yatırım yaptık. Yine ulaştırma sektöründe yeni bir projeye daha imza attık. Cengiz-Limak-Kolin ortaklığıyla Ankara Tren Garı’nın inşaatını aldık. Yap-işlet-devret modeliyle yapacağız. 180 milyon dolar civarında bir yatırım bekleniyor buraya. Bunu da yapacağız.

Baraj yapmayı öğrendik
Enerji önemli bir altyapı sektörü. Belki devlet su işleri tarihinde en çok baraj yapan şirketlerden biriyiz. 20’ye yakın baraj yaptık. Ekibimiz ve biz baraj yapmayı çok iyi öğrendik. Bu bilgi birikimimizi de yurtdışındaki projelere taşıdık.

Enerjinin özelleşmesinde artık “Kendi barajını kendin yap” şeklinde yeni bir dönem başladı. Limak olarak biz de küçük bir barajla başladık. Hiç unutmuyorum Denizli’nin Çal ilçesinde çok büyük bir sulama inşaatı yapıyorduk. Sulama kanalının bittiği yerde önemli bir yükselti vardı.

Oradan suyu nehrin yatağına bırakıyorduk. Burada bir enerji olduğunu gördük. Müracaatımız�� yaptık. Çal Hidroelektrik Santrali’ni çok kısa sürede hayata geçirdik. Sadece 2,5 megavatlık bir santral olmasına rağmen bugün 15 milyon kilovat saat enerji üreten önemli bir santral oldu.

Bugün 6 tane hidroelektrik santralimiz devrede ve enerji üretiyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da çok önemli barajlarımız var.~
Mega proje
İstanbul 3’üncü Havalimanı, altyapı sektöründe dünyanın en önemli ve stratejik projelerinden biri olacak. 4 faz olarak yapılacak projede toplamda 150 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı inşa edeceğiz. Bu mega projeyle şirketimizin global ölçekteki tanınırlığı, marka değeri ve sektörel birikimi artacak. Şu anda projemizi tamamlamış durumdayız.

Projeye son rötuşları vermek için dünyanın önemli havalimanlarını geziyoruz. Bu havalimanlarına bakıp ne gibi yenilikler yapmışlar, yolcuların rahat etmesi için neler yapılmış, çevreyi nasıl düzenlemişler bunlara bakıyoruz. Umuyorum mayıs ayının başında makinelerimiz çalışmaya başlayacak.

2019’un ilk günlerinde de bu havalimanını devreye almayı planlıyoruz. Devletimiz dünyanın en büyük havalimanını yapacağız diyerek yola çıktı. Türkiye her yere 3,5 saat uzaklıkta olan çok önemli bir yer. Bu anlamda önemli bir hub olacağımıza inanıyoruz.

Gelecek&Limak Holding
2012 yıl sonu itibarıyla ciromuz 2 milyar doların, ortaklıklar ve taşeronlar dahil toplam çalışan sayımız 26 binin üzerine çıktı. Bu sene ortaklarımızla birlikte kazandığımız İstanbul 3’üncü Havalimanı İhalesi’ne de büyük bir motivasyonla hazırlandık ve başarılı olduk.

İhaleye, ortaklarımızın dahil olduğu, konusunda uzman ve tecrübeli bir ekip ve profesyonel hizmet aldığımız danışman kadrosuyla ortaklaşa yürüttüğümüz, titiz bir çalışma ile hazırlandık ve kazandık.

Önümüzdeki 10 yıl içinde, sadece Türkiye’nin değil bulunduğumuz coğrafyanın da en başarılı şirketleri arasında olmayı hedefliyoruz. Ciromuzda yıllık ortalama yüzde 20 artış öngörüyoruz. Böylesi bir büyümeyi de operasyonel verimlilik ve sürekli gelişim ilkelerini ön planda tutarak sağlayacağız.~
EN BÜYÜK SIKINTI NEREDE?
Türkiye’de en büyük sıkıntıyı uzun ömürlü şirketlerin varlığının azalması olarak görüyorum. İstatistikler de bu durumu destekliyor. Kurucunun ardından aile şirketlerinin ancak yüzde 60’ı ikinci nesilde ayakta kalıyor.

Üçüncü nesilde ise ayakta kalanların oranı sadece yüzde 20. Bunun yanında Türkiye olarak marka üretemiyoruz. Bunu yapmamız gerekli. Müteahhitlik bir marka oldu mesela. Dünyanın en büyük müteahhitlik şirketlerinin sıralandığı 226 şirketlik listede 36 tane Türk şirket var.

Eskiden bizim ihale dosyalarımıza bile en son bakarlardı. Şimdi ilk önce bizimkilerle ilgilenmeye çalışıyorlar. Bu konuda önemli bir mesafe alındığını düşünüyorum.

İŞADAMI GECE RAHAT UYUMAZ

Şunu açıkça söylemek lazım. Hiçbir işadamı gece rahat uyumaz. İşadamlığı daima risk taşır. Türkiye büyüyor. Bu çok önemli bir dönem. Bir kapı kapanıyor, diğeri açılıyor. Çok büyük ihaleler birbirini takip ediyor. Devletin planlamasında da daha fazlaları var.

Kısacası hızlı ve hareketli bir dönemden geldik ve yine aynı şekilde hızlı bir dönem bizi bekliyor. Bunun stresi de çok olacaktır. Proje yaparken, finansmanını ararken, teknik yapılabilirliği hesaplarken biz de stres yaşıyoruz. Bu nedenle günlük konjonktürdeki değişimler de bizi etkiliyor.

Ancak bizim ilgilendiğimiz tüm projeler uzun finansman dönemini kapsıyor. Bu nedenle günlük hareketler her zamanki gibi olmaya devam edecek. Önemli olan uzun dönemde durumun nereye gideceğini iyi hesaplamak. Biz Türkiye’nin büyümesine inanıyoruz. Bu nedenle projelerin bitirilme ve işletme hedeflerinde herhangi bir sekteye uğrayacağını düşünmüyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz