Hayatımın mentoru

Pek çok iş insanı ilk mentorlarının kendilerine yaptıkları katkıyı paylaşırken, başarılarındaki rollerinin altını çiziyorlar...

1.09.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hayatımın mentoru
Vehbi Koç, tıpkı Ithaka Kralı Odysseuss’un oğlu Telemakhos’u Truva Savaşı’na giderken can dostu Mentor’a “Ona bildiğin her şeyi öğret” diyerek emanet ettiği gibi davrandı ve oğlu Rahmi Koç’u, en iyi profesyoneli Bernar Nahum’a teslim etti. Sadece Koç Holding patronu Rahmi Koç değil, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özokur’dan Index Group CEO’su Erol Bilecik’e kadar pek çok iş insanı ilk mentorlarından çok şey öğrendi. Bugün onlar hakkında saygı ve vefa ile bahsediyorlar. Onların kendilerine yaptıkları katkıyı paylaşırken, başarılarındaki rollerinin altını çiziyorlar...

Rahmi Koç, 1958 yılında eğitimini tamamladıktan sonra rahmetli babası Vehbi Koç’un isteğiyle grubun en başarılı profesyoneli Bernar Nahum’un yanında işe başlamıştı. Vehbi Koç, en büyük oğlunu Nahum’a teslim ederken, “Onu bana, şirkete, memlekete kazandırıver” demiş ve eklemişti: “Kazandırdığın ve kazandıracağın bütün paralardan, bu vazife benim için çok daha önemlidir.” Bugün Nahum’un rehberliğinde iş hayatına atıldığı ilk dönemleri anımsayan Rahmi Koç, ilk mentorunun çok disiplinli, çalışkan ve görevlerine bağlı olduğunu anlatıyor. Ondan neler öğrendiğini de şöyle paylaşıyor:

“Pazar günleri golf oynardı. Ama golf oynamayı bile görev olarak sayardı. Bazı zamanlar cumartesi, hatta pazar günleri bile çalışırdık. Bir pazar günü öğle vakti çağırır, ‘Uğra, bir konuşalım’ derdi. Tabii bütün bir pazar günümüz geçiveriyordu. Nahum pazarlama, ticaret ve para yönetimiyle çok ilgili bir insandı. Ben de pek çok şeyi ondan öğrendim. Hatta bana bir keresinde ‘Bir otomobili nasıl ithal edersin? Anlat bakalım’ dedi. Kademe kademe anlattım. Sonra, ‘Kuzum peki tahsilat nerede?’ dedi. Onu eksik söylemişim” ifadesini kullandı. Bayilere de büyük özen gösterirdi. Onların aile hayatlarını takip eder, kazandıkları parayı nasıl harcadıklarına dikkat ederdi. Hiçbirinin iflas etmesine izin vermezdi. Onun zamanında tek bir bayimiz kapanmadı. Nahum’la geçirdiğim yıllar benim için çok kıymetliydi. Ondan işin pazarlama, ticaret ve para-pul yönetimiyle ilgili kısımlarını öğrendim.”

PROFESYONELLİĞİ ÖĞRENDİ

İş dünyasında sadece Koç değil, aile şirketinde önemli pozisyonlara gelen ya da kendi şirketini
kurmadan önce profesyonel hayatta deneyim kazanan birçok kişinin yolun başında onlara rehberlik eden mentorları oldu. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özokur da bu liderlerden biri... Sabri Ülker’in kızı Ahsen Özokur’un Orhan Özokur’la olan evliliğinden en küçük oğlu olan Ahmet Özokur, iyi bir eğitim sonrasında iş hayatına atıldığında ilk olarak bilişim alanında deneyim kazandı. Bir süre sonra da Yıldız Holding bünyesine yönetim kurulu üyesi olarak geçiş yaptı. Özokur, bilişim grubundaki hisselerini Yıldız Holding’e satıp grup bünyesine katıldığında ilk işinin bir mentor edinmek olduğunu söylüyor: “Bu mentorum ne ağabeyim ne dayımdı, Mentorum, Metin Yurdagül idi. Yurdagül, Ülker’de genel müdürlük, yönetim kurulu üyeliği ve sözcülük görevlerini üstlenmiş son derece deneyimli, kıymetli zarif bir liderdir. Kendisinden ‘profesyonel’ olmanın ne demek olduğunu öğrendim.~
Metin Bey, bana ‘Hayatın boyunca iki şapka taşımak zorundasın. Bunlardan biri sermayedar, diğeri profesyonel yönetici şapkası. Her iki şapkayı hiçbir zaman üst üste takmamalısın’ dedi. O günden itibaren holdingden içeri girerken hiç sermayedar şapkamı takmadım. Hala da direkt Murat Bey’e raporlamıyorum. Gıda ve içecek grup başkanına bağlı çalışıyorum.”

"KİĞILI NIN GÜVENİYLE BAŞARDIM"
Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem’in ilk işi, aile şirketinde AR-GE laboratuvarlarının kurulmasına yönelik malzeme satışıydı. Ancak 1991’de anne ve babasını trafik kazasında kaybedince aile şirketinden ayrılıp Kiğılı’nın patronu Abdullah Kiğılı’nın yanında çalışmaya başladı. O dönem Kiğılı’nın kendisine, “Başarılı, hırslı ve heyecanlı bir insansın, bizimle yapabilirsin” dediğini belirten Suerdem, ilk mentorunun da Kiğılı olduğunu söylüyor: “Abdullah Kiğılı duruşuyla, davranışıyla, başarısıyla örnek alınacak bir insan. Onunla tanışmak benim için büyük şans oldu. Ben ‘Bu işin en alt seviyesi neresi’ diye sorduğumda o zamanki adıyla ‘tezgahtarlık’cevabını verdi. En alt seviyeden başlamak istedim. Abdullah Kiğılı bana, ‘Bir işte gerçekten başarılı olmak istiyorsan işin her detayını öğrenmeli, özenle yapmalısın’ diyordu. Bugünkü başarım Abdullah Kiğılı’nın bana olan güvenidir.”

Sadece Kiğılı’nın CEO’su değil, aynı zamanda damadı olan Hilal Suerdem, ilk mentoru Kiğılı’nın kendisine verdiği en önemli tavsiyenin ise çok çalışıp, geleneksel bilgileri teknoloji ile harmanlamak olduğunun altını çiziyor. “Ben ondan çok şey öğrendim ve öğrendiklerimle Kiğılı’yı dünya markası olma yolunda büyütmek en büyük hedeflerim arasında” diye konuşuyor.

ZAMAN HASSASİYETİ KAZANDI
Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, hazır giyim sektörünün en başarılı isimlerinden. 1986 yılında kardeşi Halidun Orakçıoğlu ile birlikte Orka Tekstil’i hayata geçiren Orakçıoğlu, yarattığı Damat ve Tween markalarının başarısı nedeniyle bugüne kadar birçok kez yılın girişimcisi olarak iş dünyasında öne çıktı. Orakçıoğlu, Ernst&Young tarafından 2004 yılında “World Entrepreneur of the Year-Dünya Yılın Girişimcisi” yarışmasının finalisti seçildi.

Başarıya giden bu yolda Orakçoğlu’nun mentoru Prof. Dr. İlhan Erdoğan idi. Çok sayıda özel ve kamu kuruluşuna danışmanlık veren Prof. Erdoğan’la hem kişisel olarak hem kurumsal olarak yıllar içinde birçok işbirliği içinde bulunduklarını belirten Orakçıoğlu, “İlhan Hoca’dan öğrendiğim en önemli konu ekip çalışmasının önemi. Bir ekip çalışması sırasında ayrıntıların ne kadar önemli olduğunu, ilaveten doğru işin doğru kişiyle yapılması gerektiğini öğrendim” diyor. Kendisinden aldığı unutamadığı öğüdü de şöyle paylaşıyor: “En önemli öğüt, zamanın doğru kullanılması gerektiği. Her şeyin telafisi var, ama boşa geçirdiğiniz zamanın telafisi yok. Zaman yönetiminde daha hassas olmayı onun sayesinde başardım.”~
"PEK ÇOK MENTORUM OLDU"
Ayşen Zamanpur yarattığı Silk&Cashmere markasıyla kendi başarı hikayesini yazan bir isim. Ancak girişimci olmadan önce onun geçmişinde profesyonel bir kariyer var. Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme eğitimi aldıktan sonar Şişecam’da planlama uzmanı olarak çalışan Zamanpur, kendisine yol gösteren birçok mentorun olduğunu anlatıyor. “Örneğin Rüştü Bozkurt’tan yazarak düşünmenin önemini, Ceyda Erdem’den disiplin ve zamanlamayı, Behiç Akerman’dan fizibilitenin tekniği ve önemini öğrendim. O dönemin Şişecam Genel Müdürü Talat Orhon toplantı kültürünü, yöneticileri yönetmenin önemini ve her zaman nezaketi öğrenmemi sağladı” diyor.

Şişecam’ın ardından Benetton’da perakende deneyimi kazanan Zamanpur, o dönemde de Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner’den kutunun dışından düşünmeyi öğrendiğini belirtiyor. Ardından şöyle devam ediyor: “Sadece Boyner değil, perakende dünyasında Abdullah Kiğılı, Kamil Özçoban ve Mustafa Taviloğlu’ndan dostluğu, iyimserliği ve paylaşmayı gördüm.”

Kendi işini kurmaya karar veren ve bugün sınırları aşan bir marka hikayesini başlatan Ayşen Zamanpur, sıfırdan yarattığı Silk&Cashmere ile girişimciliğe adım atarken kendisi için o dönem en önemli mentorun eşi Bijen olduğunun altını çiziyor. “Ondan koşullar zorlasa da objektif ve adil olmayı, her zaman karşı tarafı da dinlemeyi öğrendim” diyor.

BİLECİK'İN OLMAK İSTEDİĞİ İNSAN
Bugün iş dünyasının önemli isimleri arasında yerini alan Index Grup CEO’su Erol Bilecik’in ilk mentoru finans sektöründen... İsim vermeden bankacı yakınını tanımanın kendisi için büyük bir şans olduğunu düşünen Bilecik, ilk mentorunun kendisini nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor:

“Onun hayata bakış açısı, eğitim ve kariyer öyküsü, insani yaklaşımlarıyla birlikte beni her daim etkiledi. İnsanlara yardım etme duygusunun gelişmişliği ve sorunlara hep bardağın dolu tarafından bakması, ondan öğrendiğim ana olgulardı. Örnek almak istediğim insan profilini bana göstermiş oldu.” Bilecik, rol modeli olarak da nitelendirdiği mentorundan aldığı unutulmaz öğüdün ise “İnsanlara karşı asla mahcup olma” sözü olduğunu söylüyor. “Bu aynı zamanda benim için farklı bir anlam da taşıyor” diyen Bilecik, bu anlamı şöyle açıklıyor:

“İster sosyal yaşantınızda ister iş hayatınızda olsun, yaptığınız her hareketin, yazdığınız her mesajın ve verdiğiniz her sözün arkasında durabilecek, içini doldurabilecek bir yapıda olmalısınız. Bu öğüt, ilk söylendiği günden bu yana kulağımda hep küpe olmuştur.” ~
PROFESYONELLERİN İLK MENTORLARI
GÜVENİLİR İNSANI BIRAKMA

Xerox Türkiye Genel Müdürü Mehmet Sezer’in ilk mentoru Güney Afrika Xerox’daki yöneticisi Rob Abraham’dı. Sezer’e verdiği en büyük öğüt şuydu: “’Güvenilir bir insan bulduğunda asla bırakma’ derdi Rob. Çünkü o boşluğu hiçbir zaman dolduramazsın. O yüzden takım kurarken benim için güven hiçbir şeyle yer değiştirmeyeceğim ilk özelliktir ve bittiğinde geriye hiçbir şey kalmıyor malesef.”
“TAKDİR ETMEYİ BİL”
THY OPET Genel Müdürü Aydın Güneş’in ilk mentoru Türk Petrol Eski Ticaret Müdür Yardımcısı Mahir Dengizman’dı. Mentorundan aldığı en önemli tavsiyesini şöyle anlatıyor: “Çalışanlarına sana maliyeti olmayan takdir ve teşvik sözleri söylemekten çekinme.” Bu nedenle Güneş, çalışanların geri bildirime ve başarılı işlerde takdir ve teşviğe ihtiyacı olduğunu bilerek hareket ediyor.
MUTLU ÇALIŞMA ORTAMI
McDonald’s Genel Müdürü Dilek Başarır’ın en önemli mentoru Eczacıbaşı-P&G genel müdürü pozisyonunda yer alan yöneticisiydi. Kendisinden neler öğrendiğini şöyle paylaşıyor: “Mutlu çalışma ortamının nasıl yaratıldığını öğrendim. Şöyle bir sözü vardı: ‘İnsan öğrenmeye ve gelişime açık olduğu sürece yaşar ve iş hayatında tutunabilir. ‘Ben öğrendim, geliştim artık son noktam bu’ dediğiniz an bitersiniz.”

PELİN AKIN / AKFEN YÖNETİM KURULU ÜYESİ
"TAVIRLARINI ÖRNEK ALDIM"
YÖNLENDİRİCİ MENTOR

Akfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi Pelin Akın’ın çalışma hayatındaki ilk mentoru, “Yönetim Kurullarında Daha Çok Kadın İçin Şirketlerarası Mentorluk Programı” kapsamında Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer oldu. Kendisi ile bir yıl boyunca düzenli aralıklarla çalıştıklarını belirten Akın, “Suzan Hanım oldukça disiplinli, planlı ve yönlendirici bir mentor.
SAMİMİ PAYLAŞIMLAR
Öncelikle onun bu tavırlarını örnek almaya çalıştım. Kendisiyle yaptığımız toplantılarda yönetim kurullarında izlemem gereken tavır ve almam gereken pozisyonla ilgili de samimi paylaşımlarda bulunduk. Bunun dışında, zaman yönetimi ve en önemlisi de iş ve özel hayat dengesindeki önceliklendirmeler üzerine tavsiyelerini aldım” diyor. Dinçer’in Akın’a en önemli tavsiyelerinden biri sınırlarını Türkiye olarak çizmemesi gerektiği olmuş.
KARİYERİNE ETKİSİ
Proje alanlarını uluslararası çapta genişletmesi gerektiği konusunda Dinçer’in kendisiyle önemli konuşmalar yaptığına değinen Akın, “Onunla yaptığımız her toplantının sonunda yeni fikirler oluşturup, geleceğe dair yapılacak birçok ödevimin ortaya çıktığını söyleyebilirim. Kuşkusuz kariyerimin bu kadar başındayken tek bir öğüdün ağırlık taşıması mümkün olmuyor. Ancak, yönetim kurulu üyesi olarak kendi iş tanımımı oluştururken konuştuklarımız, somut olarak çoktan hayata geçirdiklerim ve kariyerime etki yapanlar” diye konuşuyor.~
TUFAN ÜNAL / BATIÇİM MURAHHAS AZASI
"BANA CESARET VERDİ"
AİLE ŞİRKETİNDEKİ DAMAT

Batıçim Murahhas Azası Tufan Ünal, işletme müdürü olarak göreve başladığı, Türkiye’nin sayılı şirketlerinden Batıçim’de bugün tepe noktada. İş hayatında 30 yılı geride bırakan Ünal, damat olarak girdiği aile şirketinde kariyer yapmanın avantaj ve dezavantajlarını yaşamış bir iş insanı. Böyle bir pozisyonda onun iş dünyasındaki ilk profesyonel mentoru ise rahmetli Hüseyin Arıkan.
SAYGI İLE MOTİVASYON
Arıkan ile Türkiye’nin ilk otomotiv dökümhanesini İngiliz lisansı ile kurdukları dönemde birlikte çalıştıklarını ve o dönem makine mühendisi Arıkan’ın kendisinin müdürü konumunda olduğunu belirten Ünal, “Kendisinden çok fakat verimli çalışmayı, iş ahlakını, çalışanların saygı ile nasıl motive edildiğini, gece yarısında o yorgunlukta bile işten zevk almanın nasıl bir şey olduğunu öğrendim. Sadece bunlarla da bitmiyor.
“HİÇBİR EKSİĞİN YOK”
Onun sayesinde etrafımdaki her şeye mühendis olarak nasıl bakmam gerektiğini yani analiz etmeyi öğrendiğimi söyleyebilirim” diyor. Ünal, ilk mentorunu ve onun sayesinde edindiği kazanımları bugün de büyük bir şükranla anıyor. O günleri anımsadığında Arıkan’dan aldığı öğütleri de şöyle paylaşıyor: “Birçok öğüdü olmuştur. Ancak terfi edip ilk kez katılacağım üst yönetim toplantısına birlikte giderken tedirginliğimi fark edip söylediği, hiç unutamadığım sözü var: ‘Cesur ol arkadaş, buradakilerden hiçbir eksiğin yok.” Şimdi de kendisini saygıyla anıyorum.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz