Güney Hindistan’ın kırsal kesimindeki enerjiye bağımlı olmayan küçük bir kasabanın öğrencileri, küçücük değişikliklerinköylerinin enerji ekonomisini nasıl etkileyeceğini test etme fırsatı buldular.
Yedi yaşında minik bir kız çocuğuyken enerji verimliliği böceği tarafından ısırıldığıma inanıyorum. O günü hala hatırlarım. Kasım ayıydı ve yağmur nihayet durmuştu. Oldukça iri bir kamyon, köyümüzün yollardan sıçrayan çamur ve kirle kaplanmasına Neden olmuştu. Kamyon, palmiye ormanımızdaki küçük bir açıklık alana park etmiş, arkasındaki devasa büyüklükte bir makineye benzer kutuyu indirmişti. Kamyon sürücüsü, uzaklaşlmadan önce köyün çocuklarına bu makinenin hindistan Cevizlerini elektriğe çevireceğini ve hepsinin zengin olacağını söylemişti. Tıpkı bir sihir gibiydi. Bu işi nasıl becereceğini öğrenmek için bir dakika bile bekleyemezdim. Çünkü o güne değin güneş battıktan sonra tamamıyla karanlığa gömülürdük. Çok kısa bir sürede öğrendiğim üzere, hindistan cevizi kabuklarını elektriğe çeviren ancak bu işi onları bir motoru hareket ettirmek için kullanılan benzine dönüştürmek için yakan bu makinenin çalıştırılması ve bakımı için açılan eğitim kursuna gönüllü olarak yazılan erkeklerden biri de benim babamdı. Okuldan sonraları genellikle, öğretmenlerimin, lambalar ve diğer elektrikli aletler için ürettiği enerji sayesinde insanların akşamlarını çalışmaya veya diğer verimli işlere adamalarını sağlayan bu makine hakkında
söylediklerini düşünür dururdum. Yok efendim dünyaya gelen bebek sayısı azalacakmış. İnsanlar artık para kazanmak için şehirlere gitmeyeceklermiş. Falan, filan... Bunlar sadece 10 yıl önceydi. Bugün her şey çok farklı. Aslında size her şeyin ne kadar değiştiği hakkında bir fikir verebilmek için bir kaç hafta önce köyümüze gelen başka tür bir jeneratörden bahsetmeliyim. Ancak bir kamyonun arkasına yüklenmiş olarak gelmek yerine bu yeni makine internetten ücretsiz olarak indirilmiş ve elektrik üretmek yerine kullandığımız elektrikten tasarruf etmemize ve kaynaklarımızı çok daha verimli kullanmamıza yardımcı olacak fikirler üretiyor. Evet! Son derece sihirli bir Şekilde enerji ve kaynaklar ekosistemimizin bir bölümündeki herhangi bir değişikliğin, sistemin diğer bölümlerini nasıl etkileyebileceğini görmemizi sağlıyor. Köyümüzün lideri Dr. Advani bu sisteme, Hindu bilgelik ve öğrenme tanrıçası olan Saraswathi’nin adını koydu. Ayrıca bu yeni yazılımın büyük bir ihtimalle köyümüzün karbon kredileri satma şansını olağanüstü artıracağını da söylüyor. Bu yazılım, köyümüzün uydu üzerinden 3 boyutlu yüksek çözünürlüklü görüntülerini çekiyor. Sonra da bunu, hükümetimizin yıllar önce herkesin kullandığı enerji miktarını takip etmeleri ve azaltmaları amacıyla zorunlu tuttuğu üzere her bir makineye iliştirilmiş enerji tüketimini ölçen sensörlerle donatılmış ucuz ve küçük yüzlerce SIM kartından gelen bilgilerle coğrafyasal bazda ve eş zamanlı olarak birleştiriyor. Dr. Advani bu sabah bütün sınıfı bir araya toplayarak köyümüzü daha enerji etkini hale getirmekte ne gibi bir rol oynayabileceğimizi düşünmemizi istedi. Sın��fımızda oldukça büyük bir ekran kürsü bulunur ve herkes biryandan da göz ucuyla bir sonraki sistemlere giren ve çıkan enerji miktarlarını gösteren küçük kırmızı köpükçüklere bakar. Aslında burada depolarımızdaki Hindistan cevizi kabuklarının temiz yanmasından ibaret olan ve ekranda dakika başlığına gram bazında temsil edilen kuru atık akışının, elektrikle çalışan bir taşıma bandıyla jeneratörümüzü nasıl beslediğini büyülenmişçesine izleriz. Bu jeneratör, köyümüzdeki bir kaç yüz evin ihtiyacından çok daha fazlası olan 500kW’a kadar enerji üretebiliyor. Dr.Advani aslında ürettiğimiz enerjinin önemli bir kısmının akıllı bir elektrik şebekesine satıldığını ve ellerinden geldiğince katkıda bulunmaya çalışan bizim gibi diğer köylerin de çabalarıyla kömürle çalışan bir kaç enerji tesisinin yerine geçtiğimizi söylüyor. Büyük ekrana bakarken, bir yandan boyunlarında GPS kolyeleri asılı bir düzine Bonnet makaki maymunun konumlarını izlerken diğer yandan palmiye ormanımızdaki ağaçların dibinden hindistan cevizlerini toplayan küçük robotik toplayıcı araçlarımızın konumlarını ve enerji seviyelerini görebiliyoruz. Bu Maymunlar, ağaçların büyük dallarını sallayarak meyvelerin ağaçtan düşmelerini sağlayacak, sonra da kabuklarını soyacak şekilde eğitilmişlerdir. ~
Araçların enerji seviyeleri önceden belirlenmiş noktaya geldiğinde ise ait oldukları depoya tekrar enerji yüklemesi yapmak ve yüklerini boşaltmak için geri döndüklerini de görebiliyoruz. Bu büyük ekranda ayrıca, minicik köyümüzdeki yağmur suyu toplama tesisimizden gelen kömürle filtrelenmiş temiz su arzını sağlayan bir elektrik pompasının enerji ihtiyacını izleyebiliyoruz. Burada ayrıca, organik moleküllerin yüzde 99’unu ayıklayabilen özel geliştirilmiş bir bakteri türünden faydalanan ve su basıncıyla çalışan kanalizasyon arıtma tesisimizdeki iş akışı gibi enerji verimliliğini artırıcı diğer tüm sistemlerin durumunu ve çıktılarını da izleyebiliyoruz. Zannedersem Dr. Advani simsiyah gözlerini bir projektör gibi üzerime çevirip “Evet Bayan Agamya, bu işi oldukça ciddiye alıyor gibi bir haliniz var. Peki enerji etkinliğimizi nasıl daha da artırabileceğimiz hakkında Herhangi bir öneriniz var mı?” diye sorduktan bir kaç dakika sonra tüm bunlardan fevkalade etkilenmiş görünmek zorundaydım. Ekranda güneş enerjisiyle çalışan bir sokak lambasını temsil eden alana dokunarak altında 100W yazan kırmızı bir ampulün yanmasına neden olduktan sonra, “Efendim, sokak lambalarımız bizler uyurken bile tüm gece boyunca yanıyor. Ancak tam da insanların çok işine yarayacakları sabaha karşı enerjileri tükenmiş oluyor. Sonuçta insanlar haftada birkaç kez pillerini şarj etmek zorunda kalıyor” dedim. Ekranda birkaç eve dokunmamla “Elektrikli aletler kullanılıyor” mesajının çıkması bir olmuştu. Çoğunda ise enerji çekildiğini gösterecek şekilde “Elektrikli El Feneri şarj Ediyor” mesajı çıkmıştı. Menü seçeneklerinden birine dokunarak ve “Tümünü Kapat” komutunu gösteren bir ekranın gelmesini sağlayarak, “Eğer bunların çoğu kapatılabilirse jeneratörümüz” diye devam ederken ekranda kırmızı bir köpükçükle rakamı gösteren bir jeneratör görüntüsüne doğru bakarak, “ şebekeye satılabilecek ekstradan bir 2,5 kilowat saatlik enerji tasarrufu yapabilir” demiştim. Advani, “Çok zekice, Bayan Agamya ancak bu şarj edicilerin çoğu kapatıldığında insanlar ne yapacak?” diye sordu. Ben ise “Çok basit, sokak ışıklarına harekete karşı duyarlı sensörler ekleyebilirsiniz. Bu sayede zamanlarının çoğunu kapalıyken geçirmelerine karşın karanlık sabahlar için kullanabilecekleri enerjileri olabilecek. Ve üstelik 60 sokak lambamızın her birinde kullanılmayan enerjinin 18 kilowatından üç saatini stoklayabilirsek işte o zaman gece bafl›na 18 kilowat dan bile çok daha yüksek enerji tasarrufu yapabiliriz diye ekledim
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?