Ülker’in Leasing Şirketi Yurtdışında Büyüyecek

Fon Leasing, sektörün hızlı şirketlerinden… Ülker Grubu’na 2002 yılında katıldı, şirket satın alma ve yeni şirketlerle büyüyor. Genel müdürü Adnan Ağaoğlu, “Sektör son 3 yılda yüzde 32, biz 3 kat b...

1.03.2006 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Fon Leasing, sektörün hızlı şirketlerinden… Ülker Grubu’na 2002 yılında katıldı, şirket satın alma ve yeni şirketlerle büyüyor. Genel müdürü Adnan Ağaoğlu, “Sektör son 3 yılda yüzde 32, biz 3 kat büyüdük” diye konuşuyor. 2005 yılını 306 milyon dolarla kapattıklarını, yeni yıl için 500 milyon dolar hedeflediklerini söylüyor. “Artık sektörün baş aktörlerinden biriyiz” diye konuşuyor ve devam ediyor: “Sektörün hızlı büyüdüğü ülkelerde 2-3 şirket kurmayı planlıyoruz.

hedTürkiye’nin son yıllarda en hızlı büyüyen gruplarından Ülker, 2000’li yıllarda finans alanına da girdi. Faizsiz bankacılık alanında Family Finans’ı bünyesine dahil eden grup, ardından aracı kurum ve leasing sektörlerine de girdi. Leasing sektörüne giriş de Site Leasing’in satın alınmasıyla gerçekleşti. Bir süre sessiz ve derinden giden grup, ardından atağa başladı. Toprak Leasing’ın satın alınması ve Kaynak Leasing’in kurulması, bu alanda ciddi bir hareket sağladı.

Şirketin genel müdürü Adnan Ağaoğlu, “Sektör ortalamasının çok üstünde büyüyoruz. 2005 sonu itibariyle sektörde 4’üncü sıraya oturduk” diye konuşuyor. 2006 ve sonrası için de iddialı hedefleri olduğuna dikkat çeken Ağaoğlu, Capital’in sorularını yanıtlarken önemli açıklamalarda bulundu:

-Ekonomi son 3 yılda üst üste büyüyerek bu alandaki rekorunu egale etti. Bu büyüme leasing sektörünün rolü ve etkisi neydi?2001 krizinden en çok etkilenen sektörlerin başında leasing de yer aldı. Ancak, yine de 2002 ile 2005’i kapsayan dönemde Türkiye ekonomisinin hızlı gelişimine leasing sektörü en büyük desteği vermiştir. Bu dönemde Türkiye ekonomisi yüzde 32 büyürken, leasing sektörü işlem hacminde 3 katından daha fazla büyüdü.

Bu büyüme bilindiği gibi tüketimden çok yatırımların artışı ile sağlandı. Yapılan her 100 YTL’lik yatırımın 72 YTL’si makine ve teçhizata gitti. İşte burada leasing sektörü özellikle makine ve teçhizatların alımına sağladığı kaynak ile yatırımların motoru olmuştur. Fon Leasing de bu dönemde işlem hacmini 6 katı kadar büyüttü.

-Geçen yıl nasıl bir yıldı. Hedeflerinize ulaştınız mı? Sektördeki payınız nedir?
2005, Fon Leasing açısından son derece başarılı bir yıl oldu. İşlem hacmini yaklaşık yüzde 75’lik artışla 306 milyon dolar ile kapattık. Bu, yılın başındaki 250 milyon dolar olan hedefimizin üzerinde bir rakam. Sektörde yüzde 7.2 pazar payına sahibiz ve net kira alacakları bazında 4’üncü sırada yer alıyoruz.

-Bu performansı neye borçlusunuz?
Geçtiğimiz yılın en önemli atılımlarından biri Toprak Leasing’i almamız olmuştur. Bilindiği gibi Toprak Leasing yüzde 15 halka açıklık oranı ile İMKB’de işlem gören bir kuruluştu. Bunun yanı sıra, yılın ikinci yarısında Kaynak Leasing’i de kurduk. Bütün bunlara ek olarak uluslararası piyasalardan çok sayıda bankanın katılımı ile uygun koşullarda KOBİ’ler için yüksek tutarlı hem konvansiyonel hem de murabaha sendikasyon kredileri sağladık. Bu krediler Fon Leasing’in yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da ne denli önemsendiğini ve güvenildiğini göstermesi açısından çok önemli bir gösterge olmuştur.

-Peki bu yıl sektöre ilişkin beklentileriniz nedir?
Türkiye’nin ve leasing sektörünün yatırımlara paralel olarak hızlı büyümesine devam etmesini bekliyoruz. Geçen yılki yüksek büyüme oranında olmasa da leasing sektörünün yüzde 25’in üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğini tahmin ediyorum. Tabiî ki Finansal Kiralama Kanunu’nda yapılması planlanan yasa değişikliği onaylanarak yürürlüğe girmesi durumunda bu beklentiler büyük oranda değişecektir.

-2006 için şirketinizin hedefleri ve beklentileri? Ne kadar bir büyüme hedefliyorsunuz?
Daha önceki yıllarda olduğu gibi 2006 yılı içinde kendimize yüksek hedefler koyduk. İşlem hacminde 500 milyon doları aşacağımıza inanıyoruz. Daha sonraki yıllar için de büyümeye devam etmeyi planlıyoruz. Artık Fon Leasing bu sektörün baş aktörlerinden biridir. Sektörel ve kurumsal tanıtım kampanyalarımızla bu rolümüzü daha da güçlendireceğiz.

Kaynak temin ederken ve bu kaynağı kullandırırken maliyetlerde bir gerileme olacak mı?
Kaynak bulma konusunda sektörün, özellikle de Fon Leasing’in hiç bir sıkıntısı yok. Ancak, tabii ki önemli olan bulunan bu kaynakların maliyeti ve vadesi… Bilindiği gibi 2005 yılında önemli miktarda sendikasyon kredileri ile yurt dışından oldukça uygun fiyatlarla kaynak bulduk. Son yıllarda sağlanan ekonomik ve politik istikrar sayesinde yabancı yatırımcıların ülkemize olan ilgisinin giderek artıyor olması sonucu kredi maliyetleri düşme eğiliminde.

Ancak, muhtemel global risklerin yanında en önemli sorun uluslararası piyasalarda borçlanma maliyetlerinin baz faiz oranı olan Libor’un son 2 yıldır ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına paralel olarak artıyor olmasıdır. Dolayısıyla, 2006 da kaynak maliyetleri açısından toplam maliyet göz önünde bulundurulduğunda “spread”lerde bir iyileşme sağlanacağını ama Libor’un artma eğilimi nedeni ile dolar bazında çok ciddi indirimler olmayacağını tahmin ediyorum.

Bunlara rağmen, YTL bazında kredi maliyetleri aynı hızda olmasa da ucuzlamaya devam edecektir. Ancak, sağlanan bu kaynakların leasing sektörü tarafından plasmanında da rekabetin getirdiği fiyat hareketlerinin ötesinde bir düşüş olmayacaktır.

-Fon kaynaklarının çeşitlenmesi söz konusu mu? Geçen yıl murabaha kredileri aldığınızı hatırlıyorum. Bundan sonra bu ve buna benzer başka kaynaklar gündeme gelebilir mi?
Fon Leasing olarak müşterilerimize hem ucuz hem de uzun vadeli kaynak sağlamak için yurtiçinden ve yurtdışından önemli tutarlarda fonlar temin ediyoruz. Bu fonları normal kredilerin yanında, örneğin sendikasyonlar ile hem konvansiyonel olarak hem de murabaha olarak sağlıyoruz.

Bunun dışında Dünya Bankası’nın sektöre uygun özel kredileri, ülke kredileri vb farklı yöntemlerle de krediler elde ediyoruz. 2006 yılı ve sonrasında yine bu konvansiyonel ve farklı finansal enstrümanların yanında sendikasyonlar, seküritizasyonlar, IFC ve IDB’den sektöre özgü kaynaklar sağlayacağız ve hızla müşterilerimizin kullanımına sunacağız

-Talep ne durumda? Büyüklerden mi yoksa KOBİ’lerden mi daha çok talep geliyor?
Leasing sektörü dönemsel olarak yılın ilk 2 ayında en az işlemi gerçekleştirir. Geçmiş yıllarda Fon Leasing için de böyle idi. Ancak, bu yıl, yılbaşı, bayram tatillerinin ardından gelen yoğun kış koşulların olumsuzluğuna rağmen geçen yıllara göre çok daha fazla taleple karşılaşıyoruz ve çoğunu realize ediyoruz.

Sektörün en büyük müşteri grubunu KOBİ’ler oluşturuyor. Her ne kadar biz her boyutta firma ile çalışıyor ve her boyutta projeye leasing sağlıyorsak da, genel anlamda sektörde büyük kuruluşların payının az olduğunu söyleyebiliriz. Bundan sonra da KOBİ’lerin sayısal üstünlüğünün devam edeceğini ama az sayıda olan büyük kuruluşların daha çok pay almasını bekliyoruz.

-Yeni şirket satın alma ya da yerli veya yabancı ortaklık yapmayı düşünüyor musunuz?
Ağaoğlu: Fon Leasing olarak 2006 ve 2010 yılına kadar olan dönemi kapsayan 5 yıllık planlarımızda, sektörün en az 2 katı kadar daha fazla büyüme hedefine sahibiz. Bunu gerçekleştirmek için mukayeseli üstünlüğümüz olan sektörler dahil olmak üzere, sağlayacağımız ucuz aynı zamanda uzun vadeli finansal kaynaklar ile çok daha fazla KOBİ’ye ulaşacağız.

Pazar payımızı artırmak ve sinerjisinden faydalanmak için çok kârlı büyüyen çok güçlü sermayeli bir katılım bankasına iştirak etme çalışmalarımız ayrıca devam etmektedir. Bunun dışında yurt içinde iştirakimiz olan Kaynak Leasing ile belli sektörlerde çok daha fazla derinleşerek pazar payımızı arttırmayı, yurtdışında ise leasing sektörünün kârlı ve hızlı büyüdüğü ülkelerde, iki veya üç leasing firması kurmayı planlıyoruz.

ADNAN AĞAOĞLU’NA GÖRE LEASING’IN 5 AVANTAJI

1. Leasingin banka kredilerine oranla çok çeşitli avantajı var. Bunların başında KDV geliyor. Leasinge konu olan malların büyük bir kısmının leasing ile finanse edilmesi durumunda yüzde 18 yerine, yüzde 1 KDV’ye tabi. Ticari araçlar gibi bazı mallarda bu oran yüzde 18’den 8’e iniyor. Az miktar bir mal grubunda ise oran değişiyor.

2. Leasing, banka kredilerine oranla daha uzun vadeli bir yatırım finansman aracıdır. Leasing taksitleri ödeme süresi 4 yıl ve daha sonrasına uzayabiliyor.

3. Leasing ödemelerinin müşterinin nakit akış durumuna göre planlanabiliyor olmasıdır. Bu da müşteriye ödeme kolaylığı sağlamaktadır.

4. Leasingin en önemli avantajlardan biri de hem yurtiçi hem de yurtdışı satın almalar ile ilgili bütün yüklerin müşterinin üzerinden alınarak tüm operasyonel işlemlerin leasing firması tarafından gerçekleştirilmesidir.

5. Bankaların leasing firmalarına göre prosedürlerinin çok daha fazla ve uzun olması ve Basel II’nin bankalara getireceği sermaye yeterliliği oranındaki kısıtlar nedeni ile KOBİ’lere fon aktarılmasını leasing firmaları çok daha kolay yapacaklardır.

FON LEASING 4 YILDA NASIL BÜYÜDÜ?
Adı sektörde öne çıkmasına rağmen Fon Leasing aslında daha yeni sayılır. Ağaoğlu şirketin geçmişini şöyle özetliyor:

“Fon Leasing, 2002 yılında Ülker Grubu’nun Site Leasing’i TMSF’den almasıyla kuruldu ve aynı yılın ikinci yarısında faaliyet iznini aldı. Kurulduğumuz ilk yıl sadece son çeyrekte faaliyet göstermiş olmamıza rağmen 56 milyon dolar gibi yüksek bir işlem hacmi gerçekleştirdik. 2003 yılında bu rakamı 140 milyon dolara yükselterek hızlı, verimli ve kârlı bir şekilde büyümeye başladık ve daha ikinci yılında sektörün önde gelen firmaları arasında yer alarak yüzde 6’lık pazar payına ulaştık. 2004 yılında da büyümeye devam ettik ve kira alacakları bazında sektörde dördüncü sıraya yükseldik. 2005 yılında Toprak Leasing’i TMSF’den satın aldık ve Kaynak Leasing’i kurduk. Yani çoğalarak ve paylaşarak büyüyoruz.

YENİ YASA LEASING SEKTÖRÜNE NE GETİRECEK?

YENİ UYGULAMALAR GELECEK Yürürlükte olan Finansal Kiralama Kanunu sadece finansal leasinge ve bazı kısıtlamalarla izin veriyor. Operasyonel leasing, sınai ve fikri hakların leasingi, yazılım leasingi, sat-geri kirala, alt kiralama gibi çok çeşitli leasing uygulamalarına olanak tanınmıyor. Yasada önerilen değişikliklerin gerçekleştirilmesi durumunda, şu an yapılamayan “operasyonel leasing”, “alt kiralama” (subleasing), “sat-geri kirala” (sale and lease back) gibi leasing türlerine de olanak tanınmış olunacaktır.

ÇERÇEVE GENİŞLİYOR Ayrıca leasing yapılabilen malların çerçevesi genişletilecek. Böylece, başta yazılım leasingi olmak üzere sınai ve fikri hakların leasingleri de yapılabilir hale gelecek.

BÜYÜME YOLU AÇILIYOR Bütün bunlar sektörün önünü açacak ve bu alanlarda var olan büyük potansiyeli kullanabilmesine olanak verecektir. Eğer kamu kuruluşları da leasingin avantajlarını kullanmaya başlarlar ise leasing büyüme hızı çok daha fazla olacaktır. Gelişmekte olan ülkelerde leasing hacminin GSMH’ya oranı yüzde 10 ve üzerindedir. Türk leasing sektörü için bu oranlara ulaşma potansiyeli var ve eğer bu gerçekleşirse sektör kısa sürede 45-50 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşabilir.

Kayhan Öztürk
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz