Yönetimde Everest’te Modası

Michael Useem / Wharton Üniversitesi Öğretim Üyesi Uzakdoğu’ya, özellikle de Nepal’e yolculuğun son dönemde moda olduğunu duymuşsunuzdur. Bu bölgenin gizem ve felsefesinin de ilgide payı var. Anc...

1.01.2002 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Michael Useem / Wharton Üniversitesi Öğretim Üyesi

Uzakdoğu’ya, özellikle de Nepal’e yolculuğun son dönemde moda olduğunu duymuşsunuzdur. Bu bölgenin gizem ve felsefesinin de ilgide payı var. Ancak, Everest’te eğitim, son dönemin gözdesi oldu. Öncü kurum ise Wharton... Üniversitenin öğretim üyelerinden Michael Useem’in hazırladığı programa katılan MBA öğrencileri, Himalayalar’a tırmanıyor, Everest’te liderlik dersi alıyor. Useem, “Artık liderlik tanımı biraz daha net. Değişmedi ama çok daha net odaklandı. Neyin daha önemli olduğunu anladım” diyor.

Şöyle bir hafızalarımızı zorlayalım. Mutlaka hepimizin başından geçmiştir. Orta okulda, olmadı üniversitede... Havaların güzel olduğu günlerde, öğretmenlerimizi zorlayarak, dersi “dışarıda” yapmaya ikna etmişizdir. Bazen okulun bahçesinde, şanslı olduğumuz günlerde ise kırlarda... Özellikle de Anadolu’daki okullarda...

Eminim, “dışarıda” derken kimsenin aklından Everest ya da Ekvator’a gitmek geçmezdi. Daha çok okulun bahçesini kast ederdik! Hayal gücümüzü en zorladığımız zamanlarda yakındaki bir parka ya da kafeye gitmeyi önerebilirdik. O zaman, öğretmenler, bizleri dersi “kaynatmaya” çalışmakla suçlardı. Aslında bizler, sadece “ileri görüşlüydük.” Şimdilerde moda olacak bir akımı, daha o tarihlerde keşfetmiştik!

Bir anlamda şu anda Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden Wharton’un uygulamaya koyduğu sistemi, o tarihlerde öğretmenlerimize zorluyorduk. Oysa şimdi Wharton’da, MBA öğrencilerine bu tür programlar uygulanıyor, dersler için dağa, ormana gidiyorlar.

Örneğin, Wharton’ın MBA öğrencileri, her yıl öğretmenleri eşlinde Himalayalar’a, Ekvator’a gidiyor. Dağlara tırmanıyor ya da trekking yapıyor. Eğlenmek için değil, elbette. Öğrenim amacıyla. Wharton’daki profesörler öğrencilerini, liderliğin özünün ne olduğunu anlatmak ve hatta yaşatmak için dağa çıkarıyorlar.

Wharton Üniversitesi MBA bölümü öğretim görevlilerinden Michael Useem, Everest’e tırmanarak çok daha net bir liderlik tanımı edinildiğini belirtiyor. Üstelik Doğu’nun, özellikle de o bölgenin mistik felsfesiyle de yakından tanışıp, kendilerini geliştirme ve stres atma konusunda da katkı alıyorlar.

“Liderlik diğerlerinin ihtiyaçlarını, kendinizinkilerden önde tutmaktır” diyen Michael Useem, konu ile ilgili sorularımıza yanıtladı:

Himalayalar’a gitmenin ve Everest’e tırmanmanın hikayesi nedir?

Kısaca anlatmak gerekirse, MBA sınıfında liderlik ve takım çalışması kavramları üzerine yapılan bir girişim. Yedi yıldır öğrencilere liderlik ve takım çalışması becerilerini geliştirmeleri için yardım ediyoruz. Beş yıl önce bu geziyi yapmaya başladık. İki hafta ve iki gün sürüyor. Toplam 16 gün. MBA mezunları ve isterlerse arkadaşları veya eşleri katılabiliyor.

Buradaki deneyimi kullanarak liderlik ve liderlik ile ilgili sorunları ele alıyoruz. İki farklı faaliyet gerçekleştiriyoruz. Diğerlerinin, yani daha önce Everest’e tırmanmış olanların deneyimlerini ve geçmişlerini tartışıyoruz, konuşuyoruz. Tabi bunları anlatan pek çok kitaptan yararlanıyoruz. Buradaki liderlerin hangi yaptıkları doğruydu, hangileri yanlıştı? Bunu tartışıyoruz.

İkinci olarak, kendi kararlarımızı alarak bu çalışmanın bir konusu haline getiriyoruz. Günün sonunda bunlardan yola çıkarak liderlik ve takım çalışmasını konuşuyoruz. Her gün iki yeni kişiye, o gün için grubumuzu yönetmesini söylüyoruz. Bu şekilde liderlik sıra ile yer değiştiriyor. Her günün sonunda bu iki kişinin nasıl liderlik yaptığını, nasıl karar verdiğini ve takıma nasıl yardım ettiğini analiz ediyoruz.

Yani sadece tırmanmıyorsunuz? Aynı zamanda eğitim devam ediyor?

Aslına bakarsanız daha çok eğitim. Oldukça zor ve uzun bir yolculuk. Ama eğitim için ideal bir yer.

Tüm bu insanlar profesyonel dağcı mı? Ya da özel bir eğitim veriliyor mu, öncesinde?

Bizim yaptığımız sadece trekking. Yani teknik bir yanı yok. Çığ düşmesi gibi riskleri de içermeyen bir parkurumuz var. Bu nedenle oldukça güvenli. Gelenlerin çoğu ise daha önce trekking yapmış değiller. Bu da onlar için ayrı bir deneyim oluyor.

Bunun dışında, bir başa seyahat daha düzenliyoruz. Ekvator’a gidiliyor. O zaman teknik dağcılık bilgileri gerekiyor. Gelenleri önce eğitiyoruz. Birkaç gün sürüyor eğitim. Ekvator’a gelindiğinde, tırmanma konusunda bilinmesi gereken tüm teknik bilgileri öğreniyorlar. Ama onlar da daha önce tırmanmış değiller, elbette.

Ekvator’da yaptığınız bu tırmanma da liderlik için mi?

Evet. Aynı amaç için.

Peki bu tırmanma ve trekkinglerin içerdiği riskler için ne düşüyorsunuz?

Öğrenciler ciddi bir şekilde odaklanmak durumunda. Tabi biz risklerin minimuma indiğinden emin oluyoruz. Daima yanımızda bir doktor oluyor. Himalayalar’da sürekli olarak yanımızda bir oksijen makinesi ve yükseklikten dolayı hastalananlara yardımcı olacak bir cihaz taşıyoruz. Bir kurtarma ekibi var. Sürekli olarak bizi kontrol ediyor.

Geçtiğimiz dört yılda sadece bir kişiyi helikopter ile yollamak durumunda kaldık. Yükseklikten dolayı hastalandı. Bir sabah hep beraber kahvaltı ediyorduk. Bu arkadaşımız da kalkıp, bize katıldı. Kahvaltı bitince ayağa kalktı. Ama bir ayağı tutulduğu için yürüyemedi, düştü. Kısa bir süre içinde helikopter gelip onu aldı ve çok iyi bir kliniğe götürdü. Yani her türlü risk konusunda oldukça dikkatli davranıyoruz, önlemlerimizi alıyoruz. Riskler var ve biz öğrencileri bu konuda dikkatle uyarıyoruz. Ayrıca, Ekvator’da profesyonel dağcılar tarafından eğitiliyorlar. Ve bu profesyonel dağcılar bize rehberlik ediyor.

Bu gezileri her yıl yapıyorsunuz, yani?

Evet. Nepal’deki gezinin beşinci yılı. Her yıl için planlanıyor. Bir dahaki gezi için şimdiden 15 kişi kayıt oldu. 18 ay sonrası için dahi planımızı yaptık. Baharda da Ekvator’a tırmanacağız.

Himalayalar ve Ekvator özellikle seçtiğiniz yerler mi?

İkisinde de oldukça uzun yolculuklar yapmak durumunda kalıyoruz. Bu nedenle iyi bir soru. Daha önce Everest, K2’ye tırmanan pek çok kişi olduğu için oraları tercih ettik. Elimizde buralara tırmananların hikayelerini anlatan kitaplar vardı. Gitmeden önce herkese çeşitli kitaplar ve makaleler dağıtarak, bu dağlar keşfedilirken yaşanılanları öğrenmelerini sağlayabiliyoruz. Himalayalar hakkında çok iyi bilgi bulmak mümkün. İkinci neden ise, orada yaşanacak deneyim. Oldukça güzel yerler.

Buraları tercih etmeniz de Asya felsefelerinin etkisi oldu mu?

Bir açıdan, evet. Bu bölgelere giderek oradaki yerel felsefeleri tanıma fırsatı da buluyoruz. Gittiğimiz bölge, genel olarak Budist’lerin bulunduğu bir bölge. Nepal’in büyük kısmı Hindu ama orası Budist.

Geziler sırasında Şef Lama, Dalay Lama’nın yerel temsilcisi, ile görüşüyoruz. Budist felsefesini anlatıyor. Budizm’deki liderlik kavramlarını ve anlayışını aktarıyor. Bize göre, aynı zamanda bu kültürler arası deneyim çok yi oluyor. Liderlik açısından da kişisel gelişim açısından da.

Everest’ tırmandıktan sonra “liderlik” tanımınız değişti mi? Nasıl?

Sanırım, tanım artık biraz daha net. Değişmedi ama çok daha net odaklandı. Neyin daha önemli olduğunu anladım. Harekete geçme konusunda kararlı olmanın önemini anladım. Gerektiğinde kesinlikle ertelenmemesi gerektiğini öğrendim.

Öğrencilerden biri rahatsızlanınca, hızlı bir şekilde hareket etmemiz ve helikopteri çağırmamız gerektiği çok açıktı. Diğer bir durumda ise, günün erken saatlerinde Everest’te merkez kamplardan birine vardık. Kendi kampımıza varmak için 10 saatlik bir yol gitmemiz gerekiyordu. Ama orada hızla karar verdik ve yola koyulduk. Ancak, o şekilde güvende olacaktık. Yani liderliğin, mevcut durumu hızla değerlendirmek ve karar vermek olduğunu iyice anladık.

Everest’e gitmenizin tek nedeni liderlik için eğitim miydi? Yoksa başka nedenler de var mıydı?

Sanırım, bu gezilere katılan herkes aynı zamanda çevrenin güzelliğinden de etkilendi. Aynı zamanda kişisel olarak karşılaşacakları riskler de bu işi çekici kıldı. Bunlar da etkili oldu.

Liderliği öğrenmenin daha kolay bir yolu yok mu?

Elbette, başka yollar da var. Onları da kullanıyoruz. Ekvator ve Everest’in dışında Amerika’da da bir takım programlar düzenliyoruz. Bir iki günlük programlar olabiliyor. Bunlar çok daha farklı oluyor. Dağlara çıkmıyoruz, örneğin. Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin Washington, D.C.’deki liderlik eğitim merkezine gidiyoruz. Her yıl 90 öğrencimizi alıp 1,5 gün bu merkeze gidiyoruz. Kısa sürüyor. Ama çok etkili.

“YAPTIKLARINIZI SORGULAYIN”

Bu deneyimlerden çıkardığınız liderlikle ilgili dersler nelerdir? 

Pek çok şey öğreniyoruz. Ama benim, liderlik ve takım çalışması açısından öğrendiğim en önemli şey; liderlik ve takım çalışması ile ilgili deneyimler sizi entelektüel ve fiziksel olarak zorlamalı. Aynı zamanda yaşadığınız deneyimler sizin için kendi liderliğiniz hakkında geri bildirim sağlar. Sadece tırmanmaktan ibaret olmamalı, yani.

O günün sonunda kendi liderliğinizi ve takım çalışmanızı nasıl geliştirebileceğinizi ve bunu sorgulama yöntemini öğreniyorsunuz. Öğrenciler, sonunda, çok fazla şey öğrendiklerini söylüyorlar. Bunu kendi kendilerine yaptıkları için unutmaları mümkün değil. Yani kendinizi sorgulamak çok önemli. Herkes Everest’e tırmanma şansına sahip olamayabilir.

“YUKARI DOĞRU LİDERLİK YAPIN”

Michael Useem, yaşadıkları deneyimler sayesinde liderliğin gerçekten ne olduğunu sorguladıklarını anlatıyor. Everest’ten kendileri kadar liderlik anlayışlarının da etkilendiğini belirtiyor:

BİLDİKLERİNİZ PEKİŞİYOR. Bu oldukça önemli. Bu gezilerde insanların kendi kişisel liderlik ve takım çalışması yaklaşımlarını oluşturmasını sağlıyoruz. İnsanların ortak olarak edindiği bir takım dersler var. Bu dersler genel olarak yeni düşüncelerin keşfi şeklinde değil. Daha çok bilinen düşüncelerin ciddiyetini ve önemini anladıkları dersler. Örnek vermek gerekirse, böyle bir gezide liderlik edince bazı günler fiziksel olarak çok yorucu olabiliyor. Yine de kendi fiziksel sağlığınızı ikinci plana koymanız gerekiyor.

YAŞAYARAK ÖĞRENİYORSUNUZ. Bunu tırmanmadan önce de biliyordum ama orada birebir yaşayarak görüyorsunuz. Kendinizi öyle bir durumun içinde buluyorsunuz ve böylece test ediyorsunuz. Çok yükseklere çıktığımızda fiziksel olarak sarsılabiliyorsunuz. Ama lider olarak herkesin güvende olduğundan, yemeğin yenildiğinden, kampın hazırlandığından emin olmalısınız. Ne kadar yorgun olursanız olun... İkinci olarak, ben ve diğerleri çok önemli bir şey daha öğrendik. Liderlik altınızda görev yapan insanlara görev dağıtmak, onları seferber etmektir. Ama aynı zamanda gerçek liderlik sizin üstünüzdekilere de odaklanmaktır.

YUKARI DOĞRU LİDERLİK. Yukarı doğru liderlik etmek durumundasınız. Bu çok önemli. Ayrıca, Everest’e yaklaştığımız zaman, bir dağcı 1996 yılında bir günde 6 kişinin öldüğü felaketi anlattı. Bu insanlardan bir tanesi, liderleri “yukarı doğru liderlik” yapamadığından öldü. Çünkü, lider o dağcının hasta olduğunu gördüğü halde yardım etmedi. Yukarı doğru liderlik yapmak kavramı üzerine daha önce düşünmemiştim.

Bunun ne kadar önemli olabileceğiniz fark ettim. İnsanlar ofislerine geri döndüğünde, üslerine yardım etmeye daha fazla odaklandıklarını anlatıyorlar. Stratejik olarak yardım etmeye çalışıyorlar. Bu sizin liderliğinizin bir parçası.

Michael Useem, Everest’te yaşadıkları deneyimler sonucunda liderlik hakkında dört ana ders çıkardıklarını söylüyor. Bu dört ana ders şu şekilde:

LİDERLER GRUBUN İHTİYAÇLARI TARAFINDAN YÖNLENDİRİLMELİ. Grup lideri olarak kendi isteğiniz ya da ihtiyacınızı bir kenara bırakmak zorundasınız. Grubunuzun mevcut durumunu çok iyi analiz ederek, ihtiyaçlarını belirlemelisiniz. Daha sonra bu ihtiyaçları optimum şekilde karşılayacak biçimde hareket etmelisiniz.

ANINDA KARAR VERMELİ VE UYGULAMALISINIZ. Durum ne olursa olsun, lider olarak karar vermek sizin göreviniz. Bazen hızlı karar vermek zordur. Ama çoğu zaman, anında verilen kararlar daha doğrudur. Anında karar verip, uygulamaya koymak çok önemli.

EĞER SÖYLEDİKLERİNİZ BİRBİRİNİ TUTMUYORSA, KONUŞMAYIN. Liderlerin en çok yaptığı hatalardan biri söylediklerini unutmalarıdır. Daha önce söylediğiniz bir şey, şimdi söylediğinizle çelişirse nasıl bir lider olursunuz?

YUKARI DOĞRU LİDERLİK ETMEK ZOR OLABİLİR. Yukarı doğru liderlik yaparken yanlış yaptığınızı hissedebilirsiniz. Bu durumlarda dahi yaptığınız liderlik doğru olabilir. Bunun ayrımı çok önemlidir. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz