Sınır tanımayan inovasyon dönemi

MOHANBIR SHAWNEY'e göre,artık şirketler fikrin ne kadar çok olduğuyla değil,kalitesinin ne olduğuyla ilgilenmeye başladı

1.08.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Sınır tanımayan inovasyon dönemi
“ŞİRKETLER dünyanın tüm zeki çalışanlarını tek bir çatı altında bulunduramayacaklarını anladı. Öte yandan AR-GE departmanı da pahalı hale gelmeye başladı. İşte bu gelişmeler farklı bir kavramı doğurdu: Sınır tanımayan inovasyon. Dışarıdan gelecek olan fikirlere, yeni teknolojilere ve ürünlere kapılarını açan şirketler artık hızlı ve global olmaya her zamankinden daha yakın.” Bu saptama Profesör Mohanbir Shawney’e ait. Shawney, inovasyon konusunda son yılların en başarılı akademisyenlerinden. İş dünyasında büyük yankılar uyandıran “Collaborating with Customers to Create” (Yaratmak için Müşteriyle Ortaklık Yapın) ve “The Global Brain: Your Roadmap for Innovating Smarter and Faster in the Networked World” (Global Beyin: Network’leşmiş Dünyada Daha Hızlı ve Zekice İnovasyon Yapmanın Yol Haritası) kitapları da Shawney imzalı.  İnovasyonun yaşadığı gelişme sonucunda sınır tanımaz bir pozisyona ulaştığını belirten Shawney, “İnovasyon yapmak eskisi kadar kolay değil. Global rekabet arttıkça network kurmak, dışarıdan gelen fikirleri değerlendirmek, bu fikirleri kurgulamak ve hızlı bir şekilde aksiyona geçmek daha da önemli hale geldi” diyor.  Sınır tanımayan inovasyon kapsamında şirketler, global bir network oluşturuyor ve bu network’ten gelen tüm fikirlere kapılarını açıyor. Fikrin sayısından çok kalitesini ve ticari başarısını kriter alıyor. P&G, Apple, IBM, Kraft ve Cisco gibi yenilikçilik konusunda öne çıkmış dünya devlerinin sınır tanımayan inovasyonun başarılı birer uygulayıcısı olduğunu ifade eden Shawney, bu şirketlerin hedeflerine göre çeşitli modeller uyguladığını söylüyor. Sistemi kullanmak isteyenler için de şu tavsiyede bulunuyor: “Organizasyonel ve operasyonel olarak kendilerini hazır hissetmeliler. Başarı elde edebilmek için ilk olarak doğru inovasyon modellerini seçmeliler.”bProfesör Mohanbir Shawney, sınır tanımayan inovasyon kavramını ve bu kavramın şirketlerin başarısındaki rolünü Capital’e anlattı:

Capital:
Dünyanın en büyük uluslararası şirketleri, teknolojik gelişmeleri takip ederek global iş network’lerini ve rekabet stratejilerini oluşturmaya çalışıyor. İşte tam bu noktada da “sınır tanımayan inovasyon” kavramı ortaya çıktı. Sınır tanımayan inovasyondan ne anlamalıyız?
Sınır tanımayan inovasyon kavramı, şirketlerin dünyanın tüm zeki çalışanlarını kendi bünyelerinde çalıştıramayacaklarını anladıklarında ortaya çıktı. Bu büyük şirketler, dünyanın en iyi fikirlerine her zaman sahip olamayacaklarını anladı. Rekabet, her geçen gün yoğunlaştıkça şirket içinde oluşturulan AR-GE departmanı ve AR-GE’nin tamamı çok daha pahalı hale gelmeye başladı. Şirketler, daha fazla dışarıdan gelecek fikirlere, yeni teknolojilere ve yeni ürünlere odaklanmaya başladı. Aslında olması gereken şeyin fikrin kalitesi olduğuna karar verdiler. Fikrin sayıca ne kadar çok olduğuyla değil, kalitesinin ne olduğuyla ilgilenmeye başladılar. İşte sınır tanımayan inovasyonun ardındaki gerçek bu. Tüm dünyada yaratıcılığı, uzmanlığı ortaya çıkarmak ve bu yolla inovasyon sürecini geliştirmek şirketler için çok önemli hale geldi. Sınır tanımayan inovasyon, hızlı ve çok fazla global olmak durumunda.

Capital: 
Şirketlerin sınırsız inovasyonu başarılı uygulaması için ne yapması gerekiyor?
-  Sınır tanımayan inovasyon yeni fikir, ürün ve teknoloji konularında şirketlerin erişim kabiliyetini çok büyük oranda artırır. Gelen inovasyonun kalitesi ve erişim hızı, inovasyonu elde eden şirketi tüketicilerin karşısına çıkarır. Tüketicilerin karşısına inovatif fikirler ve o fikrilerin oluşturduğu ürün ve hizmetlerle çıkmak çok önemli. InnoCentive kurumunu düşünün. InnoCentive, 2001 yılından itibaren şirketleri, akademik enstitüleri, sektörleri ve kâr gütmeyen kuruluşları bir araya getiriyor, onların birbirleriyle fikir alışverişinde bulunmalarını sağlıyor. 200 binin üzerinde dünyanın en zeki beynini bir araya getiriyor.  Bu network, 175 ülkeyi içinde barındırıyor. Bu kişiler, dünyanın önemli sorunlarına nasıl çözüm getirebilecekleri konusunda fikir paylaşımı gerçekleştiriyor. Bu açıdan bakıldığında hiçbir şirket, bu kadar zeki beyni bir araya getiremez. Artık şirketler için sınır tanımayan inovasyon bir ihtiyaç. Bu ihtiyacı kendi bünyelerinde karşılamalarına imkan yok. Global rekabetin artması şirketleri sınır tanımayan inovasyonu kullanmaya zorladı. Şirketler, artık şirket odaklı değil, network odaklı stratejileri benimsiyor. ~

Capital:  Network odaklı stratejilerden biraz bahseder misiniz?
-  Network kurmak günümüzde çok önemli hale geldi. Şirketler için de kritik önem taşıyor. İnovasyon yapmak eskisi kadar kolay değil. Şirketler globalleştikçe ve global rekabet arttıkça network kurmak, dışarıdan gelen fikirleri değerlendirmek, bu fikirleri kurgulamak ve hızlı bir şekilde aksiyona geçmek daha da önemli hale geldi. Şirketler dışarıdaki dünyadan haberdar olmalı. İş yapışlarından, değerlendirme metotlarına kadar dışarıdaki dünya gözlenmeli. Sadece bununla da kalmamalı. Kurulan network ile sosyal bilgi paylaşımı içine girilmeli. Şirketler kültürlerinde birtakım değişiklikler yapmalı. Örneğin “Burada icat edilemez” ya da “Biz herşeyi biliyoruz” gibi düşüncelerden kendilerini korumalılar. Var olan fikirlerin kendilerine uyup uymadığı konusunu iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Organizasyonların yönetim şekli birbirinden çok farklı. Bu yönetim şekline uygun fikirleri değerlendirme süreçleri de farklı olmalı.

Capital: 
Neden şirketler sınırsız inovasyona ihtiyaç duyuyor? Hangi ihtiyaçlar şirketlerin sınırsız inovasyon kullanmasını gerekli kılıyor?
Dell, Kraft, Sony ve 3M gibi büyük şirketler, son yıllarda tutarlı büyüme konusunda bazı zorluklar çekmeye başladı. Maliyet avantajı sağlama, birleşme ve satın alma konuları gözden düştü. Özellikle dünyanın en büyükleri olan Time Warner ve AOL veya Daimler ile Chrysler birleşmelerinde yaşanan başarısızlıklar sonucu şirketler yeniden düşünmeye başladı. Birçok CEO, inovasyonun tutarlı ve kârlı büyümede çok önemli kilometre taşı olduğu konusunda hemfikir. Ayrıca Bain&Co’nun yaptığı CEO araştırmasında ankete katılanların yüzde 86’sı, inovasyonun şirket birleşmelerinden ve satın almalarından çok daha önemli olduğunu ve uzun vadede şirketin büyümesinde çok kritik rol oynadığını düşünüyor.

Capital:
  Sınır tanımayan inovasyonu kullanmak şirketlere ne tür avantajlar sağlıyor?
Network kurmak artık her şeyi değiştiriyor. AR-GE bütçesinin artması, bu büyük değişimde çok önemli rol oynuyor. Batılı ülkeler, Çin ve Hindistan’daki teknoloji uzmanlarına ulaşmaya çalışıyor. Çünkü bu sayede AR-GE bütçesini oldukça düşürebiliyorsunuz. Maliyetin dışında, dünyanın dört bir yanından gelen fikirler doğrultusunda çok önemli ürünler geliştirebiliyorsunuz. Tabii bu durum, şirketi global rekabette öne çıkarıyor.
Örneğin Netflix Prize şirketini düşünelim. Netflix, DVD’leri müşterilerine internet aracılığıyla satan DVD kiralama şirketi. NetFlix’in en önemli algoritması, CineMatch denilen sistemi. CineMatch, müşterilerine DVD öneren bir sistem. Sistem abonelere daha önce izledikleri filmlere göre hoşlanabilecekleri DVD’leri öneriyor. NetFlix bu önerme algoritmasını daha da geliştirmek isteyince bir yarışma başlattı. Yarışmaya 150 ülkeden 20 bin takım katıldı. Kazanan “BellKors Pragmatic Chaos” takımı 1 milyon dolar ödülün sahibi oldu. Bence bu sınır tanımayan inovasyonun gücüne örnek verilebilecek en güzel örneklerden biri. NetFlix gibi küçük bir şirket dünyanın dört bir yanından gelen fikirle bu şekilde başarıyı yakaladı.

Capital: 
Gelecekte sınır tanımayan inovasyon nasıl olacak? 
Gelecekte sınır tanımayan inovasyon çok daha uzmanlaşacak. Sınır tanımayan inovasyon stratejilerini organize edebilmek için farklı şirketler, farklı süreçlere ihtiyaç duyacak. Örneğin bazı şirketler, daha kontrollü araştırma yaparken bazıları açık inovasyon ekosistemi yaratmak isteyecek. Sınır tanımayan inovasyon modelini “Global Beyin” kitabında belirlemeye çalıştık. Gelen fikirlerin patent ve lisanslama konuları da ayrıca incelenmesi gereken konulardan biri. Örneğin IBM, Açık Kaynak Yazılım Hareketi ile orada üretilen yazılımdan para kazanmıyor. O fikri veren kişilere gidiyor. Yani şirketlerin, sınır tanımayan inovasyon hizmetinden gelen inovatif ürünlerden nasıl para kazanacaklarını düşünmesi gerekiyor. ~

Capital:
Şirketler sınır tanımayan inovasyon süreçlerine nasıl hazırlanmalı?
Birincisi organizasyonel olarak kendilerini hazır hissetmeliler. Network odaklı çalışma sistemleri oluşturulması ve çalışanların da buna uyum göstermesi gerekiyor. İkincisi operasyonel olarak inovasyon sürecine hazırlıklı olmak şart. Diğer taraftan şirketin başarı birimi de çok önemli. Şirketlerin doğru network ile çalışanlarını ve iş ortaklarını doğru stratejiye yönlendirmesi gerekiyor. Tabii başarı elde edebilmek için ilk olarak doğru inovasyon  modellerini seçmeliler.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz